Türkiye’nin Saklı Cennetleri | Ülkemizde gizli kalmış cennetten bir köşe diyebileceğimiz saklı doğal güzellikler bulunmakta. O kadar güzel bir coğrafyada yaşıyoruz ki keşfettikçe tıpkı matruşka bebekleri gibi bir başka güzellik çıkıyor karşımıza. Her şeyden önce kendi ülkemizin güzelliklerine doğasına değer verip sahip çıkıp koruyarak başlamamız gerekiyor. Ülkemizin dört bir yanını keşfetmek için atacağımız her adımı bile dikkatli atmak gerektiğini düşünüyorum. İnsanoğlu ayak bastığı her noktaya iyilik taşıyarak giderse orası daha da kıymetli olacaktır. Bu yazımda belki bildiğiniz belki de bilmediğiniz doğa harikalarını sizle paylaştım. Şimdiden iyi okumalar.
1. Fethiye Saklı Kent Kanyonu
Saklıkent milli park sınırları içerisinde bulunan kanyon ile ilgili rivayete göre; bir çoban keçisinin peşinden giderken tesadüfen bulmuş olması ile ortaya çıkmıştır. Çobanın yetkili birimlere böyle bir yerin olduğunu bildirmesiyle kanyon koruma altına alınarak Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Saklıkent’i Milli Park ilan eder. Günümüzdeki halini özel firmaların sponsorluğu ile almış.
Kanyon duvarları, yüksekliği vadiyi 2 yana ayırdığı için devassa bir doğa harikası oluşturmuş. Kanyonda 3000 yıl öncesinde insanların yaşadığı bilinir ve bugüne kadar 16 adet mağara keşfedilmiş. Kanyon 16 km uzunluğa sahiptir. Denizde 1000-1100 m yükseklikte yer alır. Taş duvarların yüksekliği ise 200 ila 600 m arasında değişiyor. Kayalar arasındaki uzaklık ise bazı alanlarda 2 metreyi bulunuyor.
2. Santa Cennet Vadisi
Eski adı Rumca Ksantha’dan gelen Sanata Vadisi, Gümüşhane merkezine 90 kilometre uzakta bulunuyor. Şimdiki adı ise coğrafi konumuna yakışan Dumanlı. Dumanlı, Doğu Karadeniz’in ulaşımı en zor bölgelilerinden biri. Yüksek dağların arasında kalmış, beyaz bulutlarla çevrelenmiş, dikenli ve büyük ağaçlarla kaplı bir orman köyü. Santa 17. yüzyılda Rumlar tarafından kurulmuş 7 mahalleden oluşan bir Antik kent. Binatlı, Terzili, Zurnacili, Piştovlu, İşhanlı, Çinganli ve Çakallı, yerleşim olarak tek katlı evler ile kilise ve çeşmenin bulunduğu kent, kültür bakanlığı tarafından antik kent statüsüne alınarak arkeolojik ve doğal sit alanı ilan edildi.
3. İspir Yedi Göller
Bolu’nun Yedigölleri dışında, Rize ve Erzurum arasında bulunan Ovit Dağı zirvesi ile Kaçkar Dağları’nın muhteşem tepeleri üzerinde oluşmuş Yedigöller eşsiz bir doğa manzarası sergiliyor. Yedigöllere giderken ulaşım sağlayacağınız toprak yol biraz engebeli ve zor şartlar altında olsa da gökyüzüne bu kadar yakın olmak ve Kaçkarlar’ın bol oksijeni ciğerlerinize kadar dolması yolda geçen zorlu zamanı size unutturacak. Maceralı ve keyifli bir yolculuğun ardından sesiz bir doğanın kucağında olacağınız bölgede, dağcılık sporları ve iklim şartlarının uygun olduğu zamanlarda trekking burada yapabileceğiniz aktivitelerden ve kamp için güzel bir ortam sizi bekliyor olacak.
4. Göksu Şelalesi
Konya’ya yalnızca 110 km uzaklıkta bulunan Göksu Şelalesi, ülkemizin eşsiz güzelliklerinden bir tanesi. Jeolojik yapısı ile oldukça dikkat çeken ve önemli nehirlerden biri olan Göksu Nehri, Yerköprü mağarasının içine kadar giren ve bir anda gözden kaybolması ile de oldukça ilgi çekiyor.
Yazın ayrı kışın ayrı bir güzelliği olan şelale, yaklaşık 25 metre yükseklikten akan şelale kışın da şelalede oluşan buz sarkıtları ve su buharı sisli bir atmosfere dönüşüyor. Her mevsim ziyarete açık olan şelale çevresinde zaman geçirmek için yazın yeşil doğası kışın buzul sisli havası yeterli olacaktır.
5. Şuğul Kanyonu
Şuğul Kanyonu kaynağı Gövdeli Dağı olan ırmağın aktığı, etrafı dik kayalarla çevrili dar vadiden oluşuyor. Sivas Gürün ilçe merkezine 5 km mesefade olan vadinin berrak akan suyu ve kayalar arasından akan ufak şelaleri, göze ilk çarpanlardan. Her mevsim gezilebilen vadinin çevresi söğüt, yabani badem, kuşburnu, sumak, ardıç gibi ağaç türleri ile donanmış. Birçok kuş türüne rastlamak mümkün sıvacı, karatavuk, boğmaklı ardıç, dağ ispinozu, saksağan, sığırcık gibi. Şuğul kanyonunun ayrı bir özelliği ise MÖ XI. veya X. yüzyıla ait granit kayalıklar üzerinde Luvi hiyeroglifi ile yazılmış yazıtların bulunması. Yazının ilk olarak 1879 yılında coğrafyacı ve arkeolog Tümgeneral Sir Charles Wilson tarafından keşfedildiği bilinmekte.
6. Akgöl – Türkiye’nin Saklı Cennetleri
Eraftaki sık köknar ormanları içinden akan iki çayın birleşmesiyle oluşmuş yapay bir gölet olan Akgöl, Sinop’un Ayancık İlçesi’nin güneyinde konumlanmış 3 dönümlük bir alanı kaplamakta. Göl günübirlik geziler ve piknik yapmak için uygun bir doğaya sahip olmasının yanı sıra 1991 yılında Ayancık Yaylası olarak turizime açılmış.
Çevresindeki ormanlarda yaban domuzu, ayı, kurt, çakal gibi yabani hayvanlara rastlamak mümkün olan gölün yanında Orman İşletme Müdürlüğü’ne ait bir tesis bulunuyor. Tesisin yan tarafına uygun olan kısımlara çadırınızı kurup kısa bır tatil yapabilirsiniz. Havanın şartlarna göre gölde sandal sefası da yapmak mümkün.
Instagram hesabımdan da diğer destinasyonlarla ilgili paylaşımlarımı görebilirsiniz.
Bir diğer çamlıhemşin gezi yazım için buradan ulaşabilirsiniz Çamlıhemşin
Sevgilerimle, Çiğdem