Ordu Gezi Rehberi | Boztepe‘nin yamaçlarında oturan, eşsiz güzellikleri ile sizleri bekleyen memleketim Ordu… Binlerce yıllık tarihi, doğal güzellikleri, kültürel zenginlikleri, bereketli toprakları, yüzlerce şelalesi, uçsuz bucaksız fındık bahçeleri ve tablo gibi manzaraları ile her mevsim tercih edebileceğiniz bir şehir.
Bu yazımdaki amacım da hayatın telaşından kaçıp yolunuzu Karadeniz’in gözdesi Ordu’ya düşürmeniz. Doğu Karadeniz’de bulunan ilimizde 19 tane ilçe vardır. Her ilçemiz kendine hayran bırakacak güzellikleri ve günün size yetmeyeceği etkinlikleri ile ziyaret edilmesi gerekir. Biz ilk olarak Altınordu ilçemizde yani Ordu Merkez’de bir günde nereler gezilir, neler yenir, neler alınır bunları inceleyelim. Yaşadığım şehri, doğup büyüdüğüm coğrafyayı benimle geziyormuşçasına sizlere aktaracağım. Keyifli okumalar.
1 – Ordu Altınordu Sahilinde Yürüyün – Ordu Gezi Rehberi
Bisiklet, koşu ve yürüyüş parkurları ile her kesime hitap eden, Karadeniz’in en iyi sahil şehirlerinden birisi olan Ordu’da sabahın ilk ışıklarıyla rıhtımdan yürüyüşe başlıyoruz. Atatürk’ün siluetinin ve sözünün olduğu yapıyı inceleyip yolumuza devam ediyoruz. İlk Adım Anıtı olarak bilinen, Atatürk’ün Ordu’ya adım attığı 19 Eylül 1924’ü temsil eden anıtı ve Kurtuluş Savaşı sürerken Yunan gemilerini atlatmak için batırılıp Ordu halkının dayanışması ile tekrar yüzdürülerek dünya denizcilik tarihine geçen Rüsumat No:4 Gemisi’ni de ziyaret ediyoruz.
Yemyeşil ağaçlar arasından denizin kokusu ile yürüyerek Tayfun Gürsoy Parkı’na ulaşıyoruz. Burada dikkatimizi farklı branşlar için yapılmış dört adet saha, güneş saati, satranç alanları, çocuk parkları, Orgeneral Halil İbrahim Fırtına ve Savaş Uçağı Anıtı çekiyor. O kadar uzun, fonksiyonel ve tertemiz bir sahil ki insan hayran kalıyor.
Yöresel Kahvaltı Yapın – Ordu Gezi Rehberi
Çok yakında bulunan bir işletmeden farklı konseptlerdeki bisikletlerden kiralayıp yöresel kahvaltı için pedallarımızı Akyazı sahile çeviriyoruz. Sahil şeridinde kahvaltı için nereye giderseniz gidin memnun kalırsınız ama benim tavsiyem Tomur. Yöresel kivi reçeli, fasulye turşusu, salatalık turşusu, kuru yufkadan köy böreği, meşhur tereyağlı köy ekmeği, köy kızartması, patates kayganası, peynirli, kıymalı, sucuklu ve birçok çeşitli pideleri sayesinde lezzetli ve doyurucu Ordu kahvaltısı yapıyoruz. Deniz kenarında, Boztepe manzaralı bu mekânda kahvaltımızı bitirdikten sonra bisikletleri teslim etmek için tekrar Tayfun Gürsoy Parkı’na gidiyoruz. Uzaktan sesini duyduğumuz nostaljik tramvay ağır ağır yanımızdan geçip duruyor. Ücretini ödeyip tramvaya biniyoruz. Şehrin plaka kodu olan 52 numaralı bu tramvay elektrikli bir çevre dostu. Sabah yürüdüğümüz sahili nostaljik tramvayda tekrardan turluyoruz.
2 – Renkli Eski Fidangör’de Yürüyün (Sırrıpaşa Caddesi)
Kahvaltıdan sonra geçmişin izlerini taşıyan, merkezin en hareketli noktalarından biri olan tahıl pazarına gidiyoruz. Sırt kantarıyla fındık çuvalı tartan insanların olduğu sembolik heykeli inceliyoruz. Sonra dış cepheleri rengârenk boyanarak iyileştirilmiş, modern bir cadde görünümüne kavuşmuş Sırrıpaşa’da renkli bir yürüyüşe başlıyoruz.
Binaların duvarları yetenekli sanatçılar sayesinde boydan boya sanatla dolu. Şahane sokak fotoğrafları çekiyoruz. Ayrıca burası çeşitli mağazalar ve kafeleri ile ünlü bir açık avm. 19 Eylül Ortaokulu‘nun bahçesindeki Max on Duty’nin yapmış olduğu muralı da inceledikten sonra Fidangör turumuzu bitiriyoruz. Köşedeki 75 yıllık Meşhur Denizciler Dondurma ’ya sapıyoruz. Seçtiğimiz dondurmaları tadarken neden bu kadar meşhur olduğunu anlayacaksınız. Eğer kışın gelirseniz mutlaka dondurmalı salebini de deneyin.
3- Taşbaşı Evleri ve Sanat Evleri
Ermeni, Rum ve Osmanlı mimari özelliklerini taşıyan Tarihi Taşbaşı Evlerinin önünden yürüyerek Taşbaşı Sanat Alanı’na ulaşıyoruz. Taşbaşı Mahallesi kentsel sit alanı içerisinde bulunan bu yapı 1853 yılında Ortodoks Hristiyanlar tarafından inşa edilmiş.1937-1977 yılları arasında cezaevi olarak da kullanılmış. Günümüzde birçok serginin gerçekleştiği Taşbaşı Sanat Alanı kapsamında sanat galerisi olarak hizmet vermekte.
Bahçesi de tarihin ve manzaranın bütünleştiği bir yer adeta. Muhteşem fotoğraflar çektikten sonra buradan da ayrılıyoruz. Soğuk bir Ordu gazozu içmek için çok yakında bulunan Wesscoffee’ye uğruyoruz. İçerisi kendine has eşyaları ve oturma alanları ile sizi geçmişe götürüyor. Ordu Ufuk gazozu dışında diğer illerin de meşhur gazozlarını tadabilirsiniz tabi.
4- Kahraman Sağra Fındık Müzesini Gezin
Soğuk bir gazozdan sonra enerjimizi toplayıp Selimiye Mahallesi’nde bulunan Ordu ilinin geleneksel konut dokusunun önemli bir örneği olan Kahraman Sağra Konağı’na gidiyoruz. Sağra ailesi, Karadeniz bölgesinde fındığın ekonomik bir ürün olarak yetişmesini sağlamış. 1970’li yıllardan sonra Ünal ve Yener Sağra kardeşlerin çikolata üretimini de başlatması ile Sağra ismi Tadelle ve Saralle gibi hafızalarda yer edinmiş. Hem Türkiye’de hem de dünyada önemli bir marka haline gelinmiş. Ordu’da yaşayan insanlar kurulan çikolata-fındık fabrikası sayesinde geçimlerini sağlamış. Benim annemde bu fabrikadan emekli.
Aile geçtiğimiz yıllarda belediyeye devrettikleri bu konağı da şehrimize kazandırarak fındığın bahçeden harmana, harmandan hayata öyküsünü anlatan bir müzeye dönüşmesine vesile olmuş. Gelelim müzenin içine. Ordu için fındığın tarihini, toplanmasını, harmanlanmasını, kurutulmasını, işlenmesini öğrendiğiniz, ekim ve üretim sonrası kullanılan alet ve eşyaları gördüğünüz, Sağra ailesinin hikayesine eşlik ettiğiniz ve sizi etkileyecek huzurlu bir Konak’ta Türkiye’nin ilk fındık müzesini gezmiş olacaksınız. Hatta marketlerden konağa gelmeden önce taze Tadelle, Sarelle, Gol marka ürünler alarak konağın temiz ve sakin bahçesinde oturma alanlarında yiyebilirsiniz. Konağı kıyı köşe gezdikten sonra hemen yanındaki diğer konağa yürüyoruz. Detaylar için tıklayın 🙂
5- Paşaoğlu Konağı ve Etnografya Müzesini Gezin
Fındık müzesi ile yan yana olan bir konak daha. Girişi ücretsiz. 1896 yılında Paşaoğlu Hüseyin Efendi tarafından yaptırılmış konağın taşları Ünye’den ahşap malzemesi Romanya’dan getirtilmiş. Zemin dahil üç katlı. Zemin katı idari olarak kullanılıyor. Birinci katta silahlar, takılar, erkek ve kadın giysileri sergileniyor. İkinci kat ise sizi 19. yüzyıla alıp götürüyor. Paşanın odası, günlük oda, misafir odası ve yatak odasındaki eşyalar öyle güzel ve anlamlı ki her ayrıntıyı incelerken buluyorsunuz kendinizi. Böyle bir konağa gelmişken mutlaka arka bahçesine de çıkıyoruz. Fıskiyeli bir havuz, Taş ocak ve çeşit çeşit güller bizi karşılıyor. İçi de dışı da ayrı huzurlu bir konaktan daha yüzlerde tebessümle ayrılıyoruz.
6- Meşhur Ordu Yağlısı ve Ufuk Gazoz’u Deneyin
Bu kadar yer gezdikten sonra karnımız acıkıyor. Nesilden nesile devam eden, lezzetiyle kalitesinden asla ödün vermeyen, 1967’den beri hizmet veren Meşhur Pide ’ye gidiyoruz. Türkiye’nin en yüksek sütunlu Şadırvanı Osman Paşa Şadırvanı manzarasında Ordu Yağlısı yiyoruz. Burada kapalı, açık, yuvarlak pideler yiyebilirsiniz. Tavsiyem bol tereyağlı yemeniz. Yanında da soğuk bir Ufuk Gazoz… Eminim ki Ordu’dan gittiğinizde tekrar yemek isteyeceksiniz.
7- Boztepe’ye Teleferik ile Çıkın
Yemeğimizi de yedikten sonra tekrar sahile yürüyoruz. Mor beyaz rengi ile dikkat çeken ters evi bilet alıp geziyoruz. Çok büyük bir ev değil. Alt katını çok beğenmesemde üst katı gayet güzel. Oturma odası, mutfak, yatak odası ve banyo bulunan üst katta eğlenceli ters fotoğraflar çekiliyoruz. Ters evin bahçesini de dolaşıp dışarı çıkıyoruz. Yöresel ürünler satan çeşit çeşit dükkân arasından teleferik istasyonuna ulaşıyoruz. Sahil kenarında Atatürk Parkı’ndan kalkan teleferiğe binmek için bilet sırasına giriyoruz. Dünyada iki direk arası en uzun mesafe sahip (900 metre) teleferik tesisi. Deniz kenarından 509 metreye yaklaşık 8 dakikada çıkartıyor bizleri.
Eğer kapalı ortamda yükseklik korkunuz varsa ve teleferiğe binemiyorsanız aracınızla veya dolmuş ile de Boztepe’ye çıkabilirsiniz. Teleferikten iner inmez yine rengârenk yöresel ürünlerin satıldığı dükkânlarla karşılaşıyoruz. İsterseniz bu dükkânlardan yayla çiçeği, Ordu magnetleri, ceviz helvası, fındık, yöresel kıyafet, çanta ve gıdık satın alabilirsiniz. Dükkânlardan alışveriş yaptıktan sonra şehir manzarası seyretmek için Boztepe Royal 52’ye geçiyoruz. Burada birçok kafe, restoran, otel var ama benim tavsiyem kesinlikle Boztepe Royal 52. Manzarası, sunumları, lezzeti ile şahane bir yer. Hatta siz masanızda otururken yamaç paraşütü yapan insanlar bir anda manzaranıza dahil bile olabiliyorlar.
8- Yamaç Paraşütü Yapın – Ordu Gezi Rehberi
Eğer ilginizi çekiyorsa bir çılgınlık yapıp Ordu Yamaç Paraşütü ile anlaşıp Boztepe’den gün batımında paraşütle de atlayabilirsiniz. Eğer bizim gibi Boztepe‘de kalmaya devam ederseniz de mutlaka bir demlik çay söyleyin. Manzaranın tadı anca çay ile çıkar. Açık havada gün batımını izleyip günün yorgunluğunu atıyoruz. Ezme sucuyla, özel ekmeği ile meşhur Ordu tostu, yöresel dible ve turşulardan tadarak günün yemek faslını bitiriyoruz. Unutamayacağınız tekrar tekrar gelmek isteyeceğiniz bir şehir olacak Ordu. En yakın zamanda memleketim Ordu da görüşmek üzere.
Ordu ile ilgili diğer yazılarımız için Tıklayın
Seyahatle Kalın 🙂