Sakıp Sabancı Müzesi
Bugün bahsedeceğim müzenin, sadece içinde bulunduğu köşkün atmosferi için bile gidilip görülesi olduğunu söyleyerek başlıyorum anlatmaya. Köşk Emirgan’da bulunuyor ve Sakıp Sabancı tarafından Sabancı Üniversitesi’ne müze yapılması için bağışlanmış. Sakıp Sabancı Müzesi ya da “Atlı Köşk” buraya verilen isim. Adını kesinlikle karşılıyor. İlk müze girişinde ve köşkün girişinde olmak üzere 2 adet at heykeli bulunuyor. Heykel diyoruz ama basit heykeller değil bunlar arkadaşlar köşkün adını verecek kadar önemli atlar bunlar. Girişte bulunan at heykeli Fransız heykeltıraş Louis Doumas tarafından 1864’de yapılmış, köşkün girişinde olan at heykeli ise 1204 yılında 4. Haçlı Seferi sırasında Haçlı kuvvetlerince yağmalanan İstanbul Sultanahmet meydanından alınarak, Venedik San Marco kilisesi önüne yerleştirilen 4 attan birisinin dökümü yani baaaya değerliler.? Aynı zamanda köşke giden yolda bir çok sanat eseri de görebilirsiniz. İstanbul’da Görülmesi Gereken 10 Müze
Görünenin Ötesinde Osman Hamdi Bey
Müzenin adı başlıktan da görüldüğü üzere “Görünenin Ötesinde Osman Hamdi Bey” başta müzenin adını merak etmiştim neden görünenin ötesinde denildiğini, daha sonra gidince hem şaşırdım hem de isminin hakkını verdiğini fark ettim. Tablolarda sanatçının boya uygulama tekniklerini, kullandığı malzemeleri ve hatta en çok şaşırdığım eserlerin geçirdiği restorasyonları dahi X-ışını görüntüleme tekniği ile görüntülemişlerdi. Hangi fırça tarzını kullandığından tutun kullandığı boyaların pigmentlerine kadar inebildiklerini gördüm bunu ise enerji dağılımlı X-ışını spektroskopisi eklentili taramalı elektron mikroskobu tekniği ile gerçekleştirmişler. Açıkçası ben gezerken etrafa şaşkın şaşkın baktım hep çünkü gördüğümüz eserler yılları aşıp buralara kadar gelmişler ve şimdi teknoloji ile tanışıp bizi geçmişe götürüyorlar bu bana çok ilginç gelmişti. Şimdi biraz şu tekniklerden bahsedelim nedir şimdi bu teknikler?
X-ışını görüntüleme tekniği kullanılarak elde edilen filmler, tablo yüzeyinin altındaki yapı ve boya içeriği hakkında bilgi ve sanatçının uyguladığı tekniklerle ilgili ipuçları da verir.
Bu filmler boya içeriğindeki metallerin dağılımını gösterir; böylece sanatçının eser üzerindeki fırça darbelerinin hareketlerinin de takip edilmesi sağlanır. Filmler aynı zamanda sanatçının eser üzerinde yaptığı değişiklikleri ya da tablolarda uygulanmış olası restorasyon işlemlerinin izlerini ve zaman içinde uğradığı dönüşümü gösterir. Mesela tablolardan bir tanesinin boya içeriği sayesinde günümüzden birinin restore ettiği anlaşılmış. Böyle bir teknoloji olmasaydı herkes bugüne kadar nasıl boya izlerinin bile bu kadar sağlam gelebildiğini düşünüp hayran hayran tabloya bakacaktı. Eh şimdi de hayran hayran bakıyoruz ama bu sefer teknolojinin de payını atlamamak gerek, en azından beni hayran bıraktı ?
Gelelim biraz köşkün içine sadece tablolar olan bir yer hayal ettiyseniz baya şaşıracaksınız çünkü alt katı tamamen döşenmiş, her bir ürünü sizi geçmişe götürecek kadar eski mobilyalar ve aksesuarlarla.
Benim favorim ne mi? – Sakıp Sabancı Müzesi
Kesinlikle o Çin vazosu! Kırılmadan bugünlere o mükemmelliği ile gelmiş olması, o zarafeti… Bu kadar anlattın yok mu fotoğrafı? Diyeceksiniz ama maalesef yok o kadar büyülenmiştim ki o mobilyalardan o eserlerden telefon çok aklıma gelmedi ? Bu da size sürpriz olmuş olsun gidip görünce bana ulaşın ve nasıl bulduğunuzu mutlaka bana iletin! Beni merakta bırakmayın ?
Son bir kısım kaldı, İslam eserlerinin olduğu kısım görebileceğiniz (en azından benim gördüğüm diyelim ?) en eski Kuran-ı kerim, dua kitaplarının olduğu kısım . Yazıları o kadar güzel ve estetikti ki başta fabrika üretimi diye düşündüm ama o dönemde fabrika ne alaka be kızım? ? her sayfaya verilen emek ve yapım aşamaları video halinde ziyaretçilerini bekliyor.
Bu tamamen benim tavsiyem olacak ama bütün gezmeniz bittikten sonra müzenin kafesine gidip o mükemmel manzara da bir kahve için derim.
Tekrardan gördüğümüz üzere sanat, teknoloji ile birleşince her şey görüneninde ötesinde oluyor…
Çarşamba günlerinizi boşaltınız! Çünkü bu müzenin turunu yapacağız. Neden Çarşamba dediğinizi duyar gibiyim. Çünkü müze Çarşamba günleri ücretsiz. Diğer günler ise pazartesi hariç;
Tam Bilet : 35 TL
Grup Bileti (en az 10 kişi) : 30 TL
İndirimli Bilet : 25 TL
Öğrenci (14 yaş ve üzeri ): 10 TL
Pazartesi hariç dedim çünkü müze kapalı sakıın gitmeyin o gün ?
Müzenin açık olduğu saatler, farklı sergi, konferans ve tüm bilgiler için tık tık.
Tekrardan farklı bir yazıda görüşmek üzere şimdilik elveda!