Bursa Doğal Mekanlar Rehberi | Bursa’da Az Bilinen 5 Doğa Harikası
Bursa tarihiyle, doğasıyla gezmekten her daim keyif aldığım bir şehir. İstanbul’a yakın olması nedeniyle de günü birlik veya birkaç günlük kısa tatil kaçamaklarında ilk tercih ettiğim yerlerden biri. Bu yazımda sizlere Bursa’nın doğal mekanlarından bahsedeceğim, doğayı keşfetmekten hoşlananlar toplansın, keyifli bir rota planı sizleri bekliyor 😉
Suuçtu Şelalesi
Burası uzun zamandır aklımda olan ama Bursa’ya defalarca gidip bir türlü denk getiremediğim bir yerdi çünkü Bursa’nın merkezine ve gezilecek popüler yerlerine biraz uzak. Suuçtu Şelalesi; Bursa’nın Mustafa Kemal Paşa ilçesi Muradiyesarnıç Köyü yakınlarında yer alıyor. Navigasyonda konum doğru ayrıca yeterli yönlendirme tabelaları da mevcut. Yolu asfalt ama bozuk hoplaya zıplaya gidiyorsunuz, asfalt yol olupta bu kadar bozuk olanını uzun zamandır görmemiştim. Giriş ücreti 11 TL.
Şelalenin üst tarafında oldukça büyük piknik alanları var, mangal yapmak isteyenler için özel alanlar ayrılmış. Girişte küçük kafe gibi bir işletme de var. Aracınızı bıraktıktan sonra kısa bir süre yürüyerek şelaleye ulaşıyorsunuz. Çok farklı kaya oluşumları ile sizi karşılayan şelale büyük bir kaya üzerinden dökülüp, doğasıyla hayranlık uyandırıyor. Su debisi kış mevsimine oranla daha düşük olmasına rağmen çok keyifli bir yer olduğunu söylemeliyim, isminin hakkını veriyor çünkü su düşmüyor da adeta uçuyor etrafta uçan su damlacıklarının yüzünüze vurduğunu hissediyorsunuz.
Şelalenin altına girecek kadar yaklaşmak zor kayalar çok ama çok kaygan, ben terlikle gidip sonra çıplak ayakla devam ettim suyun altına yaklaşabileceğim en yakın yere kadar düşe kalka geldiğimde de kaymadan ayakta durabilme savaşı veriyordum. Tabii suyun altına kadar girmek şart değil, aşağıda oluşturduğu doğal havuzda da serinleyebilirsiniz. Ben tam bir şelale delisi olduğumdan şansımı sonuna kadar denemek istedim.
Şelalenin altına kadar giderim diyenlerdenseniz altı kaymayan uygun bir ayakkabı giyilmeli. Ana şelaleden ayrılıp çıkışa doğru değil de sol tarafa doğru yürüdüğünüzde biraz ileride şelalenin devamında oluşan bir başka havuz daha var. Kumsalı ve ağaçlar altında görünen manzarası ile ‘vay be’ dedirtiyor, bu kısmı pas geçmeyin. Her metre karesinde fotoğraf, video çekmek isteyeceğiniz bir yer.
Aklıma hemen buranın sonbaharda rengarenk kareler vereceği fikri geldi, ne yapıp edip bir sonbahar rotasında yolumu tekrar buraya düşürmeliyim. Sabah erken saatlerde ziyaret etmenizi önemle tavsiye ederim biz çok erken geldik, dönerken hafta içi olmasına rağmen oldukça kalabalıklaşmıştı. Çıktıktan sonra bir şeyler atıştırmak isterseniz birkaç km. sonra yol üzerinde gözlemeciler ve yolun sol tarafında belediyenin sosyal tesisleri var, kahvaltısı oldukça iyi fiyatları da makul.
Kısa Bir Zonguldak Molası;
Küreklidere Şelalesi
Küreklidere Şelalesi; Bursa’nın merkezine yakın konumda. Saitabat-Derekızık köyleri arasından ayrılan yoldan ulaşılabilir. Bursa Kent Ormanı içinden de yolu varmış ama biz ilkini tercih ettik. Yolun son birkaç km.si oldukça bozuk binek araçla bir yere kadar ulaşıp sonrasında yürümek gerekiyor. Yürüyüş yolu mesafesi aracınızın inebileceği yere göre değişiyor, doğa severlerin dert edeceği bir durum değil bence bu. Yürüyerek doğayı keşfetmek, temiz havayı solumak bu gezilerin olmazsa olmazı.
Piknik için etrafa ahşap masalar koyulmuş, taş merdivenlerden inerek ahşap masalara ve seyir terasına ulaşıyorsunuz. Burada dikkat! Merdivenlere aldanıp aşağıya kadar inerseniz şelalenin döküldüğü yerden uzaklaşıp orman içinde kaybolabilirsiniz biz aldanıp indik neyse ki kaybolmadan fark ettik yanlış yolda olduğumuzu. Tekrar yukarıya çıkıp doğru yolu bulduk merdivenlerin başladığı yerde sola doğru toprak dar bir yol var şelaleye inen yol oradan başlıyor.
Şelalenin tam yanına inmek içinse uzunca bir ip bağlanmış, ipten tutunarak aşağıya inebiliyorsunuz bu kısım birazcık zor. Şelaleye inen yolu ararken zaman kaybettiğim ve hava artık iyice kararmak üzere olduğu için bu doğal güzelliğin yanına kadar inemeyip uzaktan izlemekle yetindim bu defa. Siz gidince benim içinde yüzün lütfen
Oylat Mağarası
Mağara gezmekten çok korkan ama yine de ısrarla önüme çıkan her mağaraya girip korka korka gezen biriyim. Ürperiyorum mağaraların içinde. Oylat Mağarası; Bursa’nın İnegöl İlçesine bağlı Hilmiye Mahallesi’nde yer alıyor. Yolu düzgün, araç parkı için oldukça geniş bir alana sahip. Mağara derin bir vadinin yamacında. İçeriye giriş kişi başı 7.5 tl. İçeriye girerken görevli yaklaşık 700 metre yürüyeceğimiz söyledi. Yüksekliği de yaklaşık 90-95 metre kadarmış. Sıcak yaz gününde bile daha içeriye girmeden mağaranın soğukluğu dışarıdan hissediliyor. Giriş kısmı oldukça geniş sonrasında dar, metal merdiven platform üzerinde mağarayı geziyorsunuz. Mağarayı gezerken bize yarasalar eşlik ediyor, tepemizde bir sağa bir sola uçuyorlar bu nedenle aralarda küçük çığlıklar attığımı itiraf etmeliyim.
Yarasa sesleri ve kolonileri korkuma korku katmış olsa da sonuna kadar gezebildim. Oluşan sarkıtlar muazzam, kimi yerlerde kaya oluşumları upuzun ve daracık bu kısmı kırmızı renk ile ışıklandırmışlar sanki bir film karesinin içindeymişiz gibi hissettiriyor. Çocuklar ve yaşlılar gezmekte zorlanabilir sonlarına doğru çok dik merdiven çıkılıyor nefes nefese kalıyorsunuz. Gidip görmeye kesinlikle değer. Çıkışta bir işletme var, küçük ahşap masa-sandalyeler koymuşlar. O yorgunluğun üzerine çayınızı yudumlarken dinlenip, içeride gördüklerimiz hakkında sohbet edip, vadi manzarasının tadını çıkardık.
Oylat Şelalesi
Oylat Mağarası’ndan çıktıktan sonra 5-6 km. kadar daha ileride. Kahverengi Oylat tabelalarını takip ederek Oylat Şelalesi’ne ulaşılıyor. Merkeze gelince aracı bırakmanız için ücretli bir otopark var. Ortada bir park ve büyük bir otel var otelin önünden devam edip patika yoldan giriş yapıyorsunuz. Başlangıçtan itibaren 1500 m.lik Oylat Şelalesi Eko Turizm Yürüyüş Parkuru burası. Patikaya girdiğinizde ahşap trabzanlar ve ara ara seyir terasları yapılmış, yol hep böyle devam edecek sanıyorsunuz ancak ileriye doğru özellikle son 500 metre çok zor. Dik yamaçlardan kenarlarda gördüğümüz ağaç köklerine tutunup tırmanarak çıkıyoruz çok ama çok dikkatli olmak gerekiyor.
Kucağında çocukla gelenler çoktu hepsi bir yerden sonra geri dönmek zorunda kaldı. Zorlu ve uzun bir yürüyüş parkuru olmasıyla beraber çokta zevkli. Kan ter içinde şelaleye vardığımızda doğanın ihtişamı karşısında tüm o zorlukları unuttuk. Başlangıçta kalabalık olan yürüyüş yolu çoğunluğun geri dönmesi nedeniyle sakinleşti bize de tek başımıza şelalenin tadını çıkarmak kaldı. İki günlük çok zevkli bir rota oldu benim için.
Karacabey Longoz Ormanları
Bu rotaya bir de Türkiye’nin ikinci büyük longozu olan Karacabey Longoz Ormanları’nı sığdırdım ancak mevsim nedeniyle göl suları azalmıştı. Suların çok olduğu dönemlerde gölde sandal turu yapılıyor. Nilüfer çiçekleri arasında sandal turu yapmak için en uygun zaman Haziran – Temmuz aylarıymış. Yürüyüş parkuru, kuş gözlem kulesi, Recep İvedik 6 filminin çekimleri için yapılmış Afrika Evleri temalı plato var.
Gezip fotoğraf çekebiliyorsunuz. İçerisinde işletme de var. Longoz’a giriş ücretsiz. Kamp yapmak izne tabii. Longoz’un hemen çıkışında uzunca bir kumsalı olan Yenice Halk Plajı var, tedarikli gelmediğim için denize giremedim ancak su temiz görünüyordu. Uzun vakti olanlar Longoz’u gezdikten sonra günün geri kalanını deniz, kum, güneş üçlüsünün tadını çıkararak burada geçirebilir.
Bu rota ile ilgili sorularınız olursa @yoldabidilek instagram hesabımdan bana ulaşabilirsiniz. Diğer yazılarıma buradan veya hesap profilimde ‘öne çıkanlar’ kısmında ‘blog yazılarım’ başlığında yer alan linklerden ulaşabilirsiniz. Yeni rotalarda tekrar buluşmak üzere.
Daha önce Milas ile ilgili yazdığım yazıya da göz atabilirsiniz. Milas Gezi Rehberi
Sevgiyle ve takipte kalın.