Macera Dolu Amerika ve Work and Travel
Amerika denilince benim aklıma hemen “Macera dolu Amerikaaaa” diye bağırmak geliyor bilmiyorum siz neler hissediyorsunuz. Fakat Amerika’ya kurların arşa değmeye yakın olduğu bu dönemde gitmek pek kolay da değil. Bu yüzden kolay yollar bulmaya çalışmak ise bizim işimiz. Öğrenciler için mis gibi Work and Travel adında programı var bu Amerika’nın. Ve bu konuda bilgi paylaşmak için bir arkadaşımdan bize yardım etmesini istedim. Bunun öncesinde ise diğer göç serilerimize bakmak isterseniz ise Norveç için, Avustralya ve Yeni Zelanda için ve Kanada için tıklayabilirsiniz. Şimdi sözü Elif’e bırakıyorum.
Not: Bu yazı tamamen kişisel deneyim içerir. 🙂
Work And Travel Nedir?
Herkesin olduğu gibi benim de hayalimdi Amerika’ya gitmek. Bu hayalimi gerçekleştirmenin daha hesaplı yolunu ararken Work and Travel programını duydum. Öncelikle biraz ilk olarak bu saatten itibaren Work and Travel için ‘WAT’ kısaltmasını kullanacağım. Bu açıklamayı da yaptıktan sonra biraz WAT nedir bundan bahsedelim.
WAT programı Amerika’ya 3 aylığına çalışma için gittiğin daha sonrasında gezme fırsatı bulduğunuz bir programdır. Bu program sayesinde öğrenciler Amerika’da 3-4 ay süresince hem gezme hem çalışma ve en önemlisi yaşama fırsatı yakalıyor. Öncelikle kişisel bir tavsiye vermek isterim. Ben WAT programını son sınıfta yapma şansım oldu eğer sizin imkânınız var ise 2.ve 3. sınıfta da gidip son sınıfta da yenide giderseniz daha tecrübeli olabilirsiniz.
Firma Araştırma
İlk olarak firma araştırarak başladım ben bu sürece. Gerçekten bir sürü firma var ve hepsi sizi ikna etmek için bir sürü şey söylüyor. Gideceğiniz firma çok önemli sakın en ucuzu bu bununla gideyim ne olacak gibi düşünmeyin. Çünkü Amerika’ya gittikten sonra aslında hiç işi ayarlanmamış birileriyle tanıştım yani dolandırılabilirsiniz. Firmalara daha önceden gidin ve oradan birileriyle konuşun bu sizin için daha iyi olur.
İş Ayarlama
Hangi firmayla gideceğinize karar verdikten sonra iş için mülakatlara giriyorsunuz. Bu mülakatlar İngilizce oluyor İngilizce seviyesine göre işe sahip oluyorsunuz. Örneğin İngilizceniz B2,C1 seviyesindeyse yani akıcı konuşabiliyorsanız garsonluk, satış elemanı gibi daha çok konuşma gerektiren işlerde çalışabilirsiniz. Ama İngilizceniz A1 seviyesindeyse housekeeper gibi daha az konuşma gerektiren işler olabilir. Ama genellikle gidenler her iş olsa yaparım kafasında oluyorlar. Amerika’da saatlik ücret alıyorsunuz. İşinizi seçerken saatlik ücretine ve günde kaç saat çalıştığınıza dikkat etmeniz gerek çünkü saatlik ücreti ve saati az ise kaldığınız yeri ve ihtiyaçlarınızı karşılamada zorlanabilirsiniz. Ve böyle bir durumda 2. bir işe ihtiyacınız olabilir.
Amerika’da çalışma saatleri az olduğu için çoğu WAT’çılar 2. bir işe sahiptir. 2.işi ayarlama tamamen size ait yani buradan giderken firma size tek iş buluyor dilerseniz tek iş ile idare edersiniz isterseniz de 2. bir iş bakarsınız. Yani bu tamamen size, keyfinize ve keyfinizin kâhyasına bağlı. Diyelim ki 2. bir işe ihtiyacınız olduğunu düşündünüz, o zaman eyaletinize gittikten sonra çalışmak istediğiniz yerleri dolaşarak eleman arayıp aramadıklarınızı soruyorsunuz. Tabii ki bu kısımda seçeceğiniz eyalet önemli küçük bir eyalet seçerseniz 2. İş bulma olasılığınız az olabilir. Ben seçeceğim eyaleti araştırdım daha önce oraya gidenler ile sosyal medya aracılığı ile iletişime geçtim. Sizde böyle bir şey yaparak öğrenebilirsiniz 2. İş olanağını, şehrinizin sosyalliğini öğrenebilirsiniz. İşiniz ve eyaletinizi belirlediyseniz büyük bir kısmını halletmiş oluyorsunuz.
Vize Almak
Şimdi sıra vize almaya geldi. Vize görüşmesinde İngilizce konuşuyorsunuz. Ama panik yapmayın çok karmaşık soru sormuyorlar. Bana hangi bölümü okuduğumu, nerede yaşadığımı, kardeşim olup olmadığını gibi temel sorular sordular. Ben vizemi Ankara’da aldım ama İstanbul da alanlar daha kolay dediler. Ankara biraz daha zorluyormuş. Ama bence tamamen şans ile ilgili. Eğer vizeyi de aldıysanız artık Amerika’ya gitmek için gün sayabilirsiniz. En zor kısımları atlattınız.
Uçak Bileti, Bavul Hazırlama
Uçak biletini size şirket alıyor ve genellikle daha ucuz olduğu için aktarmalı uçak bileti oluyor. Bavul hazırlama kısmında ise bence çok şey götürmeyin giyecek olarak zaten orda alışveriş yapıyorsunuz ve uçaklarda kilo sıkıntısı olduğu için kıyafetlerinizi atmak zorunda kalabilirsiniz daha kötüsü bavul parası verebilirsiniz. Hangisi daha kötü siz karar verin. Benim tavsiyem az eşya götürmeniz zaten dönüşte bavul doluyor. Yeme içme yönünden orda her şey var. Büyük marketlerde istediğiniz her şeyi bulabilirsiniz. Bu yüzden yiyecek koyma olayına da girmeyin bence.
Amerika’ya Geliş ve Sonrası
Ve sonunda beklenen gün geldi ve Amerika için yola çıkma vakti. Aktarmalı bilet ile gidiyorsanız bavulunuzu takıp etmelisiniz kayıp olabilir. İngilizceniz çok iyi olmasa bile havaalanında size yardım ediyorlar. Evet, artık eyaletiniz geldiyseniz çalışma ve alışma evresi sizi bekliyor. Kalacağınız yeri çoğunlukla ile firma veya çalıştığınız yerin patronu ayarlıyor. Bunları hep görüşme sırasında sormanız gerekiyor. İşe başlarken ilk olarak patronunuz sizi sigortalı yapması lazım bunun için eyaletinizdeki sosyal güvenlik kurumuna gitmeniz lazım zaten sizi bu konuda yönlendiriyorlar. Size bir kart veriyorlar. Eğer amacınız para biriktirmekse 2. İşi bularak çok iyi para biriktirebilirsiniz elbette yorulduğunuz zamanlar olacaktır ama hepsi tecrübe. İngilizceye gelince eğer İngilizceniz kötüyse başlarda biraz zorlanabilirsiniz. Hiçbir şey anlamayabilirsiniz ama zamanla gelişecektir. Tabii ki 3 ay bunu için çok kısa bir süre yani 3 ayda şakır şakır konuşma olayınız olmayabilir. Ama bu tamamen size bağlı sosyal iseniz farklı kültürde arkadaşlar edinip kendiniz geliştirebilirsiniz.
Work And Travel Sürecini Uzatmak
Tabii ki 3 ay hem İngilizcem için hem de gezmek için bana yetmedi ve okulumu da bitirmişken niye daha fazla kalmayayım dedim ve vizemi uzatmaya karar verdim. Asıl sorumuza geliyoruz vize nasıl uzatılır? Benim yöntemim şöyleydi: Amerika’da İngilizce bir kurs bulup kalma sürecimi uzatmayı denedim ve oldu. Ama şunu unutmayın bu kursu kalacağınız ve çalışacağınız yere göre ayarlamalısınız. Çünkü İngilizce kursuna gitmek zorunlu yani derslere katılmalısınız. Örneğin ben Miami de kalmayı tercih ettim ve bu yüzden kursu da buradan buldum. Ben sezonda hareketli olduğu için Miami’yi tercih ettim. Tabii ki bunları vizeniz bitmeden yapmak zorundasınız.
Kurs ile görüştüğünüzde onlar zaten sizi yönlendiriyorlar. Gerekli evrakları hazırlıyorlar ve vizenizi dönüştürmenize ve uzatmanıza yardım ediyorlar. Vizeyi 1 sene uzatabilirsiniz. Daha fazla uzatmak için tekrar tekrar kursa kayıt olmanız lazım. Eğer vizeyi uzatmayı düşünüyorsanız iyi karar verin çünkü vizenizi öğrenci vizesine Amerika’da dönüştürdüğünüz için gidiş-dönüş hakkı yok yanı eğer dönerseniz tekrar Amerika’ya gelmeniz zor olabilir. Kalacak yeri ve işi kendim buldum. Yani çalışma izniniz olmadığı için iş bulmak çok kolay olmuyor biraz çabalamanız lazım ama imkânsız değil. Tabii ki bu yaşadıklarınızın hepsi güzel bir tecrübe olacak hayatınızda.
Benim ve Elif‘in Work and Travel hakkında anlatabilecekleri bu kadar diyebiliriz. Her nereye giderseniz gidin, ne iş yaparsanız yapın bu deneyimin sizin için çok önemli olduğunu sakın unutmayın. En önemlisi 3-4 ay boyunca Amerika‘da tek başınıza ayakta kalmayı, çalışmayı, çevre kurmayı deneyimlemiş oluyorsunuz. Herhangi bir sorunuz olursa sormaktan çekinmeyin, her zaman yardımcı olmaya çalışırız. 🙂
Unutmadan, teşekkürler Elif!:)
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!
Sevgilerle,
Hasibe Betül Erdem