İstanbul’un Tarihi Semtleri | Moderniteye direnen, konsept mekanları olsa bile tarihi dokuları ile sizi geçmişe, Tarihi İstanbul semtleri listelere mutlaka dahil edilmeli. Bütün yıl hiç başka şehirlere gitmeyip sadece İstanbul’u gezmek üzerine planlar yapsak, bu şehri yine de bitiremeyiz.
1-Sirkeci – İstanbul’un Tarihi Semtleri
İlk olarak Tarihi Yarımada’nın semti Sirkeci ile başlayalım.
Sirkeci’de gezilecek yerler denilince herkesin aklına ilk olarak renkli baharat görüntüleri ile ünlü Mısır Çarşısı ve aynı zamanda Türk esnafının geliştiği, geleneksel mirasımızın her gün binlerce turiste tanıtıldığı Eminönü geliyor. Sirkeci’de görebileceğiniz diğer yerler; bol yeşilli ve manzaralı Gülhane Parkı, Yeni Camii, Tarihi Sirkeci Garı, Büyük Postane Binası, Türkiye İş Bankası Müzesi ve Galata Köprüsü. Tüm bu yerleri Eminönü ile birlikte bir gün içinde gezmek için Sirkeci’ye erken saatte gelmeyi unutmayın.
Sirkeci’nin yeme içme mekanları konusundaki başarısı da göz ardı edilemiyor. Özellikle, Kebapçılar Sokağını ziyaret edebilirsiniz. Eminönü sahilde balık ekmek yiyebilirsiniz. Dönüşüm yaşayan her semtimizde olduğu gibi ara sokaklarındaki yeni nesil üçüncü dalga kahvecileri ve mis gibi közde Türk kahveleri ile otantik çay ocakları Sirkeci turlarının olmazsa olmazı. Buraya geldiğinizde dikkat etmeniz gereken en önemli konu; turistik mekanlara aldanmamak.
2- Balat
Balat; İstanbul’un son yıllarda dönüşüm içine girerek popülerleşen semtlerinden biri. Tarihi Yarımada’nın bir bölümünü kapsayan Fatih ilçesinin nostaljisini sahil yolunu takiben, Cibali’den istikametle önce Fener, akabinde Balat ile yaşamanız mümkün. Renkli ve modern yapılaşmaya direnen cumbalı evleri, sokak arasında apartmandan apartmana çekilmiş ip üzerine dizili çamaşır görüntüleri, mezat usulüyle ‘vintage’ eşyaları yeni sevenleri ile buluşturan antikacıları, dönüşüm süreci ile birlikte açılan onlarca nostaljik kafesi, üçüncü dalga kahvecisi ve tarihi fırınları Fener-Balat hattını İstanbul’un en öne çıkan tarihi semtlerinden biri yapmaya çoktan yetiyor.
Balat’a gelirken tepede bulunan, Ortodoksların kutsal mekanı Fener Rum Patrikhanesi ve Fener Rum Lisesi, restorasyon çalışmaları sonrasında yeniden açılan Demir Kilise, UNESCO koruması altında ilk yapıldığı hali gibi birebir yenilenen ve pastel renkli evleriyle bir şeker tabağını andıran Merdivenli Yokuş, hemen yakınında yer alan ve Balat’ın klasikleşmiş fotoğraf karesi haline gelen yan yana dizili renkli cumbalı evler Balat’ta Gezilecek Yerler’in başında geliyor.
3-Kuzguncuk
Anadolu yakasının en nostaljik semtlerinden biri olan Kuzguncuk, tartışmasız İstanbul’un Mutlaka Görülmesi Gereken Tarihi Semtleri listesinde de kendine yer buluyor. Musevilerin İstanbul’un Anadolu Yakası’ndaki ilk yerleşim yeri olan Kuzguncuk; bir kere hiç bozulmamış, halen daha esnaflık eski zamanlardaki gibi, insanları samimi, burası adeta bir zaman kapsülü, resmen bir film seti.
Sonra, evleri cumbalı, rengarenk, sokaklar ve caddeler… Sahildeki çay bahçesi Çınaraltı, Anadolu yakasının en güzel Boğaz manzaralarından birini görebileceğiniz bir yer. Buradan sonra karşıya geçip de İcadiye’nin akışına kapılıp vintage bir tur yapabilirsiniz.
Kuzguncuk’ta gezilecek yerler deyince ilk iş İcadiye Caddesi’nin sahile bakan köşe başında sizi karşılayan Dilim Pastanesi’nden ya da caddeden yukarı girdikten sonra biraz ilerdeki Tarihi Kuzguncuk Fırını’na gidip kahvaltılık bir şeyler almak. Sonra, sabahı Çınaraltı’nın deniz manzarasında karşılayacağız.
Kahvaltı sonrasında İcadiye Caddesi’nden yukarı doğru yürüyerek Kuzguncuk’un ara sokaklarını dolaşırken sırayla Ekmek Teknesi, Perihan Abla Sokağı, Nail Kitabevi, antikacılar ve tasarım mağazaları derken Kuzguncuk Bostanı’na varacaksınız. Bir dönem gayrimüslim nüfusun yerleşim yeri olan Kuzguncuk’un karma kültürünü ve dini mimari çeşitliliğini de dönüş yolunda, İcadiye Caddesi’nden sahile doğru inerken incelemenizi öneririm.
4-Galata
İstanbul’un simgesi, Boğaz’ın en güzel manzarası Galata Kulesi, İstanbul’un hem dönüşen hem de ününü daima sürdürebilen ender semtlerinden birine de adını vermiş; Galata. Son dönemde, özellikle Serdar-ı Ekrem Caddesi’nde açılan konsept tasarım mağazaları, Galata Kulesi çevresini renklendiren kahvecileri, tematik restoranları ya da pastaneleri ile hafta sonlarının vazgeçilmez rotası haline gelen Galata, aynı zamanda İstanbul’un ikonik şehir manzaralarını fotoğraflamak isteyenler için de listenin başını çekiyor.
Küçük Hendek ve Büyük Hendek sokakları ile başlayacağınız gezi rotanıza Galata Kulesi’ni yakından ve çevresinden inceleyerek devam edin. İsterseniz önceden bilet alarak kulenin terasına da çıkabilirsiniz.
Çay ya da kahve molanızı kuleye karşı yaptıktan sonra, istikamet Serdar-ı Ekrem Sokak ve Doğan Apartmanı. Beyoğlu’nun, hatta belki de İstanbul’un en ünlü apartmanı Doğan apartmanı olabilir. Muhteşem bir avlusu olduğu söylenen binaya fotoğraf çekmek için girmek yasak, ancak kenarından köşesinden dolanarak apartmanın gördüğü manzarayı anlamanız mümkün. Doğan Apartmanı’nın ardından bu sokaktaki tasarım mağazalarını gezmenizi de öneririm.
Galataya gelmişken sanat ilginiz varsa mutlaka Salt Galata’yı ziyaret etmelisiniz.
5-Samatya
Aynı Kuzguncuk gibi, geçmişte önce gayrimüslim halkı, Cumhuriyet döneminde ise içinde gayrimüslimlerin de yer aldığı çok kültürlü yapısı olan bir semt Samatya. En güzel yanı, geçmişinde Rum ve Ermeni’lerin evi olan semtte bu izleri mimari ve toplumsal açıdan halen gözlemleyebiliyor olmanız. Neredeyse hiç bozulmayan sokakları, esnaf manzaraları ve salaş mekanları ile bu büyük şehirde sık rastladığımız yerlere benzemiyor.
Samatya; Fatih ilçesine bağlı eski suriçi semti. Hatta, bu suriçi semtlerinden ilk kurulanı. Marmara kıyısına komşu semt balıkçıları ile de ünlü. Çok uzun zaman önce bir balıkçı köyü olan Samatya, bugün lezzetli mekanları ile bu geleneğini halen sürdürüyor.
Samatya’da gezilecek yerler konusu yukarıda da bahsettiğim gibi, eski bir İstanbul semtinde geçmişe dönmeyi gerektiriyor. Semtin en ünlüsü olarak Fatih Sultan Mehmet döneminden miras Surp Kevork Kilisesi’nden başlayarak sokaklarda dolaşabilir, sonra Samatya Meydanı’na yönelebilirsiniz.
Meydanda dizili meyhane ve kafelerde günün keyfini sürmek, balık tezgahlarında balıkları kurcalamak buranın olmazsa olmazı. Samatya’da gözünüzden kaçmaması gereken diğer yerler arasında; Samatya Kapısı, İçkalpakçı Çıkmazı ve Aya Konstantino Rum Ortadoks Kilisesi’nin yanı sıra konunun meraklıları için girişi ücretsiz olan ve balık türlerinin tanıtıldığı Balık Müzesi bulunuyor.
Samatya için İstanbul’un çok iyi meyhanelerine ve en lezzetli mezelerine ev sahipliği yaptığı söylenir.
Umarım İstanbul rotalarınız için faydalı bir yazı olmuştur.
Sitemizden bir kaç İstanbul temalı yazılarımız:
Instagram: elifteoman