Minimalist Yaşam: Sade Bir Yaşamın İpuçları
Minimalizm Nedir?
1960’lı yılların başında bir sanat akımı olarak ortaya çıkan minimalizm, anlamlı bir hayat yaşamak ve tüketim toplumunun dayatmalarından arınmak için bir yaşam felsefesi haline gelmiş durumda. Minimalist yaşam, milyonlarca uyaranla baş etmek durumunda kaldığımız şu çağda, bize sade bir yaşam için anahtar niteliğinde. Fakat öncelikle “sade” ile “basit” kelimelerini ayrıştıralım. Basit, kullanımı ve içeriği özelliksiz olandır. Sade ise yalınlaştırılmış yani fazlalıklarından arınmış olandır. Bir şeyi sade hale getirmek için üzerine düşünmek gerekir. “Less is more” yani “Az aslında çoktur” tam da bu durumu anlatır.
Mark Twain bir mektubuna, “Kusura bakma, vaktim dar olduğu için uzun yazıyorum” şeklinde azlığın çokluğundan bahseder. Çünkü az yazarsa, daha çok yazmış olacaktır.
Platon, minimalizmi şöyle açıklıyor: “Önemli olan, hayatta en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır”.
Minimalist yaşam aslında hayatımızı ihtiyaçlarımız doğrultusunda tasarlayarak yaşam kalitemizi arttırmaktır. Fark etmek, bir durup nefes almak, hayatı ve kendimizi dinleyebilme becerisini edinmek…
Minimalist yaşamın bir reçetesi olduğuna inanmıyorum. Fakat minik dokunuşlarla hayatımızda minimalist bir rüzgar estirmek mümkün.
Fazla Eşyalardan Arın!
Minimalist yaşam rehberinin ilk adımı olarak arınmayı önermemin bir sebebi var. Ferahlığı, sadeliği, yalınlığı tadın; nefes alın istiyorum