Tek Başına Seyahat İpuçları | Tek Başına Seyahat Etmek
herkese merhabalar! Konu başlığında tek başına seyahat dedim fakat aslında o kadar da tek başıma değilim. Benim de birkaç yol arkadaşım var.
Sırt Çantam
Yıllardır bir tosbağa misali sırtımda taşıdığım, gittiğim her yere beraber gittiğimiz ve nereye gidersek orayı evim yapan sevgili yol arkadaşım. Tabi bu biraz tarz meselesi bavul severler de var, zaman zaman onu kullanmam gerektiği de oluyor fakat benim kişisel tercihim her zaman sırt çantasından yana. Ne kadar çok eşyan olursa o kadar zor hareket ediyorsun. Ama sırt çantasıyla yola çıkarsan, al sırtına nereye istersen git.
Vakti zamanında bir kere alıyorum diye güzel bir şey almıştım: önünden, belinden her yerinden destekli; bol gözlü bir şey. Böylece taşırken beni yormuyor, eşyalarımı organize ederken rahat ediyorum. Yeri geldiğinde sırt çantasıyla kilometrelerce yürüdüğüm oluyor o yüzden burası çokomelli; almışken iyisinden alın, bir kez alın, sırtınız beliniz ağrımasın, tatiliniz zehir olmasın rahat rahat gezin.
Bir de uçak için kabin boy olmasına dikkat edin. Bazı ucuz uçak biletlerinde bagaj hakkı olmuyor, sadece kabin bagajı alabiliyorsunuz. Hem havaalanında valiz beklemekle de uğraşmazsınız, hemen alıp yolunuza bakarsınız. O konuda da size çok büyük rahatlık sağlar.
Şapkam
Aslında bu çok olmazsa olmaz bir şey değil, ama metaforik olarak benim için “Şapkamı alıp çıkmak.” diye bir deyim var. Şapkamı alıp çıkmak demek, özgürlüğe adım atmak demek. İşte doksanlar kızı olmak, Özgür Kız olma hayalleriyle büyüyünce sırt çantası ve şapka ayrılmaz ikili gibi geliyor.
He tabi “olmazsa olmaz değil” dedim ama siz yine de, özellikle yazın, alın bir tane; gezerken kafanız yanmasın. Şu hasır gibi fileli gibi olanlardan alın terletmesin, hava aldırsın; kenarı da geniş olsun güneşten yanmayın. Bir de son olarak altında ipi olsun, yoksa rüzgârda uçup kayboluyorlar.
Arabam Rüzgâr
Rüzgâr dediğime bakmayın, tipini görseniz bundan anca Meltem olur dersiniz. Ama ilk araba hevesi işte. Kendisi ekibe yeni katıldı ama şimdiye kadar en memnun kaldığım yol arkadaşım oldu. İstediğim zaman istediğim yere gidebilme özgürlüğü verdi bana. +Uzak mı? -Olsun gideriz. +Aa şurda bi tabela var. -Hadi gidip bakalım.
Eşyalarımı taşıyor. Kışın sıcak, yazın serin oluyor. Asistanım navigasyonda yolu tarif ediyor. Telefonumu şarj ediyor. Rahat rahat müziğimizi dinliyoruz. Ve hepsinin yanında gittiğim her yerde kişisel bir alanım olmuş oluyor. Kalacak hiçbir yer bulamazsam en olmadı arabada yatarım, ne var yani? Özellikle bu güven tek başına yola çıkarken çok büyük bir destek bence. Bagaja da katlanır sandalyemi attım, beğendiğim yerde açıp yerleşiyorum hemen. Harika.
Fotoğraf Makinem
Arkadaşım, dostum, üçüncü gözüm. Benim gördüğümü gören, anımı yakalayan, anılarımı saklayan ortağım. Bu sadece seyahate özel değil, günlük olarak da fotoğrafçılık kişisel ilgi alanım. Meslek icabı da tabi değerli bir mimari eser gördüğümde istemsizce makinemi alıp koşuyorum. Antik kentleri, tarihi yapıları, modern mimari eserleri çekmelere doyamam. Zaten seyahate çıktığımda hep taş duvar çekerim, hiç kendi fotoğrafım da olmaz.
Günlük olarak da canım sıkıldıkça makinemi alıp çıkarım, sokak sokak gezerim. Fotoğrafçılık aynı zamanda sosyal bir aktivite. Fotoğraf çekerken ne insanlarla tanıştım, ne maceralara karıştım… Hatta düşünüyorum fotoğraf çekerken tanıştığım insanlar sanırım hep daha iyi çıktı.
Ara Güler ne güzel özetlemiş: “Rastgele çekilen fotoğraflar daha güzel çıkar, tesadüfen tanışılan insanlarla daha mutlu oluruz, kıyıda köşede uyuyakalmak uykunun en keyiflisidir, plansız hadi denilerek yapılan aktiviteler daha eğlencelidir. Her şeyin kendiliğinden olanı güzel.”
Eskiz Defterim
Resim yapmak kendimi bildim bileli sevdiğim bir iştir. Mimarlığa başladıktan sonra ise çizim yapmak artık kendimi ifade etme biçimime dönüştü. Gittiğim yerlerde elime bir kalem kâğıt alıp eskizler karalamak bulunduğum mekânı tüketmeme yardımcı oluyor. Etrafımdaki detayları fark ediyorum, sindiriyorum, kafamı boşaltıyor, sakinleştiriyor, dinlendiriyor… Ve çizimler güzel hatıralar olarak kalıyorlar. Hatta bazen yaptığım çizimi bulunduğum yerde hatıra olarak bıraktığım oluyor.
“Ben buradaydım, baktığımda gözlerimin gördüğü buydu. Şimdi gözlerimin gördüğünü senin de gözlerin görsün diye burada bırakıyorum.”
Müze Kart
Eveeet… Bundan da yol arkadaşı mı olurmuş canım? Evet oluyor. Cidden oluyor. Çok kıymetlimdir kendisi. Değeri pahasından çok daha büyük benim için. İlk müze kartımı kuzenimden hediye almıştım ve nereye gidersem o kartla girebildim. Hayatımda aldığım en değerli hediyelerden birisiydi. Tavsiye ederim siz de alın. O gün bugün tarihi geçtikçe yenisini alıyorum. Artık öğrenci değilim, tam ücret ödüyorum ama ne yapalım artık ona feda olsun. Ederini misliyle ödüyor.
Seyahate çıktığımda denize girmem, şezlongda yatmam; o müze senin, bu müze benim, şunu da gezeyim, aman bunu da göreyim… Oradan oraya koştururum sürekli. Zaten seyahat bunun için olmalı bana göre: Öğrenmek için, keşfetmek için, dünyanın parçalarını birleştirip zihninde oturtmak için. Bu parçaları da yavaş yavaş müzelerden toplarsın, her müzeden bir eser kalır zihninde. Bilgiye açılan kapıların anahtarıdır müze kart.
Kitaplarım
Kitaplar harika yol arkadaşlarıdır. Açık ferah bir yerde otururken, bir deniz kenarında sandalyemi açıp dinlenirken, bir kafede kahvemi yudumlarken, uzun bir tren yolculuğuna çıktığımda, havaalanında beklerken… Kitap okumak için çok güzel zamanlar bulunuyor. Gittiğim yerlerden kitaplar almayı da seviyorum, hatıra kalıyor. Seyahatlerimden yanıma kalan kitaplar benim için maddi değerlerinden çok daha kıymetli oluyorlar.
Kitap seyahatin kalitesini de çok artırıyor. Bir göğe bakma durağında Turgut Uyar’ı anmak, güzel bir doğada Vahşetin Çağrısı’na kulak vermek, Truva’da Akhilleus’un Şarkısı’na eşlik etmek, Paris’de Notre Dame Katedrali’nde Victor Hugo’nun betimlemelerini izlemek… Bir mekânı farklı gözlerle tükettiğinde çok daha fazla öğreniyorsun. Yanında kitabın varsa hiç sıkılmazsın ve çok daha fazla öğrenirsin.
“-Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?
+Gezerken okuyan bilir.”
İyi gezmeler!
İnstagram hesabım şurdan: sahika.e