Büyükada Gezilecek Yerler | İstanbul’da Adalar olarak bilinen ancak turistlerin Prens Adaları olarak bahsettiği 9 ada; Büyükada, Heybeliada, Kınalıada, Burgazada, Sedef Adası, Yassıada, Sivriada, Kaşık Adası, Tavşan Adası’ndan oluşmaktadır. Tabii ulaşım imkanları ve ziyaretçilerine sunduğu olanakları göz önüne alınca, adını en çok duyuranların Büyükada, Heybeliada, Kınalıada ve Burgazada olduğunu biliyoruz.
Adalar hem yerleşik nüfusun profili hem de tarihi itibariyle İstanbul ve Türkiye için önemli bir değerdir. Gayrimüslim vatandaşların ağırlıklı olarak yaşadığı bölgede kültür hemen hemen her şeye etki etmiş durumdadır. Bunu en çok hissettiğimiz yer ise Adalar mimarisidir. 19. yy’dan 1930’lara kadar daha çok Rum ve Ermeni mimarisinin etkilerinin görürken, 1940 ve 1950’lerden itibaren Türk Müslüman mimarların artmasıyla yapılardaki mimari de değişiklik göstermeye başlamıştır.
Adaları gezerken her defasında insanı büyüleyen yapılar olduğunu söylemek yanlış olmaz. Estetik açıdan olağanüstü bir özene sahip olmasının yanında, yapıların hem doğayla hem de birbirleriyle uyumu yadsınamaz. Konut olarak sıradan bir kullanıma sahip yapılar bile başarılı mimari özelliklere sahipken aradan bazılarını seçmenin oldukça zor olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Bu sebeple ben çemberi daha da daraltıp, kalbimdeki yeri de ayrı olan Büyükada’ya götürüyorum sizleri. Sadece Büyükada’da bile hem resmi, dini hem de sivil olmak üzere o kadar iyi örnekler var ki, sıraya koymak, birbirinden ayırt etmek çok zor.. Elimden geldiğince, merak edenleriniz için Büyükada’nın Dikkat Çekici 15 Yapısı – I. Kısım sizlerle.. Keyifli okumalar..
Büyükada Gezilecek Yerler | Büyükada’nın Dikkat Çekici 15 Yapısı – I. Bölüm
1. Mizzi Köşkü (Al Palas)
Bana kalırsa Büyükada’nın en dikkat çekici yapısı olan Mizzi Köşkü’nün; renginden dolayı Al Palas da diyebiliriz; 19. yy’ın ortalarında inşa edildiği ancak 1894 yılındaki İstanbul depreminde hasar gördüğü ve sonrasında George Mizzi tarafından İtalyan mimar Raimondo D’Aronco’ya 1894 yılında yaptırıldığı bilinmektedir. Dönemin mimarlık ortamına oldukça ses getiren bu yapı Büyükada’nın mimarisine de farklılık getirmiştir.
Çankaya Caddesi üzerinden onlarca eşsiz yapının arasında dikkatleri üzerine çeken Mizzi Köşkü’nün en büyük özelliği mimari detaylarının yanı sıra rasathane olarak kullanılmış olan, camla kaplı döner kulesidir. Kırmızı kiremitli bu güzel yapı 14. İstanbul Bienali’ne de ev sahipliği yapmıştır.
2. Rum Yetimhanesi – Büyükada Gezilecek Yerler
1898 yılında Fransız mimar Alexendre Vallaury tarafından yapılan monoblok yapı, Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci büyük ahşap yapısıdır. Bazı kaynaklara göre Prinkipo Palas Otel olarak inşa edildiği ancak dönemin padişahı II. Abdülhamit’in buna izin vermediği ve beraberinde zengin Rum bir ailenin yapıyı satın alarak yetimhane olarak kullanıma kazandırdığı belirtiliyor. Kimsesiz çocuklara eğitim verilmeye başlanan binanın, uzun bir süre Ruhban okulu olarak da hizmet verdiği bilinmektedir.
I.Dünya Savaşı’nın sıkıntılı ortamında yetimhanede yer alan çocuklar Heybeliada’daki yetimhaneye nakledilir ve bu yapı Kuleli Askeri Okulu’nun mensuplarına hizmet vermeye başlar.
Bu durumla beraber kışla olarak kullanılan yapı zamanla Rum göçmenlere barınak, sonrasında Rusya’daki Bolşevik Devrimi’nden kaçan Rus mültecilerine de sığınak olmuştur. Ancak bu kadar el değiştirmesiyle birlikte maalesef bina zarar görmüştür. Bugün, riskli yapı durumunda olan Rum Yetimhanesi bizlere kazandırılmayı hak eden eşsiz bir eserdir.
3. Hesed Le Avraam Sinagogu
1904 yılında, Pesah Bayramı’nda açılan sinagog özellikle yaz aylarında Büyükada’ya taşınan Yahudi nüfusa hizmet vermektedir. Cephesinde yer alan üç tepeli mağribi (fas) tarzı kemerleri ve dua salonuna ait bakır kaplama kubbesiyle dikkat çekmektedir.
4. Troçki Evi – Büyükada’nın Dikkat Çekici 15 Yapısı
Çankaya Caddesi üzerinde yer alan ve 1850’li yıllarda inşa edildiği bilinen bir diğer önemli yapı ise Lev Troçki’nin Rusya’dan sürülmesinin ardından yaşadığı evdir. Bu sebepten Troçki’nin Evi olarak bilinir ancak adını Yıkık Sivastopol Köşkü olarak da duyabilirsiniz.
Bu önemli yapı, Troçki’nin otobiyografisini ve Rus Devrim Tarihi kitabını yazdığı yıllara ev sahipliği yapmıştır. Sürgün yıllarını geçirdiği Büyükada’dan 1933 yılında bir daha geri dönmemek üzere ayrılmıştır ancak hatırası baki kalmıştır.
Hatıralarla dolu bu yapı 14. İstanbul Bienali’nde Adrian Villar Rojas’ın sergisine ev sahipliği yapmıştır.
5. Sabuncu Köşkü
Büyükada’nın en önemli yapılarından biri olan Sabuncu Köşkü, II. Abdulhamit Dönemi’nde Halepli Yorgi Sabuncakis tarafından 1904 yılında inşa edilmiştir. Mason olan Sabuncakis, yapının mimarisinde de masonluğun sembollerini kullanmıştır.
6. Rıza Derviş Evi – Büyükada Gezilecek Yerler
Kemal Derviş’in babası Rıza Derviş’in sahibi olduğu ikonik yapı Büyükada’nın en güzel modern mimari örneklerinden biridir. Mimarlığını Sedad Hakkı Eldem’in yaptığı, 1956-1957 yıllarında inşa edilen villadan denize bir asansör ile inilmektedir. Yapının içini merak edenler, Cem Yılmaz’ın Arif ve 216 filmindeki sahnelerden yararlanabilirler.
7. Con Paşa Köşkü
1880 yılında Midilli doğumlu Con Paşa tarafından yaptırılan görkemli yapıdır. Dönemin mimari özelliklerini taşımasının yanında dış cephesinde ilgi çekici süslemelere de rastlanmaktadır. Birçok kez el değiştiren köşkün son sahibi Arkas Holding olup, restore ettirilmiştir.
Büyükada Gezi Rehberi için bu yazıyı okumadan geçmeyin derim 🙂
Keyifle okuduğunuzu umduğum ve benim seçtiğim ilk 7 yapı bu şekildeydi. En başta da belirttiğim gibi mimari harikalarla dolu yüzlerce ev arasından seçim yapmak oldukça zor. Sizlerin bana önerileri olursa mutlaka yorumlara bekliyorum 🙂 Yazının ikinci yarısı ile Büyükada’nın mimari yapılarına devam edeceğim. Beklemede kalın 🙂
Sevgiler,
Ezgi.