Rahmi Koç Müzesi’nde Bir Hafta Sonu
Kelimelere bakınca, sanki aynı anlamdaymış gibi geliyor insana. Aslında çok başka anlamları var. Dünya’da herkes zengin olabilir ama varlıklı olmak başka bir vizyondur. Han, hamam, fabrika sahibi olunabilir ancak kültür, sanat, tarih biriktirmek, ülkesinin kültürel mirasına yatırım yapmak, fabrika kurmak kadar önemli ve değerlidir. Eğer zenginliklerimizi, varlıkla da taçlandırabilirsek işte asıl meziyet budur. Rahmi Koç Müzesi size bir dönemin en önemli teknolojik araçlarını görebilme, binlerce antika eşya içerisinde hayallere dalıp o dönemi yaşayabilmenizi sağlayacak.
Koç Müzesi böyle bir ufkun ve vizyonun örneği. Bu yazımda size, aslında adını çokça duyduğunuz, belki de gezip gördüğünüz bir müzenin özel yanlarını göstermeye çalışacağım.
Müze Nasıl Kuruldu? Fikir Nereden Çıktı?
Rahmi Bey bu konuyu kendisi şöyle anlatmış.
“Babam Vehbi Koç, bilmiyorum kaç yaşındaydım, bana Almanya’dan ilk elektrikli treni getirdiğinden beri mekanik ve endüstriyel objeleri toplamış, biriktirmişimdir. Seneler geçtikçe bu koleksiyon o kadar genişledi ki, ne evlerimde ne bürolarımda, ne de depolarımda yer kalmadı.
Diğer taraftan Koç Topluluğu 1950’lerde sanayiye atılınca, dünyanın büyük sanayi kuruluşlarıyla temaslarımız sıklaştı. Bizden daha eski şirketlerin ilk mamullerinden başlayarak bütün ürünlerini topladıkları birer müzeleri olduğunu gördüm. Onlara imrendim. Niçin biz böyle kolleksiyonlar yapmayalım, dedim. Düşündükçe bu tür müzelerin sanayicilerden başka kimsenin merakını çekemeyeceğine ve bu fikrin Türkiye için erken olduğuna karar verdim. Fakat bu fikir bir kere kafama yerleşmişti. Yurtdışı seyahatlerimde teknik ve endüstriyel müzeleri gezmeye başladım. Bunlar arasında Münih‘teki Deutsches Museum‘u, Londra‘daki Science Museum‘u gezdim. Ama ne zaman ki Detroit’teki Henry Ford Museum‘u gördüm; işte o zaman bütün kolleksiyonumu bir çatı altında toplamaya karar verdim. Bu fikri arkadaşlarıma açtım; hepsi olumlu karşıladıkları gibi, beni teşvik ettiler. Artık kararımı vermiştim.”
İşte bu firkirle müze, 1994 yılında Haliç kıyısında, Tekele ait eski bir ispirto deposunun restorasyonu sonrasında açılır.
Rahmi Koç Müzesi Nerede? Nasıl Gidilir?
Rahmi Koç Müzesi İstanbul Haliç ilçesi Hasköy semtinde. Müzeye metrobüs ile Halıcıoğlu durağında indikten sonra deniz kıyısına doğru yürüyerek ulaşabilirsiniz. Üsküdar’dan kalkan Eyüp vapurları da Rahmi Koç Müzesi’ne uğruyor. Ayrıca 47, 47E,47Ç ve 47N hatları da müzeye ulaşım için diğer bir alternatif. Müze ziyaretçileri için ücretsiz otopark mevcut.
Müze Giriş Ücreti Nedir? Hangi Günler Açık?
Tam bilet 18TL öğrenci ise 7TL. Müze kart %20 indirimli. Pazartesi tatil olan müzenin diğer günler çalışma saatleri;
Müze Pazartesi günleri kapalıdır.
Dini Bayramların arife ve birinci günü ile her yıl 31 Aralık ve 1 Ocak günleri müze kapalıdır.
Salı – Cuma Günleri
10:00 – 17:00
Cumartesi – Pazar ve Bayram Günleri
09:30-18:00 (1 Ekim – 31 Mart)
09:30-19:00 (1 Nisan – 30 Eylül)
Müze Kaç Bölümden Oluşuyor?
-
Tarihi Lengerhane Binası
Osmanlılarda gemiyi sabitlemek için denize atılan zincir ve ucundaki çapaya Lenger, bunların yapıldığı yere ise Lengerhane denilmiştir. İsmi buradan geliyor.
-
Tarihi Hasköy Tersanesi
Hasköy Tersanesi, 1861 yılında Şirket-i Hayriye tarafından kendi gemilerinin bakım-onarımı için kurulmuştur. U şeklinde aslına uygun restore edilmiştir. Ve asıl eserlerin bir çoğu buradadır.
-
Açık Hava Sergileme Alanı
Burası daha çok konsept tarzda düşünülmüş ve her köşesinde ayrı bir güzellik bulabiliyorsunuz. Bir döneme damgasını vurmuş ralli otomobilleri, eski askeri araçlar, uçaklar ve tank. Ayrıca itfaiye araçları, denizaltı ve eski Fenerbahçe vapurunu da görebilirsiniz.
Rahmi Koç Müzesinde Neler Var?
Ne yok ki diye cevap verdim içimden. Gerçekten aklınıza gelen gelmeyen o kadar çok eser var ki… İnsan bu kadar parçayı toplamanın maddi yönünü bir yana, harcanan emeğini düşünmeden edemiyor.
Klasik otomobiller, eski maket ve gerçek trenler, tekneler, takalar, motorsikletler, minyatür binlerce oyuncak, sanayi aletleri, sergiler, atölyeler ve bir anda kendinizi bambaşka bir dünyada bulmanıza sebep olan yüzlerce parça
Ayrıca içersinde eskiden Hasköy – Sütlüce hattında kullanılan, nostaljik demir yolu olan çalışır bir tren bile var. Çocuklar için düzenlenen atölyeler var. Yani çocuklarınız ile rahatlıkla gidebileceğiniz bir müze.
Ayrıca mutlaka görmeniz gereken özel alanlar mevcut.
TCG Uluçalireis’ Denizaltısı
Giriş ekstra ücrete tabidir, ancak pişman olmayacaksınız.
Fenerbahçe Vapuru
2009 yılında Rahmi M. Koç Müzesi’ne gelişinden itibaren müze vapur olarak ziyarete açılan Fenerbahçe Vapuru, geçici sergilere ve müze eğitim çalışmalarına ev sahipliği yapıyor. Burada çayınızı içerken Haliç’i seyre dalabilirsiniz.
Haliç Turları
Haftasonları Rosalie Buharlı Römorkör
Rosalie, dünyanın bilinen en eski buharlı römorkörlerinden biridir. Bu römorkörlerle haftasonu açık havada keyifli bir Haliç Turu yapabilirsiniz.
Haftaarası Kont Ostrorog
Restorasyon görmüş bir balıkçı teknesi olan Kont Ostrorog’un Haliç’te yaptığı gezi seferlerinde 12 kişiyi rahatlıkla ağırlaması mümkündür.
Müze çocukları da düşünmüş. Aşağıda ki linkte çocuklar için çeşitli atölye tarihleri mevcut ve biletix üzerinden kolaylıkla alınabiliyor.
Rahmi Koç Müze’sinde Acıkırsam?
Çok güzel dizayn edilmiş konsept mekanları var ki, bu konuyu hiç dert etmeyin. Ailecek veya sadece bir akşam yemeği için bile gelebileceğiniz güzel restoranları mevcut.
Demlik Kafe
Klasik otomobillerin bulunduğu katta, otomobilleri seyrederken çay galeta yudumlayabileceğiniz mükemmel bir kafe.
Fenerbahçe Kafe
Fenerbahçe vapurunda bulunan kafe, Haliç manzaralı ve açıkhava keyfi ile birlikte aktivitenize ekleyebilirsiniz.
Nostaljik Coca-Cola Kamyonu (Büfe)
1934 model Dodge kamyonun dönemin Coca-Cola büfesi haline getirilmesi ile hayat bulan nostaljik bir ortamı var. Ağırlıklı olarak atıştırmalıklar var.
Cafe Du Levant
Paris Brasserie’si tarzında döşenmiş ve Fransız mutfağınından seçme lezzetlerin sunulduğu Café du Levant, Müze içinde Lengerhane binasının hemen yanında yer almaktadır.
Halat Restorant
Tarihi Haliç kıyısında yer alan Halat Restaurantta sevdiklerinizle güzel bir akşam yemeği için, bir yaz akşamı gelip deniz kenarındaki terasta, Haliç’i seyrederek yemek yiyebilirsiniz.
Koç Müzesine ilk gidişimden sonra tam dört kez daha gittim. Her gittiğim de farklı bir keyif aldım. Müzede ki parçaları inceledikçe adeta zihnim açıldı, ufkum genişledi. Bir zamanın en teknolojik, en modern ve için de gerçek hikayeleri barındıran araçları, gemileri, eşyaları bir arada görmek mükemmel bir duygu. Daha önce Küba seyahat yazımda da otantizme merakımdan bahsetmiştim. Koç Müzesi’de ödediğiniz her kuruşu hakeden ve harcadığınız her dakikanın hakkını veren bir müze. Kesinlikle haftasonu programınıza ekleyin derim.
Konu müzeler olunca daha önce sitemizde yayınlanan Avrupa’nın en ünlü 10 müzesini anlatan yazımızın linkini de buraya koyuyorum. Avrupa’nın En Büyük 10 Müzesi
Müze’nin resmi sitesi için: Tıklayın
İyi eğlenceler
Koç Müzesi Koç Müzesi Koç Müzesi Koç Müzesi Koç Müzesi Koç Müzesi Koç Müzesi Koç Müzesi Koç Müzesi Koç Müzesi Koç Müzesi