Tarihi Ahi Kenti
Sonbahar geldi kış kapıda. Artık maviliklere uzanıp güneşin tadını çıkaramıyoruz. O yüzden bu sefer rotamızda harika bir sonbahar destinasyonu var. Birbirinden güzel Osmanlı evleriyle, buram buram tarih kokan sokaklarıyla, doğasıyla, insanıyla zamanın yavaşladığı Anadolu’nun şirin ilçesi Mudurnu. Evet, zaman burada tam anlamıyla aheste akıyor. Bu nedenledir ki Mudurnu Türkiye’nin 18 sakin şehrinden (Cittaslow) biri. Hem tarihi hem de doğayı aynı anda keşfedebileceğiniz Mudurnu ayrıca tam bir hafta sonu kaçış rotası. Hadi o zaman lafı fazla uzatmadan sakin şehir Mudurnu’yu keşfetmeye başlayalım. Karşınızda Mudurnu Gezi Rehberi…
Cittaslow (Sakin Şehir) Nedir?
Mudurnu’nun en önemli özelliklerinden biri sakin şehir olması. Peki, nedir bu sakin şehir ya da Cittaslow? Kelime kökeni İtalyanca citta (şehir) ve İngilizce slow (yavaş) kelimelerinin birleşmesinden türetilmiş Cittaslow, “sakin şehir” anlamını taşıyor. Ve cittaslow 1999 yılında İtalya’da kurulmuş, uluslararası bir belediyeler birliği hareketi. Cittaslow (sakin şehir) insanların birbiriyle daha çok iletişim kurduğu, doğasına, tarihine, el sanatlarına, gelenek ve göreneklerine sahip çıkan; trafiğin, sanayinin ve alt yapı sorunlarının olmadığı şehirler için kullanılıyor. Mudurnu da tüm bu özellikleri taşıdığı için sakin şehirler listesine 2018 yılında dahil olmuş. Türkiye’nin diğer Cittaslow şehirlerini öğrenmek için Citta Slow Türkiye yazımıza göz atabilirsiniz.
Mudurnu Nerede ve Nasıl Gidilir?
Bolu’nun şirin ilçelerinden biri olan Mudurnu, il merkezine 52 kilometre uzaklıkta yer alıyor. İstanbul’a 244 kilometre, Ankara’ya yaklaşık 244 kilometre uzaklıkta bulunuyor. İstanbul’dan gelenler Anadolu otoyolunu kullanarak Mudurnu’ ya ulaşabilirler. Ankara yönünden gelenler için ise iki seçenek mevcut. Birincisi Bolu üzerinden otoyolu kullanarak Mudurnu’ya ulaşmak. İlk seçeneği tercih ederseniz yol biraz uzamış oluyor ama en azından rahat bir yoldan gitmiş oluyorsunuz. Diğer seçenek ise Ayaş – Beypazarı – Nallıhan istikametinde devam ederek Mudurnu’ya ulaşmak. Benim önerim tabii ki ikinci seçenek ama yol daha kısa sürdüğü için değil. Nallıhan’da bulunan görünce başka bir gezegene ışınlanmış hissine kapılacağınız Nallıhan Kuş Cenneti’ni ziyaret etmeniz için. Eğer önerimi dinleyip burayı rotanıza dahil etmek isterseniz Nallıhan Kuş Cenneti yazımıza göz atmayı unutmayın.
Mudurnu Tarihi – Mudurnu Gezi Rehberi
Mudurnu antik dönemlerden bu yana birçok uygarlığın izlerini taşımakla beraber bilinen ilk yerleşimcileri Prohititler. Zamanında Bitinya, Frigya, Lidya, Pers, Roma, Bizans egemenliği altında olan Mudurnu’ya ilk Türkmen yerleşimleri 1078 yılında Süleyman Şah zamanında başlamış. I. Haçlı seferleri sonrasında Selçuklu egemenliğinden tekrar Bizans egemenliği altına girmiş. Bir dönem tekfurlar yönetimindeyken Bursa Rum tekfurunun kızının adına şimdiki yerleşimin doğusunda bir kale yapılmış. Zamanla kale etrafında gelişmeye başlayan kent adını da Matarni isimli tekfurun kızından almış. Matarni ismi sonraları nesilden nesile söylene söylene Modrones, Moderna, Mudurlu gibi değişimlere uğramış ve şimdiki halini yani Mudurnu’yu almış.
Mudurnu 1307 yılında Osmanlı egemenliği altına girmesiyle birlikte Tarihi İpek Yolu üzerinde en önemli duraklardan biri olmuş. Mudurnu’nun bir diğer önemli özelliği ise ahilik geleneğini asırlardır sürdürüyor oluşu. Bu nedenle Mudurnu, 2015 yılında “Tarihi Ahi Kenti” adı ile “UNESCO-Dünya Kültürel Mirası” geçici listesine alınmış. Anadolu’da Türk egemenliğinin ve kültürünün gelişme sürecinde önemli rol oynayan ahilik bir Osmanlı geleneği ve dini felsefesi aslında. 14. yüzyıldan itibaren Mudurnu’nun her bir köşesinde varlığını sürdüren ahilik geleneğinin yansımaları da açıkça görülüyor. Tarihi çarşıda cuma günleri Esnaf Duası (Bereket Duası) geleneği 700 yıldır hala devam ediyor.
Mudurnu, Kurtuluş savaşında Kuvay-ı Milliye’nin kalesi olmuş ve cumhuriyetin kurulmasına büyük destekler vermiş. Öyle ki 24 Ekim 1920 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk Mudurnu halkına bir telgraf göndermiş ve “Sevgili Mudurnulular Kurtuluş Savaşının en zor günlerinde Kuvay-ı Milliye’ye verdiğiniz destek ve gösterdiğiniz kahramanlığa teşekkür ederim.” sözleriyle Mudurnu halkını onurlandırmış.
Mudurnu’da Gezilecek Yerler – Mudurnu Gezi Rehberi
Mudurnu Evleri
Kentsel sit alanı ilan edilen Mudurnu’da 207 konut, 20 dini kültürel yapı, 2 askeri yapı, 2 doğal anıt, çeşme ve hamam olmak üzere toplam 231 adet mimari yapı mevcut. Genellikle iki ya da üç katlı olan Mudurnu evlerinin zemin katlarında depolar, kiler, hizmetçi odaları, mutfaklar ve geleneksel günlerde ailenin birlikte yemek yediği fırın odaları bulunuyor. Odalar, bir sofanın etrafında sıralı ve odaların içinde ocaklar, yüklükler sedirler yer alıyor. Giriş katlarında kiler, mutfak, su sarnıçları; üst katlarda ise avlu ya da sofa etrafında oturma, yeme, yatma amaçlı odalar yer alıyor.
Osmanlı kasabası olması sebebiyle evler ilk etapta Safranbolu ve Göynük’ü andırsa da bence her kentin ruhu başka. Mudurnu’da tarihi dokusunu korumayı başarmış Osmanlı evleri zarafetiyle kendisine hayran bırakıyor. Bir yandan tarihi evler ahşap işçiliğinin birbirinden güzel örneklerini sergilerken Mudurnu’da sokaklar buram buram tarih kokuyor. Ve güzeller güzeli beyaz renkli, kiremit çatılı ahşap evler arasında dolaşırken zamanda yolculuğa çıkıyorsunuz.
Saat Kulesi – Mudurnu Gezi Rehberi
1890 – 1891 tarihlerinde ahşap olarak yapılan saat kulesi 1900 yılında yangın geçirmiş ve orijinal kule yangında maalesef yok olmuş. 1905 yılında aynı noktada bir kule daha inşa ettirilmiş ve kule Mudurnu Hapishanesi’ndeki mahkumlara yaptırılmış. Saat kulesinin dış cephesinin ahşapla kaplanması ise 1990’dan sonra olmuş.
Mudurnu Yıldırım Beyazıt Camii
Mudurnu’nun merkezinde bulunan cami; medrese ve hamamdan oluşan bir külliye içerisinde yer alıyor. Yıldırım Beyazıt’ın Bolu şehzadeliği döneminde yapılan camii 1374’den beri ayakta ve ibadete açık. Ayrıca Yıldırım Beyazıt Camii, Osmanlı erken dönem mimarisinin en önemli örneklerinden biri.
Mudurnu Kanuni Sultan Süleyman Camii
Mudurnu’nun merkezinde yer alan camii 1546 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmış. Zaman içinde geçirdiği onarımlarla orijinal görünümünü kısmen yitirmiş. Halk arasında söylentiye göre ise Kanuni Sultan Süleyman, camiinin büyüklüğünü yeterliği bulmadığı ve beğenmediği için kapısına kilit vurdurmuş. Camii ancak ölümünden 50 yıl sonra ibadete açılabilmiş.
Mudurnu Armutçular Konağı
Mudurnu’da evlerin içini merak edenler ve görmek isteyenlerin ziyaret etmesi gereken yerlerden biri Armutçular Konağı. 1840’lı yılların başında Karaçayırlar ailesi tarafından yapılan konak 1949 yılında Armutçular ailesine geçmiş. Dört katlı olan konak 17 oda, 4 büyük salon ve bir büyük sofadan oluşuyor. Barok mimariye sahip konağın ahşap oymaları, tavan süslemeleri ve kapı tokmağı dikkat çeken özelliklerinden.
Mudurnu’da diğer görülmeye değer konaklar ise Keyvanlar Konağı, Kazanlar Konağı, Yarışkaşı Konağı, Hacı Abdullahlar Konağı, Fuatbeyler Konağı, Hüsnü Çavuşlar Konağı.
Şehriman (Şeyh-ül Umran)Tepesi
Mudurnu’yu bir de tepeden görmeye ne derseniz? Bunun için aracınızla “Şehriman (Şeyh-ül Umran )Tepesi ” tabelasını takip etmeniz gerekiyor. Tepeye vardığınızda sizi etrafı ağaçlarla çevrili Mudurnu’nun panoramik manzarası karşılıyor.
Bu tepede ayrıca iki önemli zatın mezarı yer alıyor. Biri tepeye adını veren Şeyh-ül Umran (Umran Sülüst) diğeri ise Kurtuluş Savaşı zamanında Kuvay-ı Milliye’ye büyük destekler veren Filibeli Hacı Hafız Mehmet Tevfik Efendi. Filibe’de doğan Hacı Tevfik Efendi, Filibe’nin işgali üzerine hicrete mecbur kalarak önce Dersaadet’e sonra da Mudurnu’ya Yıldırım Beyazıt Camii’ne ikinci imam olarak gelmiş. Filibeli Hoca olarak da bilinen Hacı Tevfik Efendi daha sonra Mudurnu Müderrisliği’ne getirilmiş. Zamanında Filibe’de düşman zulmünü, yapılan kıyımları gördüğü için de Kurtuluş Savaşı döneminde Kuvay-ı Milliye lehine halka telkinlerde bulunmuş. Hatta asileri ikna etmesi için Düzce’ye gönderilmiş. Filibeli Hoca cumhuriyet ilan edildikten sonra da yapılan yenilikleri desteklemiş. 1929 yılında vefat eden Filibeli Hoca vasiyeti üzerine Şeyh-ül Umran’ın yanına Şehriman Tepesi’ne defnedilmiş.
Sülüklü Göl – Mudurnu Gezi Rehberi
Şimdi sıra geldi saklı cennet Sülüklü Göl’ü anlatmaya. Baba tarafından memleketim diye söylemiyorum ama Bolu’nun her köşesi ayrı güzel. Sülüklü Göl’de o güzelliklerden biri. Etrafı ormanlarla çevrili bu doğa harikası Mudurnu’da mutlaka görülmesi gereken yerlerden.
Sülüklü Göl Mudurnu’nun Tavşansuyu köyü sınırları içinde bulunuyor. Son zamanların popüler kamp noktalarından ve hafta sonu kaçış rotalarından biri olan Sülüklü Göl milli park statüsünde. Ve milli park olması sebebi ile giriş ücretli. Kamp ve piknik alanları mevcut olup gölün etrafında birçok yürüyüş parkuru bulunuyor. Mili parkın içerisinde herhangi bir işletme yok. Daha fazla detay için Sülüklü Göl yazımızı okuyabilirsiniz.
Abant Gölü
Abant’ı duymayanınız yoktur sanırım. Öyle ki Bolu dendiğinde akıllara ilk gelenlerden biridir Abant. İşte bu ünü tüm ülkeye yayılmış göl Mudurnu’da bulunuyor. Her mevsim ayrı güzel olan Abant sonbaharda da doğa severlere tablo gibi manzaralar sunuyor.
Abant Gölü milli park statüsünde olduğu için giriş ücretli. Piknik alanları mevcut ancak kamp için Abant’ta tek bir alan bulunuyor. Gölün etrafında yürüyüş parkurları ve işletmeler yer alıyor. Ayrıca Abant Gölü çevresinde birçok otel bulunuyor. Bolu’da konaklamak isterseniz tercihinizi buradaki otellerden yana yapabilirsiniz.
Karamurat Gölü – Mudurnu Gezi Rehberi
Mudurnu’nun merkezine 30 kilometrelik uzaklıkta bulunan göl Eski Akyazı yolu üzerinde yer alıyor. Üç tarafı dağlarla çevrili bu güzellik maalesef henüz koruma alanı olarak ilan edilmemiş. Vaktiniz varsa burayı da listenize dahil edebilirsiniz.
Mudurnu’dan Almadan Dönmeyin
Mudurnu dendiğinde yiyecek olarak akıllara ilk tavuk geldiğini biliyorum. Ama eğer saray helvasını denemediyseniz bu lezzeti tattıktan sonra emin olun aklınıza artık o gelecek. Bolu’ya her gittiğimizde almadan dönmediğimiz hatta stok yaptığımız saray helvası aslına bakarsanız bir tür pişmaniye. Ancak memleketim Bolu olduğu için midir bilmiyorum ama bence tadı pişmaniyeden daha güzel 🙂 Mudurnu’nun merkezinde Mudurnu Helva’nın fabrika satış mağazası bulunuyor, işte saray helvasını buradan alabilirsiniz. Tahin seven biriyseniz eğer bu markanın tahin helvasını da önerebilirim ama saray helvasını tatmadan, almadan dönmeyin derim.
Mudurnu gezi rehberimiz burada sona eriyor. E o zaman yola çıkmak için hazırlıklara başlansın 🙂 Çünkü şimdi Mudurnu’ya gitmenin tam zamanı.
Son olarak diğer yazılarımı okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. Ve beni instagram hesabımdan takip etmeyi unutmayın 🙂
Sevgiyle kalın!
Evrim