Kapadokya Gezi Notları | Türkiye’nin En Mistik Doğal Güzelliği Kapadokya
Sevgili okurum, merhaba. Umarım iyisindir. Seninle bir sonraki yazımda buluşmayı planladığım süreç biraz uzun oldu. Ama bu yazıyı, daha bir özenle yazmak istediğim ve seni benim için çok önemli bir yere sahip olan bu güzelim şehre götürmek istediğim için güzel bir bekleyiş oldu diyebilirim. Ah! Kapadokya; oraya her gidişimde koca bir manastırın ortasında yaşıyormuşum gibi gelir. Atmosferine, vadisine, taşına, hele bir de orada izlediğim gün batımları yok mu, kapılıp gidiyorum. Taş görünümlü bu şehir, kocaman bir çiçekler ordusu gibi büyüyor gözümde. Hadi gel bu güzelim şehirden keyif alacağın bir kaç tüyo vereyim.
Kapadokya’ya Gidince Nereleri Gezmeli ve Ne Yapılmalı?
Bana sorarsan Kapadokya’ya giderken sırtında bir çadır olmalı. Şahsen hayatımın en güzel kamplarını orada deneyimledim ve Kapadokya’nın en güzel manzaralarına bu sayede tanıklık ettim. Özellikle Göreme’de çadırını kurabileceğin o kadar güzel kamp alanları ve seyyar alanlar var ki eminim çok keyif alırsın. Hem insan doğanın içinde uyuyunca sabaha erken ve dinç kalkıyor. Bu sayede o muhteşem balon şölenine tam vaktinde yetişiyorsun. Günün ilerleyen saatlerinde matarana kahveni doldurup baş koyuyorsun vadi yollarına. Eğer Göreme’den başlangıç alıp vadilerin içinden yürüyerek keşfetmek istersen Kapadokya’yı bingoo! doğru yerdesin.
Kapadokya’nın Vadileri
Kapadokya’nın geneli vadilerden ve yeraltı şehirlerinden oluşuyor desem yeridir. Kızıl vadi, Aşk Vadisi, Paşabağ Rahipler Vadisi, Meskendir Vadisi, Güvercinlik Vadisi, Bozbağ Vadisi, Ihlara Vadisi, Dervent Vadisi ve Zemi Vadisi olmak üzere hepsi görülmeye değer masalsı vadilerdir kendileri. Ama benim en çok büyülendiğim yer Kızıl Vadidir. Neden mi?
Kızıl Vadi’nin Büyüsü – Kapadokya Gezi Notları
Aslında bu büyüyü ne kadar anlatsam da gözünle görünce daha çok büyüleneceksin. Hatta belki anlatımım sayesinde daha farklı bir gözle bakacaksın ister istemez. Burada Kapadokya’nın tüm karakteristik özelliklerine şahit olacaksın çünkü. Kızıl Çukur Vadisi olarak da bilinen bu vadi, adını da sahip olduğu kızıl tüf kayalardan alır. Ee nerede bunun büyüsü diye soracak olursan gün doğumunu veya gün batımını beklemeni önereceğim. Çünkü bu vadi güneşin ışıklarıyla buluştuğu an, karşında birdenbire aynı manzaranın güneşin rengiyle boyanan tablosunu gösterecek sana. Saniyeler içinde o koca vadi olduğundan daha da kızıllaşarak işte ben buradayım diyecek. Ben bu anı görebilmek için gün batımını tercih edenlerdenim.
Kapadokya’da Otel Deneyimlerim
Dediğim gibi benim için Türkiye’nin en mistik şehri Kapadokya. Buradayken, o taşların içine oyulmuş mağaraları görünce yine kim bilir neler yaşanmış, bu oyuklar nasıl yapılmış, kimler gelmiş kimler geçmiş diye düşünmeden edemiyorum. Kapadokya’da sağolsun bu sorularımı hiç eskitmiyor. Taşı sanata dönüştüren bir şehir düşünün. İşte Kapadokya otelleri de tam böyle. Özellikle Göreme ve Uçhisar’da olan otelleri çok beğeniyorum. Hoş, otel için başka bir alternatif düşünmedim zaten. Öyle güzel restore edilmiş ki içleri, eski yapı hiç bozulmamış. Kimisi otantik bir hava katarken kimisi de modern ve romantik bir hava katmış. Yapısı bakımından doğal izolasyon malzemeleri olan bu taş evlerde serotonin hormonları üst seviye oluyor, pırıl pırıl uyuyuyor ve uyanıyorsun.
Kapadokya’da En Sevdiğim Aktivite
Bu başlığı atarken çoğul eki kullansam mı diye kararsız kaldım. Çünkü burada yaptığım şeyleri sıraya koymak birinden birine haksızlık ediyormuşum gibi geliyor. Bu yüzden söyleyeceğim her aktiviteyi benim için bir bütün olarak algıla isterim. Elbette kamp kurmak, vadileri gezmek ve o yürüyüş yorgunluğunun tam ortasında taşların üzerine oturup etrafı seyretmeye bayılıyorum. Bir şehre gidince oraya ait yöresel ne varsa deneyimlemek orayı anlamama daha çok yardımcı oluyor.
Avanos’ta kendi ellerimle yaptığım kilden bardakların içinden kızıl vadiye karşı şarap içmek, güzel atlar diyarı diye anılan bu şehri güzel bir atla gezmek, hepsi tek renk o taşların tozunu atv turuyla ayağa kaldırmak ve o tarihi lezzet duraklarına uğramak. Bunların hepsi oraya özgü ve sadece orada yaparsam daha çok keyif alacağım şeyler. Ben bu yazımda Kapadokya’yı tanıtmak değil yaşatmak istedim.
Tekrar buluşmak üzere
Umarım keyifle okumuş ve Kapadokya hayali kurmuşsundur.
Soru ve yorumların için instagramda buradayım. @therainbowinsoul
Kapadokya gezi rehberi için buraya gözatabilirsiniz.
Sevgiler.