Tarihi baştan yazan Göbeklitepe’ye, Göbeklitepe Gezi Rehberi ile yakından bakalım. Mezopotamya toprakları, bu sefer de köklü geçmişi ile büyülüyor. Tarihin en eski noktasının önemi ve değeri büyük elbette. Bu yazımda Göbeklitepe‘nin öneminden bahsedip, gezmeyi planlayanlar için faydalı olabilecek bilgiler paylaşacağım.
1.Göbeklitepe Gezi Rehberi | Göbeklitepe’yi Tanıyalım
12 bin yıllık geçmişi ile, tarihin sıfır noktası olarak kabul ediliyor ve dünyada bilinen en eski yerlerden bile daha eski bir geçmişe dayanıyor. Yerleşim yeri olarak değil, tapınak olarak kullanıldığı biliniyor Göbeklitepe’nin. Büyüleyici anıtsal mimarisiyle de, 2018 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi‘ne giren Göbeklitepe için, Türkiye’de ise 2019 yılı ’’ Göbeklitepe Yılı” ilan edildi.
Peki neden önemli? Henüz küçük bir bölümü açığa çıkarılan, gelişmeye gebe ve köklü geçmişiyle insanlık tarihini değiştiren bir yer burası. Dünyanın bilinen en eski yerlerinden bile eski ve aynı zamanda en büyük tapınma merkezi olarak kabul edilen Göbeklitepe’de, dinsel inanışın yerleşik yaşama geçişteki etkisi göz önüne seriliyor. Sınırlı kazılarla bile, Neolitik Çağ’la ilgili pek çok bilgiyi altüst etti.
2. Göbeklitepe’ye Nasıl Gidilir?
Şanlıurfa Örencik’te bulunun Göbeklitepe, merkeze yaklaşık 20 km mesafede bulunuyor. Konumu burada bulabilirsiniz. Toplu taşıma ile ulaşım da mümkün. Eğer rotanızda yakındaki iller de varsa, araba ile
Mardin’den yaklaşık 3 saat
Adıyaman’dan yaklaşık 2 saat
Gaziantep’ten yaklaşık 2 saat
Diyarbakır’dan ise yaklaşık 2.5 saat sürüyor.
3. Göbeklitepe’nin Keşfi
İlk kez 1963 yılında arkeolojik bir alan olarak, Türk ve Amerikan bilim adamları tarafından yapılan bir yüzey araştırması sırasında tespit edilmiş. 1980 yılında Peter Benedict tarafından, bu çalışmayla ilgili sonuçlar yayımlanmış.
1995 yılında ise esas kazılar Alman arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt tarafından başlatılmış. Göbeklitepe kazılarında Dr. Schmidt’in 2014’deki ölümüne dek, yani 20 yıllık süre boyunca emekleri çok büyük.
Göbeklitepe; avcı-toplayıcı yaşamı, tarım ve hayvancılığa geçişi, tapınak mimarisi ve sanatın doğuşunu anlamamıza önemli katkılar sağlayan bir alan. M.Ö. 8 bin dolaylarına kadar kullanılırken, bundan sonra terk edildiği düşünülüyor. Teorilerden bir tanesine göreyse, geç keşfine rağmen günümüze korunmuş halde gelmesinin nedeni, insan eliyle gömülmüş olabilmesi.
4. Göbeklitepe Eserleri
Dr. Schmidt’in kazılarında, bölgede kireçtaşı platonun üzerinde 20’den fazla anıtsal yapı keşfediliyor. Tabi kazılar devam ettiği için yeni yapılar da keşfedilmeye devam ediyor.
Göbeklitepe’ nin en ilgi çeken bulguları “T” hayvan figürlü formlu anıtsal dikilitaşlar. Neolitik döneme ait boyları olan dikilitaşlar, 3-6 metre uzunluğunda ve ağırlıkları da 40-60 ton. 10 – 12 tanesi dairesel planda, ortada bir çift karşılıklı büyük dikilitaşı çevreleyecek şekilde dizilerek araları taş duvarlar ile örülmüş ve kapalı mekanlar oluşturuyorlar.
Bu kapalı mekanlar anıtsal tapınak olarak anılıyor. Bölgede ayrıca, 8 – 30 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli tapınak kalıntıları, insan heykeli olduğu düşünülen heykeller de mevcut.
Şu ana kadar yapılan kazılarla bu alanların henüz 6 tanesi ortaya çıkmış olmasına rağmen, jeomanyetik ölçümlerle en az 15 alan ve 200’den fazla dikilitaş daha olduğu düşünülüyor.
Tabi tüm bu değerli eserlerin, gün yüzüne çıkarılması için yaklaşık 150 yıl gibi bir zaman biçiliyor. Bu yapıların ileri düzey mimariye sahip olmaları, Neolitik Çağ’da henüz hayvanları evcilleştirmediği, metal aletler bir yana çanak çömleğin bile olmadığı dönemde, insanların düşünülenin aksine ne kadar gelişmiş olduklarını büyüleyici biçimde gözler önüne seriyor.
A, B, C ve D olarak bölümlendirilen kazı alanı, sergilenen alanları görebilmeniz için yürüyüş yolu ile çevrili. Ve eserlerin zarar görmemesi için dev bir çadırla kaplı. En meşhur ve en iyi korunmuş olan yapı, D yapısı. Buranın bir diğer önemi de tarihte ilk buğdayın Göbeklitepe civarında ortaya çıkması.
5. Göbeklitepe Bonus – Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi
Arkeolojik alanda, Göbeklitepe hakkında daha detaylı bilgiler için, kazı başkanı Prof. Klaus Schmidt’in Göbeklitepe: En Eski Tapınağı Yapanlar kitabını ve Levent Sepici’nin Göbeklitepe kitabını alabilirsiniz. Bir de hazır gelmişken, Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’ni de mutlaka gezin derim.
Kazı alanında geniş bir alan koruma altında olduğu için araçları biraz daha geriye park etmeniz gerekiyor. Otopark mevcut ama özellikle tatillerde çok kalabalık oluyor. Bu durumda, yol boyu araç parkı yapılıyor. Aracınızı park ettikten sonra, girişte sol tarafta kalan sergi alanına mutlaka uğrayın.
Burada National Geographic’in Göbeklitepe ile ilgili yaptığı kısa filmi izleyip, eserlerin bazılarını yakından görebilirsiniz.
Kazı alanına girmek için girişten kalkan servisler var, çok kısa bir yolculukla sizi yukarıya, ana eserleri göreceğiniz yere çıkarıyorlar. Aslında mesafe kısa ama koruma alanı olduğu için yürümek yasak.
Müze kart geçerli. Müze kartı olmayanlar için 2021 yılı giriş ücreti 55 TL. Aslında burası çok büyük bir alan ama kazı çalışmalarının bitip gün yüzüne çıkarılan kısmı küçük. Bu nedenle, yaklaşık 1 saat içerisinde gezinizi tamamlayabiliriiniz.
Bonus: Şanlıurfa ile ilgili yazılarımıza buradan Şanlıurfa Gezi Rehberi, Şanlıurfa’da Ne Yenir? ulaşabilirsiniz. Mardin ile ilgili yazılarımıza da buradan 2 Günde Mardin Gezi Rehberi, Mardin Gezilecek Yerler ulaşabilirsiniz.
Hafta sonu rotaları ile ilgili de Panayır İskelesi Koyu, Bolu Gölcük Tabiat Parkı, Poyrazlar Gölü, Sülüklü Göl, İğneada, Kaz Dağları , Yuvacık, İnönü Yaylası , Düzce Şelaleleri yazılarımızı okuyabilirsiniz.
Şimdiden iyi ve sağlıklı tatiller dilerim.
Sorularınız ve ayrıntılı bilgi talepleriniz için bana melisderyaokur
Diğer yazılarıma da buradan mdo ulaşabilirsiniz.
Sağlıkla kalın, güzel günlere…
Melis