Ben Bu Hayatta En Çok Turist Olmayı Sevdim

Ben Bu Hayatta En Çok Turist Olmayı Sevdim-Benim yolculuk sevdam küçük yaşlardan üniversite son sınıfa kadar babamın her yaz tatilinde ailecek bizi canım ülkemde nokta nokta gezdirmesiyle başladı aslında. Bu sebeple ufkumu açtığı için babama teşekkürü borç bilirim.

Bir yerde uzun süre konaklamak hiç bana göre olmadı. Sürekli keşfetmek, arayış içerisinde olmak, görmediğim yerleri görmek belki de keşfedilmemiş yerleri keşfetmek merakı hep vardı. Üniversiteyi bitirip öğretmen olmamla birlikte öğrencilerime bir rehber olarak ülkemde birçok tur yaptırmam ise hayatımda artık ailem olmadan da seyahat edebileceğim hususunda bir dönüm noktası oldu diyebilirim. Çünkü; üniversiteyi İstanbul da okuma şartı koyan ve öğretmen olduktan sonra devlete atanabilecekken yine İstanbul’da olmamı şart koşan babam artık beni tutamıyordu. Yani anlayacağınız ‘Hayat kısa, kuşlar uçuyor:)’

‘Seyahat etme mikrobu bir defa bulaştıktan sonra artık tedavisi yoktur.’

Aslında benim hikayem gezdikçe çoğaldı, çoğaldıkça kabına sığmadı. Ülkemi gezmek artık bir kenara dursun, küçüklüğümden beridir merak ettiğim ülkelere gitmek, oralarda yaşayan insanların yaşam biçimlerini, ülkelerin mimarisini, müziklerini, yeme içme kültürlerini tanımak gibi hayaller tüm benliğimi sardı.  Ve bir kere o çıkıştan çıktığımda da gerisinin çorap söküğü gibi geleceğine inancım sonsuzdu.

Bu konuda herhangi bir rota çizmedim fakat liseden beridir merak ettiğim ülkelerin başında hep ‘Mısır’ gelirdi. Peki gezdiğim 41 ülkeden biri Mısır mı? Maalesef halen daha Mısır’ı göremedim:)

İlk olarak spontane bir şekilde gelişen bir planla ailem ile sonra da arkadaşlarımla olmak üzere iki kere ‘Suudi Arabistan’ ziyareti yaptım. Bu başlangıcım herkesi çok şaşırtsa da bu böyle oldu arkadaşlar 🙂 Daha sonra ise mimarisi ve atmosferiyle beni heyecanlandıran ‘İtalya’ ve akabinde birçok Avrupa ülkesiyle birlikte artık başka kıtalara rota oluşturuluyordu.

Severek yaptığım mesleğimi icra etmek bir yana dursun yaz tatillerini iple çeker olmuştum yeni seyahatler yapacağımı bildiğim için. Ve bu daha sonra yaz tatilleriyle sınırlı kalmadı tabi. Sömestr tatilleri de buna dahil oldu. Ve sonrasında da her tatil bir yurt dışı seyahatine dönüştü.

Seyahatlerimden anılarım ve seyahat tüyolarım mı? Sonraki yazılarımda okuyabileceksiniz.

Herkesin mutlu olmak için bir yolu var. Sen de kendi yolunu bul!

Çıktığım yollar, yaptığım seyahatler; gezdiğim birçok şehirle içten bağ kurmama neden oldu. Şehirlerin sokaklarını adımlamak hep tatlı bir müzik dinlermiş gibi oldu bende. Kendimi sürekli şehrin atmosferine vermek için can atar oldum. Gezdikçe öğrendim, öğrendikçe paylaştım ve paylaştıkça da mutlu oldum. Ve sonra yine düşündüm ki bilgi, tecrübe, deneyim paylaştıkça çoğalıyor ve belki de birilerinin hayallerinin gerçeğe dönüşmesine vesile oluyordum.

Ve bu konuda öğrencilerimi çok şanslı bulduğumu yazmadan geçemeyeceğim:)

‘Hayat cesurları sever.’

 Yabancı dil mi bilmiyorsun? Bilme!

Bilmemen senin gezip görmene, bu tutkuna engel değil. Her şekilde kendini ifade edebilirsin ve zaten günümüz teknolojilerinin imkanlarından faydalanabilirsin. Google Çeviri programını çevrimdışı kullanabilirsin mesela.

Yalnız mısın, bir seyahat arkadaşın mı yok? Korkma!

Tek başına da çok keyifle gezebilirsin. Önce senin kültürüne en yakın ülkelerden başlayarak kısa süreli, yakın mesafe kaçamakları yapabilirsin. Google Maps, çevrimdışı haritalar gibi uygulamaları telefonuna indirebilirsin.

Konfor alanından mı çıkamıyorsun? Dene!

Alışkanlıkları kırmak zor olsa da sonrası çok keyifli gelecek buna inan.

Güvenlik ile ilgili şüphelerin mi var? Araştır!

Gideceğin yerler ile ilgili gezi bloglarını ve güvenlik ile ilgili uyarıları oku. Bunları not al. Çok geç saatlerde dışarıda kalma. Tabi bu durumun bulunduğun şehre göre de değişebileceğini unutma.

Olumsuz düşünme ve kimsenin hevesini kırmasına da izin verme!

Bu sebeple hiçbir şeyi engel görme kendine.

‘Ne istediğini bil ve harekete geç’

Ben bu hayatta en çok turist olmayı sevdim!

Çünkü dil, din, ırk farkı gözetmeksizin her insanı kucaklayabilmeyi, hoşgörüyü, sabırlı olmayı ve sevmeyi, bir yere yetişme telaşı olmadan yaşamayı, ayaklarına kara sular inse dahi ‘yoruldum’ demeden dolaşmayı, ertesi gün işe koşturma telaşı olmadan keşfederek yaşamayı, sokaklarda çılgınca şarkılar söyleyenlere eşlik ederek eğlenmeyi, pazarlarında kaybolmayı, yeni tatlar tatmayı, farklı coğrafyalar, farklı iklimler görmeyi, kültürlerine ait kıyafetlerinden giyip dolaşmayı ve daha bir çok deneyimi yaşamayı çok sevdim.

Bu sebeple kendime not: ‘Yaşamayı istediğin bir ömürde hep yeterince vakit var. Durma, hayallerinin peşinden koş.’

Ve Mottom: Hayat her yaşında çok güzel.

Tüm seyahat fotoğraflarımı instagram adresimden bulabilirsiniz.