Hatay, Türkiye’nin ve dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri. Hem bir gastronomi şehri hem de tarihte ilklerle geçmişi zengin olan bir yer. Üç büyük dinin hoşgörü içerisinde birbirleriyle herkesin uyum içinde olduğu kardeşlik şehri.. Bu yazımızda size kısa zamanda Hatay’da nereleri gezmeli ve neler yemeli sorularını cevapladık. İşte, kısa bir hafta sonu kaçamağı için Hatay Gezi Rehberi
Hatay’a Nasıl Gidilir? | Hatay Gezi Rehberi
Hatay’a ulaşım için kara yolu, deniz yolu, hava yolunu tercih etmeniz mümkündür. Tercihler illere göre değişiklik gösterir.
Mesela İstanbul’dan otobüsle çıkış yaparsanız ortalama harcanan 12-13 saattir. Uzun süre otobüs yolculuğu yapamam derseniz hava yolunu tercih edebilirsiniz.
Uçak ile yolculuk süresi:
İstanbul’dan 1 saat 40 dakika, İzmir’den 1 saat 11 dakika, Ankara’dan 1 saat 9 dakika sürüyor.
Hatay Gezilecek Yerler
Buram buram tarih kokan daracık sokaklarda gezintiye çıktım. Benim için güzel bir deneyimdi.
Hatay Arkeoloji Müzesi – Hatay Gezi Rehberi
Bu muhteşem müze, antik döneme ait eserlerin sergilendiği bir sanat müzesi. Aynı zamanda şu anda dünyanın en büyük mozaik müzesi olma özelliğini taşıyor.
Hatay ilinin, merkez ilçesi Antakya’da bulunmakta. Müze’de Roma dönemine ait mozaikler bulunmakta.Hatay’da ilk kez 1932 yıllarında bilimsel olarak kazılara başlanmış.İlk yıllarda çok fazla eserler çıktığından Antakya’da bir müze kurulmasına karar verilmiş.
1939 yılında tamamlanan müze,üç ayrı bilimsel kazıda bulunan eserler bulunuyor.
Payas Kalesi
Ben Hatay’ı merak ettiğim gibi Payas Kalesi ve Sokullu Mehmet Paşa Külliyesini de merak ediyordum. Kale tepede değil sahile 800 metre kadar yakın bir yerdeydi. Önemli savaşlara tanıklık eden bu kale ile bir bütün gibi duran Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, Mimar Sinan’a yaptırılmış bir menzil külliyesidir. Külliye içerisinde uzun bir kapalı çarşı karşılıyor sizleri.
Aktarlar, yeme içme dükkânları, ayakkabıcılar ve kıyafet satan birçok dükkân bulunuyor. Biraz dolaştıktan sonra çarşının sağ tarafında, birçok olaylara şahit olmuş dünyanın en yaşlı meyve veren ağacı bulunmakta. Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından 1976 yılında anıt ağacı olarak tescillenmiştir.
Habib-i Neccar Camii
Antakya’nın 638 yılında Müslüman Arapların eline geçtiği dönemde inşa edilmiş olup Anadolu’nun ilk camisi. Bu cami Hz.İsa’nın havarilerine ilk inanan ve bu uğurda canını veren bir Antakyalının adını taşımakta.
Kur’an-ı Kerim’de Yasin suresinde hikâyesi anlatılan, Hz.İsa’nın havarilerine inanarak son peygamberin geleceğini 600 yıl önce iman etmiş. Hz.İsa Puta tapan Antakya halkını dine davet etmek ve son peygamberin gelişini haber vermek için iki havarisini gönderir. Havariler ile karşılaşan Habib-i Neccar delil ister havarilerden. Elçiler ‘Biz Allahın izniyle hastaları iyileştiririz, körleri iyi eder ve ölüleri diriltiriz’ derler. Habib-i Neccar’ında cüzamlı bir çocuğu vardır ve bu nedenle Neccar’ın ailesi uzakta yaşamaktaymış. Elçiler dua eder ve çocuk iyileşir. Habib-i Neccar onlara inanır.
Ancak bu elçiler Antakya kralı tarafından zindana atılırlar ve inançlarından vazgeçmeye zorlanırlar. Tüm baskıya rağmen dinden dönmeyen elçiler ve Habib-i Neccar ile birlikte putperestler tarafından şehit edilirler. Caminin girişinde Hz.İsa’nın havarilerinin türbeleri bulunmaktadır.
Uzun Çarşı
Habib-i Neccar Camii’nden çıkışta o daracık sokaklarda ilerlerken Uzun Çarşı’ya vardım. Birbirlerine yürüme mesafesindeler. Ben ilk bakışta Eminönü Mısır Çarşısı’na benzettim. Baharatlar, dağ kekikleri, kuru dolmalar, kömbeler, künefe peynirleri, zahterler, Hatay peynirleri.. Alışveriş yapmadan bu çarşıdan çıkmanız mümkün değil! 🙂
Çarşı’da biraz dinlenmek ve künefe yemek isterseniz mutlaka Yusuf Usta’ya uğrayın.
Asi Nehri
Uzun çarşıyı dolaştıktan sonra Hatay’ın sembolü olan Asi Nehri’nin kıyısında gezintiye çıkabilirsiniz. Asi Nehri akış yönü olarak ters yöne akan tek nehirdir.
Aziz Pierre Kilisesi
Dağın eteklerinde kayalara oyularak kurulmuş olan bu kilise, Aziz Petrus tarafından yapılmış. Aziz Petrus MS 29-30 yıllarında Antakya’ya gelmiş ve bu mağarayı Hristiyanlığın yayılması için verdiği vaazlarda toplanma yeri olarak kullanmış. Hz.İsa’nın dinine ilk defa burada Hristiyan adı verilmiştir. Bu sebeple Papa 6.Paul bu kiliseye Hristiyanlar için hac yeri olarak ilan etmiş.
Ayrıca burası dünyanın ilk mağara kilise olma özelliğini de taşıyor. Her sene 29 Haziran’da kilisede Aziz Petrus anma törenleri düzenleniyor. Günümüzde kilisede taban mozaik parçaları bulunuyor ve sunağın (kurbanların sunulduğu belirlenmiş yer) sağında duvar boya izleri hala duruyor. İçerisinde bulunan dağa açılan tünelde toplanan Hristiyanların baskınlar sırasında kaçmak için kullandıkları sanılıyor. St.Pierre Kilisesi giriş 20 tl. Müze kartınız varsa ücretsiz.
Harbiye Şelaleleri
Merkeze 7 km.mesafede yeşilin tüm renklerini barındıran, 3000 yıllık geçmişi olan şelaleler doğayla iç içe bir gün için şahane bir yer. Antik çağın ünlü Apollon ve Dafne efsanesine ev sahipliği yapan ve ‘Dafne’nin gözyaşları’ olarak değerlendirilen alan Hatay’ın Defne ilçesinde bulunuyor. Dinlenme alanları ve turistlere yönelik el işleri satışı da mevcut.
Kaya Mezarları ve Beşikli Mağara
Titus Tüneli’nin yaklaşık 150 metre kadar sağında kalan bu bölge beni çok şaşırttı. Giriş kapılarındaki ince işçilik göze çarpıyor. Beşikli Mağara’da tamamen kayalara oyulmuş mezar odaları ve lahitler bulunmakta. Her zaman olduğu gibi mezarlar ve duvarlar ile tabanın birleştiği noktada var olan sanatsal resimler yağmalanmış. Burada 12 adet taş mezar bulunuyor ve soylu ailelere ait olduğu düşünülüyor. Diğer mezarlar ise birbirlerinden duvarlarla ayrılmış durumda.
Titus Tüneli
Titus Tüneli, Hatay’ın Samandağ ilçesinde Romalılar zamanında dağlardan gelen sel sularını önlemek için bin esire yaptırılmış bir tünel.
Esirler elleri ile çekiç ve murç (betonu delmek için kullanılan sivri bir araç) kullanarak dağı oyarak şekillendirmişler. Sonucunda 1.380 metre uzunluğu, 7 metre yükseklik ve 6 metre genişliğindeki bu tünel ortaya çıkmış. Not: Titus tüneline gittiğinizde dikkat etmeniz gereken şey yürüyüşe uygun bir ayakkabı seçmeniz. Aksi takdirde düşmeniz kaçınılmaz!
Hatay’da Ne Yenir?
Misafir olarak gittiğim arkadaşım bizi yemek için Hatay’ın bir ilçesi olan Belen’e götürdü. Şunu anladım ki Antakyalılar mükemmel bir mutfağa sahip. 1000’e yakın mezesi olan, tepsi kebabı, belen tava, kâğıt kebabı, fellah köfte ve vazgeçilmez künefe. Benim en sevdiğim humus oldu. Eğer Belen’e giderseniz yemek yiyeceğiniz yer Koca Yusuf olmalı.
Buranın yemeklerini görünce aklıma Bernard Shaw’ın yemek ile ilgili bir sözü geliyor.‘Yemek aşkından daha samimi bir aşk yoktur’
Benim Hatay-Antakya gezim 3 günlük kısa bir geziydi. Eğer sizin de vaktiniz kısıtlıysa dilerim bu rehber işinize yarar. Hatay’a kadar gelmişken Gaziantep’i de göreyim derseniz Gaziantep’te Görülmesi Gereken 20 Mekan yazımıza da göz atmayı unutmayın. Diğer yazılarda görüşmek üzere..
İyi seyahatler.
2 yorum
Harika bir yazı olmuş?tebrikler canım. Kalemine sağlık ❤
Çok teşekkür ederim canım 🙂