Zonguldak Şehir Rehberi ile Yılmaz Erdoğan’ın Kelebeğin Rüyası’na Yolculuk
Bu yazıdaki amacım malum döviz kuru kaynaklı seyahat rotasını yurt içine çevirip kendisine alternatif arayanlarla, hakkında çok az şey bildiği fakat gittiğinde etkilenmeyi umduğu yerler deneyimlemek isteyenlere bilgi sunmak. Zonguldak’a nasıl gelirsiniz, nerede kalabilirsiniz, neler yemelisiniz, vaktinizi nasıl değerlendirirsiniz, bu sorular ve daha fazlası için yanıtlar yazı içeriğinde… Haydi, hep beraber Zonguldak Gezi Rehberi ile Yılmaz Erdoğan’ın Kelebeğin Rüyası‘na yolculuk edelim.
Bilgi yarışmalarında size “Cumhuriyetin İlk Kenti Hangisidir?” sorusu sorulursa sakın seyirciye sormayın! Biz Zonguldaklılar bu bilgiyi sır gibi sakladığımızdan olsa gerek bizim dışımızda kimse doğru yanıtı bilmez.
Sizin de her gittiğiniz yerden kendilerine bir şeyler getirmenizi isteyen arkadaşlarınız var mı? Peki, Zonguldak’a gittiğinizde sizden kömür isteyen olursa… Sessizce ortamdan uzaklaşın, onlara hediye edebileceğiniz daha güzel şeyler bulacaksınız.
Zonguldak denildiğinde akla ilk ne gelir?
Kömüürrr… Yani nam-ı diğer “Karaelmas”
1800’lü yıllardan bu yana Anadolu’da taş kömürü çıkarılan tek kent Zonguldak. Tabi kömürle yatıp kömürle kalkmıyoruz, yani artık öyle değil! T.T.K. denildiğinde bazılarının aklına Türk Ticaret Kanunu gelir, Zonguldaklılar içinse “her şey” yani Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK) gelir. Şöyle düşünün cumhuriyetin ilk yıllarında kömür ve buna bağlı enerji santralleri ile ülkenin sanayisini ayakta tutan bir şehir ve öyle bir yönetimi var ki, altyapı hizmetlerinden sosyal yardımlara, şehir planlamasından eğitime kadar yaşama dair birçok şeye onlar karar veriyor. Yolları onlar yapıyor, şehire elektriği onlar sağlıyor, okulları onlar inşa ediyor, sağlık hizmetlerini onlar koordine ediyor. Tabi artık böyle değil! Bu arada kömüre bağlı Türkiye’nin ilk termik santrali (ÇATES) ve demir-çelik fabrikaları (ERDEMİR, KARDEMİR) da Zonguldak’ta kurulmuş.
Bu arada dönemin Zonguldak’ı, Safranbolu ile tanıdığınız Karabük ve Amasra ile tanıdığınız Bartın’ı da kapsıyormuş. Eğer ülke sanayisinin tarihini gözlemlemek istiyorsanız size unutulmaz bir deneyim yaşatabilir bu seyahat.
Gelelim bu yazının başlığını alıntıladığım ve Zonguldak’a gelmeden izlemenizi tavsiye ettiğim filme… Yılmaz Erdoğan’ın yazıp yönettiği “Kelebeğin Rüyası” filmi Zonguldak’ta çekilmiş ve dönemin Zonguldak’ını anlatıyor.
“..Belki de bir kelebek o kadar memnun ki rüyasından,
Hiç uyanmak istemiyor uykusundan.”
Size masalsı gelecek, izlemelisiniz. Spoiler vermeden özet geçeyim. Filmde neler mi var; kömür madenini Zonguldak’ta çıkarmak üzere gelen İngiliz ve Fransızların alışkanlıkları ile şekillenen yaşam standartları, mimarisi ve kültürünün etkileri ile fener ve kılıç gibi mahalleler, cumhuriyet baloları, edebiyat dergileri, her türlü sanatsal ve sportif aktivite, ilk tenis kortları, deniz kulüpleri, meslek gruplarına göre ayrılan lokaller ve cemiyetler (maden mühendisleri cemiyeti –alt cemiyet & üst cemiyet, tabipler lokali, memurlar lokali vb.) nezih ve refah bir yaşam…
Bir yanda yukarıda saydığım sınırlı alanlarla yaşayan kesim, diğer yanda aileleri şehrin tepe köylerinde kendileri ise “pavyon” adı verilen işçi lojmanlarında yaşayan, zor şartlarda madende çalışması mecburi olan (bknz: mükellefiyet dönemi), çoğunlukla verem ve akciğer rahatsızlıkları veya maden kazaları nedeniyle malulen emekli veya maden şehidi olan işçilerimiz…
Bunlar dönemin Zonguldak’ı, günümüzde şartlar ve yaşam koşulları ne ilk anlatımdaki kadar iyi, ne de ikinci anlatımdaki kadar kötü. Ben de bahsettiğim Fener Mahallesi’nde (Tescilli Manolya Ağaçları) TTK’nın lojmanlarında (Tescilli Fransız Evleri) büyüyen biriyim. Bu satırları yazarken tüylerim diken diken…
Ve işte ben…
Zonguldak’ın Şiir Damarı – Zonguldak Gezi Rehberi
Yılmaz Erdoğan’ın bir sözü… “Zonguldak kömür damarlarıyla bilinir ama köklü şiir damarları vardır”. Ben bu sözü kulaktan kulağa duydum, umarım doğru yansıtmışımdır. Zonguldak‘ın şiir damarı söz konusu olduğunda ilk akla geleni Orhan Vali Kanık’ın şu dizeleri:
“Siyah akar Zonguldağın deresi
Yüz karası değil, kömür karası
Böyle kazanılır ekmek parası”
Kelebeğin Rüyası, Türkiye’nin ilk bağış okulu 1938 kuruluşlu Zonguldak Mehmet Çelikel Lisesi‘nde (ben de oradan mezunum) öğretmenlik yapan Behçet Necatigil’in şair Muzaffer Tayyip Uslu ve Rüştü Onur’la ilişkilerini de konu alıyor.
4114 Yıllık Porsuk Ağacı
Kömür diyorduk ama yeni bir keşfimiz var. Zonguldak Alaplı’daki Tabiat Anıtı’nda dünyanın en yaşlı porsuk ağacı ve Türkiye’nin en yaşlı ağacı tescillendi. Doğaseverler bu 4114 yaşındaki ağacı görmek isteyeceklerdir. Linkteki haritadaki QR kodunu okutarak konumunu bulabilirsiniz. Kimler o tarihi porsuk ağacının koca gövdesine sarılmaya çalışarak poz vermek ister?
Zonguldak’a Nasıl Gidilir?
Şahsi Araçla Ulaşım – Zonguldak Gezi Rehberi
Zonguldak, tünellerle girip tünellerle çıkacağınız bir şehir. Yarı kapalı cezaevi esprilerini duyabilirsiniz bu yüzden. Ama korkmayın! Karşınıza deniz manzaralı balkonu, her evin standardı olan bir şehir çıkacak.
İstanbul’dan 330 km, Ankara’dan 275 km mesafede Zonguldak. Ankara veya İstanbul istikametinden şehre giriş yapabilirsiniz ama kişisel tavsiyem İstanbul-Düzce-Alaplı-Ereğli güzergahını takip ederek sahil şeridinden denizi seyrederek gelmenizdir. Dönüş rotanızı da Bartın (Amasra) – Kastamonu –Sinop veya Karabük (Safranbolu) – Ankara üzerinden kurgulayabilirsiniz.
Kömüre Giden Demiryolu
Otobüsle gelebilirsiniz veya nostaljik tren yolculuğu tercih ediyorsanız Ankara üzerinden trenle gelebilirsiniz. Doğu Ekspresi, Van Ekspresi deneyimleyenleri göreyim? Bir de Ankara-Irmak-Karabük-Zonguldak demiryolu hattını deneyin derim! Bunun için size harika bir “Kömüre Giden Demiryolu” tren seyahati rotası linki vereyim.
Deniz Yolcuğu – Zonguldak Gezi Rehberi
Filmde Zonguldak-İstanbul gemi seferlerini görebilirsiniz ama şehre şu anda deniz yoluyla ulaşım yapılmıyor. Şehir merkezindeki limanda ticari amaçlı genelde Ukrayna ziyaretçilerini getiren gemiler oluyor ama çoğunlukla yük taşımacılığı mevcut.
Dış Hat Yolcuları İçin Havayolu
İç hatlardan havayolu ile şehre ulaşım an itibariyle aktif değil ne yazık ki ama bir çılgınlık yapıp Düsseldorf veya Dortmund üzerinden havayoluyla Zonguldak’a gelebilirsiniz. Ankara ve İstanbul’a yakınlığı nedeniyle iç hatlar talep olmadığından aktif değil ama kim bilir, belki siz bu satırları okurken yeniden aktif olmuş olur! (Bknz:Zonguldak Saltukova Havalimanı)
Düsseldorf veya Dortmund ne alaka diyenleri göreyim? Kömür cevheriyle iç içe bir yaşamın kucağına doğduğumuzdan yabancılık çekmemek için şehrin yarısını Almanya’ya Ruhr Bölgesi’ne gurbetçi olarak göndermişiz. Zonguldak merkez ilçe nüfusuyla eşdeğer bir gurbetçi kitlemiz var Almanya’da ve her sene geniş kafileler halinde kenti ziyaret ederler. Tavsiyem eğer gerçekten Zonguldak-Almanya arasında bir seyahat planlıyorsanız gurbetçilerin geldiği-gittiği uçakların dönüşlerine bakın, oldukça ucuza bilet alabilirsiniz.
Zonguldak’a Ne Zaman Gidilmeli? Zonguldak Gezi Rehberi
Zonguldak’a bahar ve yaz mevsimlerinde gitmenizi tavsiye ederim. Kara kış yoktur ama çoğunlukla kömür tüketildiğinden hava kalitesi bahar ve yaz aylarında daha iyidir. Yazın kavurucu sıcak beklemeyin, deniz esintileri ile ferah bir yaz yaşayabilirsiniz. Biraz nem var tabi, onu söylemeden edemeyeceğim! Ama baharı ayrı güzeldir. Ara ara ılık yağmur yağar, yapraklar renklenir, deniz, güneş, sahil, doğa yürüyüşleri ve temiz hava!
Temmuz-Ağustos döneminde Zonguldak ve çevresinde (Safranbolu-Amasra) gurbetçiler kentin ve tesislerin doluluk oranının kaynağıdır, butik tesisler bu dönemlerde dolu veya görece daha pahalı olabilir.
Zonguldak’lı Bir Seyahatseverden Şehir Tavsiyeleri
Kendi Rotanızı Belirlemeniz İçin Güncel Gezi Haritaları
Zonguldak’a otobüsle geldiyseniz, deniz kokusunu içinize çekin, gözlerinizi tam karşınızdaki denize çevirin ve derin bir nefes alın 🙂 Otobüs terminalimiz de deniz kıyısındadır. Şehir içi ulaşımda toplu taşıma kolaydır, fakat ben ilçeler arası ziyaretlerinizde araç kiralamanızı ve şehir içinde yürüyüş yapmanızı tavsiye ederim. Mesafeler kısa ve keyiflidir. Ardından hemen elinize linkteki haritayı alın derim. Gezi rotanıza Karabük ve Bartın’ı da ekleyecekseniz linkteki bölge haritası ilginizi çekebilir.
Maden Müzesi
Benim gibi müze sever biriyseniz mutlaka Maden Müzesi‘ne gitmelisiniz. Şehrin Ankara girişine yakındır. Yeni açıldı, üstelik ücretsiz! Müzede dijital panolar da mevcut. Bu panolar aracılığıyla sanal ortamda dinamitle büyük kömür kayaçlarını patlatabilir, dokunmatik ekranda kömür kazabilir, animasyonlar aracılığıyla bir madencinin asansörle yerin 400-700 mt altına inmesinden, damarlarda yürümesi, kömür çıkarması, yüklemesi ve vagonlarla kömürlerin limana geçişine kadar sürece müdahil olabilirsiniz. Kaç kez gittim bilmiyorum, ama yine giderim!
Mağaralar
Zonguldak’ta birçok mağara ve şelale görebilirsiniz. Hepsi yukarıda verdiğim linkteki haritada var. Ama yenilenen altyapısıyla Türkiye’nin 3. büyük mağarası olan Gökgöl Mağarasına mutlaka gidin! Renkli ışıklandırmalar, su geçişlerinde cam yollar ile farklı bir deneyim… Giriş ücreti öğrenciler için 5, siviller için 10 TL. Girişte baret veriyorlar.
Kdz. Ereğli’ye giderseniz Cehennemağzı Mağaraları’na gidebilirsiniz. Hayır hayır Mersin değil, Karadeniz Ereğli’de olanlar 🙂 Kdz. Ereğli’deki mağaralar (Kilise, Heracles hani şu Hades’in cehennemi bekleyen 3 başlı köpeği Kerberos’u yer yüzüne çıkardığı yer -ben anlatanların yalancısıyım-, Cehennem ağzı ve Ayazma) ilk Hristiyanların gizli ibadet yerleriymiş.
Ve Filyos… Zonguldak’ın kömür dışı tarihi ve geleceği…
Filyos’ta bir akrapol, iki nekrapol alan ve sular altında kalan bir antik liman’dan oluşan Tieion Antik kentini ve yakınlarında Çaycuma ilçesindeki M.S. 3. Yüzyıl (Roma Dönemi) ne ait Kadıoğlu Mozaikleri’ni gezebilirsiniz. Zonguldak’ın geleceği diyorum, çünkü inşa edilen Filyos Limanı ve geri sahasındaki endüstri bölgesiyle o bölge antik dönemde olduğu gibi bir ticaret alanı olacak. Bu arada Filyos’ta sezon balıklarının lezzeti damağınızda kalabilir. Benim kalıyor 🙂 Sahil kasabası balıkçıları limanda yan yana sıralıdır ve ben onları tercih ederim ama bölgede nezih bir otel ve balık restoranı da mevcut.
Zonguldak’ta Ne Yemeliyiz, Nerede Yemeliyiz?
Zonguldak yöresel yemeklerini kendisine saklar 🙂 Bayramlarda herkesin evinde yöresel yemekler pişer ama bunu bir turist olarak herhangi bir restoranda yiyebilmeniz için önceden sipariş vermeniz gerekir. En sonunda bana yöresel yemek servis eden bir restoran açtıracaklar 🙂
Bu arada Zonguldak’ta Çatı Kebap her zaman tercih sebebidir ama hangi kebapçıya giderseniz gidin size tırnak pide üzerinde salçalı sosuyla “soslu kebap” getirirler. Biz kebabı salçalı soslu severiz 🙂 Üniversite için Ankara’ya gittiğimde bir kebapçıda salçalı sos istediğimde siz “Zonguldaklı mısınız?” demişlerdi. Bence bir de böyle deneyin… Deneyenler yorum yazsın lütfen!
Diğer şehirlerde fazla denk gelmediğim diğer yiyeceğimiz ise “keş” (rendelenerek kullanılan sert bir peynir çeşidi). Biz kahvaltılarda tereyağlı kızarmış ekmek üzerine veya köy eriştesine bolca keş dökeriz.
Ayrıca biz kapalı kıymalı pideye Ereğli Pidesi deriz ve Hasan Kuru’da yeriz!
Alaplı’ya doğru Musa’nın Yeri’nde denize karşı kabak tatlısı yeriz. Devrek’te ise simit ve beyaz baklava yeriz. Bu arada Devrek Güneşinden bahsedeyim; bölgedeki kadınların yöresel yiyecekleri sundukları bir platform, yemekleri lezzetlidir, tavsiye ederim.
Zonguldak’ta neler yenir üzerine eğlenceli bir link de vereyim size. Bir de olur da yöresel ürünleri alternatif yemekler ve afilli sunumlarla misafirlerinize sunmak isterseniz diye gurmeler sizler için linkteki yemek tariflerini hazırlamış.
Gelelim nerede yemeliyiz sorusuna, bunun için de güncel bir içerik, gurmelerin puanlamaları ve nerenin nesi meşhur bilgisine sahip bir kitapçık linki veriyorum. Ben şimdiden acıktım, yazı bitince birine gideceğim 🙂
Zonguldak’ta Nerede Konaklamalıyız?
Zonguldak’ta butik otelden 5 yıldızlı otele kadar konaklama seçenekleriniz var.
Otel Önerilerime Gelince…
5 yıldızlı otel tercih edenler denize sıfır Dedeman Otel’i, alternatif için muhteşem manzarasıyla 4 yıldızlı Emirgan Oteli (Bu otel, dönemin Zonguldak’ında baloların yapıldığı ve Hülya Koçyiğit ve Ediz Hun’un oynadığı 1968 yapımı “Kadın Asla Unutmaz” filminin çekildiği bir çay bahçesinden dönüşmüş), butik otel tercihiniz için Bab-ı Zer Oteli, şehir merkezinde temiz bir otel tercihiniz için yeni açılan Staron Oteli tercih edebilirsiniz. Bunlar merkez ilçe için önerilerim. Şehirdeki otellerin büyük çoğunluğu ise denize sıfır!
Karabük ve Bartın’a geçerken yol üzerinde karşınıza çıkan Filyos Ecopark ise bungalov evlerde konaklayabileceğiniz, Arboretum, havuz ve kamp alanı içeren bir yer. Konaklamasanız bile buraya uğrayın ve bol bol fotoğraf çekin, ışığı harika… Benim burada binlerce fotoğrafım olduğuna inanabilirsiniz!
Şehirden Ayrılmadan Neler Almalısınız?
Şehir merkezi Gazipaşa Caddesi ve çevresinden oluşuyor. Valilik binasının altında yöresel ürün satan bungalov evler var. Oradan manda yoğurdu ve diğer manda ürünlerini, keş vb. yöresel ürünleri alabilirsiniz.
Çaycuma’ya giderseniz yol boyunca ve ilçe merkezinde birçok yöresel ürün satışı yapan yer göreceksiniz. Özellikle manda ürünlerini buradan alın, Zonguldak merkezde satış yapan yerler de onların şubesi zaten.
Devrek’e giderseniz hediyelik baston alabilirsiniz. Her boy ve çeşitte var. Ben el yapımı özel bastonlar için bu mesleğin en eskilerinden Çelebi Bastonları’na uğramanızı tavsiye ederim ama Tansel Bey’in sahibi olduğu Işık Bastonculuk hem fabrikasyon hem el yapımı seçenekleri ile tercih edilebilir. Birçok baston üreticisi var tabi, hepsine girip zevkinize ve kesenize uygun olanı alın derim.
Ereğli’ye giderseniz mevsiminde kokusu burnumda Osmanlı Çilekleri’nden tadabilir, elpek bezinden ürünler satın alabilirsiniz. Ereğli’de uzun bir sahil vardır, İzmir Kordon misali. Sahil sonunda yine bungalov evlerde yöresel ürünler alabileceğiniz yerler var. Kdz. Ereğli’nin ileri gelen sülalelerinden Mısırcılar lakaplı Cıbıroğlu Ailesi’nin evinin restore edildiği bir de kent müzesi var, üstelik girişler ücretsiz.
Geldiğinizde yorum yazın ve foursquare’de puanlayın, sizleri takip edeceğim 🙂
14 yorum
Zonguldak’la ilgili her seye deginilmis ve beni kendi buyudugum sehirde hala gormedigim yerler icin meraklandiran bir yazi olmus, bayildim! ♥️
Beğenmenize çok sevindim. Bazen yaşadığımız şehirde turist olmak gerek, farklı bir gözle bakıp farklı deneyimler yaşayabiliriz 🙂
Çok güzel bir tanıtım ve anlatım olmuş. Çok beğendim
Beğenmenize çok sevindim. Yazılarımızı beğenilerinize sunmaya devam edeceğiz 🙂
Merhaba, bir Zonguldaklı olarak yazınızı çok beğendim. Yalnız Devrek’ten geleceklere toplu taşıma ile buraları nasıl gezebileceklerini söylerseniz çok sevinirim. Ben orada yaşamadığım için tarif etmekte zorlanıyorum çünkü. Mutlu günler dilerim.
Çok teşekkür ederiz. Öncelikle bilirsiniz Zonguldak’ta ilçeler arası minibüs hatları çalışıyor. İlçe minibüsleri otobüs terminalinden ziyade şehrin Ankara girişinde ilçe minibüsleri terminalinde duruyor. Ama Ankara veya İstanbul yönünden gelecek şehirlerarası otobüslere ilçelerden de binilebildiğinden otobüs terminaline gelebilirsiniz. Zonguldak’ta yaşayan biri olarak bunları biliyorsunuzdur fakat ben diğer okuyucular için de belirtmek istedim.
Gezilecek noktalara ulaşıma gelince; açıkcası ben şahsi aracımla gezdim hepsini ve gittiğim diğer şehirlerde de araba kiralamayı veya yakın mesafelerde yürümeyi tercih ederim ama sizler için toplu taşıma alternatiflerini araştırdım. Öncelikle şehir merkezinden fener mahallesine özel halk otobüsleri ve kapuz-yeşil mahalle dolmuşlarına binebilirsiniz. Bu güzargahta fener mahallesi, bahsettiğim cemiyet ve klüpler ile güzargah üzerinde plajları görebilirsiniz. Fener mahallesi merkez caddeye bir yokuş uzaklıkta olduğu için ben yürüyerek gitmeyi ve mahalle boyunca tescilli manolya ağaçlarının gölgesinde yürüyüş yapmayı, kayalıklardan denizi ve yunusları seyretmeyi çok severim. Geniş bir zonguldak sahil manzarası görmek isteyenler burada Tarihi Deniz Feneri Restorana gidebilirler.
Maden müzesi için rat dolmuş veya halk otobüsleri tercih edilebilir. Devrek’ten dolmuşla gelirken ilk uğrak noktanız olabilir. Müzenin hemen yakınında durak var.
Gökgöl mağarası Beycuma yönündeki minibüslerle ulaşabileceğiniz şehrin hemen ankara girişindedir.
Porsuk ağacı kıymetli ve tabiat parkında olduğu için ulaşımı: Ereğli’den gümeli beldesine ulaşım, OR okutarak araçla-taksiyle 20 dk ulaşım ardından yaklaşık 20 dk yürüyüş gerekecektir. Ama değecek inanın 🙂
Ereğli için yukarıda anlattığım gibi ilçeler arası ulaşımı gerçekleştirdikten sonra hasan kuru şehir merkezinde, sahil şehir merkezinde, musanın yeri için alaplıya giden otobüsler, minibüsler veya kısa mesafe olduğu için taksi tercih edilebilir. Müze merkeze çok yakın ben yürümeyi tercih ediyorum. Haritadaki linkten konum bulabilirsiniz.
Filyos Ekopark Bartın-Çaycuma-Karabü-Devrek hangi hat olursa olsun önünden geçtiği bakacakkadı yol ayrımında bir yer. araçla merkezden 25 dk sürüyor.
Filyos antik kent, liman ve sahilin hemen üst tarafında yürüyüş mesafesinde, beldeye ben nostaljik tren ile gitmeyi seviyorum. Size de tavsiye ederim. Tren garı şehir merkezinde. Kilimliye şahsi aracınızla veya belde minibüsleri ile Çaycuma veya Kilimli ilçeleri üzerinden gidebilirsiniz. Kilimli üzerinden giderseniz dikkatli olun, yol bence harika, tam gezginlerin deneyimlemesi gereken bir yol, altta uçurum var dikkatli sürmeniz gerekir ama ağaçlar arasında bol virajlı ralli yolu gibi. Tam “İzlanda’da olsa görmeye giderdiniz” temalı caps yapılacak bir yol 🙂
Kadıoğlu mozaikleri şu anda bakım sebebiyle ziyarete kapalıymış, ziyarete açıldığında yoruma yazarım. Çaycuma merkeze gidip oradan dolmuş hatlarını tercih etmeniz gerekecek.
Devrek sizin yaşadığınız yer, Bastoncular çarşısı, Devrek Güneşi, hatta biz Devrek Öğretmenevinin yemeklerini de çok severiz 🙂 Sizin ulaşım tavsiyeleriniz benden daha detaylı olacaktır. Bu arada Devrek için bir müjde verebiliriz. Devrek Müze ve Baston Satış Merkezi çok yakında ilçe girişinde açılacakmış. Açıldığında yorum olarak yazarım.
İlginiz için çok teşekkür ederiz.
Cevabınız için çok teşekkür ederim, yeni yazılarınızı bekliyor olacağız ☺️
Sayfamızdaki diğer yazılarımızı da ilgi ve beğenilerinize sunarız. Yeni yazılarla sizlerle olacağız.
Zonguldaklı değilim çalışmak ve faydalı olmak adına burdayım,artık buralıyım diyebilirim.detaylar daha da çoğaltılabilir,fakat kısa öz ve olabildiğine düzgün bir anlatım. Muhteşem.. sizin heyecanınızda öyle.:-)
Beğeni ve yorumunuz için çok teşekkür ederim. Heyecanımızı paylaşan birilerini tanımak çok güzel. Yeni yazılarımızda, yeni heyecanlarımızda buluşmak üzere…
Zonguldakta doğup büyümüş sonrada ordan ayrılmış biri olarak burnumda tüttü çatı da adana, istanbul pastanesi, fener, kömür kokan şehir, asma, kapuz, trenle filyos…
Tülay hanım, memleket sevgisi nasıldır hepimiz iyi biliriz, sizi memleketimizde yeniden görmeyi çok isteriz. Buyrun gelin, burun sızınızdaki Zonguldak da sizi çok özlemiş ?
Zonguldaklı olup uzun yıllardır gurbette olan biri olarak, bu yazıyı okuduğumda bir kez daha sevdim, birkez daha özledim seni Zonguldak. Elinize sağlık…
Özer bey, yorumunuz için teşekkür ederim. Sizi çok iyi anlıyorum. Bazen gündelik hayatın koşturmacasına ve zorluklarına kapılıp yaşadığımız şehre, memleketimize olan sevgimizin farkına varamıyoruz ama gurbette olduğumuzda ki bu şehir dışı veya ülke dışı fark etmez memleket sevgisi ve hasreti daha ağır basıyor. Belki bir sonraki ziyaretinizde turist gözüyle yeniden keşfetmek istersiniz memleketinizi…