Dresden Gezi Rehberi | Almanya doğal ve tarihi mekanları barındırması açısından oldukça güzel bir ülke. Her ne kadar 2. Dünya savaşında darma dağın olup, şehirler neredeyse tamamen yok olsa da çok hızlı bir toparlanma süreci ve restorasyonlar sayesinde tekrar turizme kazandırıldılar. İşte bu şehirlerden biri de Dresden. Muhteşem silüetiyle görenleri kendine hayran bırakan bu barok şaheseri gelin beraber gezelim.
Dresden Hakkında
Almanya’nın doğusunda, Çek Cumhuriyeti sınırının yaklaşık 30 kilometre kuzeyinde, Dünya’nın en güzel Barok şehirlerinden biri olan Dresden, Elbe Nehri’nin iki yanında görkemli bir şekilde uzanan bir şehir. Tarihi mekanlarla dolu dolu olan bu şehir, Saksonya kraliyet ailelerinin mirasına da ev sahipliği yapıyor. 2. Dünya Savaşı’nda neredeyse tamamen yok olan şehir sonrasındaki dönem olan Soğuk Savaş döneminde Doğu Almanya sınırlarında kalmasından dolayı neredeyse 45 yıl ihmal edildi.
Bugün şehri gördüğünüz anda Dresden’in geçmişte bunları yaşadığına inanmak çok zor. Küllerinden yeniden doğmak sözünün tam karşılığını veriyor. Zengin müzeleri, sarayları ve diğer turistik mekanlarıyla Dresden’de yapılacak çok şey var.
Dresden’e Nasıl Gidilir?
Berlin ve Prag’a 2’şer saat uzaklıkta bulunan Dresden’e, Türkiye’den direk uçak seferi bulunmuyor. Ancak Avrupa’nın ve ulaşım seçenekleri ile ünlü olan Almanya’nın hemen hemen ortasında bulunan bu şehre her gün yüzlerce tren ve otobüs giriş yapıyor. Tüm Alman tren yolu şirketlerinin yanı sıra, Flix Bus gibi ekonomik biletler alabileceğini otobüsleri de tercih edebilirsiniz. Bilet için tıklayın
Dresden’e Ne Zaman Gidilir ve Kaç Gün Kalınmalı?
Ben bu şehirde en az 1 gece kalmanızı tavsiye ederim çünkü karanlık çöktüğünde o muhteşem tarihi mekanların ışıklandırılması bir başka güzel oluyor. Kış döneminde soğuk olacağı için Nisan – Kasım ayları arasında gezmenizi tavsiye ederim. Ben 10-11 Mart’ta gittim çok soğuk değildi ve yağış da yoktu.
Dresden’de Konaklama – Dresden Gezi Rehberi
Dresden biraz daha kültür turizmi meraklılarını çeken bir şehir olduğu için konaklama fiyatları biraz yüksek, hosteller de mevcut ancak Berlin, Köln, Hamburg ya da Münih gibi seçenek çok fazla değil. Ancak oldukça şık, tarihi ve keyifle konaklayabileceğiniz yerler de mevcut.
Dresden’de konaklamamı Buelow Palais otelde gerçekleştirdim. Tek kelime ile muhteşem bir konaklama deneyimi oldu. 2. Dünya Savaşında yıkılan binalardan biri olan ama sonrasında tekrar inşa edilerek turizme kazandırılan Buelow Palais, adından da anlaşıldığı üzere Saray gibi bir yer. Odaları, restoranı, koridorları, lobisi kısacası her yer müzede kalıyormuş hissi veriyor. Konum olarak da turistik mekanlara ve Elbe nehrine sadece 4-5 dakika yürüme mesafesinde.
Restoranına ayrı bir parantez açmak istiyorum. Caroussel Nouvelle adı verilen otelin restoranında Dünyaca ünlü şeflerden Sven Vogel ve ekibi size enfes lezzetler hazırlıyor. Açık büfe kahvaltısı da gerçekten çok güzeldi. Öyle ne var ne yok koymaktansa, çok özel lezzetler az ve öz olarak hazırlanıyor. Her şey organik ve yine o ekip tarafından hazırlanıyor. Gerçekten yaptığım en güzel otel kahvaltılarından biriydi.
Dresden’de Gezilecek Yerler
1. Frauenkirche – Dresden Gezi Rehberi
Dresden’in muhteşem Frauenkirche Kilisesi, dünyanın en ünlü yeniden inşa projelerinden biri ve şehrin en önemli dini merkezi. 1743 yılında tamamlanan muhteşem Barok mimarili kilise zamanında Avrupa’nın en güzel kiliselerinden biriydi. Ancak 1945’teki Müttefik bombardımanı sırasında yıkılan eski binanın taşları ve diğer kalıntıları, yeniden inşasında kullanılmak üzere saklandı ve 2005 yılında tekrar açıldığında 4000 orjinal taş da inşasında kullanılmıştı.
Hepsinden önemlisi yaptığı bombardıman sırasında kilisenin yıkımına sebep olan Büyük Britanya, “uluslararası iyi niyetin bir sembolü” olarak bir altın haç bağışladı ve bu haç da kilisenin en üstüne yerleştirildi. Kiliseye giriş ücretsiz ancak dilerseniz asansöyle kubbesine çıkıp şehri izleyebilirsiniz. O kısma ödeme ve önceden rezervasyon yapmanız gerekiyor.
2. Augustusbrücke (August Bridge)
Geçtiği coğrafya itibariyle Avrupa’nın en güzel nehirlerinden biri olan Elbe’nin üstünde iki yakayı birbirine bağlayan bu tarihi ve görkemli köprü, dünyanın en güzel köprülerinden biri olarak kabul ediliyor. Polonya ve Saksonya’nın Güçlü Kralı II. Augustus döneminde, 1727 ile 1731 yılları arasında 12 kemerli bir köprü olarak inşa ettirmiş.
3. Residenzschloss (Dresden Castle)
Tüm tarihi şehirlerinde olduğu gibi Dresden’de de muhteşem bir kale bulunuyor. Bu kaleden ziyade biraz saray gibi bir yapı. Rönesans mimarili bu saray 1485’ten 1918’e kadar Sakson hükümdarlarına ev sahipliği yapmış. Bugün birçok değerli mücevher, altın ve daha fazlasına ev sahipliği yapıyor. Giriş 14 Euro
1614 yılında kurulan Türk Odası, Yeşil Kasa’nın hazinelerinin yanı sıra, Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalma dünyanın en büyük eser koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. Diğer koleksiyonlar arasında Nümismatik madalya ve mühürler dolabı; Dresden silah ve zırh deposu; ve 15. yüzyıldan itibaren Avrupalı sanatçıların grafik sanatlarını, çizimlerini, sulu boyalarını ve pastellerini içeren Baskı Dolabı.
4. Zwinger ve Old Masters Picture Gallery
Dünya üzerindeki en güzel saraylardan biri olarak kabul edilen Zwinger, 18. yüzyılın başlarında inşa edilmiş ve Almanya’daki Barok mimarisinin en güzel örneklerinden biri. Sadece mimarisini görmek için bile bahçesinde ve teraslarında dolaşmaya değer.
Güney tarafında görkemli 32 bölmeli Uzun Galeri bulunuyor ve doğu ve batı yönünde simetrik olarak düzenlenmiş dört pavyon, Wallpavillon ve zarif çeşmeleri ve mitolojik figürleriyle Nymphenbad (Perileri Hamamı) bulunuyor.
Etkileyici mimarisinin yanı sıra Zwinger, Dresden Devlet Sanat Koleksiyonlarından daha fazlasına ev sahipliği yapıyor. Bunlar arasında Dresden Porselen Koleksiyonu ve Kraliyet Matematik ve Fiziksel Araçlar Kabinesindeki bilimsel araçlar da bu sarayda sergileniyor. Raphael, Titian, Correggio ve Tintoretto’nun İtalyan Rönesansı ve Barok başyapıtlarının da bulunduğu, 15. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar uzanan yaklaşık 750 tabloya ev sahipliği yapıyor. Giriş 14 Euro ( Bahçesinde uzun bir süre restorasyon ve inşaat olacak)
5. Semper Opera and Theaterplatz – Dresden Gezi Rehberi
Almanya’nın en güzel meydanlarından biri olan Dresden’deki Theatreplatz’da bir enfes ve görkemli eser daha bulunuyor. Bu eserin adı Dünyanın en güzel operalarından biri olan Semper Opera binası.
İtalyan Yüksek Rönesans tarzında inşa edilmiş bu yapıda bir operayı izlemeyi çok isterdim ancak biletler haftalar öncesinden tükeniyor. Konserler dışında gezmek tabii ki ücretli ve maalesef 12 Euro
6. Brühl’s Terrace
“Avrupa’nın Balkonu” olarak da bilinen Brühl Terası (Brühlsche Terrasse), sizi geçmişe götürecek bir manzara ve yürüyüş keyfi sunuyor. 1738 yılında özel bir bahçe olarak düzenlenmiş ancak sonrasında ve 1814 yılında halka açılmış. Merdivenlerdeki heykel grupları sabah, öğle, akşam ve geceyi temsil ediyor ve Yunus Çeşmesi orijinal bahçeden geriye kalan tek bölüm. Bu gezinti yolunun sınırında 1894 yılında inşa edilen Sanat Koleji bulunuyor. Giriş: Ücretsiz.
7. Fürstenzug (The Georgentor and the Procession of Princes)
Kısacası Fürstenzug ya da Prensler Geçidi olarak adlanldırılan bu ilginç mekanı dünyada nadir görebilirsiniz.
Şehrin çıkış kapısı olan Georgenbau’ndan 102 m boyunca uzanan Wettin Hanedanı’nın Dükleri, Düşesler, Kralları ile sanat ve bilim dünyasının önde gelen Alman figürlerinin yer aldığı 102 metre uzunluğundaki ünlü Fürstenzug – Prensler Alayı burayı cazip kılan bölüm. Giriş: Ücretsiz
8. Albertinum
1884 ile 1887 yılları arasında inşa edilen ve Brühl Terası’na açılan Rönesans Revival Albertinum’u şehrin en önemli müzelerinden. Barındırdığı 1. sınıf sanat koleksiyonunda; Romantik ve Realist dönemlere ait eserlerin yanı sıra 19. yüzyılın Fransız, Polonya, Romen, Macar ve Belçika tabloları ile Alman İzlenimcileri ve Ekspresyonistlerinden oluşan eserler ve Yeni Ustalar Galerisi yer alıyor.
9. Elbe Nehri
Çekya, Polonya ve Almanya arasında süzülen Elbe Nehri, Orta Avrupa’nın en büyük nehirlerinden ve Dresden, Leipzig, Berlin, Hamburg gibi muhteşem şehirlerin içinden ya da yakınlarından geçiyor. Dresden’i de ikiye bölen ve o muhteşem barok eserlerin yansıması ile daha fazla büyülenmemize sebep olan Elbe nehrinde buharlı gemirlerle de 90 dakikalık turlara katılabilirsiniz.
10. The Great Garden and Zoo
Merkezden biraz uzakta bulunan Büyük Bahçe ve Hayvanat Bahçesi, şehrin en büyük yeşil alanlarından biri. 1676’dan itibaren Fransız Barok tarzında inşa edilmiş ve 1814’ten beri halka açık.
Parkta ayrıca, dünyanın dört bir yanından getirilen 10.000’den fazla türün coğrafi olarak sıralandığı ve düzenlendiği Dresden Hayvanat Bahçesi ve Dresden Botanik Bahçesi de bulunuyor. Bahçenin içinde bulunan ve 1678 ile 1683 yılları arasında inşa edilen Sommerpalais ise Almanya’nın en eski saraylarından biri.
11. Katholische Hofkirche
Residenzschloss ile Elbe arasında yer alan Katholische Hofkirche muhteşem Dresden silüetine en çok katkı sağlayan devasa eserlerden biri. 1739 ve 1751 yılları arasında inşa edilen bu yapı, Albertine Wettins’in Augustus II’nin yönetimi sırasında Katolikliğe dönüşmesinin ardından yakındaki Protestan Frauenkirche’ye rakip olmak için inşa edildi.
Kilise, 2. Dünya Savaşı’nda ağır hasar alınca yeniden inşa edildi ve 1964’te katedral ünvanını aldı. İmparatorlar Augustus I ve Augustus III de dahil olmak üzere Wettin ailesinin Albertine soyunun 49 üyesine ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda kilisedeki özel bir bölümde Augustus II’nin kalbi de var. Bu kilise, 4.800 metrekarelik taban alanıyla Saksonya’nın en büyük kilisesi. Giriş ücretsiz.
12. The Japanese Palace – the Golden Horseman
Nehrin karşı tarafında Roma zırhı giyen ve bir at üzerinde oturan Sezar pozunda Güçlü Augustus’un heykeli bulunuyor. 1736 yılında yapılan bu yapı, genellikle Altın Süvari olarak bilinir ve şehrin en popüler simge yapılarından biri.
Ayrıca burada 1737’de inşa edilmiş, Barok ve Neoklasik tarzda bir konak olan Japon Sarayı veya Japanisches Palais de bulunuyor.
13. Kunsthof Passage – Dresden Gezi Rehberi
Nehrin yine karşı tarafında bulunan Kunsthof Passage çok ilginç bir yer. Sıra sıra zarif asilzade evlerinin arkasında bugün restoranlara, butiklere ve mağazalara ev sahipliği yapan birbirine bağlı avlular şahane modern sanat eserlerine ve sokak sanatlarına ev sahipliği yapıyor. Giriş Ücretsiz.
Almanya hakkındaki diğer yazılarımız için Almanya kategorimizi tıklayabilirsiniz.
İyi seyahatler. Yolunuz açık olsun.