İtalya’yı Yerlisi Gibi Gezmek | Yaz için planlarınız varsa eğer mutlaka İtalya da bu seçenekler arasında olmalıdır. Geçen yaz tatilimde sadece İtalya’ya yer vermiştim ve İtalya sadece Roma’dan ibaret olmadığını deneyimledim. Evet makarnaları ve pizzaları ile ünlü bir ülke fakat arka planda kalmış ve yediğinizde hayatınızda başka bir yerde asla bulamayacağınız tamda tadı damağınızda kalacak farklı tatlar var. Ayrıca bu tatların yanında muhteşem manzarası ve doğası ile sizi büyüleyecek mekan önerim olacak.
İtalya’ya gittiğimde en çok beni etkileyen şeylerin başında tabiki de yüzyıllardır korunmuş tarihi yapıları, doğası ve doğaya saygılı şehir yerleşimi olmuştu. Özellikle Roma ve Floransa’nın mimarisi şu ana kadar gördüğüm yapılar arasında en muhteşemiydi. Fakat İtalya’ya sadece ünlü mekanlarını ve yemeklerini yemek için gitmemelisiniz. Kültürünü ve yerli halkını yakından tanımak isterseniz Sirmione tamda size göre bir yer işte. Kendinizi La Vita E Bella filminde gibi hissedeğiniz sokakları ve samimi halkı ile tanışmanızı isterim mutlaka. Gelin şimdi hep beraber bakalım…
Sirmione Kasabası
İtalya’nın Kuzeyinde Garda Gölünün kıyısında muhteşem manzaraya sahip olan şirin bir kasana Sirmione. İtalya’nın en büyük gölü olan Garda( Logo Di Garda ) kıyısında bulanan, Verona, Milano ve Brescia şehirlerinden 1,5-2 saatte kolayca ulaşabilirsiniz.
Sirmione kasabasına ulaşmak için otobüs, tren yada kendi aracınızla gelmek mümkündür. Sirmione kasabasında geniş bir otopark bulunmakta ve saatlik ücreti 1,5 eurodur.
Sirmione kasabasına ilk girdiğinizde sizi devasa bir kale olan Scaliger Kalesi karşılıyor. Surlarla örülü kale uzun yıllar Sirmione kasabasının savunması için kullanılmış. Kale pazar günleri kapalı olup hafta içi 08.30-19.00 arası hizmet vermekte. Ben ilk girdiğimde kasabanın içinde gezerken kendimi bir film sahnesinde yürüyormuşum gibi hissetmiştim.
Scaliger Kalesini geçtikten sonra çok fazla sayıda mağaza ve özellikle her adım attığınız yerde dondurmacıları görmeniz mümkündür.
Çiçekli balkonları, mis gibi kokan sokaklarıyla kendinizde Ortaçağda yaşıyormuş gibi hissedeceksiniz.
Via Dante boyunca ilerlerken karşınıza kasabanın en büyük kilisesi Santa Maria Maggiore çıkıyor. Diğer Avrupa şehirlerine nazaran kasabanın kimliği ile uyumlu gösterişten uzak bir kilise burası.
Sirmione’nin en ünlü sokağı Vittorio Emanuele. Restoran ve mağazalarla çevrili sokak belki de kasabanın en hareketli noktası.
Buraya dair en sevilmeyen özelliği belkide sokaklarında yürürken arabaların geçtiği anlarda caddenin tamamının dolu olması, sokak aralarının çok dar yapılması nedeniyle ilerlemekte çektiğim sıkıntılar olmuştu.
Akdeniz mutfağına sahip ve kendi el yapımı zeytinyağı ile hazırladıkları yemekleri sayesinde burada aç kalacağınızı düşünmüyorum.
Sokaklarda bir çok mağazada el yapımı çini ve porselenler ile hediyelik konusunda da bir çok çeşidi mevcut.
Sirmione kasabasında yetişen limon ağaçlarından yapılmış olan Limoncello likörünü içmeyi ve Limoncellodan yapılmış olan dondurmayı yemenizi mutlaka öneririm. Özellikle sıcak yaz aylarında ferahlatıcı bir tadı olan likör ve dondurma sizi serinletmek için en güzel şey olacaktır.
İtalya’ya gidemeyenler için aşağıya orada yaşayan yerel halktan öğrendiğim Limoncello tarifini bırakacağım mutlaka evde denemenizi öneririm.
Limoncello Yapımı
Başrol oyuncumuz tabiki de limon, özellikle kalın kabuklu yarası ve ezik olamayan limonları tercih etmelisiniz.
Malzemeler
- 1 lt etil alkol
- 8-10 adet büyük limon
- 650 gr şeker
- 1,5 lt içme suyu
Limonun sadece zest kısmını kullanıyoruz kabuğun altındaki beyaz kısmı likörümüze acı bir tat vereceği için oralarını almamaya dikkat ediyoruz.
İki adet kapaklı bir şişe alıp alkolü ve limon kabuklarını paylaştırıyoruz. Şişelerimizi ağzını sıkıca kapatıp gün aşırı aşağı yukarı yapıp sallıyoruz. Dikkat edilmesi gereken önemli şey şişelerimizi karanlık günışığı almayan bir yere koyulması gerekir.
Bir haftanın sonunda su ve şekeri kaynatıp, şeker iyice eriyene kadar karıştırıp daha sonra soğumaya bırakıyoruz.Şerbetimiz soğuduktan sonra önceden hazırlamış olduğumuz alkollü-limon karışımımıza ekliyoruz, limon kabukları atılır.
Elde ettiğimiz karışımı yine karanlık bir alanda bekletebiliriz.
Hazırlamış olduğumuz karışımı dolapta soğuduktan sonra tüketmenizi öneririm.
italya hakkında daha fazlası için tıklayınız.
Diğer yazılarım için Tıklayınız