PERS PRENSESİ AMASTRİS’İN ŞEHRİ : AMASRA GEZİ REHBERİ

Amasra: Pers Prensesi Amastris’i Şehri – Amasra Gezi Rehberi

Amasra Gezi rehberimizde Pers Prensesi Amastris’in adını verdiği bu şehri tanıyacağız. Güzel ülkemizin birçok şehri, tarihi dokusu ve doğasıyla harika bir yapıya sahip. Vakit buldukça gezerek bu güzelliklerin keşfini yapmak ve böyle bir ülkede yaşamak bence çok değerli. Karadeniz bölgesi turizmi son yıllarda artış göstermekte. Gelin biz de yaz sıcaklarının bastırdığı bu dönemde içinizi hem serinletecek hem de tarihi  keşfe çıkartacak  bir şehre gidelim…

Amasra Gezi Rehberi

Bir yarımada ve iki ada üzerine kurulmuş olan Amasra,  Bartın ilinin bir ilçesidir. Benim için çok değerli anıların bulunduğu ve çocukluğumun en güzel yıllarının geçtiği minik şehirdir Amasra. Tabi turizmin artmasıyla ve şehrin tanınmasıyla şu an nüfus yoğunluğu artmış durumda.

Amasra doğanın içinde kurulmuş olan minyatür gibi tarihi bir şehir. Cenevizliler döneminden kalma dar sokaklarda gezerken kendinizi sahilde bulup; deniz mavisi ve çam, defne ağaçlarının yeşili arasında martıları izlemeye dalacaksınız.

Amasra’ya Nasıl Gidilir?

Amasra’ya en kolay karayolu ile ulaşabilirsiniz. Bartin‘dan Ankara, Istanbul, Izmir, Trabzon, Bursa ve Antalya‘ya her gün düzenli otobüs seferleri yapilmaktadir. Bartin ile Amasra arasinda ise her yarim saatte bir minibüs seferleri vardir.Bartın’a geldiğinizde yaklaşık 30 dk sonra Amasra’ya varmış oluyorsunuz. Eğer çok uzak şehirlerden gidecek olursanız en güzel rota Ankara’ya uçak ile gelip ordan karayolunu kullanmak olacaktır.

 Amasra Seyehat Minibüs Durağı İletişim Telefon Numarası:

Amasra Durağı Numarası:   0378 315 11 63

Bartın Durağı Numarası :    0378 228 63 11

Ücrette 5-10 TL arasıdır.

Ailemle ya da arkadaşlarımla güzel bir araba yolculuğu yapacağım diyorsanız aşağıdaki tablo size mesafe açısından yardımcı olabilir.

Konaklama

Şehrin merkezinde deniz manzaralı oteller, pansiyonlar mevcut. Dar sokaklarda bulunan pansiyonlarda kalırken şehire ait biri gibi hissetmeniz kaçınılmaz. Sabah kalkıp dolaşmaya çıktığınızda size gülümseyen sıcak insanları var Amasra’nın. Ama daha keyfime düşkünüm derseniz  şehir manzaralı oteller de sizin için diğer bir opsiyon.

Amasra Tarihi

Amasra tarihi aslında Antik Çağ’a dayanır ve mitolojik bir hikayesi vardır.  Susam ve nergis çiçeklerine aşık Sesamos‘lu (Kadros’un oğlu) Neleus, şehir kuracak yer arar. Neleus, Paphlagonia‘nın bomboş topraklarında gezerken, deniz kenarında Tanrı Eros ve yanında, kumlardan tepecikler yapıp kargıdan oyuncağını yüzdürmeye çalışan kız çocuğu ile karşılaşır ve bu yerin uygunluğunu düşünür. Yoluna devam ederken buraya geri döner ve Eros ile kız çocuğuna fikrini sorar. Her ikisi de Boztepe‘yi gösterir. Neleus  bu tepeye geldiğinde etrafına bakındığında nergis ve susamların olduğunu görür.  Tepeden aşağıya doğtu baktığında ise dalgaların beyaz köpükleri, adaların denize uzayan halini görür. Neleus artık  karar vermiştir.  Şehrin adı böylelikle “Susam Diyarı” olan Sesamos olmuştur.

Amasra adını Bir Pers prensesi olan Amastris’ten almıştır. Amasrist’in yaşamı, siyasi nedenlerle yapılan evlilikler, işlenen cinayetlerle doludur. (M.Ö 306 – 284) O yıllarda Büyük İskender, Anadolu’da yaklaşık 300 yıl süren Pers işgaline son veriyordu. Amastris Anadolu’daki Pers hanedanının son kralı 3. Darius’un kardeşi Oksyathres’in kızı olarak dünyaya gelmiştir. Pers savaşlarını kazanan Büyük İskender, generali olan Craterus’u Amastris’le evlendirilmiştir. Daha sonraki evliliğinde kraliçe olarak gücünü artırmış olup, Lysimakhos’tan ayrıldıktan sonra istirahate çekilerek yaşlanmayı beklemek yerine, Sesamos kentini yeniden imar ederek Amastris ismini vermesi ve burada krallığını ilan etmiştir.  Oğulları annelerinin güçlenmesinden rahatsızlık duyarlar. İki oğlu, kraliçeyi ortadan kaldırmaya karar verirler. MÖ 284 yılında oğulları tarafından boğularak öldürülür.

Amastris’in en önemli farkı ise kendi adına yeni bir kent kurarak kendini Basilessis (Kraliçe) ilan etmiş olmasıdır. Bu nedenle tarihte adına para bastırarak yönetimini ilan eden ilk kadın yöneticidir.

Amasra Gezilecek Yerler

Amasra’da hem doğa hem de tarih gezmeniz mümkün. Bu şehrin tarihi Antik Çağ’dan başlayıp, Cenevizliler, Osmanlı Devleti dönemlerini yaşamış bir şehir olup, bu dönemlerin izlerini taşımaktadır. Bu şehrin yeşili ve mavisi ayrı bi güzel gerçekten. Bunu şehrin etrafında tepelerde gezip, şehri, denizi, güneşin batışını izlerken daha iyi anlamanız mümkün.

Amasra Kalesi 

Bizans dönemine ait olan Amasra Kalesi, özelikle Ceneviz döneminde değişikliklere uğramış ve 14–15 yüzyıllarda Ceneviz ve Osmanlı dönemlerinde de ciddi onarımlar görmüştür. Kale, iki ana kütleden oluşmaktadır. Birisi, o zaman ada olan ve “Kemere” denilen bir köprüyle Amasra’ya bağlanan Boztepe’deki Sormagir Kalesi, diğeri Amasra’daki Zindan Kalesi’dir. Kuzeydoğu ucunda Büyükliman Kapısı, batısında Küçükliman (Antik) Kapısı ve güneyinde Zindan Kapısı bulunmaktadır. Amasra Kaleleri, yer yer kule boşlukları, iç taksimatlar, belirli yerlere yerleştirilen Cenova armaları, eros, medusa, kartal, öküzbaşı gibi figürlerin yer almaktadır. Amasra Kalesi aynı zamanda; Dünya Miras Merkezi tarafından ‘Ceneviz Ticaret Yolu’nda Akdeniz’den Karadeniz’e Kadar Kale ve Surlu Yerleşimleri’ adıyla 15.04.2013 tarihi itibariyle UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ne eklenmesi kararı alınmıştır.

Aşağıdaki linkten sanal tura katılabilirsiniz.

Sanal Tur

Tarihi Çekiciler Sokağı

Tarihi 17. Yy’a dayanan çekiçilik (ağaç işleme ), Amasra bölgesine özgü işlerle devam etmektedir. Amasra Çekiciler sokağı dar ve uzun , bütün el işleme sanatının sergilendiği tarihi bir esnaf sokağıdır. Ihlamur, şimşir, ceviz, kiraz gibi ağaçlardan yapılma hediyelik eşyalar, tel kırma çeşitleri, kanaviçe örtüler satılmaktadır. Eğer benim gibi gittiğiniz yerlerden hatıra için yöreye özgü hediyeler almayı seviyorsanız burası tam size göre.

Kuşkayası Altın Yol

Bartın – Amasra eski yol üzerinde bulunan anıt, Roma imparatoru Tiberius Claudius Cermonious zamanında Bitinya-Pontus valiliğine atanan Galius Julius Aguilla tarafından imparatorun anısına yaptırılmıştır. Amasra’ya 4 km. mesafededir ve burası zamanında geçen askerler için dinlenme noktası, çeşme olarak yapıldığı düşünülmektedir. Anıt manzumesi şimdiki durumda, çok muntazam kaya dilimleri üzerine işlenmiş birbirini tamamlayan iki kitabeyi, bir insan figürü ile bir kartal figürü içeren “orta kabartma” tekniğiyle oyulmuş bir kompozisyon, oturma sedirlerini ve birkaç kaya nişini kapsamaktadır.

Kuşkayası’nda Bulunan Kitabe de yazanların çevirisi yapılmış;

“Devletler arası barışın ve dostluğun anısına, imparator Cermanicus’un yüceliği için; Daha önce, İmparator Augustus tarafından ömür boyu Strategos ve iki defa da Legion komutanı atanan Senatoda ise Consul Gabinius Secundus ile Consul Taurus Statiliusun, kendisine bir ödül verilmesi konusundaki önerileri üzerine Devlet Hazinesinden gereken izni ve ödeneği alan Gaius Julius Aquilla, dağı yardı ve bu dinlenme yerini kendi özel ödeneği ile yaptırdı.”

Küçük Kilise

Liman tarafından kaleye doğru çıkıldığında, İçkale kesiminde eski bir küçük kiliseye rastlıyorsunuz. 9. yy’da Bizanslılar tarafından yapılmış iken 15. yy’da mescide dönüştürülmüştür.Şimdilerde ise kültür evi olarak faliyet göstermektedir.

Edhem Ağa

Edhem Ağa, Karadağ’dan Amasra’ya gelerek 1864’te kömür ocağı açarak ailesi içinde 1887 yılında Türk ampiri denilen uslupta Küçük Liman kıyısında üç katlı bir konak yaptırmıştır. Konak şu an da özel ev olarak kullanılmaktadır.

Fatih Cami 

Amasra kalesi içinde 9. yy’da yapılmış bir Bizans kilisesidir. Amasra’nın Fatih Sultan Mehmet tarafından fethi sırasında camiye dönüştürülmüştür. Cami imamı Fatih Sultan Mehmet Han’ın kiliseyi ele geçirmesinden bu yana hutbeyi kılıçla okutmaktadır.

Bedesten Bölgesi

Roma döneminde yapılmış büyük bir bazilikadır. Yaklaşık 5000 kişilik tiyatronun bir girişi, Akropol surlarının küçük bir parçası, Arter’in bazı sütunları, alt yapıyı oluşturan su ve kanalizasyon şebekelerinin büyük bölümü halen görülebilmektedir. Geniş Plastra (koşu ve oyun alanı) ile şehir agorasının kalıntıları ise diğer birçok eser gibi, kalın alüvyon birikimleri altında kaybolmuştur. M.S. 1. yüzyıl sonları ve 2. yüzyıl başlarında muhtemelen Roma Eyalet Meclis Sarayı ( Bouleuterion ) olarak yapılmıştır. Bazilika planlı olup, 5 adet Sahını (Nef)  yapıdır. Spor salonu veya Roma hamamı olabileceği, sonradan ticari amaçlarla kullanıldığından Bedesten adını buradan aldığı da kesin olarak netleşmiş değildir.

1884 yılında Bolu Kaymakamı İsmail Kemal Bey tarafından başlanan fakat yarım kalan bahriye okulu 1975 yılında bakanlık tarafından alınarak tamamlanmış 1982 yılında da Amasra Müzesi olarak faaliyete geçirilmiştir. Helenistik, Roma, Bizans, Ceneviz ve Osmanlı dönemlerine ait eserlerin sergilendiği 2 arkeolojik ve 2 Etnografik teşhir salonu bulunmaktadır. 2016 yılında restore edilen Amasra müzesi binası ve bahçesinde lazer gösterileriyle eser tanıtımları yapılmaktadır.Tarih severler için gezilmesi gereken bir müze diye düşünüyorum.Giriş ücreti yalnızca 5 TL. Bilgilere linkten ulaşabilirsiniz.

Amasra Müzesi

Gürcüoluk Mağarası

Mağara, Çakraz-KargacIk koyu yakınlarında, Amasra’ya 15 km uzaklıktadır. İlk girişte geniş ve yüksek tavanlı bir oda bağlantısı olan, 20’den fazla odalardan oluşur. Gürcüoluk Mağarası, görünümleri son derece güzel ve ilginç sarkıt ve dikitlerle kaplıdır.

Bakacak Tepesi – Tavşan Adası – Çakraz Köyü

Karadeniz tehlikelidir bilen bilir. Ege ve Akdeniz’den çok farklıdır.Daha az tuzlu ve dalgalı, insanı da denizi gibi hareketlidir derim hep. Ama dalgalı denizde eğlenilmez mi! Çakraz tatil köyü Amasra’ya 15- 20 dk uzaklıktadır. Konaklamak için uygun oteller ve pansiyonların yanı sıra kamp alanlarıda mevcuttur. Amasra’dan şehir merkezinden yelkenli tekneyle Çakraz’ı ve çevresindeki koyları dolaşabilirsiniz.

Fatih Sultan Mehmet’in Lala’sına seslenerek  “Lala Lala Çeşhm-i Cihan Bu Mu Ola?”(Dünyanın Göz Bebeği) diye seslendiği yerdir BAKACAK TEPESİ.

Tavşan adasına tekne ile geçebilirsiniz. Adını aldığı, pek sevimli tavşanları zıplarken görmeniz de mümkün.

Neler Yemeli?

Amasra Pidesi,16 farklı malzeme bulunan Amasra pidesi ve yanında bakır tasta yayık ayranı denemeniz gereken bir lezzet.Tabiki bunların yanında yöresel yemekler de bulmanız mümkün.

Asıl tatmanız gereken şey kesinlikle balık! Her gün taze karadeniz balıklarının çıktığı bu şehre gelip balık ve salata yemeden dönmek olmaz.  Mezgit tava, karides güveç ve kalamar seviyor iseniz denemeniz gerekir. Manda yoğurdu üzerine bolca fındık ve balla servis edilen, yoğurt tatlısınıda denemelisiniz.

İyi bir tatili haketiğinizi düşünüyor ve yakınlarda planlar yapıyorsanız, Amasra sizin için doğru rota olacaktır.

Amasra’ya gelmişken yakın rotaları da görmek isteyenler için diğer yazılarımıza göz atmayı unutmayın!

Zonguldak Gezi Rehberi

Sinop Gezi Rehberi

Sevgiler