ŞEHİRLERİ KEŞFETMEYİ SEVER MİSİNİZ ?
Seyahat rotalarınızı belirlerken sadece popüler ve ikonik yerleri mi seçersiniz? Yoksa vaktinizi biraz da lokal insanların yaşadığı, daha sakin, şehri ve kültürü gerçekten hissedebileceğiniz yerlere de ayırır mısınız? Ünlü Şehirlerin Az Bilinen Muhteşem Yerleri yazımızda göreceksiniz.
Bu yazımı, daha önce gerçekleştirdiğim seyahatlarimdeki bazı önemli turistik şehirlerin, çok da bilinmeyen mekanlarına ve mahallerine ayırdım. İşte Ünlü Şehirlerin Az Bilinen Muhteşem Yerleri
Ünlü Şehirlerin Az Bilinen Muhteşem Yerleri
1- Poble Espanyol / BARCELONA
Barcelona‘yı bilmeyen ya da oraya gitmek istemeyen yoktur. Gaudi‘nin eserleri ile taçlandırdığı şehir benim de en çok yaşamak istediğim yer. Şehirde onlarca gezilmesi gereken yer var. Ancak bir yer varki aslında dibine kadar gidilmesine rağmen es geçilir. Burası, Barcelona‘nın Montjuic Tepesi‘nde bulunan açık hava müzesi Poble Espanyol‘dur. Magical Fountain‘e sadece 500 metre yürüyüş mesafesinde bulunan bu alan, İspanya‘daki en meşhur 117 cadde, sokak ve yapının küçültülmüş halleriyle oluşturulmuş. İspanya ruhunu tamamen hissedebileceğiniz bir bölge.
Giriş ücreti de 6,30 €
2- Trastevere / ROMA
Gerçek Roma kültürünü, şehir yaşantısını, yemekleri ve mimarisini merak edenler Tiber Nehri‘nin öteki yakasında bulunan bu semti mutlaka gezmeli. Genel olarak Roma‘yı bireysel ya da turla gezmeye gelenlerin es geçtiği bu bölge, gerçek Roma‘yı anlamanızı sağlayacak bir semt. Aşırı kalabalıktan uzaklaşıp, arnavut kaldırımlı sokaklarda yürürken İtalyan ezgilerinin eşliğinde bu semtte keyifli bir vakit geçirebilirsiniz.
3- Christiania / KOPENHAG
Kopenhag‘ın içinde bağımsız bir eyalet / bölge olduğunu biliyor muydunuz? Tam adı “The Free State of Christiania” olan bu bölge 70’li yıllarda hippilerce işgal edilen bir semt. Tüm uğraşlara rağmen Danimarka hükümeti tarafından boşaltılamayınca buranın onların kontrolünde olmasına göz yumulmuş. Yabancılar tarafından çok iyi bilinse de ülkemizden gidenlerin es geçtiği yerler arasında. Bu bölgede herşey serbest. 7/24 kültür sanat aktiviteleri ve eğlence bitmiyor. Kafa yapıcı tüm ot ve türevleri serbest. Kafeler, atölyeler, hamam, hayvan barınakları, incik boncukçular, göl herşey burada. Tam bir bohem mekan.
4- Oltrarno – FLORANSA
Floransa‘yı anlatmaya gerek yok.Tam bir açık hava müzesi. Ancak hangi mevsim giderseniz gidin her yerde yığınla insan var. Her yerde sıraya girmiş insanlar bir müzeden diğerine girme peşinde. Şehrin tam ortasından geçen Arno Nehri‘nin diğer tarafında bulunan Oltrarno semti Roma‘daki Trastevere gibi Floransa‘nın yerel ruhunu size fazlasıyla hissettirecek bir bölge.
5- Hampstead / LONDRA
Londra gerçekten devasa bir şehir. Londra‘yı tam anlamıyla gezdim demek cidden çok zor. Notting Hill‘den Chelsea‘ye , Soho‘dan Greewich‘e yüzlerce mahalle var. Hal böyle olunca birçok yeri de görmeden dönebiliyorsunuz. Benim Londra için önerebileceğim birkaç yer var ancak bu sıralamanın başına Hampstead Mahallesi’ni öneririm. Camden Town‘a bağlı olan bu mahalle entelektüel, liberal, artistik, müzikal ve edebi anlamda Londra‘nın önemli merkezlerinden. Dokusu korunmuş ve turisten arınmış bir bölge. Buranın dışında Brixton, Fulham, Ladbroke Grove da önereceğim yerler arasında.
6- Dean Village / EDİNBURGH
https://www.instagram.com/p/Bfd88EWh86t/
Dean Village, Edinburgh merkeze sadece 2km uzaklıkta olmasına rağmen yine popüler olmayan yerler arasında. Burası adeta masaldan fırlamış bir köy. Leith Suyu‘nun buradan devam eden kısmının iki yakasına kurulmuş evler ve bahçeler muhteşem bir ambiyans sunuyor. Edinburgh‘a gittiğinizde burayı kesinlike görmemezlik etmeyin.
7- Sagano / KYOTO
https://www.instagram.com/p/BiuhTMIBeV0/
2000’den fazla tapınağa ev sahipliği yapan Kyoto, Japonya‘nın en çok turist çeken şehirlerinden biri ve eski başkenti. Durum böyle olunca tapınakları gezmekten birçok yeri görmeye zaman yetmiyor. Kyoto denince akla ilk gelen Arashiyama‘daki Bambu Ormanları‘nı görmeye gidecekseniz buranın devamında bulunan Sagano bölgesine de mutlaka uğramalısınız. Hozugawa Nehri boyunca renklerin her türlüsünün doğadaki yansımasına tanık olacağınız bu ormanlık bölgede bulunan romantik trenle de gezmeyi unutmayın.
Deyalı bilgi için: Sagano Romantic Train
8 – Sopot / GDANSK
Baltık Denizi’nin ve Kuzey Avrupa‘nın en büyük liman şehirlerinden biri olan Gdansk son yılların popüler şehirlerinden. Gdansk gerçekten muazzam mekanlara ev sahipliği yapan bir yer ve özellikle ucuz olmasından dolayı ülkemiz insanının da yavaş yavaş seyahat listelerindeki yerini aldı. Özellikle Tricity diye adlandırırlan Gdansk – Gdynia – Sopot üçlüsünden Sopot çok az bilinen bir yer. Baltık denizinin en meşhur sahil kasabası olan Sopot‘u görmenizi tavsiye ederim. Bembeyaz kumları, gece hayatı ve şirin mi şirin evleri ile Sopot görülmesi gereken yerlerden.
9- Matka / ÜSKÜP
https://www.instagram.com/p/BbHSBs2BvUI/?utm_source=ig_embed
Balkanların en büyük şehirlerinden biri olan Üsküp vizesiz olmasından dolayı özellikle Türkiye‘den bir hayli ziyaretçi alıyor. Ancak genelde buraya gelenler tur kapsamında geldikleri için Üsküp‘te çok fazla zaman geçirmiyor. Halbuki Üsküp‘e 18 km uzaklıkta bulunan Matka Kanyonu eşine az rastlanır cinsten bir yer. Tam bir cennet. Doğanın ne kadar cömert olduğunu bu kanyona gidince bir kez daha anlayabilirsiniz. Şehir merkezinden düzenli otobüs seferleri ile Matka Kanyonu‘nun girişine kadar ulaşabilirsiniz.
10- Perast / KARADAĞ
https://www.instagram.com/p/Bd5lWRjhnNS/?utm_source=ig_embed
Balkanlara devam edelim. Küçük Dubrovnik olarak da nitelendirebileceğimiz Kotor vizesiz gidilebilecek en güzel yerlerden biri. Son yıllarda da popülaritesi oldukça artmış durumda. Ancak Kotor‘a sadece 14 km uzaklıkta bulunan Perast kasabası da çoğunlukla es geçilen ya da bilinmeyen yerlerden. Karşısında bulunan 2 tane adacıkla bütünleşen manzarası, taş evleri, kiliseleri ve sokakları ile Ortaçağı ayağınıza getiren bir yer. Kesinlikle görmenizi tavsiye edeceğim yerlerden.
11- The Montorgueil / PARİS
Dünya’nın en çok turist çeken şehri olan Paris‘in neredeyse her bölgesi her mahallesi popüler. Ancak bazı yerler biraz daha arka planda kalmış durumda. Bu mahalleler Parisian yani Parislilerin daha çok takıldığı, kentin sanat ve kültür nabzının attığı yerler. Bunlardan biri de Montorgueil mahallesi. Paris‘in en güzel lezzetlerini, eğlenceli sokak aktivitelerini, Paris mimarisinin en güzel örneklerini bulabileceğiniz bu mahalleye mutlaka bir kaç saatinizi ayırın. Buraya ulaşmak için gitmeniz gereken en yakın metro istasyonu Sentier ya da Etienne Marcel.
12- The Ghetto / VENEDİK
Dünya’nın en çok turist çeken ve romantik şehirlerinden biri olan Venedik yine çok düz gezilen yerlerden. Buraya gelen herkes ya bir gondol turuna çıkar ya da San Marco civarında takılır. Ancak Venedik‘te bulunan The Ghetto yani Yahudi Bölgesi gerçekten çok ilginç bir yer. San Marco meydanından 2 km uzaklıkta bulunan bu meydana yürüyerek ulaşabilirsiniz ve bu 2 km boyunca Venedik‘te saklı kalmış birçok güzelliği de görebilirsiniz. Yahudilerin yaşadığı bu bölgede Venedik Sinagogu ve Müzesi’ni de bulabilirsiniz. Yapılar Venedik‘te gördüklerinizden daha heybetli ve daha renkli.
13- Weiliczka Salt Mine / KRAKOW
Sırada çok ilginç bir mağara var. Polonya‘nın kadim ortaçağ şehri olan Krakow onlarca tarihi ve turistik yere ev sahipliği yapıyor. 1609 yılına kadar Lehistan Krallığı’na başkentlik yapan bu kente gelmişken 2. Dünya Savaşı’nın en trajik olaylarının yaşandığı, Auswitch Kampı dışında Dünya’nın en büyük tuz mağaralarından biri olan bu mekanı görmelisiniz.
Krakow‘a 14 km uzaklıkta bulunan bu mağara sadece bir tuz mağarası değil. Bu madende çalışan işçilerin yıllarca tuzdan inşa ettikleri kiliselere, heykellere, tuz gölüne birçok farklı yapıya rastlayacaksınız. Giriş: 70 zloty .
14- Similan – Krabi – Coral – Rok Adaları / Phuket
ayland‘ın en meşhur adası olan Phuket, Dünya’nın en güzel coğrafyalarından birine sahip. Enfes kumsalları mavi ve yeşilin tüm tonları ile saran doğa ziyaretçilerine unutulmaz bir tatil deneyimi yaşatıyor.
Phuket, Tayland‘ın en büyük adası olmakla birlikte irili ufaklı sayısız adaya da komşu durumda ve neredeyse tüm adalara Phuket‘ten ulaşım mümkün. Ancak Phuket‘e gelenlerin çoğunluğu Phi Phi ve James Bond ada turları kapsamında bulunan duraklardaki adaları görebiliyor. Phuket‘e daha fazla gün ayırdıysanız Similan – Krabi – Coral – Rok gibi onlarca adayı da listenize dahil edebilirsiniz. Bu adalar hem sakin hem de muhteşem bir doğal ambiyansa sahip. Detaylı bilgi için: Phuket Çevresindeki Adalar
15- Nakameguro / TOKYO
Dünya’nın en kalabalık şehri olan Tokyo, tahmin edeceğiniz üzere devasa bir şehir. Günlerce hatta haftalarca gezseniz bitirmek zor. Ancak turistik yerleri çok keskin belirlenmiş durumda. Tokyo‘ya gelen hemen hemen herkes gezilerine Shibuya, Harajuku, Shinjuku, Akihabara ve Ginza civarında yoğunlaşır. Ben Tokyo’da kaldığım süre boyunca pek çok mahalleyi görme fırsatım oldu ancak Nakameguro gerçekten başkaydı. Sakura Ağaçları ile kaplı kanal boyunca uzanan sağlı sollu hipster mekanları, konsept kafe ve barlar, alışveriş noktaları ve Yutenji tapınağının varlığı Nakameguro‘yu daha da görülesi bir yer haline getiriyor.
16- Haji Lane / SİNGAPUR
Renkli sokaklar sever misiniz? Grafiti ile aranız nasıl? Eğer bu sorulara cevabınız olumlu ise Haji Lane tam size göre bir bölge. Sayısız turistik cazibe merkezine sahip bir şehir olan Singapur‘da farklı bir yer arayanlar Haji Lane’e mutlaka uğramalı. Masjid Sultan Camii’ne çok yakın olmasına rağmen es geçilen yerlerden.
17- Kasbah Des Oudaias / RABAT
Fas denince akla en çok gelen yerlerden biri mavi şehir adı verilen Şafşafan’dır. Coğrafi olarak zor bir yerde olmasına rağmen çok popüler bir yer. Peki bu mavi şehrin küçük bir benzerinin başkent Rabat‘ta da olduğunu söylesem ne derdiniz? Rabat‘ın merkez mahallerinden biri olan Kasbah Des Oudaias masmavi ve bembeyaz boyalı evleri, kapıları, sokakları ile Şafşafan‘ı aratmayacaktır.
18 – Zizkov / PRAG
Bazı şehirler var ki onları anlatırken kelimeler kifayetsiz kalır. Prag da o şehirlerden biri. Şehre gelen herkes Prag‘da geçirdiği süre boyunca keyifli bir zaman geçirir. Bu yüzden Prag, yüzölçümüne oranla inanılmaz yoğun bir ziyaretçi akımına maruz kalır. İşte bu kalabalıklardan kurtulmak için size Zizkov Mahallesi’ni öneririm. Yerel insanların daha çok takıldığı bu mahalle Prag‘ı yukarıdan izleme imkanı sunduğu gibi, turistik yerlere göre son derece ucuz ve daha geleneksel imkanlara sahip. Mahalle sakinleri genellikle sanatçı, müzisyen ve öğrencilerden oluşuyor. Durum böyle olunca sanatla yoğrulmuş bir çok mekan bu mahallede bulunuyor.
19- Josefstadt / VİYANA
Tarih ve sanat şehri Viyana aynı zamanda onlarca müze, saray ve galeriye de ev sahipliği yapıyor. Gezilecek yerlerin birçoğu birbirine yakın yerlerde toplanmış. Bu yüzden Viyana‘ya gelenler uzaktaki birkaç saray dışında çok uzaklara açılmıyorlar. Viyana yerlilerinin yaşadığı, daha lokal sanat merkezlerini ve lezzetli viyana yemeklerini bulabileceğiniz Josefstadt bölgesine uğramanızı tavsiye ederim.
20 – Buda Sokakları – BUDAPEŞTE
Bilmeyenler için tekrar yazmak gerekirse Budapeşte şehri nehrin her iki tarafını oluşturan Buda ve Pest bölgelerinin birleşiminden oluşur. Genelde şehrin en popüler yerleri ve daha düzenli kentleşme Parlemento‘nun olduğu yaka yani Pest bölgesidir. Nehrin karşı tarafında bulunan Fisherman’s Bastion ve Kale‘nin bulduğu Buda Tepesi de bu 2 mekandan dolayı popüler ancak çok az kimse tepenin arkasında bulunan mahalleri ziyaret eder. Budapeşte‘nin yerlilerinin yaşadığı, daha mütavazı mekanların bulunduğu bu mahalleyi de görmenizi tavsiye ederim. Sadece turist olarak değil de şehri hissetmek için geziyorsanız bu mahallede aradığınızı bulacaksınız.
21 – Dünyanın En Yaşlı Porsuk Ağacı – ZONGULDAK
Dünyanın en yaşlı Porsuk Ağacı (Taxus baccata) sizce kaç yaşındadır? Zonguldak‘ta keşfedilen Gümeli Porsuğu bu sene tam 4117 yaşına giriyor. Gümeli Porsuğu hem dünyanin en yaşlı porsuk ağacı hem de Anadolu’daki en yaşlı ağaç. Ağacın bronz çağda filizlendiği ve 4000 yıl daha yaşayabileceği söyleniyor. Ağacın tanıklık ettiği ve edebileceği zamanları düşünüp etkilenmemek mümkün değil!
Efsunlu atmosferini teneffüs etmek ve uzun upuzun yaşam serüvenine tanıklık etmek için Gümeli Porsuğu‘nu ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Linkteki haritadaki QR kodunu okutarak Gümeli Porsuğunun konumunu bulabilirsiniz.
Ayrıca Zonguldak Rehberi yazımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz…
BONUS: Yozgat – YOZGAT
Pek birşey yazmaya gerek yok. Şehir merkezi için zaten yazacak birşey de yok. Yozgat‘a gelince mutlaka Yozgat‘ı ziyaret edin 🙂 Şaka bir yana, Yozgat‘ın 40 km uzağında bulunan Roma Hamamı’nı görmelisiniz.