Mersin İlçeleri Gezi Rehberi
Mersin İlçeleri yazıma daha önceden yazdığım Mersin şehir merkezi rehberime ek olması mahiyetinde devam ediyorum. Çoğu insan gittiği şehirlerde görülmesi gereken yerleri gezer, ama daha çok şehir merkezindeki yerler ziyaret edilir. Bu yazımda Mersin şehir merkezine yakın-uzak demeden, Mersin ilinde görülmesi gereken yerleri yazmak istedim. Bu sayede uygun fiyatlı tatil alternatifi arayanlara bir şekilde öneri yapmak istedim. Mersin şehir merkezi yazımın linkini aşağıda bulabilirsiniz. Mersin Şehir Merkezi Gezi Rehberi
Şimdi güzel Mersinimizin ilçelerinde nereleri görmeliyiz bakalım;
Tarsus İlçesi
St. Paul
İncil’de iki kez Tarsuslu olduğu yinelenen St. Paul adına değişik dönemlerde kiliseler yapılmıştır. Ancak bunlardan herhangi bir iz bulmak mümkün değildir. Tarsus’ta bugün onun adını taşıyan tek kilise ise, kentin güneyinde 20. yüzyılın başlarına değin Hıristiyan cemaatin yaşadığı Cami-i Nur Semti’ndedir.
St. Paul Kilisesi veya Aziz Pavlus Kilisesi, Mersin ilinin Tarsus ilçesinde yer alır. Kilisenin MS 11.-12. yüzyıllar arasında inşa edildiği tahmin edilmektedir. 1992-1993 yıllarında Vatikan tarafından Aziz Paul Sempozyumu ve Ayini düzenlenmiştir. Hıristiyanlarca kutsal kabul edilen kilise, hac yeri olarak ziyaret edilmektedir.
St. Paul Kuyusu, Tarsus ilçesinin Kızılmurat Mahallesinde yer alır. Aziz Paul‘un evi olarak bilinen yerin hemen yanında yer alır. 38 Metre derinliğe sahip olan bu kuyu St. Paul’ün Hıristiyanlarca kutsal kabul edilmesinden dolayı kutsal kabul edilir ve sürekli olarak ziyaret edilmektedir.
Papa XVI. Benedictus‘un 2008 yılını “Saint Paul Yılı” İlan etmesi ile Mersin‘in Tarsus ilçesi Hıristiyan turistlerin uğrak yeri olmuştur.
Ashab-ı Kehf – Mersin ilçeleri
Yedi uyuyanlar olarak da bilinen Ashab-ı Kehf, inançları için yaşadıkları yerden ve toplumlarından vazgeçen bir grup kişinin hikayesidir. Ashab-ı Kehf hikayesi anlatılan tüm versiyonlarında, bir grup gencin inançlarının peşinden gitmelerini, yolculuklarında bir mağaraya sığınmalarını ve bu mağarada çok uzun seneler geçirerek ilahi bir güç tarafından korunmalarını anlatır. Ashab-ı Kehf hikayesinin geçtiğine inanılan 33 farklı mağara varmış. Bunların 4 tanesi de ülkemiz sınırları içinde bulunmaktaymış ama ben sadece Tarsus’takini biliyorum 🙂 Türkiye’de bulunan Ashab-ı Kehf mağaraları Afşin, Selçuk (Efes), Lice ve Tarsus’ta bulunmaktadır.
Justinianus Köprüsü (Baç Köprüsü)
6. Yüzyılda Bizans İmparatoru Justinianus tarafından yaptırılmış 3 kemerli bir köprüdür. Eskiden 21 gözlü olduğu söylene gelen bir bilgidir. Selçuklular zamanında tadilat gören bu köprü, Bizans döneminde üstünden geçenlerden para alınması nedeni ile “Baç Köprüsü” diye anılmaktadır.
Kleopatra Kaısı (Tarsus)
Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde iskele kapı olarak bahsettiği bu kapı asıl adını Antik Mısır Kraliçesi VII. Kleopatra‘dan alır. Kraliçe Kleopatra, sevgilisi Romalı General Antonius ile Tarsus‘ta buluşmak üzere geldiklerinde, bu kapıdan şehre girip buluştukları söylenir.
Kırkkaşık Bedesteni (Tarsus)
Geçmişten beri ticaretin uğrak noktaları arasında olan anadoludaki önemli ticaret noktalarından biri olan Tarsus‘ta bulunan bu bedesten İbrahim Bey tarafından 1579 yılında yaptırılmış. Günümüzde de ilk yapıldığı amaç olan ticarete devam edilmektedir. Tarsus‘a gittiğinizde yöresel el sanatlarından hediyelik alabilir, yerel lezzetleri burada tadabilirsiniz.
Tarsus Ulu Camisi (Tarsus)
Türk – İslam mimarisinin önde gelen eserlerinden biri olan Tarsus ulu Cami, Tarsus şehir merkezinde bulunmaktadır. Ramazanoğulları‘ndan Piri Paşa‘nın oğlu İbrahim Bey tarafından 1579 yılında Selçuklu – Osmanlı mimarisinde yapılmıştır. Bu cami St.Pier Kilisesi kalıntıları üzerine inşa edilmiştir. Bu yapının en önemli özelliği tamamı ile kesme taş kullanılarak yapılmıştır. Caminin içerisinde Hz. Şit ve Lokman Peygamberlerinin ve Abbasi Halifesinin kabirleri bulunmaktadır.
Tarsus Şelalesi
Berdan Irmağı‘nda bulunan bu şelale hem manzarası hem de suyunun soğukluğu ile bilinmektedir. Şelale manzaralı piknik alanlarında güzel vakit geçirirken suyun içerisine soğuması için bıraktığınız içeceklerinizi yudumlayabilirsiniz.
Silifke İlçesi
Astım Mağarası (Silifke)
Silifke‘de cennet cehenneme yakın bir mesafede bulunan Astım Mağarası’nın astım hastalığına iyi geldiğine inanıldığı için bu isim verilmiştir. Yerin 15 metre altında bulunan bu mağaraya silindir bir merdivenden inilmektedir. Özellikle yaz aylarındaki Mersin‘in sıcağından kaçmak için güzel bir yer. İçerisine girdiğiniz andan itibaren serinlemeyi hissedeceksiniz. Sarkıt ve dikitlerin aydınlatma ile oluşturduğu görsel şölen sizleri adeta doğal bir sanat müzesine geldiğinizi hissettirecektir.
Aya Tekla Kilisesi (Silifke) – Mersin ilçeleri
Hıristiyanlık için öneli bir yeri olan Aya Tekla Kilisesi dünyanın en eski kiliselerinden birisidir. Söylenene göre Hz. İsa‘nın havarilerinden St. Paul den vaaz alarak etkilenen 17 yaşındaki Tekla, kendini hıristiyanlığı yaymaya adar. Bunun için günümüzdeki Konya dolaylarına gelir. Buradaki faaliyetleri sonucu öldürüleceğini anlayınca kendini Silifke‘ye atar. Silifke’deki bir mağara içinde ayinleri düzenler. Hıristiyanlığın yasak olduğu dönemlerde inananlar bu mağaraya gelip ayinlere katılırlarmış. Söylenene göre iyileştirici yetenekleri olan Tekla, insanları iyileştirerek bu mucizelerle hıristiyanlığa davet edermiş. Paganların öldürmek için mağarada kıstırdığı Tekla, rivayete göre birden mağarada kaybolmuş. O günden sonra inananlar kutsal kabul etmişler. Hıristiyanlığın serbest bırakıldığı dönemde bu mağaraya birçok eklemeler yapılmıştır. Ama günümüze kadar pek azı ulaşabilmiştir.
Cennet – Cehennem (Silifke)
Yeraltı sularının zamanla azalması yada aşırı aşındırması sonucu üst zeminin çökmesi ile oluşan Cennet – Cehennem Obruğu Mersin’in Silifke ilçesinde yer almaktadır. Cennet Obruğu’nun dibine 452 basamak merdiven inilerek varılır. Dizleriniz ve kondisyonunuz sağlamsa zevk alacaksınız yoksa çıkarken insan hayatı sorgulamaya başlıyor 🙂 Çukurun dibine inerken 300. basamakta karşınıza bir kilise kalıntısı çıkacaktır. Bu kilisenin 5. yy’da dindar bir adam tarafından yaptırıldığı, Hz. Meryem‘e adandığı söylenmektedir. Rivayete göre çukurun dibinde akan bir dere bulunmaktadır. Ben hiç görmedim, belki size görünür 🙂
Uzuncaburç – Olba Antik Kenti (Silifke)
Bu antik ören yeri adını, antik şehrin sembolü olan yüksek burçtan alır. Helenistik çağda Olba(Ura) Krallığı‘nın ayin yerlerinden biri olan Uzuncaburç, M.s. 72 yılında Olba’dan ayrılarak Diocaesarea adıyla kendi adına para basabilen özerk bir site haline gelmiştir.
Diocaesarea’daki Zeus Tapınağı, burç ve piramit çatılı anıt mezar Helenistik, sütunlu cadde, tiyatro, tören kapısı, çeşme, şans tapınağı ve zafer kapısı Roma döneminden kalma yapılar arasında yer alırken, 5. yüzyılda Hristiyanlığın yörede gelişmesiyle Zeus Olbios Tapınağı kiliseye dönüştürülerek yeni kiliseler de inşa edilmiştir.
Tisan ve Dana Adaları (Silifke)
Tisan ve Dana Adaları Mersin’de deniz turizmi denince akla gelen en iyi yerdir bana göre. Zira nezaman giderseniz gidin hep sakin ve bir okadar huzurlu bir koydur. Mavinin ve yeşilin tonlarını bir arada görüp, şehrin karmaşasından kendinizi soyutlayabilirsiniz buralarda. Dana adasında yapılan kazılarda 274 çekik yeri olduğu tespit edilmiş. Yani Doğu Akdeniz’in en büyük tersanesi olma sıfatını kazanmıştır. Ayrıca yapılan araştırmalarda bulunan savaş gemilerine ait demir mahmuzlar nedeni ile askeri bir üs olarak kullanıldığı da bilinmektedir.
Silifke Kalesi (Silifke)
Silifke’ye hakim olan 185 metre yüksekliğindeki bir tepeye kurulmuş olan Silifke Kalesi, Helenistik yada erken Roma döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Etrafı kuru hendekle çevrili olan kale geçirdiği ekleme ve yenileme çalışmaları ile orta çağ kalesi durumuna gelmiştir. Evliya Çelebi‘nin Seyahatname‘sinde söylediği üzere bir zamanlar içinde 23 burç, 1 Cami ve 60 evin olduğu kale, günümüzde harabe halinde ziyaret edilmektedir.
Susanoğlu – Atakent Plajı (Silifke)
Deniz turizmi için güzel yerlerden biri olan Susanoğlu, Mavi bayraklı plajı ile ziyaretçilerini karşılamaktadır. Normalde 10 bin kişilik nüfusa sahip olan Atakent beldesi, yaz aylarında gelen misafirleri ile nüfusunu 7’ye katlamaktadır. Dilerseniz otellerde, dilerseniz apartlarda konaklayarak plajın tadını çıkarabilirsiniz.
Kızkalesi – Korykos (Silifke)
Güney ve Doğu Akdeniz sahillerinin tatil için en çok tercih edilen yerine geldi sıra. Halk arasında Kızkalesi olarak bilinen ama gerçek adı Korykos olan bu yer simgesi olan denizin ortasındaki kalesi ile sizleri beklemektedir. Kalede bulunan kitabeye göre 12. YY’da yapıldığı düşünülen kale kıyıya 500 – 600 metrelik bir mesafede denizin ortasında bulunmaktadır. Halk arasında bir efsane anlatılmaktadır burayla ilgili: “Vaktiyle bir kral varmış. Çok sevdiği tek kızının geleceğini öğrenmek için bir falcıya danışmış. Kızının yılan tarafından sokularak öleceğini öğrenince, prenses için bu kaleyi yaptırmış. Böylece onun can güvencesini sağladığını zanneden kral, bir gün kızına bir sepet üzüm göndermiş. Ne var ki sepette gizlenen yılan kızı sokarak öldürmüş.”
Erdemli İlçesi – Mersin ilçeleri
Kanlıdivane (Erdemli)
Mersin‘in Erdemli ilçesi sınırlarında bulunan Kanlıdivane Ören yeri, özellikle kaya mezarları ve katedrali ile meşhurdur. Her nekadar katedralinden birkaç duvar ayakta kalmış olsa da kayalar üzerine işlenen kabartmaların bulunduğu Çanakçı nekropolü görülmeye değerdir. MS 3.yy da kurulan kentin adı Ms 4.yy’da Neapolis olarak değişmiştir. 19. yy’da bir Fransız gezgin tarafından bulunan ören yeri ile ilgili ilk kazı çalışmaları 1970 yılında başlamıştır.
Kent, doğal bir çökük olan 30 metre derinliğindeki geniş bir obruk etrafında kurulmuştur. Semavi Eyice‘ye göre Kanlıdivane isminin kökeni hakkında iki ihtimal vardır. İlk ihtimal isimdeki “kanlı” kısmının kentin antik ismi olan Kanitellis’ten ya da obruğun içinde yağmur sularıyla toprak rengine bulanan kabartmaların kırmızıya çalan renginden, “divane” kısmının ise burada dağınık olarak yaşayan Türkmen topluluklarının zaman zaman divan adı verdikleri toplantılarından gelebileceğidir. İkinci ihtimal ise Roma döneminde suçluların obruğa atılıp vahşi hayvanlara yem edildiği için kente Kanlıdivane denildiğidir.
Mut İlçesi
Laal Paşa Camisi (Mut)
Bu caminin hikayesi bile başlı başına farklı bir şey. Bu camiyi yapan Laal Paşa, köle olarak başlamış hayatına. Karamanoğlu Alaaddin Bey‘in kölesi olan Laal Paşa, Alaaddin Bey’in sevgisini kazandığı için eğitilmiş, öğretilmiş ve en sonunda azad edilmiş. Özel ve resmi devlet işlerinde gösterdiği yüksek başarıdan dolayı kendisi Niğde Kalesi Dizdarı yapılmış, Mut’ta bulunduğu sırada kasabanın içine cami, medrese, hamam yaptırmış. Bunların yaşamaları için vakıf gelirler koymuş. Böyle ilginç bir hikayesi var bu caminin de.
Alahan Manastırı (Mut)
Ms. 4.yy’da yapılan Alahan Manastırı‘nı en iyi Evliya Çelebi anlatmış. “Ustasının elinden yeni çıkmış gibi duruyor.” dediği Alahan Manastırı, yapıldığı dönemlerde hıristiyanların haç merkezlerinden biri olmuştur. Mut‘un 20km kuzeyinde bulunmaktadır. Zamanında Hıristiyanların paganlar tarafından kovalanması ve hayatlarının tehlikede olması nedeni ile kilise ve manastırlar hep dağlık veya engebeli arazilerde yapılmışlardır.
Anamur İlçesi – Mersin ilçeleri
Mamure Kalesi (Anamur)
Yapımına 4.yy’da başlandığı düşünülen kale, 14.yy’da KaramanoğluMahmut Bey tarafından fethedilmiştir. Bu tarihten sonra içindeki kilise yıkılarak yerine cami yapılmıştır. Anadolu’da günümüze ulaşan kaleler arasında en iyi durumda bulunan kalelerden birisidir. Mamure Kalesi’de anadoludaki diğer birçok kale gibi antik temeller üzerine inşa edilmiştir. Büyük kesme taşlardan yapılmış olan antik temellerin, hangi tarihte ve kimler tarafından yapıldığı tam tespit edilememiştir.
Aydıncık İlçesi
Aynalıgöl (Gilindire) Mağarası (Aydıncık)
1999 yılında çobanlar tarafından bulunmuştur. Mersin’in Aydıncık ilçesinde bulunmaktadır. Mağaranın giriş ağzı deniz seviyesinden 46 m yüksekte bulunmaktadır. Mağaranın toplam uzunluğu 555 metredir ve içinde bir adet göl bulundurmaktadır.
Tarsus Gezi Videosu için Tıklayın
Mersin İlçeleri,