Yaşasın Açık Deniz, Yaşasın Gemi Seyahati!
Upuzun bir bayram tatilini 5 duraklı gemi seyahati ile doya doya geçirmiş olmanın mutluluğu ile sırıtarak yazıyorum bu yazımı. Aslında şuan çok memnun olduğuma bakmayın, Titanik ile küçük yaşlarda tanışmış biri olarak ilk başta fazlasıyla gerildim ve çekindim plan yapma konusunda. Ancak şuan iyi ki gitmişim, iyi ki gezmişim diyorum.
Bazı detaylara geçmek için sabırsızlanıyorum ama öncesinde sizi uyarmak istediğim bir konu var. Öyle “Vizesiz Yunan Adaları Turuuu!” diye çıkan reklamlara kanmayın. Vizeniz olmadığı vakit, geminin yanaştığı o güzelim adalara ayak basmanıza imkan yok malesef.
Ha, ben kocaman geminin tadını çıkarıcam, adalara da gemiden el sallarım, Foursquare ve Facebook’da da check-in’lerimi yaparım bana yeter diyorsanız o başka.
Ayrıca başka bir önemli nokta olarak da; rezervasyonumuzu aylar,yıllar öncesinden yapmamıza rağmen yine istediğimiz katta son odaya kalmış olmamız, bize erken rezervasyonun önemini bir kez daha hatırlattı.
Gemi’ye Ulaşım Nereden Sağlanıyor?
İstanbul Karaköy iskelesi’nin hala tadilatta olması nedeniyle geminin ilk durağı Türkiye tarafında Kuşadası limanı oluyor. Bu sebeple İstanbul’dan sabah 07:00 uçağı ile İzmir’e uçtuk. İzmir’den Havaş ile ortalama 1-1,5 saatte Kuşadası terminaline vardık. Buradan da limana geçtik. Limana geçişi taksi veya minibüsle yapabilirsiniz.
Gemi’ye biniş saati, 1 haftalık turunu bitirenlerin gemiyi terk etmesi ve odaların temizlenmesi için 13:00 olarak belirlenmiş. Bu sebeple Kuşadası limanı Ege Port‘ta biniş saatini bekledik.
Gemiye alımlar başladığında öncelikle bavullarımıza bizlere rezervasyon zamanı ilettikleri kabin numaralarımızı yazdırdık. Sonrasında pasaporttan geçerek gemiye bindik. Biz gemide 1 saatlik bir oryantasyon toplantısına katılırken, bavullarımız çoktan odamızın keyfini sürmeye başlamıştı bile.
Gemi Seyahati ile Nerelere Uğradık?
Toplamda 5 destinasyonda inme fırsatı bulunan turda sırasıyla : Kuşadası – Samos – Atina – Mikonos – Milos – Santorini – Girit – Samos – Kuşadası şeklinde bir döngü var.
Her varış noktasında geminin kalma süresi, iskeleye yanaşma durumu farklı oluyor. Bazı adalarda limanlar küçük olduğundan gemi yanaşamıyor ve teknelerle karaya çıkmak gerekiyor. Bazı noktalarda iskeleden sizi bir tur otobüsü alıyor veya yürüyerek şehir merkezine gidebiliyorsunuz.
O günkü durakta nereleri ziyaret edebilirsiniz, o gün gemide hangi aktiviteler var, yemek ve gösteri saatleri nezaman, gemiye son biniş ve benzeri tüm detayları içeren bir gazete odanıza bırakılıyor.
https://www.instagram.com/reel/CLHIDt0BpMD/
Gemi Seyahati Giriş – Çıkışlarında Nelere Dikkat Edilmeli?
Adalarda yanınızda kimlik/pasaport gibi değerli belgelerinizi taşımamanız ve gümrük geçişlerinde daha öncelikli olmanız adına gemiye binerken bizden teslim aldıkları pasaportlarımız karşılığında bizlere birer kimlik kartı veriyorlar. Bu kartı daima yanınızda taşımanız gerekiyor. Çünkü hem giriş-çıkışlarda hem de gemideki limitsiz imkanlarda her zaman bu karta göre tanımlama yapılıyor.
Aslında gemiye bindikten sonra, motor çalışması veya durması dışında çok fazla sallanmıyor. Camdan bakmadığınız sürece denizde olduğunuzu anlamanıza imkan yok diyebiliriz. Sadece aklınızda bulunması açısından ufak bir öneri yapmak gerekirse, geminin ne kadar alt kısmında olursanız gemi o kadar sallanıyor. Bu durum bana hiç mantıklı gelmemişti aslında, ancak test edildi onaylandı, oda seçimi bakımından çıkabildiğiniz kadar yukarı çıkın 🙂
Gemide Nasıl Vakit Geçirebilirim?
Her ne kadar bu gezinin amacı adaları gezmek olsa da gemide geçirilen zaman da oldukça fazla. Bu zamana istinaden gemide de yapabileceğiniz çeşit çeşit aktivite düşünülmüş. Hatta zihninizde canlandırmak gerekirse, gemiyi kocaman bir tatil köyü olarak düşünebilirsiniz.
Örneğin güne tüm güverteleri yürüyerek başlayabilir, günlük aktivite listesine göre yoga,pilates ve esneme hareketleri ile gününüze devam edebilirsiniz.Spor salonunda vakit geçirebilir, yüzebilir veya güneşlenebilirsiniz. Çeşitli yarışmalara katılabilir ya da canlı müzik eşliğinde kitap okuyabilirsiniz.
Benim önerim ise eğer seviyorsanız yanınızda tavla götürmeniz.
Tüm aktiviteler tabi ki gündüz vakti olmuyor, akşam yemekleri sonrasında da keyifli bir gece için açık güvertedeki barlara uğrayabilir veya animasyon şovlarını izleyebilirsiniz.
Gemi Seyahatinde Yemekler Nasıl?
Yemekler konusunda hiç bir şüpheniz olmasın. Her öğünde açık büfe tüm dünya mutfağı kapsamında geniş alternatifler mevcut. Akşam yemeklerinde ayrıca isterseniz A la Carte seçeneği de bulunuyor.
Açık büfe tercihinizde dilerseniz havuz başında yiyebilirsiniz. Ancak A La Carte seçiminizde belirli kıyafet kurallarına göre giyinmeniz gerekiyor. Benim fikrimi sorarsanız, gittiğiniz adanın konseptine bağlı olarak her gece farklı bir alternatif seçebilirsiniz. Bütün günü denizde geçirdiğiniz Milos adasından dönüşte A La Carte tercih edebilir, dağ tepe gezmiş Akropol’e çıkmış olduğunuz bir Atina günü sonrası ise kendinizi direk havuza atıp orada dinlenirken yemeyi de tercih edebilirsiniz. Seçim sizin!
Ayrıca 3 ana öğünün yanısıra akşamüstü acıkanlar ve ara öğün yapmak isteyenler için çay saati oluyor, tabi gemideyseniz 🙂 24 saat boyunca da tüm barlar emrinize amade!
Kısacası hem gezmeli hem yüzmeli hem de dinlenmeli bir tatil olarak gemi seyahati çok keyifli bir alternatif. Üstelik illa 7gece 8gün bir tur seçmek zorunda değilsiniz. Ada sayılarına ve adaların birbirine mesafelerine göre daha kısa turlar da mevcut.
Gemi Seyahati için İpuçları yazımı okudun ama aklında sormak istediğin sorular mı var? Bana instagram adresim piecesofsera üzerinden her zaman ulaşabilirsin.
Yazdığım diğer gezi yazılarıma da göz atmak istersen eğer, onlara da buradan ulaşabilirsin.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, takipte kalmayı unutma lütfen!
Umarım bu bilgiler sana seyahat etmek için bir neden olur.
Sevgilerle!
Sera