En Yeşil Ada – Heybeliada Gezi Rehberi
Ada yazılarının ikincisine hoşgeldiniz. Bugünki yazımız Prens Adaların’dan Heybeliada Gezi Rehberi…
Heybeliada, adalar içerisinde “en yeşil” olanıdır. Büyükada’dan sonra en kalabalık ve en büyük adadır. Adanın İstanbul’a bakan yamacı ağırlıklı yerleşim alanı oluşmuştur. Bunun dışında kalan bölgelerin çoğu yeşil alandır.
Kış ve yaz sezonlarında Büyükada kadar kalabalık değildir. Bu yüzden daha fazla sakinlik arayanların asıl adresi Heybeliada’dır.
Heybeliada Tarihi
Ada dört adet tepeden oluşmaktadır. Denizin üzerine bırakılan bir heybeye benzetildiğinden ötürü Heybeliada ismini almıştır. Yunanca’da “Halki” veya “Halky” olarak bilinen ada bir çok tarihi belgede geçmektedir. Dört adet tepeden en yükseği Değirmen Tepe’dir ve çok güzel gün batımı veya gün doğumu manzarası sunmaktadır.
Ada’daki araştırmalara göre tarihi 800’lü yıllara kadar uzanmakta. Adalar’daki tek Bizans Kilisesi Kamariotissa’ dır. Kiliseyi son Bizans İmparatoriçesi Maria Komnena’nın yaptırdığı sanılıyor.
İkinci ilginç kalıntı İngiltere Kraliçesi I.Elizabeth’in elçisi Edward Barton’ın mezar taşıdır. Üzerinde imlâ yanlışları da olan Latince bir kitabe ve Barton’ın aile arması bulunmaktadır. Bu tarihi eserler askeri arazide olduğu için özel izin alınmadan görülemiyor.
Heybeliada’ya Ulaşım Nasıl ?
Heybeliada‘ya Şehir Hatları, İDO ve deniz motoru firmaları düzenli olarak sefer düzenlemektedir. Bostancı‘dan kalkan motorlar yaklaşık 25 dakikada adaya varırken, Kabataş‘tan kalkan vapurlar 1 saat 10 dakika, Kabataş‘tan kalkan deniz otobüsleri yaklaşık 40 dakika, Kartal‘dan kalkan motorlar ise yaklaşık 30 dakikada adaya varmaktadır. Heybeliada‘ya sefer yapan firmalar genelde yaz ve kış olarak 2 tarife kullanmaktadır. Bu seferlerin sıklığı da hafta içi ve hafta sonu günlerde değişmektedir.
Tabi ki önerim simit, çay ve martılar eşliğinde ada vapurudur. 🙂
Heybeliada’da Nerede Kalırım?
Daha önceki yazılarımı okuyanlar mutlaka bilecektir,
kesinlikle cafcaflı oteller ve lüks merakım yoktur. Daha çok keyfini süreceğim otantik mekanlarda konaklamayı tercih etmeye çalışırım.
Bu yüzden adanın en güzel ahşap, butik konaklarından birkaçını size tavsiye edeceğim.
- Kuleli Köşk Otel
- Perili Köşe Otel (Deniz manzaralı restoran kısmı mevcut)
- Merit Halki Palas
Heybeliada’da Neler Yapabilirim?
Heybeliada’da Büyükada kadar aktivite olanağı olmasa da bir gün içerisinde yapılacaklar listesi oldukça kabarık.
Aya Yorgi Uçurum Manastırı
Asıl adı Hagios Georgios tou Kremnou’dur. Adanın güney sahili tarafında adından da anlaşılacağı üzere pembe renkli uçurum kenarında bir manastırdır. Manastırın 1500’lü yılların son dönemlerinde inşa edildiği düşünülmektedir.
Heybeliada Deniz Lisesi
Herkes görmüştür o güzel beyaz binayı vapurdan. Ada’ya gelişte ilk o göze çarpar. İşte orası Heybeliada Deniz Lisesi. 1773 yılında Cezayirli Hasan Paşa tarafından kurulmuştur. 245 yıl boyunca eğitim veren ve önemli deniz subayları yetiştiren bu güzel yapı, 2016 yılında diğer askeri liselerle beraber kapatılmıştır ve halkın ziyaretine açılmıştır.
İsmet İnönü Evi
İsmet Paşa, 1924 yılında rahatsızlanınca doktorlar bir ara devlet işlerinden uzaklaşmasını ve istirahat etmesini önerir. Bu dönem içerisinde Heybeliada seçilir ve adada köşk kiralanır. Aile bir süre burada yaşadıktan sonra bu evi satın almıştır.
Eşyalar Mustafa Kemal Atatürk tarafından alınmıştır. Günümüzde köşk müze olarak kullanılmaktadır ve içindeki eşyalarla birlikte ziyaretçilere açıktır. Ayrıca içerisinde o dönemden kalan fotoğrafları da görmek mümkün.
Rum Ortadoks Ruhban Okulu
Heybeliada’da bulunan özel okul adanın kuzeybatısında yer alır. 9.yy’da I.Basil emriyle yapılmıştır. Dini eğitim vermek amacıyla Atina Üniversitesi’nden sonra kurulan ikinci okuldur. 1844 yılında din adamı yetiştirmek amacıyla açılan okulun adı Yüksek Ortadoks Teoloji Okulu’ydu. 1971 yılında kanun ile birlikte tüm okullar Milli Eğitim’e bağlanınca okulda sadece lise eğitimi verilmeye başlanmıştır. 1971’de ise ismi Heybeliada Özel Rum Lisesi olarak devam etmiştir. Daha sonra patrikhane tarafından tamamıyla kapatılmıştır.
Heybeliada Sanatoryumu
Aslında tıp dünyası için özel bir alan olan sanatoryum, Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle tedavisi uzun süren hastalıkları iyileştirmek amacıyla 1924 yılında kurulmuştur. 2005 yılına kadar hizmet vermeye devam eden sanatoryum aynı zamanda eğitim ve araştırma hastanesi olarak da bir dönem kullanılmıştır. Rıfat Ilgaz, İsmet İnönü gibi tanınmış kişilerin de bir dönem tedavi amaçlı kaldığı bilinmektedir. 2013 yılında ise Kelebeğin Rüyası filmi çekimleri için hastanenin bir bölümü restore edilmiştir. Günümüzde ise kapalı olarak durmaktadır.
Değirmenburnu
Heybeliada’daki belki de en güzel alan burası diyebilirim. Atatürk’ün 100.doğum günü şerefine 1981 yılında alan tekrar düzenlenmiştir. Yaz aylarında oldukça fazla yoğunluk olsada, haftaiçleri fırsatınız var ise mutlaka buraya piknik yapmaya gelmelisiniz.
Son Söz…
Ada yazılarımın sonuna geldik. Vakit ayırdığınız için çok teşekkürler. Herhangi bir sorunuz olursa sosyal medya hesaplarımdan bana rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
Ayrıca bir diğer yazım olan Büyükada yazımın linkini aşağıda bulabilirsiniz.
2 yorum
Keşke herşey eskisi gibi olsa dedim bu haberi okuduktan sonra zaman da yolculuk yaptım resmen süper olmuş haber tebrikler gerçekten.
Sonuna kadar haklısınız. Çok teşekkür ederiz.