İznik Gezi Rehberi
Hafta sonu yaklaştığında hepimiz günübirlik ya da iki günlük kaçış noktaları arıyoruz kendimize. Çok fazla uzaklaşmadan gezip görebileceğimiz, keyifli vakit geçirip dinlenebileceğimiz rotalar olsun istiyoruz. İşte bu rotalardan biri de tarihiyle, çinisiyle, doğasıyla ve hatta daha fazlasıyla Bursa’nın nadide ilçelerinden İznik. İznik’e nasıl gidilir, ne yapılır derseniz detaylar rehberimizde. İznik Gezi Rehberi yazımızdan sonra İznik’i görmek için sabırsızlanacaksınız.
İznik Tarihi
İznik oldukça köklü bir geçmişe sahip olup dört imparatorluğa da başkentlik yapmış. Tarihi milattan önceye kadar dayanan bu nadide kentte ilk yerleşim M.Ö. 7. yüzyıla kadar uzanıyor. Kent; Trak Kavimleri’nden önce kurulan yerleşim ile birlikte “Helikare”, Makedonya İmparatoru İskender’in generali Antigonos tarafından yenilenmesiyle ”Antigoneia” adını alır. İskender’in ölümüyle mirasçıları General Antigonos ile General Lysimakhos egemenlik için savaşa kalkışır ve savaşı kazanan Lysimakhos kente sevgili eşi Nikaia’nın adını verir. Böylece kentin yeni adı Nikaia olur.
M.Ö. 293’te Bithynia Krallığı’na bağlanan kent bir süre bu krallığa başkentlik eder. Daha sonraları Roma İmparatorluğu’nun egemenliğine geçerek adı Nicaea olarak değişir. Roma İmparatorluğu, M.S. 476 yılında Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu olarak ikiye ayrılınca, İznik sonradan Doğu Roma yani Bizans sınırları içinde kalır.
1071 yılında Anadolu’nun kapıları Türklere açılmasıyla birlikte Türk ve İslam dünyası üzerinde Bizans baskısı zayıflar. Böylece İznik 1077 yılında Selçuklu Devleti’nin eline geçerek Anadolu’daki ilk Türk başkenti olur. Süleyman Şah, şehrin ismini de “Nicaea’nın İzi” anlamına gelen “İznik” olarak değiştirir. 1097 yılında I. Haçlı Ordusu tarafından kuşatılan İznik tekrar Bizans egemenliğine geçer. Ancak 1331 yılında Orhan Bey döneminde İznik fethedilerek Osmanlı hakimiyeti altına girer.
İznik’in Hristiyanlar İçin Önemi
İznik 1.Konsil ve 7. Konsil’in burada toplanmasından dolayı çok özel bir yere sahip. 325 yılında tüm dünyadan 228 piskoposun katıldığı Hristiyan aleminin ilk dini toplantısı Senatus Sarayı’nda yapılır. İmparator Constantinus’un da katıldığı bu dini toplantıda iki önemli konu tartışılır. Bunlardan biri Hz. İsa’nın Tanrı’nın oğlu olduğu tezidir. İskenderiyeli din adamı Arius’un “Hz. İsa’nın sadece bir insan olduğu ve Tanrı’dan dünyaya gelmediği” şeklindeki tezi kısa sürede çok taraftar toplasa da bu tez piskoposları çok kızdırır. Arius ve arkadaşları toplantıdan kovularak günümüzde de geçerliliğini koruyan “Hz. İsa’nın Tanrı’ nın oğlu olduğu” tezi kabul edilir. Ayrıca Hristiyanlıkla ilgili yortu günleri ve Nikaia Kanunları adı ile bilinen 20 maddelik metin de bu toplantıda kabul edilir.
787 yılında İznik Ayasofya’sında 7. Konsil toplanır. İmparatoriçe İrene’nin önderliği ile resim ve heykel üzerindeki yasaklar kaldırılır.
İşte İznik Hristiyanlık için böylesine önemli toplantılara ev sahipliği yaparak tarihi olaylara tanıklık ettiğinden 1962 yılında Vatikan’da toplanan 19. Konsil’de Papa tarafından Kudüs ve Vatikan’ın ardından dünyadaki üçüncü kutsal kent ilan edilir.
Her ne kadar böylesine köklü bir geçmişi olan İznik bugün açık hava müzesi niteliğinde olsa da maalesef bu tarihi ve kültürel değerlerin kıymeti bilinememiş, korunamamış ve günümüze kadar çok azı ulaşabilmiş.
İznik Nerede ve Nasıl Gidilir?
Bursa’nın ilçelerinden biri olan İznik, adını kıyısında konumlandığı ve Marmara Bölgesi’nin en büyük gölü olan İznik Gölü’nden alıyor. İznik yaklaşık olarak Bursa’nın merkezine 76 km, İstanbul’a 136 km, Yalova’ya 60 km, Kocaeli’ye 119 km ve Ankara’ya 385 km uzaklıkta bulunuyor.
İstanbul’dan şehrin trafiğine hiç bulaşmadan İznik’e gitmek isterseniz Yenikapı ve Pendik’ten kalkan arabalı vapurları kullanarak Yalova’ya geçebilir buradan da kısa bir süre içinde İznik’e varabilirsiniz. Bir diğer alternatif ise Eskihisar’dan kalkan feribotları kullanarak Topçular İskelesi’ne ulaşmak ve yola devam etmek. Feribot kullanmadan gitmek isteyenler de Osmangazi Köprüsü’nden geçerek İznik çıkışından devam edip buraya ulaşabilirler. Ya da Kocaeli Körfezi’ni dolaşabilirler. Ankara tarafından gelenler ise Bilecik, Yenişehir, İznik yolunu kullanabilirler.
İznik’te Gezilecek Yerler – İznik Gezi Rehberi
İznik Gölü
İznik’e vardığınızda sakın şaşırmayın. Gördüğünüz mavilik her ne kadar bir denizi andırsa da o aslında Marmara Bölgesi’nin en büyük tatlı su gölü. Tablo gibi eşsiz manzaralara sahip bu muazzam göl eminim sizi de çok etkileyecek. Özellikle gün batımlarında bambaşka bir güzelliğe bürünüyor benden söylemesi. Ancak gün batımını yakalayamazsanız da üzülmeyin. İznik Gölü her haliyle çok güzel.
Göl kıyısı boyunca uzanan çimenlikler, piknik ve kamp alanlarının yanı sıra çay bahçesi, kafe ve restoran gibi çok sayıda işletme de bulunuyor. Göl manzarası eşliğinde keyifli dakikalar geçirip piknik yapabileceğiniz gibi kamp da yapabilirsiniz. Ancak deneyimlemiş biri olarak belirtmem gerekiyor ki İznik kıyısında kamp yaparken serin bir hava beklemeyin ve sineklere karşı hazırlıklı olun.
Bir diğer önerim ise kano kiralayarak gölde gizemli bir yolculuğa çıkmak. Gizemli diyorum çünkü suların altında batık bir şehir bulunuyor. Ayrıca gölün altında kalan bazilikanın yapılan çalışmalarla bir su altı arkeoloji müzesine dönüştürülmesi planlanıyor. Kıyıdan yaklaşık 20 metre ileride bulunan bazilika 2019 yılının sonuna doğru bölgede yaşanan kuraklık nedeniyle gölün yüzeyinde görünür hale bile gelmiş. Aziz Neophytos adına yapılan bu bazilikanın, İznik Gölü’nün sularına 740 yılındaki depremle gömüldüğü tahmin ediliyor. Günümüzde “Senatus Sarayı” olarak bilinen bazilika Hristiyanlar için çok önemli bir yere sahip. Çünkü yukarıda da bahsettiğim gibi Hristiyan aleminin ilk dini toplantısı yani 1. Konsil (İznik Konsili) burada yapılmış.
İznik Ayasofya Cami
İznik’in hemen merkezinde yer alan Ayasofya Cami Hristiyan alemi için büyük önem taşımakta. 787 yılında 7. Konsil Ayasofya mabedinde toplanır. İlk olarak 7. yüzyılda Romalılar tarafından Gymnasium olarak inşa edilse de sonraları Bizans döneminde bazilikaya çevrilmiş. İznik’in fethiyle birlikte 1331 yılında camiye dönüştürülen Ayasofya, Orhan Gazi Camii adını almış. Kanuni Sultan Süleyman döneminde Mimar Sinan tarafından büyük ölçüde değişikliğe uğratılarak yenilenmiş. 1980’li yıllarda çevre düzenlemesi yapılmış, 2007 yılında restore edilerek 2011 yılında cami olarak hizmet vermeye başlamış.
İznik Surları ve Kapıları
Bithynia döneminde inşa edilmeye başlanan surlar, Roma ve Bizans dönemlerindeki yeni eklentileriyle birlikte günümüzdeki şeklini almış. Kentin çevresini beş kenarlı çokgen şekilde kuşatan surlar yaklaşık 4970 metre uzunluğunda.
İznik’in surlarında İstanbul Kapı, Lefke Kapı, Göl Kapı ve Yenişehir Kapı olmak üzere dört ana kapı bulunuyor. Bu kapılardan görülmesi gerekenler İstanbul Kapı ve Lefke Kapı.
İstanbul Kapı ve Lefke Kapı
İznik’in kuzeyinde yani İstanbul yönünde bulunan kapı üç ayrı kapıdan oluşuyor. Ana sura ait olan kapı ile en içteki kapı arasında oval bir avlu bulunuyor. Avlunun sonunda bulunan kapı ise üçüncü kapı olup kapı söveleri üzerinde yüzleri dışarı dönük iki medusa başı yer alıyor. Bu medusaların şehri kötü ruhlardan koruduğuna inanılıyormuş.
İznik’in doğu ucunda yer alan Lefke Kapı, İstanbul Kapı’ya oldukça benziyor. İstanbul Kapı il birlikte aynı tarihte yapıldığı tahmin edilse de kesin tarihi bilinmiyor. Daha önceden avlu içinde olduğu düşünülse de muhtemelen Bizans döneminde eklenen yapılarla birlikte avlu kapatılarak bugünkü koridor şeklinde yol oluşmuş.
İznik Yeşil Cami – İznik Gezi Rehberi
Osmanlı’nın İznik’teki ilk önemli eseri İznik Yeşil Cami. İznik’in sembol yapılarından biri olan cami adını yeşil çinili ve tuğlalı minaresinden alıyor. Caminin yapımını 1378 yılında Çandarlı Hayreddin Paşa başlatmış olsa da ölümü üzerine oğlu Ali Paşa tarafından 1391’de tamamlatılmış.
İznik Müzesi (Nilüfer Hatun İmareti)
İmaret yani aşevi 1388 yılında l. Murat tarafından annesi Nilüfer Hatun’un anısına yaptırılmış. 14. yy Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan imaret 1960 yılında müzeye çevrilmiş.
Kentin tarihi zenginliklerine ev sahipliği yapan müzede arkeolojik buluntuların yanı sıra İznik’teki çini fırınları kazılarından çıkarılan eserler de sergileniyor. Ayrıca müze bahçesinde Yunan, Roma, Bizans ve Osmanlı eserleri yer alıyor.
Çini Atölyeleri – İznik Gezi Rehberi
İznik’e kadar gidip de çini yapmadan ya da çini almadan dönülür mü hiç? Ne de olsa İznik denince akla ilk çini gelir. Osmanlı çini geleneğinin en önemli merkezlerinden biri olan İznik’te çinicilik 14. yüzyılda başlamış ve hala devam ediyor. Ünlü seyyah Evliya Çelebi Seyahatname adlı kitabında, ilçede 300’den fazla çini fırınının bulunduğuna yer vermiş.
Kendi çininizi yapmak isterseniz Çini Atölyeleri Sokağı’nda bulunan atölyelere uğrayıp kısa ya da uzun ders alarak çini yapım ve boyama deneyimini yaşayabilirsiniz. Bu atölyelere katılamazsanız bile İznik’ten çini almadan dönmeyin!
Dikilitaş (Obelisk)
Tarihi Roma Yolu yolu üzerinde, zeytin bahçeleri arasında buluyor Dikilitaş. Halk arasında “Beştaş” , “Nişantaşı” olarak da bilinen Dikilitaş Asklepiodos’un oğlu L. Cassius Philiscus anısına 2. yüzyılda dikilmiş. Anıtın kaidesi kare prizma şeklinde olup kalın ve üstte doğru düzenli bir biçimde incelerek yükselen beş parçadan oluşuyor. Anıtın bir yüzeyinde “C. Cassius Philiscus, C. Cassius Asklepiodotus’un oğlu, 83 yıl yaşadı” yazıyor. Dikilitaş’ın başlangıçta 6 parça ve 15.5 metre yüksekliğinde olduğu söylenirken, bugün olmayan 6. parçanın ucunda zafer tanrıçası Nike veya kartal heykelinin bulunduğu ancak sonradan kaybolduğu düşünülüyor.
İznik’ten Almadan Dönmemeniz Gereken Üç Şey
- Çini
- Zeytin (Biz zeytini İznik’ten alıyoruz, ailem de çok seviyor)
- Zeytinyağı
Hem tarihi hem de doğayı aynı anda keşfedebileceğiniz medeniyetlerin başkenti İznik sizleri bekliyor. Eğer İznik’e kadar gitmişken Bursa’yı da görmek isterseniz Bursa Gezi Rehberi yazımıza göz atabilirsiniz. Diğer yazılarımı okumak isterseniz de buraya tıklayabilirsiniz.
Beni instagram hesabımdan takip etmeyi unutmayın 🙂 evrimertekin
Sevgiyle kalın!
İznik Gezi Rehberi
Evrim