İzmir’in Köylerinde Çiçekler Açar – İzmir’in En Güzel Köyleri
İzmir, günümüzün çalışan insanının yaşamak istediği şehirlerden biri. Yaşıyorum diye demiyorum ama gerçekten öyle. Yazı, kışı farklıdır buraların. Her mevsim atlayıp haftasonu bir yerlere kaçma planı yapabilirsiniz. Çünkü konumu gereği gezilecek görülecek hem deniz kenarı hem de doğal güzellikleri mevcuttur. Biz de bunu seviyoruz işte. Kıskandırmak istemem ama düşünsenize herkesin tatil yapmak için geldiği yerlere siz haftasonları keyfi olarak gezmek için gidiyorsunuz. İşte böyle bir şehir İzmir.
Yurtdışına seyahatlerimiz oluyor. Evet, ama ben öncelikli olarak her zaman güzel ülkemin güzel yerlerini gezip, görmeyi tercih etmişimdir. Bu yazımda sizlere İzmir‘in gezilip görülmesi gereken, sıcak kanlı insanlarıyla ayakta kalan köylerini anlatacağım. Tarih, güzellik, lezzetli ev yapımı ege tatları, huzur ve sonunda hissedeceğiniz mutluluk! İzmir’in Köyleri yazımıza hoş geldiniz.
Kaynarpınar Köyü – Karaburun
Karaburun – Mordoğan arasında kalan köye giderken birçok koy ve farklı köylere de uğrayabilirsiniz. Karaburun İzmir‘in en doğal koylarına sahip ve yaklaşık merkeze 80 km uzaklıkta olan bu bölge kısa zaman geziler için hem uygun hemde muhteşem bir yer.
Yaşamak isteyeceğiniz huzur dolu deniz kenarına kurulmuş bu köylerde lidaki ve kefal balığını denemeniz lazım. Salaş balıkçılar, cam gibi deniz , sıcak yerli insanları ile mutlu ve huzur dolu ayrılacaksınız buradan.
Şirince Köyü – Selçuk
21 Aralık 2012’de Maya’lara göre kıyametin kopmayacak olduğuna inanılan yer ve Dünya’ya kendini duyuran meşhur köy! İzmir‘in Selçuk ilçesine bağlı ve Selçuk’a 8 km. mesafededir. 19. yüzyılda, özellikle ihracata yönelik incir üretimiyle ünlü, 1800 haneli bir Rum kasabasıydı. 1923’te Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi sonucu Rumların ayrılmasıyla (çoğu Katerini‘nin Nea Efesos köyüne yerleşmiştir), Kavala‘nın Müştiyan (Moustheni) ve Somokol (Domatia) köylerinden gelen mübadillerle iskân edilmiştir. Bağcılık ve zeytinciliğin yanısıra, şeftali, incir, elma, ceviz yetiştirilir. Bu köy aynı zamanda şaraplarıyla ünlüdür. Köyün dar sokaklarında, güzel rum evlerini gezerken ve meyveli farklı şaraplardan tadım yapabilirsiniz. Köy turu bittiğinde biraz keyifli hissedebilirsiniz (kafam mı güzel ne oluyoruz sözleri duyabilirsiniz).
Matematik Köyü – Selçuk
Buraya gelmişken, matematik köyünede uğranmalı. Nesin Vakfı’na ait köyde, evler taş, çamur ve samandan yapılmış yapılardan oluşmaktadır. Aileler çocuklarını buraya matematik kampına gönderebiliyorlar. Sakinliğin sahip olduğu bu yerde sadece elektrik, sıcak su ve internet gibi uygarlığın izleri var. Börtü böcek de hiç eksik olmaz.
Birgi Köyü – Ödemiş
Lidya‘lıların, Pers‘lileri, Helen ve Roma‘lıların yaşadığı Birgi, Bizans İmparatorluğu döneminde Pyrgion adı ile anılıyormuş. Aydınoğlu Mehmet Bey, tarafından 1308’de kurulan Aydınoğulları Beyliği‘nin de başkenti imiş. Daha sonrasında Osmanlı Devleti döneminde de göç alan bölgelerden biri olmuş. Tarihin izlerini hala taşıyan bir köy burası.
Barboros Köyü – Urla
Barbaros Köyü İzmir’in Urla ilçesine bağlı bir mahalledir. Bugün burada yaşayanlar Türkmen‘ler ve Yörük‘lerdir. İzmir merkezden yalnızca 30 -40 dk kadar uzaklıkta bulunmaktadır. Köyün girişinde göreceğiniz, Çanakkale Savaşı’na giden 40 kişiden geri dönemeyen 36 şehit için yaptırılan bir Mehmetçik Heykeli var. Biz aslında bu köyü; Eylül ayında yapılan “Oyuk Festivali” ile tanırız. Barbaros köyü festivalin özelliğini, toplumun yapısında bulunan imece kültürüne dayalı olması ve köyde yaşayanlarca düzenlenmesi diye belirtiyor. Bu arada “Oyuk” kendilerinin yapmış oldukları korkuluklara denmektedir. Ve bunları her yerde görmeniz mümkün. Gezerken karnınız mı acıktı? Çatkapı evlerinde denk geldiyseniz giriyorsunuz ve ne varsa onu yiyorsunuz. Bu köy gerçekten vizyonu olan farklı bir köy dostlar..
Germiyan Köyü – Çeşme
Germiyan Köyü, köy sakinlerinden Nuran Teyze’mizin eline boyayı almasıyla değişmiş bir köydür. Çeşme yolu üzerinde ve İzmir‘e yalnızca 1 saat kadar uzaklıkta renkli bir köy. Gezerken göreceksiniz ki, evlerin duvarları, sokakları, çiçek resimleriyle dolu bir köy. Ayrıca Türkiye’de ilk Slow Food (Citta slow) akımına katılan yerdir. (Slow Food akımından Romanya-Braşov yazımda da bahsetmiştim.Yerli üretimi, kültürel yemekleri savunan bir akım. Braşov yazımın linki; Braşov Gezi Rehberi) Buraya gelmişken Germiyan ekmeği ve kopanisti peyniri, adaçayı içmeden gitmeyin olur mu..
Bademli Köyü – Urla
Entel Köy işte burası! İsmi badem ağaçlarından gelen, Urla‘ya bağlı bir köydür. Tiyatro oyunları oynanan, çöpünün dönüşümünü yapan, kütüphanesi olan ve hatta Türkiye’nin ilk oyuncak müzesine sahip olan kültür köyü. İzmir‘e yalnızca 40 dk kadar uzaklıkta olan bu köyde gezerken odun ateşinde pişen ege otlu gözlemesini yerken, kalburabastı‘sınıda denemeniz lazım.
Özbek Balıkçı Köyü – Urla
Geçim kaynağı balıkçılık olan Özbek köyü‘nde Rumlar ve Türkler birlikte yaşamışlar. Köyde eski zamanlara ait çamaşırlık, tarihi yıkık hamam, taş köprü bulunuyor. Rumlar’dan kalma taş evlerin bir kısmı da maalesef kötü durumdalar. Urla Akkum limanı bölgesinde denize girebilir, güzel balık ve meze çeşitleri de bulabilirsiniz. Haftasonu pazarına denk gelirseniz de yonga (hamur kızartması), ev yapımı reçeller ve birçok yerel lezzet tatmanız ve almanız mümkün.
Ildır Köyü- Dizilerimizin Favori Mekanı
Eski adı Erythrai olan Ildır 2. derece sit alanı bir köy ve hikayesi Tunç Çağı’na kadar gitmekte. Giritliler‘den kalma Erythrai Antik Kenti ziyarete açık. MÖ. 300’lü yıllardan kalma. Bölgede yaşamış ünlü Filozof Platon‘un buraya dair sözü varmış: “Dünya’da görülebilir en güzel gün batımı Erythrai’dadır.” Çeşme yolu üzerinde bulunan, tarihi ve doğal güzel bu köyde enginarlı midye dolması ve lokma kesinlikle yemelisiniz. Tabiki balık severler içinde güzel yerler mevcut.
Bergama Gezi Videomuz için: Tıklayın
Başka yazılarda görüşmek üzere 🙂