Karantinada Evinizde Minimalizme Yer Açın-Sadeleşme / #evdekal
Hepimiz haftalardır evdeyiz ne yazık ki. En kısa zamanda geçmesini umduğumuz bu süreçte, evde vaktimizi iyi değerlendirmek için de elimizden geleni yapıyoruz. Peki evimizde daha huzurlu bir ortam oluşturmak bizi ne kadar etkiler hiç düşündünüz mü?Son zamanların popüler akımı olan ‘minimalizm’ aslında bir yaşam felsefesi olarak anılıyor. Minimalizm, insana gerçek mutluluğu verecek olan, alışveriş çılgınlığına nokta koyacak, daha sade ve özgür bir yaşam biçimidir. Birçok alanda olduğu gibi yaşam alanlarımızda minimalizm de, bu akımın önemli bir parçası. Özellikle Uzakdoğu’da evlerinde sadece yaşamsal ihtiyaçlarına yetecek kadar eşya bulundurup, bu işi biraz abartmış olan insanlar gördüm =) Bizim yeni gelinlerimiz bu evleri görse oturup ağlayabilirler =) Şaka bir yana her milletin kendi kültürüne göre bir yaşam ortamı, evi olduğu için biz o kadar da minimalleşemeyiz diye düşünüyorum ama kendimi bildim bileli sadeliği seven biri olarak bu işin mutluluk verdiğini garanti edebilirim. O zaman tembelliği bir kenara bırakıp, karantinada evinizde minimalizme yer açın!
Salon/Misafir Odası/Oturma Odası-
Karantinada Evinizde Minimalizme Yer Açın-Sadeleşme
Eskiler için misafir odası diye tabir edilen alanlar, bizim neslimiz için en çok kullanılan yere dönüştü. Annelerimiz, anneannelerimiz salonun kutsal kapısını sadece özel günlerde ve misafirlere açardı. Oysaki şimdiki nesil, evin en büyük odasını oturma odası olarak kullanıyor ki ben de bu fikri destekliyorum. Yani ben oturmayacaksam o odanın ne anlamı var ki 🙂
Salondaki en büyük problemler şu gereksiz ve amaçsız bulunan aksesuarlardır. Masanın üzerini, sehpaları, konsolu, televizyonun dört bir yanını hatta zemini işgal etmiş bu eşyaların en büyük kullanımı haftada bir tozlarının alınmasıdır =) Bunun dışında sadece orada durup bize bakarlar. Şöyle bir etrafınıza bakın bakalım, zamanında beğenip ya da aman burası boş kalmasın diye aldığınız, yıllarca durduğu yerde duran ve hiçbir işlevi olmayan ne fazlalıklar var? Acımayın, atın =) Atmaya kıyamazsanız eminim ki etrafınızda verebileceğiniz birileri vardır.
Salondaki diğer bir problemse kırlent ve yastık bolluğu. Bazı koltuklarda bizim yerimize kırlentlerin oturması hiç hoş değil! Biraz azaltalım, renklerini sadeleştirelim ve koltuklarımıza sahip çıkalım.
Son olarak duvarlara değinmek istiyorum. Lütfen size hediye gelen her tablo, çerçeve vb. şeyi boş bulduğunuz duvara asmayınız. Bazı duvarlar da boş kalmayı hak ediyor bence. Salonunuzun hatta tüm evinizin bir kimliği, kişiliği olsun. Dolayısıyla tarz bütünlüğü yakalamanız için bunu duvarlarda da desteklemeniz gerekir.
Mutfaklar
Öyle mutfaklar gördüm ki içinde mutfak yoktu!
Biz Türk hanımlarının en sevdiği alışveriş konularından biri mutfak eşyası. Öylesine gezerken bile hiç ihtiyacımız olmadan bir sürü mutfak eşyası alıp eve dönebiliriz. Hele ki son dönemlerde resmen bir akım oluşturan sunumcu hanım kızlarımızın gazına gelirsek yandık. Ne olur yapmayın artık, rahat bırakın mutfakları! =) Sonra bunu nereye koyacağım diye itiştirip kakıştırıyoruz dolap içlerini.
Her kategoriyi ayrı ayrı değerlendirin. Tencereler, tavalar, tabaklar, bıçaklar gibi. Mesela evde bulunan bütün tabakları masanın üzerine çıkarın. Hangisine ihtiyacınız olup olmadığına karar verip ayıklayın. Her kategori için bunu ayrı ayrı yapın. Eminim çekmecenizde yıllardır kullanmadığınız birçok araç gereç vardır.
Bir de yine eskilerin çok yaptığı ama günümüzde azalan misafir takımı algısını biraz kırmamız gerekli. Zor olduğunu biliyorum, siz yapsanız bile anneniz geldiğinde ‘Ay biz bunu misafir için almıştık!’ deme ihtimali yüksek. Ben çoktan misafir takımlarını kullanmaya başladım, tavsiye ederim =)
Banyolar
Banyolar bence sadeliği en çok hak eden mekanlar ama nedense otellerden topladığımız eşantiyonlarla bu güzelim mekanlara eziyet ediyoruz. Minik minik şişeler, görüntüsünü beğendiğimiz ama asla kullanmayacağımız banyo köpükleri, seyahatlerden aldığımız çeşit çeşit sabunlar… He bir de banyo aksesuarları var. Yapay çiçekler, sepetler, yok efendim parfüm şişeleri… O mis gibi tezgahların üzeri gözükmez oluyor. Boşaltın tezgahları, banyolar hak ettiği ferahlığı geri alsın. Hemen ortalıkta ne var ne yoksa toplayın, kullanabileceklerinizi ayırın ve kullanın, tarihi geçmiş veya kullanılmayacak durumda olanları ise atın. Aksesuarları ise azaltın, boş parfüm şişelerinin kapaklarını açıp dolap içlerine koyabilirsiniz. Böylece atmaya kıyamadığınız şişeler dolap ve çekmecelerinizi mis gibi kokutur.
Diğer bir önemli bir mevzu ise havlular. Hangimizin zamanında günlerce uğraşılmış ve hiçbir amaca hizmet etmeyen dantelli havlusu yoktur ki? Ben hepsini kullandım ve kullanıyorum. El havlularınızı ortaya çıkarıp kaç tane olduğunu sayın lütfen. 3-4 kişilik bir ailenin kullanabileceği el havlusu sayısı ortalama 12-14 adettir. (Ki bence bu bile fazla!) Minimalizm’e ayak uydurmak için bu sayıyı 8’e çekseniz şahane olur. Ayrıca misafir havlularınızı da bir gözden geçirmelisiniz. Evinize aynı zamanda en fazla kaç kişi misafir gelip de duş alabilir? Bu ihtimali göz önünde bulundurup sayıyı belirlemelisiniz.
Yatak Odaları
Geldik en cıncıklı bölüme =)
O gardıropların dili olsa da konuşsa, neler neler birikmiş içlerinde ah ahhh! Bizim bile unuttuğumuz en kuytu köşelerden, yıllar sonra neler çıkıyor =)) Hangisinden başlasam bilemedim!
Önceliği kıyafetlere vermeye karar verdim. Minimalizm’in en önemli bölümlerinden biri; kıyafette sadelik. Kıyafette sadelik derken dümdüz giyinin demiyorum, giymediklerinizi atın diyorum. Ne zaman dolabın kapaklarını açsanız ‘Giyecek hiçbir şeyim yok’ diyenlerden misiniz? Sizi çok iyi anlıyorum, çünkü size mutsuzluk veren onlarca kıyafeti dolabınızda biriktirmiş bulunuyorsunuz. Bütün kıyafetlerinizi yatağın üzerine yığın. Dolapta gözünüze az gelen o eşyalar, yatağa sığmayan bir dağ oluşturacak. Ne kadar da çok kıyafetiniz varmış! Şimdi hepsine tek tek bakın. Bir gün zayıflarım diye 8 yıldır tuttuğunuz 2 beden küçük o pantolonu artık atmanın zamanı geldi. Ya da arkadaşınızın veya indirim, kampanya gazı ile aldığınız, üzerinden 3 kış geçmiş olmasına rağmen etiketi üzerinde duran kazak, sana da elveda! Kıyafet ayıklarken yapmanız gereken en önemli şey, o kıyafeti elinize alıp düşünmek. Ve şu soruyu sormak: Bu eşya bana mutluluk veriyor mu? Peki onca eşyanın dolapta durması mı sizi daha mutlu edecek yoksa gerçekten ihtiyacı olan birinin kullanması mı? Kıyafetlerinizi verecek kimse bulamadıysanız, belediyelerin koyduğu kıyafet kumbaralarına atabilir, muhtarlıklara danışabilir ya da sosyal medyadan ihtiyaç sahiplerini bulup gönderebilirsiniz. Zamanında bir ton para döktüğünüz ama kullanmayacağınız çanta, kıyafet vs. gibi eşyalarınızı ikici el satış uygulamalarından satabilirsiniz.
Yatak odalarının diğer bir derdi ise ev tekstili. Nevresimler, pikeler, battaniyeler, yorganlar, yastıklar… Asla aynı anda kullanamayacağımız sayıda yastığımız var. Ve asla kullanmaya ihtiyaç duymayacağımız yün yorganlarımız. Bir kısmı dolaplarda tıkıştırılı bir kısmı da bazanın içinde. Bazen dolap kapaklarını açtığımızda, dolabın içinde ne olduğunu anlamadığımız kadar dolu raflarımız var. Sayın! Kaç taneye ihtiyacınız var ve siz kaçına sahipsiniz. Aynı kıyafetlerde olduğu gibi sevmediklerinizi, sıkıldıklarınızı, ihtiyacınız olmayanları, kullanmadıklarınızı ve eskiyenleri atın. Geri kalanları güzelce katlayın ve yerleştirin. İşte dolaplar nefes aldı!
Diğer Alanlar
Evlerdeki en önemli bölümlerden olan portmanto ve ayakkabılıkları atlamamak gerek. Hepimizin gereksiz kenarda tuttuğumuz çift çift ayakkabısı var biliyorum =) Genelde de elimizden geldiğince en konforlularını tercih ediyoruz di mi? Özellikle de kadınlar olarak bu kısma ayrıca zaafımız var. Alıyoruz, alıyoruz, alıyoruz… Kim bilir kaç tane asla kullanmayacağımız kol çantamız bir köşede yıllardır kullanılmadan duruyor. Ama nedense atmaya da kıyamıyoruz. İşte böyle böyle evlerde bizim yerimize eşyalar yaşamaya başlıyor.
Daha Sade bir Ev İçin
Renk ve Desen
Sade bir görüntü için karmaşık ve yoğun renklerden uzak durmanız gerekir. Genelde tek renk ve soft tonlar tercih edilmelidir. Gözü yoran diğer bir unsur ise desendir. Desen ne kadar çoksa o kadar kalabalık gözükür. Bu arada minimalizmin en sevdiği renkler beyaz ve siyah ve bu iki rengin arasındaki tüm tonlardır =)
Düzen
Düzeni olmayan, dağınık bir evde ne kadar az eşya olursa olsun sade bir görüntü oluşmaz. O yüzden minimalist bir görüntü ve ferahlık için en önemli unsurlardan biri düzendir. Sürekli kullanmadığınız bir eşyayı ortada tutmaktansa dolaba kaldırmak ya da kırlentleriniz düzenli olması bile büyük etkiler yaratabilir.
Yenisini Almamak
Eskiyen ve kullanmadığımız eşyalarımızı attıktan sonra gidip yerine yenisini almamak yani boşalan yeri doldurmaya çalışmamak gerekir. Aksi halde bu bir döngüye girer ve boşluk oluşmaz. Alışverişte lütfen kendinize mukayyet olun =)
Kıyafetlerde Kombin
Çok sevdiğiniz bir pantolonu atamıyorsunuz ama dolabınızda da onunla giyebileceğiniz uyumlu bir üst giyiminiz yok. Bu durumda kıyafetlerinizi kombinleyin. Alırken kombinli almak da kullanım açısından dolabınıza ve size rahatlık getirecektir.
Kitaplık
Evde minimalist olmanızı gerektirmeyecek bir kısım varsa o da kitaplıktır. Defalarca okusak da vermeye kıymadığımız belki tekrar okuruz diye sakladığımız gözbebeklerimiz. Ama yine de bir kısmını ihtiyacı olan bir okula bağışlamayı düşünebilirsiniz.
Yeşil Bitkiler
Bol yapraklı saksı bitkileri eve her zaman ferahlık getirir. Minimalizmin sevdiği diğer bir kalabalık da yeşil bitkilerdir. Evin her köşesinde bu güzellikler için müsait bir yer vardır.
Tüm bu önerileri sadece evinize uygulamakla kalmayın. Hayatınızın her alanına geçirin. Size iyi gelmeyen insanlar, telefonunuzdaki uygulamalar, bilgisayarınızdaki biriken fotoğraflar… Unutmayın ki ‘Az Çoktur.’
Şu anda size çıkın çıkın gidin diyemiyorum. Şimdilik atın atın rahatlayın ki ilerleyen zamanlarda daha çok anı için bol yeriniz olsun =)
Beni instagramdan takip etmek için tulin.07 ye tıklayabilirsiniz,
Bazı eşyalarınızı değerlendirmek için Karantinada Kendin Yap yazımızı okuyabilir,
Mutfakta vakit geçirmek isterseniz En Ünlü Salatalar Soframızda ya da 5 Akdeniz Mezesi yazılarımızı okuyabilir,
Karantinadayken biraz hareket etmek isterseniz de Evde Yoga yazımızı okuyabilirsiniz. Evde kaldığımız sürede göz atabileceğiniz diğer yazılarımız için #evdekal başlığına göz atmayı unutmayın!