Samsun Gezi Rehberi – Orta Karadeniz’in Gözde Şehri
Orta Karadeniz’in en modern ve güzel, tarihte de büyük yeri olan şehir Samsun’a hoşgeldiniz. Yarı Ordu yarı Samsunlu olduğum için yine bir gururla yazacağım yazı hazırladım sizlere. Karadeniz’e gezilerine, ilgi son yıllarda gittikçe artıyor. O halde Karadeniz turunuz için başlangıç veya son nokta olabilecek şekilde Samsun’u seçerek bir rota hazırlayabilirsiniz. Çocukluk anılarımın, yaz tatillerimin heyecanı olan şehirdir benim için ve kocaman bir kız olmama rağmen hala minik tatillerimde gitmek içinde can atıyorum diyebilirim… Buyrun Samsun Gezi Rehberi..
Samsun’a Nasıl Gidilir?
Hava yolu en basiti çünkü direk olarak Samsun Havalimanı’na iniyorsunuz ve yalnızca merkeze 30 km uzaklıktadır. Bafaş otobüs hizmetini kullanabilirsiniz.
Samsun’a trenle veya karayolu üzerinden de gelebilirsiniz. Bildiğim kadarı ile şu an ayrıca bir Ankara- Samsun hızlı tren çalışması da var.
Samsun’da Ne Yenir?
Samsun’da ilk olarak Samsun pidesi ve simitinin bir tadına bakmalısınız. Karadeniz’in neredeyse her şehrinde pide yiyiniz! Gerçekten her şehrin lezzeti farklı …
Eğer karayolu ile geliyorsanız da Havza-Samsun arasında, TSE’nin Coğrafik işaretli olan “Çakallı Menemeni”nden yemelisiniz. Ben çocukluğum boyunca menemenin yalnızca o şekilde olduğunu sanırdım. Üniversiteye gelince gördüm ki herkes farklı yapıyor. Ama ben hala bu versiyonunu daha çok seviyorum. Çakallı Menemen’i yöreye özgü tereyağ ve peynir ile yapılır ve sadece yumurta sarısı eklenir içine.
Nokul ise, haşhaş ile yapılan hafif tatlı bir çörek türü. Benim çok sevdiğim lezzetlerden biridir. Çantanıza da atıp, acıktıkça yiyebilirsiniz.
Samsun Tarihi – Samsun Gezi Rehberi
Samsun’un tarihi MÖ 760-750 yıllarına dayanmaktadır. İlk ismi İon şehir devletlerinden biri olan Miletoslular tarafından Amisos adı ile bu bölgede, daha sonra da Kızılırmak Vadisi – Kavak Tekkeköy Çarşamba Ovası’nda yaşam sürmüşler. Bu bölgelerde yapılan arkeolojik kazılarda Orta Çağ ve Cilalı Taş devrine ait bir çok eser çıkmış.
Samsun’da yaşayan en eski topluluk MÖ 5000-3500 Gaşkalar’dır. Daha sonra İç Anadolu sınırında Paflagonlar Kızılırmak Havzasında yaşamışlardır. MÖ 3000-1100 Hititler, MÖ 2000-1200 Frigyalılar, MÖ 1182-MÖ 676 Kimmerler ve Lidyalılar şehir kurmuşlar. Miletliler, Ege’den Karadeniz’e gelerek “Amisos” adını vermişler.
Amazonlar M.Ö.1200 yıllarına yaşamış efsanevi kadın savaşçılar ve Thermodon (Ünye- Terme bölgesi) kıyısında Themiskyra kentinde yaşamışlar. Oklarının yaylarını iyi çekebilmeleri için kadınların çocukken sağ memelerini kestiklerini ve bundan dolayı kendilerine “memesiz” demek olan “Amazon” adının verildiği söylenir.
Bir sürede Pers İmparatorluğu altında yaşayan Amisos, M.Ö. 64 yılında Roma hakimiyetine girmiştir. Roma hakimiyetinde iken Amisos şehrinin ticari önemi artmaya başlamıştır. Bu ticari gelişme şehrin zenginleşmesini sağlamış ve bir süre sonra da Amisos’ta hristiyanlık yayılmıştır.
Selçuklular’ın Anadolu’ya girmesinden sonra, Anadolu Selçuklu sultanı II. Kılıçarslan tarafından Selçuklu hakimiyetine alınmış. Türkler burada “Müslüman Samsun”u kurmuşlar ve bir bölümde Hristiyanlar yaşamaya devam etmiş (Gavur – Kara Samsun bölgesi). Sonraki dönemlerde ticaret ve denizcilik şehri olması nedeni ile Cenevizliler’in de hakim olduğu bölge olmuş.
1645 yılında Samsun’a gelen gezgin atamız Evliya Çelebi, Samsun halkının gemicilik ve kendircilikle uğraştığını söylemiş. Samsun kalesinin deniz kıyısında taştan yapılmış sağlam bir yapı olduğunu anlatmış. Yaban üzümü ve nar rengi armut turşusunun meşhur olduğunu ve fıçılarla İstanbul’a gönderildiğini, gemi palamarları için imal edilen kendir ipinin burada üretildiğinden bahsetmiş.
Kurtuluş Savaşı mücadelesi bizim ve şehir için en gurur verici bir zamanlardan. Birinci Dünya Savaşı esnasın da Rus donanmasına ait savaş gemileri tarafından 10 Temmuz 1915’de şehir bombalanmış; sivil halka ait yerler de zarar görmüş, Samsun açıklarındaki irili ufaklı 16 gemi tahrip edilmiş. 1916 ve 1917 yıllarında da Samsun sahilleri topa tutmuş, 1919 yılının başından itibaren Amerikan donanmasına ait savaş gemileri Samsun’a gelmeye başlamış. 9 Mart 1919’da İngiliz İşgal Kumandanlığı asayiş gerekçesiyle 200 kişilik bir birliği Samsun’a çıkarmış ve şehir işgal edilmiş.
Tarih 19 Mayıs 1919’a geldiğinde Mustafa Kemal Atatürk milli mücadeleyi başlatmak üzere, Bandırma Vapuru ile Samsun’a adımını atmıştır. Buradan Havza’ya giderken, sabaha karşı aracı bozulan Mustafa Kemal arkadaşlarıyla en yakın köye araçtan inerek yürümeye başlar ve Gençlik Marşı’nı söyleyerek yollarına devam ederler…
Samsun’da Gezilecek Yerler – Samsun Gezi Rehberi
Bandırma Vapuru Müzesi
2003 yılında halka açılan müze, Bandırma Vapuru’nun orijinali şeklinde yapılmıştır. İçerisinde Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bal mumu heykelleri, Atatürk’e ait yazılar vb. gibi objeler sizi tarihe götürecektir.
Atatürk Anıtı
Atatürk’ün Samsun’a çıktığı yer olan Atatürk Parkı içinde; halkın kendi arasında para toplayarak, 1931 yılında Avusturyalı heykeltraş Heinrich Krippel’e yaptırmış olduğu anıttır.
Gazi Müzesi ve Etnografya Müzesi
1902 yılında yapılmış olan Gazi Müzesi binası, Mantika Palas otel olarak o dönemlerde faaliyet vermiş. Bizim için asıl önemi ise; Atatürk Samsun’a geldiğinde silah arkadaşları ile birlikte milli mücadelenin planlarını burada kalarak yapmışlar ve sonraki her gelişinde de burada konaklamış.
Bina, 9 Ekim 1940 yılında Samsun Gazi Müzesi olarak ziyarete açılmış. İçeride organizasyon için büyük salon ve sergiler mevcut. Haftanın her günü 09:00-17:00 arası ziyaret edebilirsiniz ve girişler ücretsiz.
Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, 1981’de ziyarete açılmış ve şehir merkezinde kolay bir konumdadır. Arkeolojik ve etnografik olmak üzere iki bölüme oluşmaktadır. Müzenin arkeoloji bölümünde Kalkolitik dönemden Roma dönemine uzanan eserler sergilenmektedir.
Etnografya bölümde ise döneme ait kıyafetler, para ve el yazması Kuran’lar, süs eşyaları, döneme ait silahlar, mutfak ve ev eşyaları, halı ve kilimleri görüyorsunuz. Fakat benim için müzede en etkili olan sanırım, Amisos Antik Kenti eserleri ve mezar odasında bulunan Amisos hazinesi. Yol yapımı çalışmalarında ortaya çıkan bu hazine ilginizi çekecektir.
Mater Dolorosa Katolik Kilisesi
Padişah V. Murat, özellikle Hristiyan inancına büyük saygı gösteren padişahlardan olup, Müslüman ve Hristiyan halkların bir arada yaşamalarını istediğini önemle vurgulamış. Bölge halkının yapısı nedeni ile 1876’da Samsun’a bir kilise inşa edilmesi için emir vermiş. Kilise 1990’lı yıllarda restore edilmiş. Kilise halen faaliyet vermekte ve ibadete açıktır. Bu tarihi kilise üzerindeki freskler ilginizi çekecektir…
Atakum Sahili
Sosyal hayatın kalbi olan Atakum, sahilinde yürüyebileceğiniz, denize girebileceğiniz, eğlence yerlerine sahip bir ilçesi. Hatta yazları cıvıl cıvıl olan bir bölge diyebilirim. Yani geldiğinizde dinlenmek, yemek-içmek için vakit geçirebileceğiniz yer işte burası.
Amisos Tepesi
Miletoslular, Toraman Tepe sırtlarında kent surlarını yapmış, caddeler, sokaklar, meydanlar oluşturmuş, dini yapılar ve evler kurmuşlar. Buluntular arasında liman ve yakınında kent olduğu keşfedilmiş. Kentin doğu, batı ve güneyindeki yamaçlar mezarlık olarak kullanılmıştır. Yukarı Kent yönetici, asker, tüccar, din adamları, toprak sahipleri gibi varlıklı sınıfların yaşadığı yer iken; Aşağı Kent’te ticari depolar ve limanda çalışan denizciler, köleler ve diğer çalışanlar yaşarmış.
Samsun’un ilk adının verildiği bu tepede, 2004 yılında başlatılan kurtarma kazılarıyla birlikte Baruthane Tümülüsleri olarak adlandırılan iki yığma tepenin altından mezarlar ortaya çıkarılmıştır. Baruthane Tümülüsleri‘nin Mitridates sülalesinin hüküm sürdüğü Helenistik Dönem’de yapıldığı anlaşılmaktadır. Samsun Müzesi ile İstanbul Üniversitesi’nin birlikte yürüttüğü bilimsel kazıların sonunda iki ayrı mezar ortaya çıkarılarak ziyarete açılmıştır. 2008 den itibaren ise en son hali ile ziyarete açıktır. Buraya giderken teleferik kullanabilirsiniz.
Tekkeköy Mağarası
Şehir merkezine 15 km kadar uzaklıkta olan mağaralar araştırıldığında Hitit Dönemi ve Tunç Çağı’na dayandığı bulunmuş. Buluntular arasında çark yapımı, devetüyü, kırmızı renkli seramikler; Eski Tunç Çağı katında ise çok sayıda gömüt, el yapımı seramik buluntular, siyah zemin üzerine beyaz boyayla yapılmış geometrik desenlerle süslü, dişli, yivli, çizgi bezekli kaplar, kabartma insan yüzlü vazolar (antropomorf) gün ışığına çıkarılmış. Türkiye’de en eski 3. Yerleşke olduğu söyleniyor ve ayrıca yapılan proje ile etrafta o döneme ait minyatür heykeller ve Rum evleri mevcut. Ziyaretçiler için tasarlanmış açık hava müzesi gibi. Şehir içi dolmuş vs ile buraya ulaşım sağlayabilirsiniz.
Kabaceviz Şelalesi
Samsun’un doğusunda bulunan Tekkeköy ilçesinde bulunan Kabaceviz Şelaleleri, merkeze 30 km kadar uzaklıktadır. Bölgede yaşayanlar haftasonları dağcılık, trekking gibi yapabiliyor ve bence bahar ayları çok ideal zamanları. Yaz dönemi su azalabiliyormuş. Sırt çantanızı alın ve temiz havanın, yeşilliğin tadını çıkarın..
Şahinkaya Kanyonu
Altınkaya Barajı üzerindeki Şahinkaya Kanyonu -Vezirköprü, Samsun’a yaklaşık 120 km kadar uzaklıkta bir ilçe sınırları içerisindedir. Kanyon alanı, 2015 yılında Tabiat Parkı ilan edilerek turizme ve bir çok spor aktivitelerine açılmıştır. Baraj gölünde bulunan kanyon toplamda 2,5 km uzunluğunda ve kayaların derinliği yaklaşık olarak 400 metre olduğu bilgisi mevcut. Türkiye’nin 2. Büyük kanyonunu buraya kadar gelmişken görmeden gitmeyin derim. Şahinkaya Kanyonu hakkındaki detaylı yazımızı da buraya bırakıyorum.
Kızılırmak Deltası
Samsun’a 30 km uzaklıkta olan delta, UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici listesindedir. Deltanın eşine az rastlanır bir biyolojik çeşitliliğe sahip olmasını sağlayan unsurlar farklı ekolojik karakterlerdeki habitatların bir aradadır. Delta’da 7 adet göl ve bir çok kuş ve farklı türde hayvan bulunmaktadır. Daha detaylı bilgiyi Kızılırmak Deltası linkte bulabilirsiniz.
Sevgiler, Gamze
1 Yorum
Samsun’da yapılabilecek her şeyi anlatmışsınız gerçekten. Elinize sağlık 🙂