Pilsen Gezi Rehberi | Yağmurlu bir günün hediyesidir bana bu şehir…10 küsür sene önce yaz ikindisinde gene bir Prag dönüşü havanın Avrupa için sürpriz olmayan sağanak yağışına yakalandık arkadaşla. Navigasyonun atası TOM TOM dan en yakın şehre bakıp direksiyonu o yöne doğru çevirdik. O zamanlar Almanya da yaşadığım şehirden çok yakın olduğu için insanlar opera ve bale gösterilerini izlemeye giderlerdi.

Bilirdim varlığını fakat gidip gezmek fikri kafamda hiç oluşmamıştı. Bunca yıl geçti ben hala Allah’ın hediyesi o yağmura şükrederim. Yağmur sonrası gelen o huzuru bu şehirde de hissetmek ayrı güzeldi. Yaşanan küçük aksaklıklar başka güzelliklere vesile dedikleriydi
Çekya’nın batısında, Bohemya topraklarının kalbinde yer alan Pilsen (Plzeň), adını dünyaya altın sarısı bir içecek sayesinde duyurmuş olabilir ama şehre adım attığınızda anlıyorsunuz ki burası sadece bira kokusundan ibaret değil. Tarihî meydanları, gotik katedrali, gizli yeraltı tünelleri ve sürprizlerle dolu sokaklarıyla Pilsen, insana hem damak tadında hem de ruhunda kalıcı bir iz bırakıyor.
Pilsen’e İlk Bakış – Pilsen Gezi Rehberi
Pilsen’e vardığınızda ilk his, “burada hayat biraz daha ağır akıyor” oluyor. Prag’ın karmaşasından sonra burası daha dingin, daha insan ölçekli. Ben zaten daha çok küçük keşfedilmemiş turizme kurban gitmemiş yerleri gezmeyi daha çok severim. Ülkelerin Ruhuna daha çok şahit olursunuz.

Maskesizdir buralar sade yalın olduğu gibi kendi gibidir herşey. Cumhuriyet Meydanı (Náměstí Republiky)’nda gezerken de bunu hissedersiniz ; şehrin kalbinde dört bir yanı pastel tonlarda binalarla çevrili, ortasında yükselen St. Bartholomew Katedrali’nin sivri kulesi sonsuzluğa uzanıyor hissiyatı uyandırmıştı bende. Kule o kadar yüksek ki (102 metreyle ülkenin en uzun katedrali) neredeyse Pilsen’in her noktasından gözüm hepinizin üstünde mesajı veriyor adeta.
St. Bartholomew Katedrali – Pilsen Gezi Rehberi
Bu gotik yapı 14. yüzyılda inşa edilmiş ve bence Pilsen’in ruhunu anlamak için bir başlangıç noktası sayılabilir. İçeri girdiğinizde taşın serinliği, vitraylardan süzülen renkler ve sessizlik sizi sarıyor. Kuleye çıkmayı göze alırsanız şehrin tamamını, kırmızı kiremitli çatıların arasında ilerleyen Radbuza Nehri’ni, ufukta Bohemya tepelerini görebilirsiniz. Orada dururken, Pilsen’in küçük ama köklü bir şehir olduğunu çok daha iyi hissediyorsunuz.

Bira ile Başlayan Hikâye
Elbette Pilsen denince ilk akla gelen Pilsner Urquell. 1842’de Josef Groll adlı bir Alman bira ustası tarafından üretilen bu berrak, altın rengi bira, kısa sürede bir devrim yaratmış. Bugün dünyada “pils” olarak bilinen bütün biraların atası işte bu şehirde doğmuş. Fabrika turu, Pilsen ziyaretinin olmazsa olmazı. Devasa bakır kazanları, yerin altındaki serin mahzenleri ve tabii ki süzülmemiş, filtre edilmemiş taze birayı tattığınızda, tarihin sıvı bir formda boğazınızdan aktığını hissediyorsunuz.

Ama burada sadece bira yok. Brewery Museum (Bira Müzesi), bira kültürünün Orta Çağ’dan bugüne nasıl evrildiğini gösteriyor. Eski bira fıçılarını, taş kupaları, hatta “bira ayinlerini” görebiliyorsunuz. Şehirde bira, sadece içki değil; kültür, gelenek ve toplumsal hayatın bir parçası.
Yeraltı Tünelleri: Pilsen Underground
Pilsen’in en şaşırtıcı yüzü ise yerin altında gizli. Orta Çağ’dan kalma 20 kilometrelik tünel ağı, şehrin altını örümcek ağı gibi sarıyor. O dönemde evlerin altında depolama, su kuyusu ve hatta kaçış yolları olarak kullanılan bu tüneller, bugün turistik gezi rotası. El fenerinizin ışığında taş duvarlara dokunarak yürürken, adeta zamanın ötesine geçiyorsunuz. Biranın soğukta saklanma geleneği de işte bu tünellerden doğmuş.

Cumhuriyet Meydanı ve Büyük Sinagog
Meydan, sadece katedralle değil, çevresindeki şirin kafeler ve renkli evlerle de insanı cezbediyor. Yaz akşamları açık hava konserleri, kışın Noel pazarları derken Pilsenlilerin yaşamı burada akıyor. Meydandan kısa bir yürüyüşle karşınıza çıkan Büyük Sinagog ise şaşırtıcı derecede görkemli. 1893’te inşa edilen bu yapı, Avrupa’nın en büyük üçüncü sinagogu. Neo-Romanesk ve Mağribi unsurların birleştiği mimarisiyle, şehrin çok kültürlü geçmişini hatırlatıyor.
Pilsen’de Ne Yenir?
Biradan sonra yemeklere gelince… Çek mutfağının klasiklerinden knedliky (ekmek hamurundan yapılan garnitür), gulaşın yanında sıkça servis ediliyor. Soğuk kış günlerinde sarımsak çorbası (česnečka) içmek ise ayrı bir gelenek. Bu yemekleri otantik bir Pilsen birası eşliğinde denemeyi seçebilirsiniz . Böyelikle şehrin kültürü tabağınızda somutlaştırabilsiniz.

Beklentiler ve Gerçekler – Pilsen Gezi Rehberi
Benim beklentim başta sadece “bir şehir, bir bira”ydı. Ama gördüğüm şey, çok daha katmanlı bir yaşam alanıydı. Orta Çağ’ın karanlık tünellerinden günümüzün aydınlık meydanına, dini yapılarından sanayi devrimine kadar Pilsen, bir şehrin nasıl sürekli yeniden doğabileceğini gösteriyor. Bira evet merkezde, ama onun ötesinde bir kimlik var burada.
İçsel Yolculuk – Pilsen Gezi Rehberi
Pilsen’den ayrılırken yanınıza sadece birkaç şişe bira değil, aynı zamanda şehirlerin bazen küçük ölçekli olsalar da büyük bir hikâye taşıdıklarını anlama duygusu kalıyor. Pilsen bana, “önemli olmak için dev bir metropol olmaya gerek yok” mesajını bir kez daha hissettirmişti. Sessiz, ağır akan hayatı, bir bardakta saklı kültürü ve yerin altındaki gizli tarihleriyle, Pilsen aslında bize kendimizi de anlatıyor.
Pilsen’e Ulaşım
Pilsen’e ulaşmak aslında oldukça kolay. Prag’dan yaklaşık 90 km uzaklıkta ve başkentten günübirlik ziyaretler için bile uygun. Prag Hlavní nádraží’den (ana tren garı) kalkan trenlerle yolculuk yaklaşık 1 saat 20 dakika sürüyor. Trenler sık aralıklarla hareket ettiği için plan yaparken esneklik sağlıyor.

Prag Vaclav Havel Havalimanı’ndan gelenler için de direkt Pilsen otobüsleri mevcut; yolculuk yaklaşık 1,5–2 saat. Şehir içine vardığınızda ise ulaşım büyük şehirler kadar karmaşık değil. Pilsen küçük bir yer, çoğu noktaya yürüyerek varmak mümkün. Daha uzağa gitmek gerekirse tramvay, troleybüs ve otobüs ağı devreye giriyor. Biletler ucuz, makinelerden kolayca alınabiliyor.
Instagram hesabımda da Sintra ve daha nice muhteşem rotalar hakkında paylaşımlar yapıyorum. Takip edebilirsiniz.
İyi seyahatler dilerim.