1 Günde Edirne Turu| Bir günde Edirne’yi baştan aşağıya gezebilir miyiz ? Trakya Kültür Başkenti Edirne Gezi Rehberi huzurlarınızda😊 İstanbul’da yapılacak şey kalmadı, şöyle günübirlik bir yerlere mi gitsek ama uzak olmasın diyenlerden misiniz? Yaklaşın bu gezi planı tam da sizlere göre😊
İstanbul-Edirne arası Avrupa otoyolu üzerinden 258 km ve yolculuk yaklaşık 3.5 saat sürüyor.
Sabah erken uyandığınız takdirde , saat 10 sularında Edirne merkeze ulaşabiliyorsunuz, yollar gayet güzel, bilinenin aksine toprak yollar az denilecek kadar az. Gitmeden önce güzel bir gezi planı çıkardım, bu şekilde daha verimli bir gün geçirdim. Ve tabi ki gezime Edirne’nin en önemli sembollerinden biri olan Selimiye Camii ile başladım.
Trakya Kültür Başkenti Edirne Gezi Rehberi 1 Günde Edirne Turu
1. Selimiye Camii | 1 Günde Edirne Turu
Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” dediği cami, 8 dayanaklı cami planının da en başarılı örneği. Sultan II.Selim döneminde Osmanlı’nın eski başkenti Edirne’de inşaa edilmiş bir külliyedir. Sultan’ın caminin yapılacağı şehir olarak neden Edirne’yi seçtiği kesin olarak bilinmemektedir. Evliya Çelebi Seyahatname adlı eserinde padişahın rüyasında İslam peygamberi Hz. Muhammed’i gördüğünü ve onun kendisinden Kıbrıs’ın fethi anısına bir cami yaptırmasını istediğini yazmıştır. Mimar Sinan’ın tüm maharetini gösterdiği bu caminin kubbesinde ,daha önceki hiçbir camide ya da antik çağ mabedinde görülmemiş bir teknik kullanılmıştır. Daha önceki kubbeli yapılarda, asıl kubbe kademeli yarım kubbelerin üzerinde yükselmesine rağmen, Selimiye Camii 43,25 metre yüksekliğinde, 31,25 metre çapında, tek bir lebi ile örtülmüştür. Caminin dört köşesinde bulunan, her biri özel üç şerefeli 380 santimetre çapındaki minareler 70,89 metre yüksekliğindedir. Minarelerin yükseklikleri bazı kaynaklara göre 84, bazılarına göreyse 85 metredir. Caminin en önemli özelliği ise, Edirne’nin her tarafından görünüyor olmasıdır. Selimiye Cami 2011 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine aday göstermiş ve girmiştir.
2. Üç Şerefeli Camii
Sultan II. Murat tarafından yaptırılan Üç Şerefeli Camii, İslam dünyasının en önemli ibadethanelerinden biri. 1443-1447 yılları arasında yapıldığı bilinen cami, Selçuklu mimarisindeki çok kubbeli dönemden tek Kubbeli döneme geçişin de ilk örneklerinden. Selimiye Camii yapılana kadar en büyük minarelere sahip olan cami, kubbelerinde orijinal kalem işleri ve renkli camları ile Edirne’de mutlaka görülmesi gereken yerler listenizde olmalı.
3. Eski Camii
Edirne’de zamanımıza ulaşmış ilk orijinal abidevi yapı olarak da bilinir. Caminin yan kapısı üzerindeki kitâbeye göre mimarı Konyalı Hacı Alaaddin’dir. Osmanlı tarihinde Fetret döneminde Süleyman Çelebi’nin emri üzerine 1403 yılında inşaasına başlanıp. I. Mehmet döneminde 1414’te tamamlanmıştır. II. Murat döneminde Edirne’ye gelen ve Camiye girerek vaaz verdigi Söylenen Hacı Bayram Veli ‘nin anısına duyulan saygı nedeniyle vaaz kürsüsü imamlarca kullanılmamaktadır. Ayrıca Kabe’den getirildiği rivayet edilen ve mihrabın sağında bulunan Rükn-ü Yemani adı verilen Kâbe taşı, özel bir ziyaret noktasıdır.
4. Sweti George Bulgar Kilisesi
Edirne’de Bulgarların yaşadığı yıllarda Vali Rauf Paşa, Bulgar vatandaşların ibadet edebilmesi için Padişah II. Abdulhamit’den izin alarak bu kiliseyi yaptırır. (Bu Osmanlı Devleti’nin tebası üzerindeki ‘İstimalet’ Siyasetini gösteren bir davranıştır.) 1880 yılında açılan Sv. Georgi kilisesi’nin papazlığını, Peterberon Erkek Sanat Lisesi’nin müdürü üstlenir. Ancak daha sonra Balkan Savaşı patlak verince malesef bu okul kapatılır. Müdür İstanbul’a göç eder, kilise papazsız kalır. Balkan Savaşı’ndan sonra Edirne’de Bulgar cemaatı yok denecek kadar azalmıştır. Uzun zaman kapalı kalan kilise 9 Mayıs 2004 tarihinde eski Bulgar kralı ve zamanın başbakanı Simeon Sakskoburgotski’nin de katılımıyla yeniden açılmıştır.
5. Büyük Sinagog
Edirne Büyük Sinagogu, Edirne’de bulunan ve Türkiye’nin en büyük ve Avrupa’nın üçüncü büyük sinagogu olan ibadethanedir. Geçmişi 1492 yılında Avrupa’daki baskılardan kaçarak Osmanlı İmparatorluğu’na sığınan Seferad cemaatine kadar uzanan ve 1905 yılında çıkan büyük yangında yanan sinagog padişah II. Abdülhamit’in fermanı ile yeniden inşa edilerek 1907 Ede tekrar hizmete girdi. Fransız mimar France Depré, binayı Viyana’daki Leopoldstädter Tempel adlı sinagogdan esinlenerek projelendirmiştir.
6. IV. Mehmet Av Köşkü ( Bülbül Kasrı)
Av köşkü , Tunca Irmağı’nın iki kolu arasında yer alan tarihi Sarayiçi bölgesinde bulunan Tavuk Ormanı’nın içinde bulunuyor. Çeşitli dönemlerde Edirne Sarayı’na yapılan ilavelerden biri olup IV.Mehmet( Avcı Mehmet) tarafından 1671 yılında yaptırılmıştır.
Mevcut bir çizimine göre, düzgün kesme taşlarla inşa edilmiş kare planlı bir kaide üzerinde yükselen köşkün, poligonal planlı ana yapısı, dört yönden ahşap direklerin taşıdığı bir sundurma ile 12 örtülmüştür. Kırma çatılı olduğu anlaşılan Köşk’e, iki yandan yükselen birer merdivenle ulaşıldığı, yine mevcut çizimden anlaşılmaktadır.
Günümüzde ahşap kısımları mevcut olmayan Köşk’ün, düzgün kesme taşlarla inşa edilmiş olan sekizgen planlı ana yapısı, restorasyonlarla ayakta durmaktadır. Bugün bir bölümü hala ayakta olan tarihi av köşkü 2002 yılında restore edilip turizme açılmış.
Av köşküne giden yol o kadar keyifli ve o kadar güzel ki yeşilin tüm tonlarına doyuyorsunuz, biraz daha zamanım olsa ormanda daha fazla vakit geçirip yürüyüş yapmak isterdim😊
Merkez gezimizi tamamladık, şimdi gün batımını izlemek için Karaağaç bölgesine geçiyoruz😊
7. Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi
Almış olduğu uluslararası ödüllerle adını yurt içi ve yurt dışında duyuran bu müze, bir Osmanlı darüşşifasını günümüzde gerçek anlamda yaşatan tek müzedir. Bu özelliğiyle geçmişteki Selçuklu ve Osmanlı darüşşifalarının, tıp tarihimizdeki önemine ışık tutmaktadır. Bu hastanenin en büyük özelliği tedavide dönemin hekimlik bilgilerinin yanında musiki, su sesi ve güzel kokuların kullanılmış olmasıdır.
Sultan II. Bayezid Külliyesi’nin temeli 1484 yılında bizzat Sultan II.Bayezid tarafından atılmış, dönemin ekonomik ve insan gücüyle 4 yıl gibi kısa sürede bitirilerek 1488 yılında hizmete açılmıştır.
Çok kubbeli grafiksel yapısı ile dikkat çeken bu binalar topluluğunun mimarı ise Hayrettin’dir.
Sultan II. Bayezid Külliyesi; döneminin en önemli, sağlık, sosyal, eğitim ve dini kurumlarından biridir. Külliye; hastane, tıp medresesi, cami, misafirhane, imaret, hamam ve köprü gibi çok sayıda birimden oluşur. Çok amaçlı düşünülen bu kompleks aynı zamanda dönemin sosyal devlet anlayışını yansıtır.
Külliyenin şifahanesinde hastalara bakılmış, medresesinde öğrenciler yetiştirilmiş, camisinde ibadet edilmiş, tabhanesinde misafirler ağırlanmış, aşhanesinde ise fakir fukara doyurulmuştur.
Darüşşifa, az personelle çok hizmet vermeyi amaçlayan merkezi bir hastane olması ve bu alandaki ihtiyaçlarının ayrıntılı bir şekilde düşünülerek planlanmış olması açısından dünyada ilktir, benzerleri batıda ancak 200 yıl sonra yapılmaya başlamıştır. Bu hastanede, musikinin ve su sesinin huzur verici tınıları taş duvarlarda yankılanarak şifaya dönüşür. İbni Sina’dan Farabi’ye; Selçuklulardan Osmanlılara uzanan köklü bir müzik terapi anlayışı, fiziksel ve ruhsal hastalıkların tedavisinde başarı ile uygulanır.
Evliya Çelebi’nin “Orada öyle bir darüşşifa vardır ki; dil ile tarif edilmez, kalem ile yazılmaz” diyerek tanımladığı hastane, 400 yıl boyunca aralıksız olarak hastalara şifa dağıtmıştır.
8. Meriç Köprüsü
Abdülmecit tarafından yaptırılan Meriç (Mecidiye) Köprüsü; Edirne-Karağaç yolunda Meriç Nehri üzerinde yer alıyor. 263 metre uzunluğundaki köprünün, 13 ayak üzerinde 12 sivri kemeri bulunuyor. Ortasında mermerden bir yazıt köşkü olan köprü, Edirne’nin sembollerinden biri olmasının yanı sıra Osmanlı Dönemi’ne ait en güzel köprü örneklerinden de biri. Köprünün tarih köşkünün kubbesinin içerisinde Edirne manzarası olan duvar resimleri bulunuyor. Köprünün her iki kısmında da gemi, kayık ve sandalların yanaşabilmesi için kesme taşlardan rıhtım yapılmıştır.Etrafta oturabileceğiniz çok güzel restaurant ve cafeler var. Manzarası enfes😊
9. Karaağaç Tren İstasyonu
Abdülhamit döneminde yapılan Karaağaç Tren Garı günümüzde, Trakya Üniversitesi Rektörlük Binası olarak hizmet veriyor. İstanbul’daki Sirkeci Garı örnek alınarak yapılan garın mimarı ise Mimar Kemalettin Bey. Bahçesinde bir vagonun da sergilendiği Karaağaç Tren Garı’nı Edirne ziyaretiniz sırasında mutlaka görmelisiniz.
10. Lozan Anıtı ve Müzesi | 1 Günde Edirne Turu
Lozan Anıtı ya da tam adıyla Lozan Anıtı, Meydanı ve Müzesi, 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması anısına Edirne’nin -Karaağaç mahallesinde inşa edilen anıt ve müze. 1998’de açılan anıt ve müze, tarihi Karaağaç Tren İstasyonu binasının yanında bulunuyor. Anıt, birbirinden bağımsız olarak yerden 45 derece açıyla yükselen üç beton konsol üzerine dikilmiş üç beton sütundan oluşuyor. 36,45 metre yüksekliğindeki en uzun sütun Anadolu’yu, 31,95 metre yüksekliğindeki sütun Trakya’yı ve diğer iki sütun arasında yer alan 17,45 metre yükseliğindeki üçüncü sütun ise Karaağaç’ı simgeliyor.Anıtta bulunan genç kız figürünün bir elinde barış ve demokrasiyi simgeleyen güvercin diğer elinde ise Lozan Antlaşması’nı simgeleyen belgeler vardır.
Tren istasyonu yanındaki müze binasındaki iki odada, Lozan Antlaşması’na dair belgeler ve fotoğraflar ile İsmet İnönü’nün kişisel eşyaları ve karikatürleri sergileniyor. Binanın giriş koridorunda ise antlaşmaya dair kitapların bulunduğu bir kütüphane var.
Biz gezimizin daha sonuna geldik, umarım bu yazım sizleri Edirne’yi ziyaret etmeniz için yüreklendirmiştir 😊
Keyifli, dengeli ve mutlu bir yaşam sürmeniz dileğimle 🙂
Daha fazla bilgi almak ve gezi fotoğraflarımı incelemek için instagram hesabım @dilara.geziyor ‘u takip edebilirsiniz.