Cape Town Gezi Programı
Sizin de kalbinizin Cape Town’da kalmasına hazır mısınız? Dolu dolu bir haftadan oluşan Cape Town Gezi Programı başlıyor…
İlk yazımda sizlere Cape Town hakkında genel bilgiler vermiştim. Bu bilgiler işinizi çok daha kolay hale getirecek; zor olduğundan değil ama her seyahatin kendine has sıkıntıları, heyecanları, acaba bizi nasıl bir yer bekliyor soruları hep bizimle olduğu için göz atmanızda fayda var.
Afrika’nın eşsiz güzellikleri ve huzuru sizleri bekliyor. Yanık tenli insanların gülümsemesi kadar sıcacık bir ülke Güney Afrika ve bir o kadar da derin. Afrika’da gezilecek bir sürü yer var; en çok tercih edilen turistik çekicilik safari olsa gerek. Ama ilginizi şehir hayatı ve doğal yaşamın iç içe olduğu yerler çekiyorsa, Cape Town tam da sizlere göre. Ama tabii ki safari dışındaki doğal çekicilikler. Safari yapmak isteyenler Cape Town’da bu isteklerini gerçekleştirmemeli. Çünkü satılan turların hepsi yapay alanlarda gerçekleşmekte. Eğer 1 hafta değil de 2 haftalık bir tatil süreniz varsa Cape Town’da çok romantik bir tatil geçirebilir ve daha sonra maceraya atılmak için; Kenya, Zimbabwe veya Botswana’yı değerlendirebilirsiniz. Zimbabwe’de dünyanın en en görkemli Victoria Şelalesi’ni görebilirsiniz.
Gelelim Cape Town Gezimize
İstanbul’dan yapacağınız direkt uçuşunuz yaklaşık 11 saat sürecektir. Eğer farklı hava yolları ile aktarma yapmak isterseniz uçuş süreleriniz değişiklik gösterecektir. Cape Town’a ulaştınız, pasaportunuzla birlikte kontrol noktasına gidebilirsiniz. Güney Afrika, 30 güne kadar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından vize istememektedir. Kontrol noktasında maalesef çok sıra bekleyeceksiniz. Uçuşunuz için ön koltuklarda check-in yapabilirseniz, uçaktan ilk inenlerden olacağınızdan bu bekleme süresi biraz azalabilir. Eğer kiraladığınız bir araba ile gezecekseniz bavullarınızı aldıktan sonra çıkışa yakın bir yerde, anlaştığınız firma yetkilileri sizi bekliyor olacak eğer sim kart almak isterseniz havalimanından temin edebilirsiniz. Arabanızı alırken otomatik vites olduğunu mutlaka kontrol edin çünkü trafik tersten akmaktadır. Trafiğe ilk çıktığınızda heyecan yapmanız çok normal ama endişe etmeyin kolay bir şekilde alışacaksınız, mümkün olduğu kadar tersten düşünmeye çalışın ve seyahatinizin tadını çıkarın..
Konaklayacağınız yere vardınız; eşyalarınızı yerleştirdiniz, odanızı beğendiniz ve Cape Town sizleri bekliyor.
1. Gün
V&A Water Front
Uzun bir uçuştan sonra yorgunsunuz ve hem bir yerler görmek hem de dinlenerek zaman geçirmek isterseniz V&A Water Front’ta zamanınızı değerlendirebilirsiniz. Nostaljik filmlerde gördüğümüz sahnelerin içinde bulacaksınız kendinizi. Okyanusa açılan harika bir marina ve marinanın etrafına kurulmuş nostaljik bir kasaba. İçinde pasajları, restoranları, büyük bir alışveriş merkezini, dönme dolabı ve daha pek çok aktiviteyi bulabileceğiniz harika bir yer V&A Water Front.
Food Market’te çok güzel yemekler deneyebilirsiniz. Sokak müzisyenlerinin müzikleri ile eğlenebilir parkta bankların üzerine oturup kahve ve dondurma keyfi yapabilirsiniz. Hepsini yapamadığınız için üzülmeyin bir hafta içinde yolumuz tekrar bu güzel marinaya düşecek. Bu alanda bulunan ilgi çekici yerler:
- Watershed Market
- Wheel Cape ( London Eye ) benzeri bir dönme dolap
- V&A food Market
- Alışveriş merkezi ve en alt katında bulunan süper market
Long Street
Long Street adından da anlaşılacağı gibi uzun mu uzun bir cadde; Amerikan ve Avrupai tarzda yapıların bulunduğu tarih kokan, içinde barların, restoranların ve hediyelik dükkanlarının bulunduğu ışıl ışıl bir cadde. Konakladığımız yer bu caddeye çok yakın olduğu için yürüyerek 5 dakikada ulaştık. Sabah kahvaltılarımızı ve akşam yemeklerimizi genelde bu cadde üzerinde bulunan restoranlarda tercih ettik. Cape Town harika tasarımlarla birlikte leziz yemeklere sahip restoranlara ev sahipliği yapıyor. Güvenlik sorunu olan ve hakkında iyi bahsedilmeyen cadde de Long Street. Ama ancak her turistik yer kadar güvensiz diyebilirim sizlere.
Ve artık dinlenme vakti yarın bizi harika bir tur bekliyor olacak .
2. Gün
Balina Gözlemi
Balina gözlemi yaz aylarında olan bir tur ve Cape Town’un en en en sevdiğim yanı. En büyük hayalim Cape Town’da gerçekleşti, nasıl unutabilirim ki bu güzel şehri. Hepimizin çocukluğunun öyküsü olan Moby Dick ile başladı her şey. Büyük bir katil balina ve intikam peşinde koşan bir gemici. Ben hikayenin balina taraftarıyım hayvanların hiçbir zaman zarar görmesini istemem çünkü insanlar karşısında çok güçsüz ve korunmasızlar. Hikayeyi ilk okuduğum andan itibaren balinalara olan ilgim arttı; özellikle katil balinalara. Günler, aylar, yıllar geçti ve işte bütün görkemi ile Orka ( katil balina ) karşımda. Bu turla birlikte sadece balinaları değil 5 büyük deniz canlısını da görebiliyorsunuz. Bunlar,
- Balinalar
- Yunuslar
- Köpek balıkları
- Fok balıkları
- Penguenler
Balina gözlem turunu seyahatimizden 1 ay önce, Dyer Island Cruises adında bir yardım kuruluşundan satın aldık. Bu tür turların çevreye ve doğaya duyarlı olması çok önemli. Aldığınız turun bir bölümü doğada yaşayan hayvanların yararına kullanılıyor. Tur sonunda alabileceğiniz hediyelik eşyaların geliri de yine doğada yaşayan hayvanlar yararına kullanılıyor. Tur ücreti 2 kişi 730 TL. Cape Town’dan 2 saat uzaklıkta bulunan bir bölgede buluşup tura başladık.
Agulash Burnu
Sanıldığı gibi ülkenin en güneyi Cape Point / Ümit burnu değildir. Cape Town’a yakın olduğu için turistik çekicilik haline getirilmiştir. Sizler de ülkenin en güney ucuna gitmek isterseniz, balina turunuz bittikten sonra Agulash Burnu’nu ziyaret edebilir ve görkemli kırmızı deniz fenerini ve Hint Okyanusu ile Atlantik Okyanusu’nun birleştiği yeri görebilirsiniz.
Geziniz bitince bu bölgedeki şirin kasabada yemek yiyebilir ve okyanus kokusunun tadını çıkarabilirsiniz. Biz akşam üzeri gezimizi bitirdik ve Cape Town için yola koyulduk. Cape Town’da akşam araba kullanmak güvenli ve bir o kadar keyifli. Doğanın harika sesleri ile baş başa bir yolculuk sizleri bekliyor.
3. Gün
Robbin Adası
Genelde seyahatlerimde gezdiğim bütün ada turları harikaydı ve bir o kadar da eğlenceli. Fakat Robbin Adası’nın üzücü bir çok hikayesi var. Bu ada politik suçluların yani sözde suçluların hapis yattığı yer. İnsanlar buradaki hapishanede çok kötü şartlar altında yaşıyor ve çalıştırılıyor. Suçları ise özgür olmak istemeleri ve bu doğrultuda yapılan haksızlıklara seslerini çıkarmalarıdır. Irkçılığın en üst seviyede olduğu zamanlarda halkın yanında olan insanların bu muameleleri görmeleri bana göre insanlığın büyük bir ayıbıdır.
Nelson Mandela 18 yıl boyunca adadaki hapishanede küçük bir hücrede kalmış, adadaki diğer mahkumlar ile birlikte kireç taşı ocaklarında çalışmıştır. Adada yer alan mahkumlardan üç tanesi Güney Afrika Cumhuriyeti Başkanlığı yapmıştır: Nelson Mandela, Kgalema Motlanthe, Jacob Zuma. Ada, 1999 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilmiştir.
Robbin Adası’na gitmek için V&A Water Front’tun içinde bulunan, saat kulesinin yakınlarındaki ofisten bilet alıp vapura binebilirsiniz. Size tavsiyem biletinizi internetten birkaç gün önceden satın almak ve sabah marinadaki saatlerinizi kahvaltı ile değerlendirmek olacaktır.
Bokaap
Güney Afrika’ya çalışmak için getirilen Malezyalı Müslüman gruplarının oluşturduğu, birbirinden renkli ve güzel yapıları barındıran bir mahalledir. Ve şehir merkezinde bulunmaktadır.
Signal Hill
Yürüyüş yaparak zirveye ulaşabileceğiniz, doğa ile iç içe olan ve harika bir gün batımına sahip merkeze yakın bir konumda bulunan güzel bir noktadır.
4. Gün
Üç gün boyunca durmadan gezdik çok güzel yerler gördük şimdi sıra kendimizi şımartmakta ve huzurlu bir doğanın içinde dinlenmekte. Nereye mi gidiyoruz? Cape Town’un şarap bağlarına. Rotamız Spice Route adında güzel bir bağ evi. Yolunuzun üzerinde durabileceğiniz harika Fransız köyleri bulunmakta ve bununla birlikte eşsiz bağ manzaraları her an sizinle. Spice Route’a gitmeden önce rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Biz şarap tadımı ve mükemmel lezzetteki öğle yemeklerini denemeyi tercih ettik. Şarap tadımında denediğiniz ve çok beğendiğiniz şaraplardan yemeğinizde size eşlik etsin diye seçebilirsiniz. Üzüm bağlarında gezebilir ve çok güzel fotoğraflar çekebilirsiniz. Evinize götürmek için harika şaraplar alabilirsiniz.
Bağ evinde oturup dinlenmekten sıkıldık ve yarının programını hafifletmek için AfriKa Penguenleri’ni görmeye Boulders Plajı’na gitmeye karar verdik .
5. Gün
Cape Town gezimize bütün hızımızla devam ediyoruz. Sabah kahvaltısı için Green Market Square’in yakınında olan açık büfe yemeklerin bulunduğu bir pasaja giriyoruz. İstediğiniz her şeyi seçip plastik tabaklara koyuyorsunuz ve kilo ile aldıklarınız hesaplanıyor. Aradığınız her şeyi bulabileceğiniz bir food market.
Hout Bay
İlk olarak durağımız Hout Bay; burası küçük bir marina isterseniz tekne ile fok balıklarının yaşadığı adaya gidebilirsiniz.( biz balina gözlemine gitmiştik). İsterseniz küçük bir bahşiş karşılığında kıyıda duran fok balıkları ile fotoğraf çektirebilir ve onları sevebilirsiniz.
Champman’s Peak
Cape Point ve Ümit Burnu’na giderken yüksek bir dağın üzerine yapılan manzara yolu. Yol boyunca, yol kenarlarına yapılan panorama noktalarında manzarayı doya doya izleyebilir ve güzel anılar biriktirebilirsiniz.
Cape Point ve Ümit Burnu
Ülkenin en güneyi olarak bilenen ama alında olmayan büyük bir doğal parkın içinde yer alan; tarihi ve ticari önemi büyük bir turistik çekiciliktir.
Ümit Burnu‘nu 1488’de Portekizli Kaşif Bartolomeu Dias keşfetti ve buraya Fırtınalar Burnu (Cabo das Tormentas) adını verdi. Dönemin en uğrak limanı olması nedeniyle gelen denizcilerin morali bozulmasın diye ismi Ümit Burnu olarak değiştirildi.
1497-1498 yılları arasında başka bir Portekizli Kaşif olan Vasco da Gama, Afrika‘yı dolaşarak Hindistan‘a kadar uzanan bir deniz yolculuğu yaptı. Bu deniz yolu Süveyş Kanalı‘nın açıldığı 1869’a kadar Avrupa ile doğu ülkeleri arasındaki tek deniz yolu olarak kalmıştır. Ve Akdeniz önemini yeniden kazanmıştır. Vergi paraları artmış ve Osmanlı Devleti vergi almaya başlamıştır.
Ulusal parkta Cape Point’te tepeye çıkmak için teleferiği kullanabilirsiniz. Doğada olan hayvanları izleyebilir ve eğer yaz ayında gittiyseniz balina gözlem yerlerinde balinaları izleyebilirsiniz.
Muizenberg
Dönüş yolumuzun üzerinde olan renkli kulübeleri ile çok meşhur olan bir plajdır. Renkli kulübeler birer soyunma kabini. Ve plaj sörfçülerin uğrak noktasıdır. Cape Town’da yüzmek isterseniz dikkat etmeniz gereken en önemli kural kalabalık ve popüler yerlerde yüzmeniz olacaktır. Büyük beyaz köpek balıklarının bolca olduğu kıyılara sahip bir şehirdir. Bugüne kadar hiçbir köpek balığı saldırısı görülmemiştir. Bunun nedeni bulundukları deniz çok fazla besin çeşitliliği içermektedir.
6. Gün
Company Gardens
Masa Dağı manzaralı , güzel bir şekilde düzenlenmiş keyifli bir yürüyüş geçirebileceğiniz bir park. Yanınıza minik bir piknik sepeti ve en sevdiğiniz romanı alıp gidebileceğiniz güzel bir alternatif.
Green Market Square
Şehrin göbeğinde bulunan bir pazar yeri. Her türlü hediyelik eşyayı bulabileceğiniz bir meydan. Etrafında bulunan restoranları deneyebilir ve pazarın yakınında bulunan katedrali ziyaret edebilirsiniz.
Sea point
Okyanus kokusu, dalgaların sesi ve uzun mu uzun bir kordon sizleri bekliyor
Glifton Beach and Comps Bay
Gün batımının en romantik hali. Yanınıza bir şişe şarap ve kadehlerinizi alıp gidebileceğiniz bir plaj Comps Bay. Günü batırdıktan sonra birbirinden güzel restoranlar sizleri bekliyor olacak.
7. Gün
Kristenbosch (Botanik Bahçesi)
Şehir merkezine 13 km uzaklıkta olan botanik bahçesi 2500 tane bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Doğaya merakı olanların kesinlikle gitmesi gereken yerlerden bir tanesi. Ziyaret için en güzel mevsim ilkbahar mevsimidir.
Masa Dağı
Şehrin her yerinden görebileceğiniz adından da anlaşıldığı gibi masaya benzeyen, turistlerin uğrak noktası olan bir dağ. Teleferikle en tepeye çıkıp dağın üzerinde yürüyüş yapabilirsiniz. Cape Town manzaralı harika fotoğraflar çekebilirsiniz.
Cape Town’da Ne Yenilir?
Old Biscuit Mil
Panayır sevenler ve yerel halk ile sosyalleşmek isteyenler bu fabrikaya!!! Eskilerin bisküvi fabrikası, şimdinin en en popüler mekanlarından. İçerisinde canlı müzik yapan grupların olduğu, antika ve yerel eşyaların satıldığı aynı zamanda restoranların olduğu şahane bir yer sizleri bekliyor.
Yazımın sonuna gelirken sizlere bir kaç restoran tavsiyesi vermek istiyorum. Denemeden dönmeyin pişman olursunuz!!!
- Tiger’s Milk Long Street; şık dizayn edilmiş her telden yemeklerin bulunduğu Cape Town’da meşhur olan restoranlardan
- Rcaffe Long Street; Kahvaltılarının lezzetini anlatamıyorum o yüzden lütfen deneyin!!!
- Beerhouse; Cape Town’luların uğrak noktası olan binbir çeşit biraya sahip, leziz yemekleri olan bir mekan.
- The Africa Cafe; Afrikalılar’ın kültürlerini ve yedikleri yemekleri şovlar eşliğinde bulabileceğiniz bir mekan. Birkaç gün önceden rezervasyon yaptırmanız gerekmektedir. Linki için kafenin ismine tıklamanız yeterli olacaktır.
- Greenmarket Square’in yakınında bulunan yemek pasajı
- V&A food market; Macaristan’a özel kızarmış akıtmanın üzerine istediğiniz malzemeye seçebileceğiniz leziz bir yemek tavsiyemdir.
Cape Town Gezi Programı burada son bulurken, sizlere keyifli okumalar ve güzel günler diliyorum. Aklınızda kalan soruları ve tavsiyelerinizi yorum kısmına bırakabilirsiniz. Hoşça kalın… Başka bir yazıda görüşmek dileği ile.
Ayrıca Cape Town Gezi Rehberi yazımı da okumanız için aşağıdaki linkte bulabilirsiniz.