Paris Gezi Rehberi
“Paris her zaman güzel bir fikir.” demişler. Ne güzel demişler. Ben Paris’i gerçekten çok seviyorum. İnsanını seviyorum çünkü Paris insanı bana çok şık geliyor her zaman. Sokaklarını seviyorum çünkü her sokağın fotoğrafını çekme isteği uyandırıyor bende. Bu kadar çok sevdiğim bir şehrin gezilecek yerlerinden size Paris Gezi Rehberi ‘nde bahsetmek istiyorum. Gelin sizler için bir tatil rotası çıkaralım. Ne dersiniz? Ama eğer derseniz ki ‘E biz Paris‘e ucuz bilet nasıl bulacağız?’ bu yazımıza bir göz atabilirsiniz tıktık 🙂 Hazırsanız başlıyorum.
Eyfel Kulesi- Eiffel Tower
Paris denilince herkesin aklına ilk olarak tabi ki Paris’in simgesi olan Eyfel Kulesi geliyor. Muuutlaka ama mutlaka Eyfel Kulesi’ne gidin demeyeceğim tabi ki. Paris’e gitmişsiniz, aklınıza ilk Eyfel gelmiş yani gitmezseniz ayıp edersiniz. Bu kulenin yapımına 1881 yılında başlanmış ve 1889 yılında tamamlanmıştır. Tasarımcısının adı ise Gustave Eiffel. Aslında bu kule 20 sene sonra ortadan kaldırılacak şekilde planlanmış. Ayrıca halkın büyük çoğunluğunun pek de hoşuna giden bir yapı olmamış vakti zamanında.
Hatta şöyle bir söylenti var. İngiliz şair William Morris vaktini genellikle Eyfel Kulesi’nin altında geçirirmiş. Herkes sorarmış “Madem sevmiyorsun, niye hep buradasın?” diye. O da “Paris’te bu çirkin demir yığınını görmediğim tek nokta burası da ondan.” dermiş. Fakat sevgili Eyfel Kulesi kafasına Paris’in sembolü olmayı koymuş olacak ki zamanla turistlerin akınına uğrar hale gelmiş. Ben bilmem, ben William’ın yalancısıyım.
Eyfel Kulesi’nin yüksekliği 324 metre, ağırlığı ise 10.100 ton ve tamı tamına 1665 basamaktan oluşuyor. Merdivenle çıkmak birazdan biraz fazla yorucu ama imkânsız değil. Denedim, oldu, hala yaşıyorum. Kule 3 kattan oluşuyor. Kuleye çıkış için bilet alırken ikinci kata kadar merdiven veya asansör şeklinde bilet alabilirsiniz. Eğer üçüncü kata çıkmak istiyorsanız asansör kullanmak zorundasınız. Fakat buna aşağıda bilet alırken karar vermek zorundasınız çünkü daha sonrasında yukarıda fikrimi değiştirdim manzara çok hoşmuş üçüncü kata da çıkayım verin bir asansör bileti diyemiyorsunuz. Paşa paşa aşağıya inmek ve yeniden bilet almak zorunda kalırsınız. İsterseniz kısaca bilet fiyatlarından da bahsedelim. Ama ondan önce bilet fiyatlarının tamamı için tıktık 🙂
- 2.kat asansör – yetişkin (24+) 16,30€
- 3.kata kadar asansör – yetişkin (24+) 25,50€
- 2.kat merdiven — yetişkin (24+) 10,20€
- 2.kata kadar merdiven+3. Kat asansör — yetişkin (24+) 19,40€
Unutmadan, bütün katlar 4 yaş altı çocuklara ücretsiz. Bu devirde 4 yaş altı çocuk olmak var. Ve son olarak nasıl gideceğinizi de söyleyeyim; RER C tren hattı: Champ de Mars / Tour Eiffel durağı.
Louvre Müzesi
Louvre, sadece Fransa’nın değil dünyanın en çok ziyaret edilen müzesi olmakla beraber Fransa’nın ilk müzesi olma özelliğini de taşıyor. Müzenin 2 girişi mevcut ama siz tabi ki birazcık sıra bekleyin ve cam piramidin oradaki girişi kullanın. Bileti müzenin orada bulunan gişeden de alabilirsiniz ama daha az sıra beklemek istiyorsanız online almanızda fayda var.
Müze 18 yaşından küçüklere ücretsiz. Arkadaşlar çocuk olmak var ya. Madem çocuk değilsiniz o zaman AB vatandaşı olun, AB vatandaşı da değilseniz AB oturumunuz olsun. Çünkü bu kişilere de 26 yaşına kadar ücretsiz. Diyorsanız ki AB vatandaşı değilim, oturumum da yok, ücretsiz girmeye hiç mi şansım yok hocam? Var canım, eğer 26 yaşının altındaysan, her Cuma 18:00-21:45 arası ücretsiz. 26 yaşından büyük isen üzgünüm ama para vererek bilet almak zorundasınız. Resmi sitelerine bakmak için tıktık 🙂
Peki nasıl gidilir Louvre Müzesi’ne; metro ile 1 ve 7 numaralı metro hattında “Palais Royal-Musée du Louvre” istasyonunu kullanabilirsiniz.
Notre Dame Katedrali
Notre Dame Katedrali, Paris’in en ünlü katedrali desek yalan söylemiş olmam.
Hatta Notre Dame Katedrali dünyanın birkaç Gotik Katedralleri‘nden biri aynı zamanda. Katedralin yapımına 1163 yılında başlanmış ve tamamlanması 200 yıl sürmüş. Haftanın her günü ziyarete açık ve giriş ücretsiz. Fakat gittiğiniz gün ayine denk gelirseniz girişte uzun bir kuyruk beklemek zorunda kalabilirsiniz. Katedrale giriş ücretsiz fakat kuleye çıkmak ücretli. Ödeme yaptıktan sonra gruplar halinde kuleye çıkıyorsunuz.. Aklınızda bulunsun, her ayın ilk pazar günü kuleye çıkmak ücretsiz. Gidiş için de metro kullanarak ‘Cité’ istasyonunda inebilirsiniz.
Champs-Élysées
Afili olarak yazdığımızda Champs-Élysées ama okuyacak olursak “Şanzelize” diyebiliriz. Paris’in eeeeen ünlü alışveriş caddesi. Bu caddede birçok mağaza, kafe, restoran bulunuyor. Caddenin bir ucu Concorde Meydanı’na uzanırken diğer ucu da Charles de Guella’ya kadar uzanıyor.
Concorde Meydanı
Fransızca ismi Place de La Concorde olan bu meydan bizim Paris’in göbeği desek yeri. Meydanda Mısırlılara ait bir dikili taş mevcut. Mısırlılar tarafından hediye edildiği söyleniyor. Ayrıca 2018 yılına kadar meydanda bütün Paris’i görebileceğiniz bir dönme dolap mevcuttu ama artık yok. Paris’e yüksekten bakmayı çok sevmesem de akşamları dönme dolabın ışıltılı görüntüsünü çok seviyordum. Yine buraya ulaşım için metro kullanarak ‘Concorde’ durağında inebilirsiniz.
Zafer Takı- Arc de Trimophe
Zafer Takı, Charles de Gaulle Meydanı içerisinde yer almakla birlikte tamı tamına 12 ayrı caddeyi birleştiriyor. Bu nasıl bir kavşak diye kafalarda soru işareti bırakan bir kavşak. Sürekli ”Ben burada araba kullanamaaam!” şeklinde çığlık atmak istediğim kavşak olur kendileri.
Zafer Takı’nın en önemli bölümlerinden biri ise tepesinde bulunan seyir terası. Bu terasın bir ucu Champs-Élysées Caddesi’ni diğer ucu ise La Grande Arche de La Defense adındaki diğer bir ünlü takı görmekte.
Montmartre
Ressamlar Tepesi olarak anılan bu bölgede aslında birçok yer mevcut. Peki neden “Ressamlar Tepesi” denmiş? Çünkü eskiden kiralar ucuzmuş, manzarası da güzel olunca; ressamlar ve şairler çoğunlukla burada yaşamayı tercih etmişler. Montmartre’deyken çeşitli sanatsal aktivitelere maruz kalabilirsiniz. Aslında Montmarte’ye bir gününüzü ayırabilirsiniz çünkü gidilecek birçok yer var. Bunlardan bazıları: Sacre Coeur, Moulin Rouge, Tertre meydanı, Le Mur des Je T’aime…
Sacre Coeur Bazilikası
Fransızcada ‘Kutsal Kalp’ anlamına gelen Sacre Coeur, beeembeyaz bir bazilika. Bazilikanın temel taşı kalker. Bu yüzden her yağmur yağdığında bir çeşit çamaşır suyu görevi gören maddeler salgılıyor. Yani her yağmurda çamaşır suyuyla yıkanmış gibi oluyor bu yapı. Muhteşem değil mi gerçekten? Ayrıca hala kilise olduğu için giriş ücretsiz.
Gitme konusunda ise ulaşımın zorluğu ve kolaylığı biraz size kalmış. Eğer gitmeden önce araştırma yaparsınız, oraya giden bir füniküler olduğunu göreceksiniz. Ama benim gibi araştırmadan giderseniz 300’e yakın basamak çıkıp sonrasında “Nasıııl yaa nasııııl, füniküler mi varmış,nasııııl yaa!” şeklinde gülebilirsiniz. Böyle durumlarda bana bir gülme gelir çünkü.
En iyisi mi ben size durakları söyleyeyim siz tercihinizi yapın! Eğer füniküler ile gidecekseniz Anvers istasyonunda ineceksiniz. Yok ben merdivenleri çıkarım, merdiven merdiven dediğin nedir ki gülüm diyorsanız ise Abesses veya Tertre Meydanı’ndan yürümeye başlayabilirsiniz ki zaten yönlendirmeler mevcut.
Moulin Rouge
Kocaman bir kırmızı yel değirmeninden oluşan Moulin Rouge binası, Paris’in eskiden genelev bölgesi olarak bilinen yerindeymiş. Genelde erkeklerin güzel zaman geçirmek için gittikleri ve kadınların onlar için dans edip, hizmet etmeleriyle ünlenen bu Moulin Rouge zamanında halk tarafından pek sevilmemiş.
Daha sonra ise burası bu kötü ününü zamanla kaybetmiş ve müzikhole dönüşmüş. Hatta bir dönem sinemaya bile dönüştürülmüş. ‘Can-Can’ dansı en önemli danslarındandır. Biletleri ister online, isterseniz orada bulunan gişeden de alabilirsiniz. Fakat yaz dönemlerinde ve hafta sonlarında gişede bilet kalmayabiliyor. Girişte bazı kurallar mevcut. Mesela aşırı spor giyimi kabul etmiyorlar. Erkeklerin şort giymesi yasak, gömlek gibi daha casual yani basit bir şıklık istiyorlar desek yeri. Ayrıca içeride oturma yerleri belli değil, bulduğunuz boş yerlere oturabilirsiniz.
Le Mur des Je T’aime- Wall of Love
Türkçeye çevirecek olursak ‘Seni Seviyorum Duvarı’ diyebiliriz. E boşuna Paris’e ‘Aşıklar Şehri’ demiyorlar değil mi? Bu duvarımızda 300’den fazla dilde ‘Seni Seviyorum’ yazılı. 100 farklı kişiye sorduk tek popüler soru aldık. “Türkçe de yazıyor mu?” Evet evet yazıyor.
Pere Lachaise Mezarlığı
Paris’e gitmişim, mezarlığa niye gidiyorum derseniz çok kırılırım. Bu mezarlıkta kim yok ki? Bir sen, bir ben eksiğiz. Hemen birkaçını size sayayım da gitmemeyi düşünüyorsanız biraz utanın.
Balzac, Auguste Comte, La Fontaine, Moliere, Edith Piaf, Oscar Wilde ve daha nicesi… Ve bizden de iki isim mevcut: Yılmaz Güney ve efkâr şarkılarımızın ana karakteri Ahmet Kaya.
Koskoca mezarlık nereden bulacağız biz gitmek istediğimiz kişiyi diyecek olursanız, mezarlık girişindeki panodan aradığınız ismi bularak rotanızı oluşturabilirsiniz. Nasıl gideceğiz, o kadar git dedin derseniz de metroya binerek ‘Père Lachaise’ istasyonunda inebilirsiniz.
Galeries Lafayette
Hayatınızda kaç alışveriş merkezinin tavanına uzun uzun bakabilirsiniz? Sordum ama bence cevabı azdır ve bu az sayılı yerlerden birisi de Galeries Lafayette. Bu alışveriş merkezindeki insanlar sanki alışveriş yapmaya gelmemiş de etrafı incelemeye gelmiş gibilerdi. Ee kafamızı yapının güzelliğinden alamıyorduk ki ürünlere bakalım. Bir de bu alışveriş merkezinin en hoş yanı seyir terası. Bütün Paris’i görebilirsiniz. Eiffel karşınızda, Sacre Couer karşınızda, Notre Dame karşınızda… Resmi sitesi için bir tıktık 🙂
Disneyland
Paris, evet aşıklar şehri, her şey çok romantik, bunların hepsinde hemfikiriz. Ama gel gör ki bir Disneyland var benden içeri, size bunu nasıl anlatayım? Ben zaten çocuk ruhlu bir insanım. Ee işin içine eğlenceydi, lunaparktı, oyunlardı girince buraya âşık olmamak için kendime hiçbir sebep bulamıyorum. Sadece çocuk ruhlu olduğum için sevmedim bunu da belirtmek isterim. Arkadaşlar Disneyland’i sevmemek mümkün değil. Ayrıca tek aşık olan da ben değilim. Avrupa’nın en çok turist çeken yerlerinden biri hakkında bahsediyorum.
İçerisinde 2 park bulunuyor. Mickey’i hayal edin ve onun kulağının biri, bir park diğer kulağı ise bir park oluyor. Parklardan birinin ismi Disneypark diğerinin ismi ise Walt Disney Studios Park. Disneypark kısmı daha çok çocuklara yönelikken, Walt Disney kısmı filmlerden fırlamış oyunları barındırıyor. Ama ben ikisine de hayran kaldım, ikisine de aşık oldum.
https://www.instagram.com/p/BUUZINNjwIl/?utm_source=ig_web_copy_link
Biletinizi online alsanız daha iyi olur. İsterseniz Disney mağazalarından veya Disneyland’a gittiğinizde oradaki gişelerden de temin edebilirsiniz ama fiyatın daha yüksek olacağını unutmayın. Ayrıca buraya tam 1 gününüzü ayırın ve hafta sonu izdiham yaşanabildiği için imkanınız varsa hafta içi gidin. Resmi sitelerine göz atmak için tıktık 🙂
En başında söylediğim gibi ‘Paris her zaman güzel bir fikir!‘ Bize orada yardımcı olan arkadaşımız Salah‘a ise buradan çok teşekkür ediyorum. İyi ki tanıştık seninle. 🙂 Anlattıklarımla veya gördüklerinizle sizde eğer gitme isteği uyandırabildiysem ne mutlu bana. Herhangi bir sorunuz olursa, bilet almadır, nasıl giderizdir yani dediğim gibi herhangi sorunuz var ise lütfen bana ulaşmaktan çekinmeyin, elimden gelen bütün yardımı yaparım o iş bende! 🙂
Sevgiyle kalın, paris gezi rehberi, paris gezi rehberi, paris gezi rehberi,paris gezi rehberi
Hasibe Betül Erdem. paris gezi rehberi, paris gezi rehberi, paris gezi rehberi,paris gezi rehberi, paris gezi rehberi, paris gezi rehberi, paris gezi rehberi,paris gezi rehberi
6 yorum
Samimi söylüyorum, sen git gide bu gezi rehberi paylaşımlarında professionalleşiyorsun. İlk Paris’e gittiğini gördüğümde, keşke kışın gitmeseymiş dedim, ama bakıyorum ki heryeri gezebilmiş, kış ayı da olsa sokakları çok güzel duruyor Paris’in yine. Okurken hem eğlendiren hem de öğreten bir tarzın var. Sıkılmadan okudum desem yeri. Ben sanırım, senin gittiğin şehirlerden birine ilerde gidersem, önce senin yazılarını okuyacağım. Akla gelmeyecek ama ama oradayken gerçekten ihtiyacım olacak bilgileri paylaşıyorsun, resmen iyilik bu. Aynı zamanda şunu da görüyorum; hem sen eğleniyorsun yazarken, hem de biz öğreniyoruz. Minnettarım..
Sevgiler
Beğenmene gerçekten çok sevindim! Yazarken dediğin gibi çok eğleniyorum ve bu hissi size aktarabildiysem ne mutlu bana. Çok teşekkür ederim. 🙂
Yazinin sonundaki Salah benim ???? yazi cok guzel tekrar cikip parisi gezesim geldi ?
hahahhaha evet o sensin 😀 tekrar gelelim, yeniden birlikte gezelim! 😀 teşekkürler 🙂
Genellik böyle yazılar insanları çok sıkar ama anlatım tarzın mükemmel gerçekten baştan sona hiç sıkılmadan okudum tüm samimiyetin,sevimliliğin ve arkadaşça konuşma tarzınla beni etkiledin bir sonraki yazını merakla bekliyorum ☺️??
Çok teşekkür ederim! 🙂