Çocukla Gezmek İsteyen Ailelerin Endişe Ettiği Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Gezmek isteyen her çiftin en büyük korkularından biri de çocuklu bir aile olduktan sonra bu tutkularına devam edip edemeyecekleridir. Konu gerçekten ciddi ve seyahate çıkmadan önce ve seyahat esnasında bu sürecin rahat geçmesi adına bir çok konuya dikkat etmelisiniz. Bir kız çocuğu ebevynleri olarak biz de yıllarca yalnız gezdikten sonra Mira’nın doğumu ile birlikte seyahatlerimizin nasıl olacağı konusunda endişeliydik. Ancak şunu anladık ki seyahat etmeye ne kadar erken yaşta başlarsa o kadar alışkanlık kazanacaktı. Sonuç olarak çocukla gezmek konusunda deneyimli bir aile olmaktan yola çıkarak ve @reshontheway instagram hesabımda yaptığım anket sonucunda sizden gelen endişeleri derledim ve sizlere bazı çözüm önerileri hazırladım. Artık gerisi şans, kader, kısmet diyelim 🙂 İşte Çocukla Gezmek İsteyen Ailelerin Endişe Ettiği Sorunlar ve Çözüm Önerileri
1- Hastalık ve Sağlık Sorunları Endişesi
Önem sırasına göre listelemesem de bu çok fazla yazıldığı için ilk başta anlatmak istedim. Seyahat esnasında hastalanmak ve sağlıkla ilgili sorunlar sadece çocuklar için değil tüm yaş grupları için bir risktir. Hava değişimi, mikrop taşıyan sivrisinek-böcekler, gıda ile ilgili sorunlar, uzun uçuşlar vs. özellikle çocuklarda sağlıkla ilgili sorunlar teşkil edebilir.
Türkiye bir çok ülkeye göre sağlık hizmeti veren kurumlar açısından elverişli bir ülke. Diğer ülkelerde sigorta sistemi, sağlık imkanları genellikle kısıtlı olabiliyor ve o gideceğimiz ülkelerin vatandaşı olmayacağımızı da düşünürsek herhangi bir rahatsızlıkta tedavi süreci ciddi bir maliyete sebep olabilir bu yüzden yapmanız gereken ilk şey gitmeden önce kendinize ve aile bireylerinize seyahat sigortası yaptırmak olacaktır. Fiyatları seyahat edilecek gün sayısı – bireyin yaşı – gidilecek ülkeye göre değişkenlik gösterse de 10 günlük sigortanın maliyeti firmaya göre 30-100 TL arasında değişmektedir. (2021)
- Sigortayı yaptırdıktan sonra İngilizce çıktısını yanınıza alın.
- Herhangi bir sorunda hastaneye giderseniz tedavi ücretinizi başta siz ödeyeceksiniz. Ödemeden sonra verecekleri fatura / makbuzu kaybetmemeniz gerekmektedir. D
- Döndükten sonra fatura ve diğer istedikleri belgeleri sigorta şirketine göndereceksiniz ve bir kaç gün-hafta içinde incelemeler tamamlandıktan sonra ödemenizi alabilirsiniz.
- Sigortanın kapsamı, talep edilebilecek maksimum ücretler, ölüm-sakatlık durumlarındaki yasal ödeme sınırları sigorta metninde yazacaktır.
Bir diğer önemli konu da özellikle Asya ve Afrika ülkelerine yapacağınız ziyaretler öncesinde aşı konusunu iyice incelemeniz gerekir. Bazı ülkelerde geçmişte ya da şu anda özellikle sivrisinek ve bazı böceklerin taşıdığı hastalıkları kapma riskinizden dolayı gitmeden önce aşı yapmanızı öneririz. Kamboçya, Kuzey Tayland, Vietnam, Myanmar, Endonezya’nın bazı bölgeleri, Malezya’nın bazı bölgeleri, Etiyopya, Kenya, Zanzibar gibi ülkelere gideceklerin bu konuda daha dikkatli olmaları gerekiyor. Detaylı bilgi için ilgili yazımızı okumanızı tavsiye ederim. Seyahat Aşıları
Bunun dışında bir çok ülkedeki marketlerde eczane bölümleri oluyor. İstediğiniz ilaçların çoğunu reçete olmadan da rahatlıkla alabilirsiniz. Genellikle yeşil ya da kırmızı renkte haç işareti olan dükkanlar (Apothecary – Farmacy ingilizceleri ancak bir çok dilde bu kelimelerin türevleri şeklinde yazar) Eğer sizin ya da çocuklarınızın kullanması gereken ilaçlar varsa onları da mümkünse reçeteleri ve yasal sınırlarla belirtilen miktarlarla birlikte yanınıza mutlaka alın.
2- Güvenlik Endişesi
Bu konu aslında seyahat dışında da sürekli endişe ettiğimiz bir konu. Maalesef artık güvenlik sorunu hayatımızın parçası. Avrupa için çok endişe edeceğiniz bir şey yok. İnsanlar izin almadan çocuğunuzu sevmez bile hatta siz de yapmayın. Hoş karşılanacak bir durum değildir. Ama özellikle kız çocuklarının kaçırılması ile ünlü Bangkok – Pattaya gibi şehirlere gidecekseniz çocuğunuzu gözünüzün önünden ayırmamanız gerekir. Bir çok ülkede çocukların kıyafetlerine bağlanan ki varlığı çok tartışılan ebevynlere bağlanan bağlar var. Bunları bir çok insan tasma gibi düşündüğü için eleştiriyor ancak çok kalabalık şehirlerde eğer ki çocuğunuz aşırı hareketliyse bu tarz bir bağı kullanmayı düşünebilirsiniz. Barselona, Kuzey Afrika, Roma gibi şehirlerde maalesef yoğun göçmen nüfusundan dolayı hırsızlık olayları olabiliyor bu yüzden bebek arabasına mümkün mertebe çantalarınızı ve değerli eşyalarınızı koymayın.
3- Tehlikeli Durumlar (Düşme-Boğulma vb.)
- Bu da genel geçerli her çocuklu ailenin evinde bile endişe ettiği konulardan biri. Maalesef buna yapacak pek bir şey yok. Çocukları sürekli takip etmemiz gereken bir durum.
- Trafik konusunda bir nebze rahat olabilirsiniz. Çünkü Avrupa’da özellikle şehir içinde hız limitlerine son derece dikkat ediyorlar ve yayaların güvenliği çok önemli.
- Boğulmanın önüne geçmek için tekne turu vs. yapmak isterseniz çocuklar için satılan şişme yeleklerden almanızı tavsiye ederim. Çünkü teknelerde her yaşa uygun yelek olmayabilir.
4- Tuvalet Endişesi
- Maalesef tuvalet genel olarak seyahatlerdeki en büyük sorunlardan bir tanesi ama bu da ülkeye göre rahatlık açısından değişiklik gösteren bir durum. Müslüman olmayan ülkelerin bir çoğunda taharet musluğunun olmaması itici bir durum. Bu yüzden kendiniz ve çocuğunuzun ihtiyacı için yanınızda sürekli ıslak mendil ve dezenfektan bulundurun. Şu konuda rahat olabilirsiniz.
- Hamileler ve çocuklu ailelere karşı pek çok ülkede yoğun bir hassasiyet var. Çocuğunuzun tuvaleti geldiği anda herhangi bir restoran ya da mağazaya girip rica edebilirsiniz. Ülkemizdeki gibi düşünün. Kimse hayır demeyecektir.
- Ayrıca pek çok ülkede umumi tuvaletleri şehrin merkezi yerlerinde rahatlıkla bulabilirsiniz. Tek sorun hijyen tabiiki.
- Bebek bezi ihtiyacınız için herhangi bir süpermarket ya da marketten alabilirsiniz. Küresel markaların dışında da yerel markalar da gayet kaliteli oluyor. Ambalajların üzerinde yaş – ay ayrımları da yapılıyor. Hatta fiyat kalite konusunda daha iyi yerler görmüştüm.
5- Yemek Temini Endişesi
- Yurtdışında çocuklar için yiyecek bulma konusu bence daha kolay. Çünkü genel olarak çocukların yemek istediği makarna – pilav – patates kızartması – meyve / sebze – süt ürünleri – hamurişi vs. tüm ülkelerde oldukça yaygın.
- Marketlerin büyüklüğüne hazır gıda bulmak çok daha kolay ve bol çeşitli. Marketlerde ısıtıcılar ve mikrodalgalar da var. Dilediğiniz ürünü genelde ücretsiz bir şekilde ısıtabiliyorsunuz.
- Sokak lezzetleri açısından da özellikle Avrupa’da gıda güvenliğine çok önem verildiği için ürünler kaliteli ve taze oluyor. Çocukların da hoşuna gidebilecek bir çok lezzeti de sokaklarda da bulabilirsiniz.
- Hemen hemen artık tüm ülkelerde dünya mutfağını servis eden yerler bulabilirsiniz. Küresel fast food firmaları da artık her yerde. Tamam çocuklara çok uygun bir olay değil ama zorda kaldığınız zaman kurtarıcınız olacaktır. Hem bu mekanlarda ülkemizden çok daha farklı ve çocuklara özel hazırlanan menüler bulabilirsiniz. Mısır – patates / sebze püreleri – puding – meyve tabakları vs.
- Özellikle Güneydoğu Asya ülkeleri hayatınız görmediğiniz bir çok tropikal meyveyi çok ucuz fiyatlara yiyebileceğiniz bir bölge. Burada yiyecekleri meyveleri çocuklarınız çok sevecektir. Meyve suyu konusunda da inanılmaz bir çeşitlilik var.
6 – Saat Farkı Endişesi
Yakın coğrafyalar dışında Asya – Amerika ya da en az 6-7 saat uçuş mesafesi olan doğu ya da batıdaki ülkelere giderken jetlag olma ihtimaliniz yüksek. Bu yüzden yola çıkmadan bir kaç gün önce çocuklarınızın uyku saatlerini bu ülkelere göre ayarlayabilirsiniz. Yavaş yavaş alıştırırsanız gittikleri zaman bir problem yaşamayacaklardır.
7- Yorulma Endişesi
- Bu konunun en basit bir çözümü hafif, pratik açılıp kapanabilen, katlanabilir bebek / çocuk arabaları almanız. Artık piyasada onlarca çeşidi var. Tamam yaşadığınız yerde kullandukları arabalar kadar konforlu olmayacaktır ancak gittiğiniz yerlerde hem çocuklarınızı hem de eşyalarınızı taşımak açısından çok faydalı olacaktır. Aktarma yapacağanız bazı havaalanlarında da bebek arabası hizmeti veriliyor. Doha, Dubai, Riyad, Singapur gibi büyük havaalanlarında aktarma yapacaksanız yanınızda götüreceğiniz bebek arabalarını bagaja vermenizi tavsiye ederim. Zaten bazı uçuşlarda zorunlu teslimat da var. İndiğiniz gibi rahatlıkla bu arabaları temin edebilirsiniz.
- Eğer çocuğunuz daha küçük yaşlarda ise ve bebek arabasını kullanmayı tercih etmiyrosa kanguru tarzı bebek taşıyıcaları almanızı tavsiye ederim. Hem sizin daha rahat hareket etmenizi sağlayacaktır hem de çocuğunuzun uykusu geldiği anda sıcak bir anne – baba kucağında rahatlıkla uykuya dalacaktır.
8- Sürekli Ağlamaları – Mızmızlık Endişesi
İsterseniz buna genetik diyin isterseniz şans diyin ama bu tamamen denemeden, zorlamadan, alıştırmadan başaramayacağınız bir kısım. Her çocuğun bünyesi, isteği, alışkanlıkları farklıdır. Sorunsuz bir çocuk yoktur. Mesela kızım mira ile ilk seyahatimizi 7 aylık iken Fas’a yapmıştık. Orada özellikle annesini çok yormuştu ama sonrasında bizimle yolculuk yapa yapa alıştırdık. Sıkıldığı zaman hoşuna gidebilecek yerlere gittik, çantamızda en sevdiği oyuncakları taşıdık.
Bu konudaki en büyük tavsiyem sonrasında büyük bir sürpriz yaşamamak için ilk seyahatlerinizi kısa mesafelerden ve kısa sürelerle yapın. Sonrasında duruma göre tüm tedbirlerinizi de aldıktan sonra seyahat rotalarınızı daha geniş tutabilirsiniz.