Zamanın Tanığı: Toskana
Günümüz dünyasının kültür, bilim ve sanat temellerinin atıldığı bir coğrafya olan İtalya‘nın Toskana bölgesinin en önemli yerlerini keşfetmenize yardımcı olacak bir yazımı sizlerle paylaşıyorum. Bu yazımda gittiğim coğrafyaları keşfetmek için en büyük kolaylık olan araba kiralayarak Toskana bölgesinde nerelere gidip görmeniz gerektiği konusunda bilgi vereceğim.
Ayrıca bu bölgede ilçelerini bile gezmeden, Rönesans‘a öncülük edenlerin yaptığı eserleri incelemeden, dünyaca ünlü Toskana Şarabı’nı içmeden dönmeyin derim…
Toskana Nerede?
Toskana, İtalya’nın merkezi diyebileceğimiz bir konumda bulunmaktadır. Bundan dolayıdır ki çeşitli kültürlerden etkilenmişlerdir. Toskana Bölgesi’nin merkezi olan Firenze, Roma‘ya karayolu ile 275 km, uçak ile 50 dk’lık bir uçuş mesafesinde, tren ile 1 buçuk saatlik bir yolculuk mesafesinde bulunmaktadır. Ama bu yol üstünde ve çevresinde trenlerin veya uçakların uğramadığı büyük – küçük birçok yerleşim yeri bulunmaktadır. İsimlerinin pek duyulmuş olmamasına rağmen içlerinde bir çok önemli yapı bulunmaktadır. Bu pek az kişinin gidebildiği güzellikleri sizler için değineceğim.
Nasıl Gitmeli?
İstanbul‘dan her gün defalarca uçuş olan Roma‘ya gelerek buradan araba kiralayabilirsiniz. Bu sayede hem yol üstündeki güzellikleri keşfetme fırsatınız olur hem de daha uygun fiyatlı uçak bileti bulabilirsiniz.
Diğer bir seçenek ise İstanbul‘dan Pisa‘ya uçmak. Bu seçeneğin iyi yanı, tatil için az günü olanların bu bölgeyi gezebilmesidir. Ama Roma ile yol üstünde bulunan diğer yerleşim yerlerini pas geçmek anlamına gelmektedir.
Özellikle en az 2 en çok 6 kişi olan grupların böyle bir geziyi araba kiralayarak yapmasını öneririm. Ben ve arkadaşlarım Roma‘ya indiğimizde arabamızı kurumsal bir firmadan kiralamıştık. Bu sayede vakit, para ve konfor kaybetmedik. Yani başımız ağrımadı. Yurtdışında araba kiralama konusundaki yazımdan nelere dikkat etmeniz gerektiği konusunda bilgiye ulaşabilmeniz için linkini aşağıda paylaşıyor.
Ama iş araba kiralamak ile bitmiyordu. Zira yurtdışında ve özellikle kuralların uygulandığı ülkelerde araba kullanmak istiyorsanız tüm bilgileri edinmeniz gerekir. Zira gelişmiş ülkelerde bizim ülkemizdeki gibi araba kullanan birçok kişi yüzlerce EURO para cezası almaktadır. Özellikle İtalya‘da araba kiralayan bu dikkatsiz arkadaşlar araba kiralama firmalarının haksız yere kendilerine ceza yazdığını söylemektedirler. Dikkat etmedikleri bir şey var ki o da İtalya‘da “ZTL” denen bir kamera denetleme sisteminin kullanılmasıdır. Eğer siz de İtalya‘dan ceza almadan dönmek istiyorsanız ZTL konusunda yazdığım yazıyı okumanızı tavsiye ederim. Yazımın linkini aşağıda bulabilirsiniz.
İtalya’da Araba Kullanırken ZTL’e Dikkat!
Şimdi bu rotamızdaki şehirleri tanıyalım.
Gezginlerimiz Bu rotada Roma, Firenze(Floransa) ve Pisa‘ya mutlaka gitmişlerdir. Ben ise gidilmeyen yerlere sizleri götüreceğim. Şimdi gezimize başlayalım.
İstanbul‘dan Roma‘ya yaptığımız uçuş sonucunda Roma Fiumicino – Leonardo da Vinci Havalimanı‘na iniyoruz. Önceden kurumsal bir firmadan rezerve ettiğimiz aracımızı kiralayıp navigasyonumuzu açıp yola Toskana bölgesi gezimizdeki ilk nokta olan Arezzo şehrine varıyoruz.
Arezzo
Roma‘dan yaklaşık 220 km’lik bir yolculuktan sonra geldiğimiz bu şehirde bizleri güzel orta çağ görselliğinde Toskana manzaraları karşılıyor. Eski bir bataklığın kurutulması ile bereketlenen etrafı ve bununla beraber güzelleşen bir şehir olan Arezzo, güzel Toskana mimarisine bizleri alıştırarak gezimize daha büyük heyecan sağlıyor.
Ayrıca bilginiz olsun, dünyaca ünlü sanatçı “Michelangelo” bu şehirde doğmuştur. Bu Şehirde görülmesi gereken yerler eğimli bir meydan olan “Piazza Grande” meydanının etrafında bulunmaktadır.
Arezzo’ya gidipte görmeden dönmemeniz gereken yerler ise;
- Piazza Grande
- Arezzo Katedrali
- Santa Maria Della Pieve
- The Communal Palace in Arezzo
Firenze(Floransa)
İtalya‘nın en çok ziyaret edilen turistik merkezlerinden biri olan Floransa, Toskana Bölgesi’nin merkezidir. Bu şehirde rönesansın zirve noktası eserleri ve rönesansın doğduğu yerde bulunmak bile insana çok büyük haz vermektedir. Michelangelo‘nun ünlü Davut Heykeli’nin bulunduğu bu şehire girerken uzaklardan beni bu şehre çeken ünlü Doumo tüm heybetiyle ben buradayım demektedir. Bu şehirde kesinlikle 2 gün ayırmanızı tavsiye ederim. Tüm gün sokaklarında yürümek Doumo‘nun etrafında defalarca tur atıp her bir noktasını incelemek paha biçilemez.
Palazzo Uffizi, Toskana bölgesinde hakimiyet kuran ünlü liderleri Medici ailesinin sanat eserleri koleksiyonunun sergilendiği dünyadaki en eski galeri ve müzelerden birisidir. Önünde duran devasa heykellerdeki gerçekçilik insana hayret verici düzeyde ve heykellerin gerçekçiliği adeta canlanacaklar hissi vermektedir.
Floransa şehrinin ortasından geçen Arno Nehri’nin üzerinde bulunan sağlı sollu dükkanları bulunan ünlü Ponte Vecchio ise sizlere kesinlikle orta çağa ışınlandığınız hissini verecektir.
Floransa’ya gidipte görmeden dönmemeniz gereken yerler ise;
- Piazza della Signoria
- Floransa Piazza della Republica
- Palazzo Vecchio
- Uffizi Galeris
- Ponte Vecchio
- Santa Maria del Fiore (Duomo)
- Battistero di San Giovanni Vaftizhanesi
- Pitti Sarayı,
- Duomo Katedral Müzesi,
- Bargello heykel müzesi,
- Accademia dell’ Arte del Disegno
- Floransa Santa Croce Bazilikası
- Floransa Santa Maria Novella Kilisesi
Lucca
İlk yerleşimi Etrüskler tarafından milattan önce 3. YY’da kurulan bir Toskana şehridir. Lucca, cumhuriyetçi bir anayasayla yüzyıllar boyunca bağımsız kalan ikinci büyük İtalyan şehir devletiydi (Venedik’ten sonra). Rönesans döneminde yaşıyorsunuz hissi veren Lucca çok iyi korunmuş şehri çevreleyen surları ile ünlü bir Toskana şehridir. Mura di Lucca dedikleri şehri çevreleyen surların üzerinde yürüyüş rotası bulunmaktadır. Bu surlarda yürürken kendinizi Assassian Creed oyununda zannedebilirsiniz. Tarihi şehir merkezinde 3’ü tarihi 3’ü yeni omak üzere 6 kapıdan giriş yapılabilmektedir. Bu kapılar;
- Yeni kapılar:
- Porta Elisa
- Porta Sant’Anna
- Porta san Jacopo
- Tarihi Şehir Kapıları:
- Porta San Pietro
- Porta Santa Maria
- Porta San Donato.
Lucca’ya gidipte görmeden dönmemeniz gereken yerler ise;
- Piazza Anfiteatro Lucca (Roma döneminden kalma anfi tiyatro üstüne kurulmuş bir meydan)
- Lucca Katedrali ve arkası,
- Lucca Şehir Surları(Üstünde yürümeden olmaz)
- Lucca San Michele in Foro Kilisesi,
- Ve Guinigi Kulesi.
Pisa
Toskana Bölgesi’nin en kalabalık 2. Şehri olan Pisa için adeta bölgenin açık hava müzesidir diyebiliriz. Floransa’dan sonra bölgenin en fazla ziyaretçi çeken 2. şehridir. Tarihinde İtalya‘daki en büyük 4 deniz cumhuriyetinden birisi olmuştur. Toskana Bölgesi‘ne bağlanması ise 14. yy‘da gücünü kaybederek Floransa‘ya bağlanması ile başlamıştır. Şehrin en meşhur yapısı olan Pisa Kulesi adeta şehrin markası olmuştur.
Pisa‘da görülmesi gereken yerler ise;
- Campo dei Miracoli meydanında bulunan Pisa Kulesi,
- Aynı meydanda yer alan Duomo di Pisa (Pisa Katedrali), Camposanto (Anıt Mezar), Baptisterio (Vaftizhane),
- Piazza dei Cavalieri meydanında yer alan Palazzo della Carovana sarayı’dır.
San Gimignano
Floransa‘dan 60 km mesafede bulunan San Gimignano‘nu Siena iline bağlı bir ilçe durumundadır. Bu şirin ve güzel ilçenin tarihi M.Ö. 63 yılına dayanır. San Gimignano‘da 13 tanesi ayakta kalmayı başarmış kule bulunmaktadır. 14. yy’da bu rakamın 72 olduğu bilinmektedir. Orta Çağ’ın Manhattan‘ı olarak adlandırılan bu ilçedeki kulelerin yapılış amacı ailenin zenginliğini göstermekmiş. Anlayacağınız kimin kulesi daha uzun ve gösterişli ise o aile diğerlerinden daha önemli ve ayrıcalıklı durumda bulunan bir aile olduğu.
San Gimignano‘da görülmesi gereken yerler ise;
- Piazza della Cisterna,
- Piazza Duomo,
- Santa Maria Assunta Kilisesi,
- Bastione San Francesco.
Kuleler;
- Campanile della Collegiata,
- Torri degli Ardinghelli,
- Torre dei Becci,
- Torre Campatelli,
- Torre Chigi,
- Torre dei Cugnanesi,
- Torre del Diavolo,
- Torre Ficherelli yada Ficarelli,
- Torre Grossa(En uzun Kule),
- Torre di Palazzo Pellari,
- Casa-torre Pesciolini,
- Torre Pettini,
- Torre Rognosa(En uzun 2. kule),
- Torri dei Salvucci.
Siena
Tarihi M.Ö. 900’lü yıllara dayanan ve eşsiz güzellikteki mimarisi ile ziyaretçilerini kendine aşık eden Toskana bölgesinin Siena ilinden başka yer değil. İtalya‘nın en güzel şehirlerinden biri olan Siena, Avrupa’nın en iyi korunmuş Orta Çağ meydanına ev sahipliği yapmaktadır. Bu meydanda yılda bir kere yapılan ünlü “Palio” koşusu düzenlenmektedir.
Şehrin önemli sembollerinden olan Torre Del Mangia‘nın adı ve hikayesi biraz garip. Şehrin ilk yöneticilerinden olan Giovanni di Duccio bu kuleyi yaptırmış. Ee nerde ilginç olan şey derseniz “Mangiaguadagni” İtalyancada kazandığını yiyen anlamına gelmekte. Ve Giovanni kazandığının hepsini tavernalarda yediğinden dolayı ona ithafen kulenin adını Torre Del Mangia koymuşlar.
Siena ile ilgili ayrıntılı bilgi için Siena yazısının linkini aşağıda bulabilirsiniz.
Pitigliano
Siena‘ya 120 km, Floransa‘ya 200 km mesafede bulunan Grosseto iline bağlı olan bu ilçe “Küçük Kudüs” olarak ta bilinmektedir. İlçede bulunan Yahudi nüfusunun yoğunluğundan dolayı bu şekilde anılmaktadır. Söylenene göre buradaki Yahudileri Nazi’lerden Hristiyan komşularının kaçmalarına yardım etmesi sonucu kurtulabilmişler. Deniz seviyesinden 314 metre yükseklikteki bir tepeye kurulmuş olan bu şehir. Koruduğu tarihsel yapısı nedeni ile ortaçağ hissi vermektedir.
Şehrin içinde gezerken yada şehre giderken gördüğünüz manzara sizlere tarih filmlerinden sahneler yaşatacak derecede güzeldir. Küçük bir şehir olduğundan dolayı pek vaktinizi almayacak gibi dursa da, her sokağın ayrı bir güzellikte olması özellikle fotoğraf tutkunları için çok vakit harcatacaktır.
Pitigliano‘da görülmesi gereken yerler ise;
- Palazzo Orsini Müzesi,
- Pitigliano Sinagogu,
- Civil Arkeoloji Müzesi,
- San Rocco in Sorano Antik Etrüsk Yolu
- La Piccola Gerusalemme, Ghetto Ebraico (Yahudi Mahallesi)
- Fontana Delle Sette Cannelle denilen Su kemeri ve havuzu.
Başka yazılarda görüşmek üzere, iyi gezmeler…
2 yorum
Sizin her yazınızı okuduktan sonra bilet alma dusuncem inanılmaz bir seviyeye çıkıyor 🙂
Gurur duyduk efendim 🙂