Kuzeyin İncisi – Oslo Gezi Rehberi
Kuzey şehirlerinin, insanın ruhunu, zihnini terapiye alan ve bunu da mavi ile yeşilin huzur dolu atmosferinde birleştiren bir yapısı bulunuyor. Oslo ise kuzey şehirleri içinde bana göre, hem modern şehir yapısı, hem kendine has yeme içme kültürü, insanının kalitesi ve pahalı şehir yaşamı ile bilmediğimiz bir dünyanın kapılarını bizlere açıyor. Bu şehirde dolaşırken, hissettiğiniz duygu durumunu ise, tam olarak şöyle açıklayabilirim; evrende kısa süreliğine boyut değiştirerek, farklı bir atmosfere geçiş yapmışsınız ve buranın gerçek ötesi bir hayal şehir konseptinde duruyor olması Oslo Gezi Rehberi yazımı ortaya çıkarttı.
İnsanının bile farklı olduğu Oslo, aslına bakarsanız güzel olanın, daha ne kadar güzel olabileceğini gösteren bir şehir. Yani bir nevi,harikalar diyarı tadında. Şimdi gelin bu harikalar diyarının,en güzel yapılarını, sokaklarını, parklarını ve müzelerini gezmeye ve adım adım şehri keşfetmeye ve bu güzel şehrin hikayelerini birlikte dinlemeye başlayalım…
Şimdi gelelim bu güzel kuzey şehrini detaylı gezmeye…
1-KARL JOHANS GATE STREET;
Şehrin en eski caddelerinden biri olan Karl Johans Gate Caddesi, şehrin en renkli, en canlı ve kalbinin en en yüksek attığı bölgesi konumunda, şehirdeki tüm hareketlilik ise hem gündüz hem de gece bu cadde üzerinde yer almaktadır. Özellikle şehirde turistler dahil, yerli halkın da gün içinde mutlaka yolunun düştüğü bu güzel caddenin başlangıcı,kralın evi olarak bilinen büyük saraydan başlayıp şehrin içine kadar uzanmakta.Caddenin sonunda ise yine Oslo’nun hareketli bölgesi ve merkez tren istasyonunun başladığı bir başka güzel caddesi yer almaktadır. Karl Johans Gate Caddesi çok uzun bir cadde olduğu için, baştan başa caddeyi gezmenizi şiddetle tavsiye ederim. Cadde üzerinde eğer şehir kısmından caddeye girerseniz sağda restoranlar, kahveciler, alışveriş dükkanlarının olduğu pasajlar, ünlü markaların ve yerel markaların mağazaları yer almakta. Ayrıca yine sağ tarafta, caddenin başlangıcında Oslo’nun katedrali, biraz ileride ulusal tiyatro, hemen yanında üniversite yer almakta…
Caddenin sol tarafı ise yine belli bir bölgeye kadar alışveriş dükkanlarının yer aldığı, bir yerinden sonra da Oslo şehir parkının yer aldığı kısımdan oluşmakta.. Özellikle sol tarafta park içinde ve yol kenarında da çok güzel heykeller mevcut. Fotoğrafçılar açısından bu heykeller tam bir görsel şölen oluşturmakta ve yine caddede sol tarafta Oslo Parlementosu yer almaktadır. Caddenin sonuna geldiğinizde ise kocaman kraliyet sarayı tüm ihtişamıyla ben buradayım diyede size göz kırpmaktadır. Kraliyet sarayının avlusundan geriye dönüp Karl Johans Gate Caddesi’ne baktığınızda ise muhteşem bir cadde manzarası sizi bekliyor. Bu bölgede bol bol fotoğraf çekmenizi, kafelerde ve parkta zaman geçirmenizi tavsiye ederim. Ayrıca kraliyet sarayına gelmişken, sarayın arka bahçesinden çok güzel bir parka giriş yapıyorsunuz ki, buraya giriş yasak değil, saray binasının arkasından parka girip,bu güzel parkta ve içinde yer alan ufak göl birikintisinin kenarında çok güzel zaman geçirebilirsiniz.
2-AKERSHUS KALESİ :
Akershus Kalesi, Oslo şehri için, kimliğinin bir parçası gibi ve kale şehrin liman bölgesinden bakınca, sol tarafta yer alıyor. Denize doğru heybetli duruşu ile şehri öyle bir selamlıyor ki, kaleyi bir an önce görmek için sabırsızlanıyorsunuz. Kale aynı zamanda askeri bir bölge olarak kullanılıyor ve içeride biz turistlerin giremediği sadece askeriyeye ait bölümler de mevcut. Kale içi tam 31 adet gezilecek bölümden oluşuyor. İlk giriş yani kapı girişi 1. Bölüm oluyor ve içeri girdiğinizde hemen sol tarafta uzun kırmızı taş bir bina göreceksiniz. Burası eski topçu binası olarak kullanılan bölümken şu anda turistlerin kale ile ilgili hediyelik eşya almaya, çay ya da kahve içmeye girdikleri ve bahçesinde soluklandıkları bir alana dönüştürülmüş durumda. Binanın hemen karşısında The Carp Pond yani ufak bir sazan gölü var ve içinde de bir adet sarı sazan balığı mevcut. Bu ufak gölün karşısında bir kapalı sahne göreceksiniz ki burası klasik müzik konserlerinin yapıldığı ve seyircilerin de göle karşı oturarak bu güzel dinletiyi, Oslo’nun o güzel temiz havasında izledikleri, naif bir konser alanına dönüştürülmüş. Kalenin yukarılarına doğru çıktığınızda ise Oslo’nun şehir manzarasını en güzel hali ile yakalıyorsunuz. Burası fotoğrafçılar için bulunmaz bir manzara sunuyor ve tüm Oslo, tam da bu manzaradan ayaklarınız altına seriliyor.
Ayrıca kale içine girmek ücretsiz, fakat kale içinde bazı tarihi binalara giriş ise ücretli. Tüm kaleyi yürüyerek 50 dakikada gezebiliyorsunuz. Ayrıca kalenin giriş yaptığınız kapısı dışında liman bölgesine inen yolları bulunmakta. Kale içinde yine bir şeyler içebileceğiniz ve yiyebileceğiniz tam liman bölgesine denk gelen restoranları da mevcut. Kale içine giriş yaparken kırmızı taş binadan, kale ile ilgili tanıtıcı broşürü alarak kaleyi gezmenizi tavsiye ederim. Tanıtıcı broşürle hem bilgilenebilir, hem de kaleyi gerçek manada tanıyabilirsiniz.
3-OPERA BİNASI :THE NORWEGIAN NATIONAL OPERA&BALLET
Şehir içinden, ilerleyerek şehrin sahil kısmına doğru yani Kirsten Flagstads Plass’a geçtiğinizde, denizin hemen üstündeymiş izlenimi veren kocaman bir cam küre bina ile karşılaşıyorsunuz. Bu devasa bina, Osloluların opera, bale ve konserlerini izlediği, yaz ve kış etkinliklerinin ayrı ayrı organize edildiği devasa, modern bir sanat etkinliği binası. Sahil kesiminden ilerleyerek opera binasına giriş yaptığınızda isterseniz binanın içine girerek, binanın belirli bölgelerini gezebiliyor ve ayrıca konser ve gösteri etkinliklerini öğrenebiliyorsunuz. Oslo’ya gelmişken bir gösteri izlemek isterseniz eğer içeride, danışmada ve katalog standında, gösterilerin tarih ve saatleri ayrıntılı olarak öğrenebiliyorsunuz. Opera binasının içinde rehberli bir tur da mevcut, konser ve gösteri öncesi içeride neler oluyor, nasıl hazırlıklar yapılıyor, görmek ve deneyimlemek isterseniz, belirli bir ücret karşılığı da içeride rehberli bir turda satın alabiliyorsunuz.
Gelelim Opera Binasının o muhteşem dış cephe bölümüne. Binanın içine gezip bitirdikten sonra, opera binasının dış kısmı yani binanın zirve kısmına yürüyerek çıkabiliyorsunuz ve en tepede ise muhteşem ötesi bir manzara denize doğru sizi bekliyor. Binanın en tepesinde binbir şekilde ve çeşitte hem kendinizi hem de şehri alabildiğine fotoğraflayabilirsiniz. Opera binasının hemen yanında, denizin üstünde cam bir küre mevcut. Bu küre buz kalıplarından ve buzullardan esinlenerek tasarlanmış,denizin üzerinde yer alan bu cam küre denizin rengi ile birleşince, hem bakmaya hem de fotoğraflamaya doyamayacağınız, çok özel görseller ortaya çıkarıyor. Bu bölgeye akşam gün batımı ve sabah gün doğumu saatlerinde gitmenizi ve uzun uzun bu manzaranın tadını çıkarmanızı tavsiye ediyorum. ( Opera Binasına giriş ücretsiz. )
4-VİGELANDS PARKEN ; VİGELAND PARK( FROGNER PARK )
Bana göre, bir şehri tanımak isterseniz eğer, o şehrin en ünlü parkına gitmeli ve içeride neler oluyor uzun uzun gözlemlemelisiniz. Çünkü içeride olan her şey zaten şehirle ilgili ipuçlarını size vermiş oluyor. İşte şimdi size anlatacağım bu park, dünya üzerinde hiçbir ülkede olmayan konsepti, içeride yer alan ve her biri farklı anlam ifade eden heykelleri, düzgün peyzajı ve 200’ün üzerinde yer alan gül çeşidi ile tam bir görsel harika.
Park sadece Oslo‘nun değil, Norveç’inde en ünlü ve yılda bir milyondan fazla turistle ziyaret akınına uğrayan çok özel bir park. Parkın ayrıca diğer bir ismi, Frogner Park. Bir çok şehir rehberinde, haritada ve turistlik bilgilerde de, Frogner Park olarak geçiyor. Bu nedenle Frogner ismini gördüğünüzde bu sizi yanıltmasın. Aslında bu park Vigeland Park’ın ta kendisi. Şimdi gelelim Vigeland Park’ın dünyaca ünlü özelliklerine….
Park dünyanın en büyük heykel parkı ve içeride 200‘ün üzerinde heykel bulunmakta. Parkın heykellerinin mimarı ise dünyaca ünlü heykeltraş Gustav Vigeland. İçeride yer alan her bir heykelin farklı teması ve kendine özgü duruşu var. Ve inanın heykellere öylesine değil de, gerçekten anlamaya çalışarak bakarsanız bu anlamları derinden hissedebiliyorsunuz. Vigeland Park 5 ana bölümden oluşuyor. İlk girdiğinizde Ana Kapı, Köprü Bölümü, bu bölümü geçince Çeşme, sonrasında Monalit Sütun ve küre şeklinde duran Yaşam Çarkı… En güzel bölüm hangisi diye sorarsanız eğer, köprü bölümünde yer alan tüm heykeller ve köprü kısmına denk gelen göl manzarasını sakın kaçırmayın derim. Vigeland Park’ın içindeki tüm heykeller çıplak ve her heykel farklı bir duygu durumunu, iç yansımasını ifade ediyor. Vigeland Park, 80 dönüm üzerine kurulmuş ve dünyada görüp görebileceğiniz en güzel park alanına sahip. Vigeland Park’ın en ünlü heykeli köprü üzerinde yer alan ve girerken sol tarafta kalan ve tam göl manzarasına denk gelen Kızgın Çocuk heykeli. Önünde biriken turist kalabalığından da ne kadar ünlü olduğunu hemen anlıyorsunuz. Ayrıca Gustav Vigeland’ın ölümünden sonra park içine kendi eserlerinden başka bir heykel girmemesini de vasiyeti ile sıkı sıkı tembihlemiş durumda. Bu gerçek üstü parkın tamamını gezmenizi ve park içinde yer alan Bymuseet müzesini de görmenizi şiddetle tavsiye ederim.
Ayrıca yorulduğunuzda Vigeland Park içinde kafeler ve dinlenme yerleri de mevcut. Bunlardan biri de Bymuseet müzesinin Kafesi ve eski zamanda yolculuğa çıkmış izlenimi veren eşsiz bahçesi. Vigeland Park, tam Oslo şehir merkezinde olmaması nedeni ile buraya şehir içinde bulunan Narvesen durağından kalkan, 11 nolu tramvaylarla gidip, Majorstuen durağında iniyorsunuz. Tramvay 10 dakikada Majorstuen’e varıyor. Ayrıca yine şehirden 20 numaralı otobüslerde de Vigeland Park’a gelebilirsiniz. Majorstuen durağında inip buradan da yürüyerek, 5 dakikalık bir mesafe sonrası Vigeland’a ulaşmış oluyorsunuz. (Vigeland Parka giriş ücretsiz.)
5-BYMUSEET
Gördüğüm en güzel ve en özel dinlenme bahçesine sahip müze evlerinden birisi de Bymuseet oldu. Bu güzel müze, Vigeland Park içinde yer almakta ve Oslo’nun tarihini, sanatçılarını, divalarını, kent yaşamını, müziklerini, gösteri dünyasını, ilginç döşenmiş Oslo evlerini görmenizi ve Oslo’yu tanımanızı sağlayacak çok renkli ve bir o kadar da eğlenceli bir şehir hayatı müzesi. Bymuseet‘e geldiğinizde, o kadar güzel bir avludan geçerek içeri giriş yapıyorsunuz ki! Eski beyaz ahşap kapıdan içeri girdiğinizde gördüğünüz avlu ve avluyu üç koldan saran sarı ahşap ev-müzesi, birden boyut değiştirerek 1800’lü yıllara uzanmanıza neden oluyor. İçeri girdiğinizde ise, tam karşınızda müzenin o güzel bahçesi ve müze cafe yer alıyor, ayrıca avlu etrafında dinlenmeniz ve bir şeyler içmeniz için masalarda yer almakta. Bymuseet müzesine giriş için, kafe içinde yer alan bilet satış noktasından biletinizi alarak bu güzel müzeyi soluksuz gezebilirsiniz. Bymuseet’e giriş ücretli ve yetişkin,öğrenci ve çocuk ayrımına göre ödeme seçenekleri mevcut. Ayrıca müze saat 11:00’de açılıp, akşam saat 16:00’da da kapanıyor. Vigeland Park’a geldiğinizde, parkı gezip bitirdikten sonra parkın girişte, sol tarafında kalan bu güzel müzeyi de mutlaka görmenizi tavsiye ederim. Bu nedenle Vigeland Park yazısının hemen altına Bymusset müzesi hakkında bilgiyi ekledim ki, müzeyi kaçırmayın!
6-THE NATİONAL GALLERY
Şehrin en ünlü ve en turistlik binası şüphesiz ki National Galeri ve belki de Oslo‘da görülmesi gereken en önemli sanat galerisinden biri konumunda bulunuyor. İçeride ise her bir ziyaretçinin bir tutkuyu, mutlaka bir yerinden yakaladığı eşsiz güzellikte ve değerde olan tablolar ve sanat eserleri yer almakta. Şehrin merkezinde yer alan Ulusal Sanat Galerisi içinde, birçok ünlü ressamın eserlerinin yer aldığı Norveç’in en ünlü sanat galerisi müzelerinden biri. İçeride yer alan eserler mi yoksa sahipleri mi daha ünlü diye düşündüğünüzde, daha içeri girmeden heyecanınız iki katına çıkıyor.
Ulusal Galeri, Oslo’da 1837 yılında kurulmuş, ünlü eserlerin, çizim ve heykellerin olduğu, halka açık en büyük sanat galerilerden biri konumunda. Müze yılda 500.000 ziyaretçiye ev sahipliği yapmakta. Müzenin en ünlü ressamı ise Edward Münch, bu ünlü ressamın müzede birbirinden ünlü eserleri sergilenmekte, Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa tablosundan sonraki en ünlü tablo olan ‘’Çığlık’’ bu Ulusal Galeri’de yer almakta, ayrıca Münch’ün diğer bir ünlü eseri olan, ‘’Madonna’’adlı eseri de Ulusal Galeri içinde yer almakta. Müzeye girdiğinizde Münch’ün eserlerini mutlaka görmenizi ve fotoğraflamanızı tavsiye ederim. Müzenin diğer ünlü ressamları ise, Manet, Cezanne, Dahl, Baburen, Gude, Sohlberg, Krohg, Van Gogh.
Müzeyi ziyaret etmeden önce, girişte yer alan müze ile ilgili bilgi broşürünü almayı da unutmayın. Binanın her bir bölümünde hem hangi eserlerin olduğunu görür, hem de birçok odadan oluşan bu karışık müzeyi daha rahat gezebilirsiniz. Ayrıca müzenin detaylı bilgisini de, www.nasjonalmuseet.no adresinden ziyaret ederek ulaşabilirsiniz. Müzeyi gezip bitirdikten sonra, biraz dinlenip güzel bir kahve yudumlamak için müze içinde yer alan, ismi gibi kendi de güzel olan ‘’The French Salon’’ kafesinde soluklanabilirsiniz.
Müze pazartesi günleri kapalı. Salı, çarşamba ve cuma günleri ise 10:00-18:00 arasında açık, perşembe günü 10:00-19:00 arası, cumartesi ve pazar ise ; 11:00-17:00 arası açılıyor.
Müze Giriş Ücreti
Yetişkin :120 NOK
Öğrenci : 60 NOK
Grup( 10 kişi ) : 80 NOK
7-AKER BRYGGE BÖLGESİ :
Oslo’nun en şehirli hali, en stil sahibi restoranları, en lüks vitrinleri, birbirinden güzel ve pahalı yatların demirlediği, şehrin en havalı ve bence kendine hayran bırakan bölgesi Aker Brygge bölgesi. Bu bölge, şehrin liman bölgesi de denilen alan içinde kalan modern bir yerleşim merkezi ve şehrin bana göre cazibe merkezlerinden de biri konumunda. Aker Brygge’ye girince şehrin en temiz ve düzenli halini göreceksiniz. Özellikle sokak içlerinde yer alan iki bina arasında ki heykel illüstrasyonlarını ve ilginç sokak süslemelerini görünce, sokakların kendine has bu haline bayılacaksınız.
Aker Brygee’nin meydanında yer alan heykeller, vücut biçimine göre tasarlanmış kırmızı renkte banklar ve denizin özellikle bir bölümünün binalar arasında kalan görüntüsü, hafızanızda unutulmaz bir Oslo şehri görseli bırakacak. Özellikle bu bölgede yer alan restoranların hepsi rezervasyonla gidilmesi gereken, pahalı ve bir o kadar lüks restoranlardan oluşmakta. Şehrin tam bu bölgesine, sabah erken saatlerde ve akşam güneş batarken uğramanızı özellikle tavsiye ederim. Tam da bu saatlerde, Oslo’nun en güzel fotoğraf karelerini yakalayacağınızı da şimdiden garanti ederim. Eğer yaz aylarında Oslo‘yu ziyaret ederseniz, bu bölgede banklarda oturup denizi izlemenizi, denizin ve havanın o tertemiz kokusunu doyasıya içinize çekmenizi, uzun yaz gecelerinin sonuna kadar tadına varmanızı ve denizin daha önce hiçbir yerde duymadığınız sesini dinlemenizi tavsiye ederim.
Aker Brygge bölgesinde yer alan ünlü restoranlardan birkaçını ise şöyle sıralayabilirim; Delicatessen, Latter, Verite, Underbar, Beer Place, Babel, Sakee ( çok ünlü sushi’ci ), Paradıs ( Bölgedeki en güzel tatlıcı ve dondurmacı ), Jamie Oliver, Escalon, Bolgen&Moi, The Pink Elephant, Olivia, Lofoten, Albert,Eataly, TGI Fridays.
8-GRÜNERLOKKA:
Bir hipster cennetine hoş geldiniz! Hani tüm şehirlerde o şehrin farklı bir bölgesi, bohem özelliklerini taşıyan ve unutamadığınız güzellikte sokakları ve daha önce görmediğiniz bir sanat arşivinin parçası olan semtleri vardır ya, işte Grünerlokka nasıl bir görsel şölenin içinde olduğunuzu gösteren ve bunu da en yalın hali ile yapan bir Oslo şaheseri. Bu semtte, zaman hani derler ya ‘’su gibi akıyor’’ diye, işte zaman burada tüm bu görsel şölenin karması içinde su gibi akıp, inanılmaz bir hızla geçiyor. Ve tam da bu bölgede sanatın ve sokakların Nordik güzelliğinin bir parçası olmaktan acayip keyif alıyorsunuz.
Şehrin bu bölgesi hem sanat kokan yerel ve uluslararası çağdaş sanat evleri ve galerileri ile, hem de kendine özgü havası olan 3.dalga kahveci ve ilginç restoranları ile şehrin bana göre en eğlenceli bölgesi. Sokaklarda dolanırken birçok sanat galerisi, ikinci el ve hipster tarzın öne çıktığı giysi mağazalara, birçok restoran ve ilginç tarzda kafelere ve sokakların arasında birçok grafiti sanatına rastlıyorsunuz. Burası Oslo’nun en moda semtlerinden biri konumunda olmasının yanında, özellikle bu bölgeye gelen farklı tarzda insanların da buluşma noktası özelliğinde. Grünerlokka’da öne çıkan en güzel yerlerden biri Birkelunden parkı, Mathallen yemek pazarı, İngens Gate ( Avizeli Sokak ).
Ayrıca en güzel sokaklarına ilaveten; Thorvald, Meyers Gate ,Markveien Street.
En Lezzetli Burgercisi ; Munchies Burger.
Grünerlokka‘ya şehir merkezinden yürüyerek 15 dk da gidiyorsunuz. Elinizde bir Oslo haritası mutlaka olsun, harita üzerinden çok daha kolay ve çabuk bulunuyor.
9-OSLO FJORD TOUR, ÜNLÜ OSLO FİYORDLARI:
Dünya üzerinde yapılacaklar listesine bir çizik atmak ve bu güzel doğa olayını ve manzarasını görmek, dünyanın sayılı, özel aktivitelerinden biri bana göre. Ve bu şehirde görmeden dönmemeniz gereken ve yapmadan şehri terk etmemeniz gereken bir aktivite de Fyord Turu. Doğanın hiçbir yerde görmediğiniz benzersiz duruşuna, denizin en mavi haline, yelkenlilerin denizin üzerinde yer alan naif ve sevgili kırılganlığındaki ilerleyişine, aşkın belki de en içten hali gibi görünen tüm Fyord manzarasına hayranlıkla bakacak ve belki de ömrü hayatınızda iyi ki yaptım dediğiniz bir görsel şöleni kaçırmamış olacaksınız.
Oslo’da liman bölgesinde yer alan, Fyord Turu Bilet Satış Merkezi’nden , Fyord Turu olan seçeneği seçerek biletinizi belirlediğiniz saatlere göre alarak turunuza ilk adımı da atmış oluyorsunuz. Tur şehirdeki ilkbahar, yaz, sonbahar, kış mevsimine göre sezonsal farklılık göstermekte olup, en fazla saat dilimleri ise yaz mevsiminde yer alıyor. Kışın yapılan turda ise Oslo’da kışın havanın erken kararması nedeni ile sadece 2 tur olarak organize ediliyor. Tur liman bölgesinde yer alan yelkenli ile başlıyor ve tam iki saat sürüyor. Turun başlangıcında Oslo’daki opera binasının önünden geçerek ilerliyor ve sonrasında ise çok güzel manzaralar eşliğinde devam ediyor. Tur esnasında yelkenli içinde yer alan oturma yerleri hem rahat hem de çok sıkışık olmayıp, organizasyon kalabalık gibi görünse de, içeride sizi sıkacak ve iç içe geçmiş bir durum yaşanmıyor. Ayrıca yelkenli içinde içecek ve yiyecek de satılmakta olup kredi kartıyla da ödeme yapabiliyorsunuz. Tur esnasında eğer fotoğraf çekmeye meraklıysanız kesinlikle bu görsel şöleni kaçırmamanızı ve makinenizin bu harikulade güzellikte doğa olayını çekmesine izin vermenizi tavsiye ederim. Belki de her bir karede sizi şaşırtacak öyle farklı renkleri bir arada göreceksiniz ki anılarınızın en güzel yansıması bu kareler içinde yer alacak bana göre.
Fyord Turu Kişi başı : 315 NOK ve bu tutar bizim paramızla biraz pahalı gibi görünse de, inanın gördükleriniz karşısında verdiğiniz her bir kuruşa değiyor. Kışın Oslo’ya gider ve bu organizasyona katılmak isterseniz, sabah erkenden tur dolmadan, biletleri satın alın derim. Yazın ise daha fazla saat diliminde organizasyon gerçekleştiği için geç de gitseniz yer bulmakta zorlanmazsınız. Organizasyona katılanlara küçük de bir tavsiye, hava eğer o gün güneşli ise yanınızda mutlaka bir güneş kremi bulunsun. Çok işe yarıyor. Mutlaka ve mutlaka hangi mevsimde katıldığınıza da bakmadan korunaklı ve sıkı giyinmenizi özellikle tavsiye ederim. Oslo’da denizden esen rüzgar serinliği, bildiğiniz keskin bir bıçak gibi çünkü….
10-VIPPA
Vippa ; benim şimdiye kadar gördüğüm en renkli, en lezzetli yemek merkezlerinden biri ve içerisi inanın tam bir karnaval havasında ve güzelliğinde. Vippa, Oslo’da Liman bölgesinde, Akersus Kalesi’nin hemen alt kısmında ve kocaman, kapalı bir yeme içme merkezi. İçeride vejetaryen yemeklerden, balık ve deniz ürünlerine, tatlılara, sosislere, et yemeklerine ve hatta dönere kadar her istediğiniz yemek çeşidi bulunuyor ama ağırlık sağlıklı ve organik gıdaya odaklı bir beslenme yapısında.
Burası Osloluların çok sevdiği bir mekan. Özellikle fotoğraftaki gibi güneşli bir havada giderseniz hem içerisi hem de dışarısı renkli mi renkli bir yeme içme karnavalı gibi. Vippa’da benim en sevdiğim kısım ise dışarıda, fonda çalan müzik eşliğinde içkini yudumlayarak denize karşı yüzünü verip, Oslo’nun o temiz havası ve etkileyici manzarasına karşı saatlerce oturmak oldu. Vippa çevresinde dış mekanda ise Oslolular canlı müzik eşliğinde şarkılar söyleyerek ve çocuklarını da bu eğlencelere dahil ederek çok güzel eğleniyorlar. Dış mekanda ise her çeşit ürün, gemi ve denizcilik malzemeleri, dalış teknikleri kursu, çikolatalar ve yiyecekler de satılıyor. Ayrıca burada çiftlikten masaya konseptinde yiyecek ürünleri de mevcut. Vippa eski bir şeker depolama binasından bu hale gelmiş ve şu anda birçok Oslo’nun da gözdesi olmuş bir mekan ve Oslo’ya gittiğinizde kesinlikle bir gününüzü bu güzel mekana ayırmanızı, gönlünüzce eğlenmenizi ve o güzel yemeklerin tadına bakmanızı öneririm.
Vippa ; salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi 12:00’de açılıp akşam 21:00’e kadar sürmekte.
Pazar günü ise 12:00 – 20:00 arası açık kalmaktadır. Pazartesi kapalıdır.
HAVAALANINDAN ŞEHİR MERKEZİNE ULAŞIM
Şehre iniş yaptınız,dış hatlardan geliş bölümünden çıkıp, sağa doğru dönün ve havaalanı içinde dümdüz ilerleyin, hemen sol tarafta şehre gidiş için RUTER denilen bilet satış merkezi bulunuyor. Buradan hiç makine kullanmadan, başında bulunan bir satış elemanından, ister otobüs, ister trenle şehre gidiş için bilet alabiliyorsunuz. Biz treni seçtik hem çok kolay hem de daha kısa mesafede şehre ulaşılıyor. Burada dikkat etmeniz gereken şehir merkezine iki türden trenle ulaşım olması. Bunlardan 1.si, AİRPORT EKSPERS ( FLYTOGET) diğeri NBS ( LOCAL TRENLER )
NBS’ler, FLYTOGET’e göre daha ucuz ve şehre 25 dakikada ulaşıyor. FLYTOGET’ler ise biraz daha hızlı ve pahalı ama aralarında sadece 10 dakikalık bir fark bulunuyor. Bu nedenle NBS’lerle şehre ulaşım çok daha mantıklı gibi görünüyor.
NBS’ler için bilet ücreti 92 NOK
FLYTOGET’ler için ise bilet ücreti ; 260 NOK
- Bir önemli konu da, bileti isterseniz havaalanı içinde bulunan makinelerden de alabiliyorsunuz. NBS’ler için bilet kırmızı renkte bulunan bilet makinelerinden alınıyor. FLYTOGET makineleri ise sarı renkte bulunuyor.
Makineler üzerinde From( nereden ) To ( nereye )
Makinede şehir merkezi; OSLO S olarak yer alıyor.
Havalimanı ise ; LUFTHAVN olarak yazıyor.
Havalimanının içinde ayrıca RUTER# bilet satış merkezinin çok az ilerisinde İNFOTMATİON ( Turist Danışma Merkezi ) masası bulunuyor. Buradan da şehre giriş yapmadan, OSLO GUIDE yani Oslo Şehir Rehberi’nizi alabilirsiniz. Bu rehber hem çok detaylı hem de içinde katlanmış olarak bir şehir haritası bulunuyor.
Şehre taksi ve otobüsle de ulaşım sağlayabilirsiniz ama tavsiye etmem, çünkü Oslo’nun çok pahalı bir şehir olduğunu düşünürsek vereceğiniz taksi parasına gerçekten yazık olur. Otobüsler ise şehre 40 dakikada gittiği için ve trene göre daha pahalı olduğu için, otobüslerde ulaşım için verimli bir transfer aracı değiller bana göre.
GEZİLECEK ÖNEMLİ MÜZELER;
Oslo tam anlamıyla müze cenneti bir şehir ve şehirde merakınızı cezbedecek çok sayıda müze bulunuyor. Ben buraya gerçekten en önemlilerini ve zamanınız varsa görmeniz gerekenleri yazıyorum.
1-ASTRUP FEARNLEY MUSEET
2-VİGELAND MUSEET
3-FRAMMUSEET**
4-NORSK FOLKEMUSEET
5-VİKİNGSKİPSHUSET
6-MUNCHMUSEET
ŞEHRİN 3.DALGA, ÜNLÜ KAHVECİLERİ
1-TİM WENDELBOE (Grünerlokka)
2-MOCCA KAFFEBAR&BRENNERİ (Briskeby)
3-JAVA ESPRESSOBAR&KAFFEFORRETNİNG ( St.Hanshaugen )
4-FUGLEN ( Pilestredet )
5-SUPREME ROASTWORKS. (Grünerlokka)
6-HENDRİX IBSEN ( Vulkan )
Norveç ile ilgili yazdığımız diğer bir yazı olan ve burada çalışmayı düşünenlere yardımcı olmasını istediğimiz yazımızın linkini de aşağıda bulabilirsiniz.
Göç Edebilir Miyim?- Norveç’te Yaşama ve Çalışma Rehberi
Şimdiden Oslo‘da iyi gezmeler…
2 yorum
Harika bir bilgilendirme olmuş. Sabırla ve ayrıntılıyla verdiğiniz bilgilerden çok faydalandık. Teşekkür ederiz.
Biz teşekkür ederiz.