KÜÇÜK AMA KOCAMAN YÜREKLİ ŞEHİR ‘PORTO’
Bu tatlı şehire ister Erasmus için gelin ister gezmek için gelin kendinizden çok şey bulacaksınız. Kendine has tadı ile Porto’da Erasmus Deneyimi… Porto’da Erasmus ‘un küçük ama yüreğinizin tınısından bir şeyler bulup sizi sarmalayan o koca yüreğini hissedeceksiniz.. Şehrin tarihini yansıtan bitişik evler, size tatlı tatlı gülümsemesini eksik etmeyen tontiş teyzeler ve amcalar, okyanusunun dalgalarıyla kimi zaman içinize heyecan katan kimi zaman sakinlik katan o ruhuyla tanıştığınızda ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız…
Metro ile Havaalanından Şehir Merkezine Nasıl Gidilir? Porto’da Erasmus Deneyimi
Gelelim Porto havalimanında indiğiniz ve şehri soluduğunuz o ana… Francisco de Sa Carneiro Havaalanı (OPO) şehrin merkezinde olmasa da merkeze ulaşımın çok rahat olduğunu söyleyerek sizi şöyle bir rahatlatayım..
Çok büyük bir havaalanı olmamasıyla birlikte, sakin bir havaalanı. İstediğiniz her şeyi rahatlıkla bulabilirsiniz… Biz şimdi havaalanından şehir merkezine gideceğiz. Öncelikle bavullarınızı alıyorsunuz, pasaport kontrolünden geçiyorsunuz ve çıkışa doğru geliyorsunuz.. Nefes almak istiyorsanız oturup şöyle bir soluklanın.. Sonra yürüyen merdivenlerden (hemen göreceksiniz zaten) en alt kata (-1) iniyorsunuz. Çünkü metro kartı alıp metroya binmeniz gerekiyor.. Otopark görünse de sizi şaşırtmasın çünkü oradan geçmelisiniz.. Otoparkın içinde ve karşısında çıkışı gördükten sonra oraya doğru ilerliyorsunuz. Karşınızda ‘Andante‘ olacak, yani metro kartı almanız gereken otomatlar. Sıra beklerken bunalabilirsiniz çünkü Portekiz insanları çok yavaş hareket eden insanlar ve buna alışmalısınız… Neyse, sıra size geldi. Andante otomatlarda şehrin bölge kısımları gösteriliyor (üzerinde olan açıklama kağıdında) ve bu bölgeler Z1,Z2,Z3.. diye sıralanıyor. Sizin şu an almanız gereken kısım ”Z2” yani havaalanı bölgesi. Eğer onun yerine başka bölge için alırsanız, kart bastığınız yer kabul etmeyecektir. Otomatlar ingilizce diline çevirip tekli Z2 kartı (1,60 euro) aldıktan sonra metroya rahatlıkla geçiş yapabilirsiniz..
Seyahat Kartları
Eğer şehirde 1 hafta kadar kalacaksanız 10 binişlik Z3 bölgelerini kapsayan kart da alabilirsiniz. Tabii önce hangi bölgeleri gezeceğinize bağlı. Ama şehrin merkezinde ve bilinen yerleri gezecekseniz bu sizin için yeterli olacaktır. Ama eğer bir erasmus öğrencisi iseniz ve okulunuza metro ile gidip gelmek zorunda iseniz ‘Trindade‘ metrosu kart merkezinden kendinize ait öğrenci biniş kartı çıkarmanız gerekecek ve 28 euro vererek bir aylık sınırsız biniş hakkı olan kartınızı alacaksınız..
Eveeet size uygun olan metro biniş kartınızı aldınız, hemen orada bulunan yürüyen merdivenlerden yukarı çıkıyorsunuz (tabii önce sarı kart okuyuculara kartı okutmanız gerekiyor).. Kartınızı okutuyor ve metro alanına çıkıyorsunuz. ‘Estadio da Mar‘ metrosu ile karşılaşmanız çok normal. Merkeze giden metro ve büyük ihtimalle bineceğiniz metro da odur. Ona da bir güzel biniyorsunuz.. Daha sonra Porto şehrinin merkezine doğru yolculuğunuz başlıyor…
Şehir Merkezi Neresi? Acıktık, Nerede Yemek Yiyeceğiz? – Porto’da Erasmus Deneyimi
Nerede ineceğiniz size kalmış.. Porto‘da gideceğiniz yere gidiyorsunuz, eşyalarınızı bırakıp ufak bi şehir turu yapmak istiyorsunuz. Bir yandan da acıktınız.. Size ilk tavsiyem ‘Aliados‘ bölgesine gidip (merkez kısmı ve eğer siz de merkezde iseniz metroya binmeden yürüyerek gidebilirsiniz.) orada bulunan yerlerden yemek yiyebilir – ki seçim yapmakta zorlanıyorsanız benim tavsiyem önünde duran kocaman kartal heykeli ile Mc Donalds‘da o atmosfer içinde bir hamburger yemeniz) ve sonra yürüyerek şehrin tadını çıkarabilirsiniz..
Heykel meydanı, ara sokaklarında barlar ve gece kulüpleri, şirin ya da lüks kafeler, Üniversite, hediyelik eşya alabileceğiniz sayısız yer, şehri tepeden izleyeceğiniz tower, hemen o sokakta bulabileceğiniz üç katlı Tiger dükkanı, oturup Portekiz‘in değişik tatlılarını deneyebileceğiniz Buondi Cafe, aşağılara indiğinizde görebileceğiniz tarihi duvarıyla tren istasyonu (Sao Bento) yukarısına çıktığınızda karşılaşacağınız nehir ve şehir manzaralı enfes köprü, ilerleyip aşağılara indiğinizde kaybolacağınız minik ara sokakları… Sonra Bir bakmışsınız ki nehre doğru inmişsiniz bile 🙂 Çünkü hem çok yakın hem de rahatlıkla bulabileceğiniz bir konumda..
Nehri gezerken aynı zamanda nehre karşı olan restaurantlarda akşam yemeğinizi yiyebilir ve şehrin o tatlı havasını hissederek soluyabilirsiniz. Ya da hediyelik eşya dükkanlarını geze geze tekrar şehrin yukarısına doğru çıkabilirsiniz. Ki insan orada yürürken şehrin o tatlı atmosferini sokak sanatçılarıyla birlikte öyle bir soluyor ki ayrılası gelmiyor… Size tavsiyem buraları cumartesi günü yeniden gezmeniz. Çünkü cumartesi günleri daha cıvıltılı oluyor buralar.. Zaten yaz ayına denk geldiyseniz kendinizi her gün nehre doğru giden bu yolda bulabilir, nehir kenarında oturup biranızı ya da şarabınızı içerek tadını çıkarabilirsiniz..
Ben İlk Gün Markete Gitmeliyim!
Erasmus öğrencisisin ya da markete gidip atıştırmalıklarımı ve biramı alıp şehri öyle gezeceğim diyorsanız, her yerde bulabileceğiniz ‘Pingo Dolce‘ marketine girip ne var ne yokmuş diye bakmanızı öneririm.. Ki her şey bulacaksınız zaten, uygun fiyatlara.. Pingo Dolce‘un kendi ürünleri de oluyor bu markette ve fiyatları da daha uygun.. Çok büyük bir market olmasa da her türlü ürünü bulabilirsiniz.. Bu marketlerin kendine özgü kafeleri oluyor. Atıştırmalığınızı ve kahvenizi alıp hemen oracıkta yiyebileceğiniz küçük kafeleri.. Genelde marketin giriş kısmında bulunuyor ve ister alıp orada yiyin, ister paket yaptırın… Bir çok çeşit ekmekleriyle de göz dolduruyor ayrıca. Fırın sadece sabah çalışmadığı için öğlen saatlerinde bile sıcak ekmek bulabilirsiniz. Ya da ilk ‘Pastel de Nata‘ tatlı deneyimini burada yapabilirsiniz. Fakat şunu söylemeliyim ki, eğer kahveyi çok seviyorsanız ve büyük bardakta içmeye alışıksanız, size gelen espresso kahve sizi tatmin etmeyecektir. Çünkü türk kahvesi fincanı boyutunda gelen kahvenin bir yudum içimliği var 🙂 ..
Pingo Dolce marketlerinin yanı sıra ‘Lidl‘ marketleri de denk gelebilir. Bu market de Pingo Dolce gibi aynı mantıkta bir market.. Tek farkı çeşit çeşit hamur işinin olduğu fırın kısmından istediğinizi kendi elinizle alabiliyorsunuz. Açık büfe gibi, kapalı kutulardaki hamur işlerini uzun bir tutamaç yardımıyla hemen sağlarında bulunan boşluğa iteleyip o kısımdan alabiliyor ve paketlere koyabiliyorsunuz. Bu benim çok hoş bulduğum şirin bi yöntem.. Bu markette Pingo Doce‘dan daha az çeşitlerin bulunduğunu söyleyebilirim fakat her ihtiyacınızı bulabileceksiniz.. Porto’da Erasmus, Porto’da Erasmus, Porto’da Erasmus, Porto’da Erasmus, Porto’da Erasmus, Porto’da Erasmus, Porto’da Erasmus
Daha pek çok erasmus tecrübe yazısı için About Erasmus’u inceleyebilirsiniz.
Ayıca Porto’da yemeden dönülmemesi gereken lezzetle bilgili yazımızın linki de aşağıda…
Franchesinha – Yok Böyle Bir Tat
Porto ile ilgili bir diğer erasmus hayatı yazıma aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
2 yorum
Okurken kendimi içerisinde,
her aşamasını yaşarcasına hissettiğimi tüm samimiyetimle dile getirebilirim ??
Okurken kendimi içerisinde, her aşamasını yaşarcasına hissettiğimi tüm samimiyetimle dile getirebilirim ? ?