2018 sonbaharı ve yazında bir Erasmus projesi vesilesiyle birer haftalığına gittiğim bu güzel şehir, sonbaharda asil görünüşü ve yaz ayında masalsı haliyle, beni en çok etkileyen şehirlerden biri oldu. Her mevsim eşsiz güzelliğiyle baktığınız her köşesi gözünüze bir yağlı boya tablosu gibi görünecek olan bu büyüleyici şehri, siz de görülmeye değer yerler listenizin en üst sıralarına yerleştirebilirsiniz. İşte Strazburg‘da görülmesi gereken yerler ve Strazburg Gezi Notları.
Strazburg Hakkında – Strazburg Gezi Notları
Tarih derslerinden hatırlarsınız Fransa ve Almanya‘nın bir türlü paylaşamadığı, zengin kömür yataklarına sahip o meşhur Alsas-Loren bölgesini. Alsace‘ın incisi Strazburg da, bir Almanya bir Fransa arasında beşik gibi gitmiş gelmiş yıllarca. Ee tabi şehrin de bir sabrı var, her ne kadar nihayetinde Fransa topraklarında kalmış olsa da şehir, “ben ne Fransızım ne Almanım” demiş ve iki kültürü de bünyesinde harmanlayarak kendine o eşsiz ruhu yaratmış. Böylelikle tesadüf olmayacak ki, çağlar boyunca Ren Nehri’nin incisi bu mükemmel ortaçağ kenti.
Strazburg– Grande Ile (Büyük Ada) çevresindeki tüm binaların olağanüsti mimari kalitesi sebebiyle 1988 yılında UNESCO tarafından dünya mirası alanı ilan edilmiştir.
Şehirdeki Alman etkisi, gerek mimaride gerek kullanılan Fransızca‘da kendini açıkça gösteriyor. Artık her bir yanı rengarenk çiçeklerle süslenen şehrin şirinliğinden midir, yapıların ve sokakların güzelliğinden midir bilinmez, insanın içini ısıtan, sıcacık bir enerjisi var.
Gürültüden, karmaşadan, koşturmacadan uzak küçük bir şehir olsa da, esasen Avrupa Birliği‘nin en hayati kurumlarına ev sahipliği yapmakla Avrupa’nın başkenti olarak kabul edilmektedir. Aynı zamanda dünyanın en eski ve köklü burjuva kentlerindendir. İşte böyle de mütevazi bir şehirdir Strazburg. Strazburg Unesco
Strazburg’da Konaklama – Hotel Roi Soleil Prestige
Strarburg konaklama açısından pahalı bir yer. Şehir merkezinde onlarca butik ya da zincir otel bulmanız mümkün. Eğer şehir merkezinde konaklamak istiyorsanız, Petite France bölgesinde kalmanızı öneririm. Gutenberg ve Kleber meydanları da konaklama imkanları açısından oldukça elverişli yerler.
Strazburg’da 1 gece kalmanızı tavsiye ederim. Şehir merkezine yakın ekonomik ve güzel bir otel arayanlara da merkeze 3 km mesafede bulunan Hotel Roi Soleil Prestige’i tavsiye ederim. Daha kapısından girdiğiniz gibi size sanatsal dokunuşlar eşlik ediyor. Odalar çok ferah ve zevkli döşenmiş. Kahve – Çay – Su – Gazlı Su dışında da kapsül kahve makinesi bile var. Devasa bir plazma eşliğinde kayıtlı 100’lerce filmden istediğinizi seçerek de izleyebiliyorsunuz.
Kahvaltısı oldukça çeşitli ve güzel. Sımsıcak kruvasanlar eşliğinde en güzel Fransız peynirlerini de deneyimleyebiliyorsunuz. Aracınız yoksa merkeze kadar giden toplu taşıma araçları otelin önünden geçiyor. Aracı olanlar için de otopark ücretsiz ki Strazburg gibi bir yerde bu çok önemli. Hotel Roi Soleil Strazburg Websitesi
Strazburg’da Görülmesi Gereken Yerler
Küçük Fransa (La Petite France) – Strazburg Gezi Notları
Strazburg şehir merkezinde yer alan La Petite France, 16. yüzyıldan beri mimarisi korunan ahşap evleriyle Strazburg’un köklü tarihini yansıtırken görsel olarak da büyülüyor. Şehrin ilk yerleşim yeri olan bu bölge aynı zamanda ticaretin de kalbiymiş. Rengarenk evler, mimari olarak birbirinin aynı gibi görünse de aslında her biri diğerinden bir o kadar da farklı. Burayı gezdirirken Strazburg’lu arkadaşımın söylediğine göre, her bir evin ayrı bir karakteri varmış; tıpkı onları inşa eden ve içlerinde oturan insanlar gibi.
Kolaylıkla yürüyerek gezilebilen, her bir sokağı insana ayrı keyif veren bu bölgede bir çok restorant, cafe ve dükkan bulabilirsiniz. Aynı zamanda, kanalda düzenlenen bot turlarına katılarak, orturduğunuz yerden de eşsiz manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
Unutmadan söyleyeyim, buradan ‘tarte flambee’ yemeden ayrılmayın. Bölgeye özgü geleneksel olarak hazırlanan bu yemek, hamur üzerine serpilen çeşitli malzemelerle yapılması itibariyle pizzayı andırıyor. Fiyatı da bölgedeki restoranlarda diğer yiyeceklere oranla çok daha uygun.
Notre Dame Katedrali
Ve tabiki meşhur Notre Dame Katedrali. Gerçi, meşhur Notre Dame Katedrali deyince bir çok kişinin aklına Paris gelir belki ama; aslına bakarsanız, her ikisini de görmüş biri olarak diyebilirim ki, Strazburg Notre Dame Katedralinin ihtişamı beni daha çok etkiledi. Şehre ruhunu veren en önemli şeylerden biri de işte bu muhteşem şaheserin şehrin kalbindeki görkemli görüntüsü. Victor Hugo ‘devasa ve narin’ sıfatları ile mükemmel tanımlamış katedrali.
İçeride, dünyanın en büyük astronomik saatlerinden birini göreceksiniz. İlginç bir biçimde tek kulesi olan Katedral 1647 ile 1874 yılları arasında ki yaklaşık 230 yıl boyunca dünyanın en yüksek yapısıymış. Günümüzde ise dünyanın en yüksek 6. kilisesiymiş. Kafanızı kaldırıp baktığınızda şehrin her bir yanından görülmesi mümkün olan 142 metre boyundaki kuleye çıkıp şehri gökyüzünden izleyebilirsiniz. Neden tek kule diye Strazburglu arkadaşa sorduğumda, herhalde diğerine paraları yetmemiş, demişti 🙁 Ben sebebini anlatan bir hikaye bulamadım, bilen varsa yorum olarak bıraksın lütfen:)
Kammerzell Evi – Strazburg Gezi Notları
Katedralin hemen karşısında bulunan şehrin en eski binalarından biri olan Kammerzel Evi, 1427 yılında inşa edilmiş. Günümüzde otel ve restorant olarak kullanılan yapının tam 75 tane penceresi var. Gittiğiniz yerlerde akşam yemeğini tarihi ve sembolik yerlerde yemeyi tercih edenlerdenseniz, işte o yer bu yer.
Avrupa Parlementosu & Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
Strazburg’un, Avrupa’nın ikinci başkenti olarak bilinmesinin sebebi tabi ki, Avrupa’nın yasama organı olan Avrupa Parlementosu, Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ev sahipliği yapıyor olması. Kurumların olduğu bölge, şehirden yürüyerek de yarım saatte ulaşabileceğiniz bir mesafede. Tramvay kullanarak 5 dakikada şehir merkezinden bu bölgeye ulaşmanız mümkün.
Etrafı görmek ve tanımak için tramvay kullanmamanızı ve yürümenizi tavsiye ederim. Avrupa binalarının olduğu tarafa doğru yürüdükçe, o tatlı masalsı alandan çıkarak daha geniş caddelerle ve lüks yapılarla karşılaşıyorsunuz. Avrupa binalarının konumu da, böyle bir geçişin sonunda yer alması itibariyle oldukça güzel düşünülmüş. Şehir merkezinin dışında bir alanda konumlanan binalar, şehrin tarihi yapısını ve ruhunu bozmuyor.
Avrupa Parlementosu ve Avrupa Konseyi konum olarak birbirine daha yakınken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yine yürüyerek bir 20 dakika daha uzak bir bölgede yer alıyor. Avrupa Parlementosu’na bir rehber eşliğinde ziyaretçi olarak katılıp binanın tamamını gezmeniz ve avrupa kurumları ile parlemento hakkında bilgi sahibi olmanız mümkün. Böyle bir tura katılmak isteyenler için, sadece belirli günlerde ve günde 2 veya 3 defa ziyaretçi alınıyor olması sebebiyle tur saatini önceden öğrenmenizi tavsiye ederim. Herhangi bir ücret ödemeden, kimliğiniz ile giriş yapabiliyorsunuz.
Orangerie Parkı
Avrupa Konseyi’nin hemen karşısında kalan bu mükemmel yeşillik alan, 1801 yılında 26 hektarlık bir alana kurulmuş. Şehirlerin içlerinde ayak üstünde bulunan böyle parklara aşık olan biri olarak burası kalbimi çalan yerlerden biriydi. Özellikle şehir merkezinden Avrupa binalarının olduğu kısma yürüdüyseniz ve programlar sizi yorduysa eğer, çimlere uzanıp dinlenmek için birebir.
Colmar – Strazburg Gezi Notları
Alsas’ın bir diğer populer yerleşim yeri Colmar. Strazburg’a gitmişken, Strazburg’dan otobus veya trenle yarım saatte ulaşabileceğiniz bu bir diğer masalsı ve rengarenk kasabayı da görmeden gitmeyin. Trenle ulaşım bilgileri için tıklayın
Colmar Şarap Kasabası olarak da duymuş olabileceğiniz bu bölge, Fransa’nın en ünlü şarap rotası Alsas şarap yolu üzerinde kalıyor ve Alsas’ın şarap başkenti olarak biliniyor. Her bir sokağı insana mutluluk veren, sanki bir kartpostalın içinde yürüyormuşsunuz gibi hissettiren bu harikalar diyarında La Petite Venice, Maison Pfister, Unterlinden Müzesi, Koifhus gibi yerleri ziyaret etmeden geçmeyin.
Kleber Meydanı – Strazburg Gezi Notları
Burası, adından da belli olacağı üzere şehrin meydanı. Meydanda, Aubette Sarayı’nı ve meydana adını veren Strazburgluların kahramanı Jean Baptise Kleber’in heykelini görebilirsinz. Bu meydanın en büyük özelliği, noelde meydanın ortasına kurulan 30 metre yüksekliğindeki çam ağacı imiş.
Yeri gelmişken, Strazburg’a ayrıca, avrupanın en eski noel pazarlarından birine ev sahipliği yapması nedeniyle noel şehri de deniyormuş. Noel zamanlarında kurulan bu pazar ilk defa 1570 yılında kurulmuş. Strazburg’un da dahil olduğu, Avrupa’da Noel ruhunu en iyi yansıtan şehirlere göz atmak için tıklayınız. Sonbahar ve yazına kefil olduğum bu güzel kenti kışın da ziyaret etmek için daha güzel bir sebep olamaz herhalde.
Gutenberg Meydanı
Matbaanın mucidi Johannes Gutenberg bir zamanlar Strazburg’da yaşamış. Katedralin yakınlarındaki şehir meydanında bulunan Gutenberg anıtı, 1840 yılında David D’anger tarafından yapılmıştır. Gutenberg’in elinde, üzerinde “Et la lumiere fut / Ve ışık doğdu” sözleri yazan bir kağıt parçası tutmaktadır.
Şehirde ayrıca, Alsas Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Dekoratif Sanatlar Müzesi gibi müzeleri de ziyaret edebilirsiniz.
Strazburg, asırlardır, yıllardır değişmemiş. Hep böyle kalması, hiç değişmemesi dileğiyle.
2 yorum
geçen yıl 1 gece konaklayıp Oberna’ie geçmiştik. Çok güzel anılar biriktirmiştik. Güzel paylaşım tebrikler
Çok teşekkür ederim, beğenmenize sevindim. Obernai’i sayfanızda çok güzel anlatmışsınız siz de, bir dahaki sefer için listeme ekleyeceğim 🙂