Ani Harabeleri | Her ne kadar son dönem daha bilinir hale geldiyse de ‘Ani Harabeleri’ ismini ilk kez 15 sene önce oraya başka bir sebepten giden arkadaşımın tesadüfen öğrenmesi sonucu duymuştum. Çok kısa anlatmış olsa da inanılmaz ilgimi çekmişti. Gidilecekler listeme böylelikle eklemiş oldum. Oralara gidebilmek düşündüğümden daha uzun zaman aldı. Neticede her şey ne zaman olması gerekiyorsa o zaman oluyor. Önemli olan gerçeğe dönüşmesi…
Ani Harabeleri’nin Tarihçesi
Buralarda ilk yerleşim tarih öncesi devreler kadar iniyor. İç kalede M. Ö. 3000 Harmanyeri mevkisinde ise gene M. Ö. 2000 yılına isabet eden buluntulara ulaşılmıştır. Buranın mimari kültür varlıklarının geçmişi ise M. Ö. 1200 yılına kadar inmektedir. İç kaledeki iri taşlı savunma bloklarının güney batısındaki kısım Urartulara aittir. Daha sonra Milat’tan önce 330 yılında Büyük İskender yenene kadar Perslerce kullanılmıştır. Bu tarihten sonra M. Ö. 140 yılına kadar Roma ve Partlar arasındaki savaşlara şahitlik ettikten sonra kazanan taraf olan Partlarda kalmıştır.
226 yılında Iran’ı tahakküm altına almalarıyla birlikte Ani ve çevresi Sasanilere geçer.4. yüzyılın başları, Ani Kamsarakanlilara dahil olur. M. S. 301 yılında Hristiyanlığı resmi din olarak kabul eden Arsak Kral III. Tridat (Büyük Tridat), 311 yilinda Iran üzerine düzenlediği bir sefer sırasında Ani’yi de almış ve akrabası Kamsar oğlu Arsevir’e hediye ederek burada Kamsarakanlılar devri başlatmış oldu.
Yüzyılın sonlarna doğru Bizans-Sasani çatışmasında bölge, tekrar Sasanilere geçmiş. 640 ‘larda başlayan islâm akınları ile önce Emevi ve ardından Abbâsilere bağlı kalan Ani ve çevresi, 806 yılında Bagratuni hâkimiyetine girmiştir. Ani’nin hanedanlığın merkezi konumuna gelmesi 961 yılında III. Asot zamanında olmuş.
1044-1064 yılları arasında kısa bir süre Bizans yönetiminde kalan Ani, bir ay kadar süren kusatma ile 16 Agustos 1064 de fetih gerçekleşmiş ve dünyada yankı uyandırmış.
Büyük Selçuklu Imparatorluğu’nun hâkimiyetine giren şehir Sultan Alparslan ise “Ebul Feth (Fetihler Babası) unvanını almıştır.Böylelikle Ani hem Anadolu daki Türk-islam tarihi hem de Türk-islam şehircilik ve mimarisinin baslangici olmustur. Sonraki yüzyıllarda her yer olduğu gibi hanede bu saldırılarından nasibini alarak yok olmuş
Kanuni Sultan Süleyman döneminde Savaşı sırasında Osmanlı topraklarına katılan an şehri 1604 yılındaki sebebi işgali sırasında saldırılarda oldukça zarar gören bu kentin bitişinin başlangıcı olup maalesef bir daha eski günlerine dönememiştir. Anlamsız hırsların binlerce yıllık kültürü mimariye yok etmesi dejavu gibi başka bir yerde daha karşımızda.
Ani Harabeleri’nde Gezilecek Yerler
Geriye kalan sur kapısından girerken İster istemez buraların hala kullanıldığı dönemi kafamda canlandırıp hayal kurarken buldum kendimi süvariler tüccar’la halk çoluk çocuk keşişler birbirine karışmış haliyle ben de içlerine karışarak şehrin içine giriyorum….
Kale kapısına girerken değilde geçtikten sonra arkamızı döndüğümüzde hemen sağda ve solda ters kamalı haç işareti görüyoruz. İsmi SİVASTİKA olan bu amblemin şans ve uğur getirdiğine inanılırmış. Geziye başladığımızda geriye çok fazla bina kalmış diyemeyeceğim maalesef. Bir iki kilise ve şapel bir camii ve bir Zerdüş Tapınağı kalıntısı.
Zerdüş Tapınağı – Ani Harabeleri
Bu tapınağın özelliği de yapılmış ilk tapınaklardan birisi olma özelliği taşıyor. Yolumuza devam ederken dikkatimizi çeken doğa ve tabiat bakıldığında bakıldığında endemik bitki türüne sahip olduğunu anlayabiliyoruz. ‘Karnasyon’ denen toprak türü dünyanın çok az yerinde bulunuyormuş. En eski dönemlerde buralarda Susam ve keten üretimi yapılıp buna bağlı yağ üretimi önemli ticaret aracıymış. O zamanların aydınlatma aracı olarak bu yağ türü kullanılıyormuş.
Mabetlerden olan 1035 yılında Kral 3. Simbat tarafından yaptırılmış Aziz Patrik Kilisesidir ( Kurtarıcı İsa ya da Keçel Kilise de deniyor) silindir görünümlü inşa edilen bu mabed 1326 ve 1860 yıllarında iki büyük deprem atlatmasına rağmen 1900’lü yılların ortalarına doğru yıldırım düştüğü için ortadan ikiye ayrıldığı söylenir. Günümüzde kilisenin yarısı hala ayaktadır.
Sağlam Kalan Tek: Mabed Tigran Honest
Diğer bir mabed olan Tigran Honest kilisesi 1215 senesinde yapılmıştır fresklerde Hazreti İsa’nın hayatına dair kesitler ile Aziz Grigor‘un dininden vazgeçmemek için yapılan işkenceleri anlatan tasvirler oldukça iyi durumdalar. Pes edilen işkencelerden biri Aziz Grigor‘un kuyuya atılmasıdır. Gregoryan takvimini ve alfabesini bu işkence sırasında kuyu da hesaplayarak bulduğu söylenir.
Ermenistan sınırının belirlendiği Arpaçayının hemen orada tepenin son noktasındadır. Buradan karşıya baktığımda iş makinaları ve çalışan işçilere rağmen gördüğüm tek şey doğanın bütünselliği ve ne kadar güzel oluşu… yüzlerce çeşit çiçek çimlerin içinden rengarenk çıkmış uçuşan küçük bembeyaz kelebekler yukarıdan aşağıya doğru beyaz gri renklerden bulutlar gelişigüzel atılmış ve hafif rüzgâr oralardan teğet geçerken her şeyi ve dünyanın geri kalanını unuttum sanırım. İnsanın sahip olma duygusu ile aslında kendini sınırlaması ne ilginç…
Ermenistan tarafında Taş madeninden taşlar dinamit çıkartılıyormuş. Dinamite şiddetinden dolayı buradaki eserlerin zarar gördüğünü belirterek bundan vazgeçilmesini talep etmiş ve Ermenistan tarafından da karşılık görmüş. Sadece iş makinaları kullanılıyor şu an. Bu arada şöyle bir dipnot yazayım :Kars şehir merkezi Meydanı’ndaki kilisenin kabartmalarında Hazreti İsa’ya ihanet eden Yahuda yerine Aziz Grigor’un kabartması yapılmıştır.
Fetih Camisi
Gelelim 987 -1010 yılları arasında yapılmış katedrale. Sultan Alpaslan şehri fethettikten sonra ilk cuma namazını burada kılmıştır. Bu sebeple ismi fetih camisi olarak anılır kat eter olduğu dönemlerde kralların taç giydiği, din adamlarının rütbe aldığı mabeddir.
Üç tane kapısı olan yapının bir tanesinin ismi kral kapısı hemen karşısında patrik kapısı ve binanın güney kısmında ise halk kapısı mevcut dört tane fil sütun üstüne yapılan bina içinde günah çıkarma odaları on tane heykel koyma yeri ve iki tane yükseltili girinti var. Kubbe kısmı maalesef çökmüş durumda Bu arada bu katedral gotik mimarinin ilk örneklerinden sayılır bu mimari aklımıza daha çok sanki ilk olarak orta Çağ’da boy gösterdi fikrindeyiz . Ama gerçek öyle değil oldukça sade inşaa edilmiştir korkutucu figürler yok antik yunan eserlerinden etkilendiği görülüyor.
Fetih sırasında Billur‘dan yapılma kral Simbat ın Hindistan’da getirtdiği 5-5,5 kg ağırlığındaki bir avize varmış. Askerlerden 1.10’u yerinden çıkarmaya çalışırken düşürüp kırılmasına sebep oluyor. Kaynaklarda Alpaslanın fethe ne kadar sevindiyse bu Avizenin kırılmasına da o kadar üzüldüğü geçer.
Anadolu’da Camii Olarak Yapılan İlk Yapı – Ani Harabeleri
Gelelim Anadolu topraklarında Selçuklular tarafından 1072 yılında direk cami olarak yapılan ilk mabede : Menuçher camiisi. Geçen sene ibadete açılmış olup merkezi sistemle ezan okunuyor mimari olarak oldukça minimal olmasına rağmen penceresinden baktığınızda inanılmaz güzel bir manzara ile karşılaşıyorsunuz içinden çıkmayasınız geliyor. İnzivaya çekilme hissi veriyor insana…
Bazı Diğer Yapılar
Bu caminin yan tarafında vaktiyle çarşı olarak yapılmış yolu görüyorsunuz. Tabii ki geriye çok az şey kalmış sadece yol olduğu belli yerdeki Taşlar ve bazı binaların bir iki sıra temel taşı mevcut. Gene aynı noktadan Arpaçay’a doğru baktığımızda Ruslar tarafından 1828 yılında yıkılan iki katlı İpekyolu köprüsünün kalıntılarını görebiliriz.
Aynı şehri İpekyolu üzerinde bulunduğu için oldukça gelişmiş bir ticaret yoluna sahiptir bu köprü iki katlı idi üst katından insanlar alt katından hayvanlar geçiyormuş. Artık yavaş yavaş dönüş yoluna geçerken sol tarafta Ural turlardan kalma dokuz yüze yakın mağaralarda bazılarını görebiliyoruz 197 sıfırlar kadar insanlar buralarda yaşamaya devam etmişler bu mağaralardan bazıları Orta Çağ’da gerek posta aracı olarak kullanılmak için gerekse gübresinden faydalanmak için güvercinlikler de varmış.
Oldukça büyük bir araziye yayılmış olan bu kentte restorasyon çalışmaları yavaş da olsa devam ediyor ve hala çok büyük bir kısmı toprak altında. Meraklısı için erken saatlerde gelip yapılmış olan yürüyüş parkurlarında yavaş yavaş tadını çıkararak gezmekte mümkün bunun için ani kapıdan değil de Kars kapısından giriş yapmak daha mantıklı olacaktır.
Gezmelere doyamadigim bu şehre dair anlatacak çok şey var ama birazını da kendiniz geldiğinizde keşfetmek için size bırakacağım. İyi keşifler dilerim. Kendim tekrar gitmeyi planlıyorum. İkinci bir 15 sene beklemem gerekse bile 😉
Ani Harabeleri’ne Ulaşım -Ani Harabeleri
Ani kentine ulaşım valiliğin 10 Temmuz 2023 güncellemesi ile şu şekilde. Servis Gazi Ahmet Muhtar Paşa Konağı önünden sabah saat 09.00 hareket ediyor. Kars’a dönüş ise Öğlen saat 12.45 Tabikii isterseniz kendi aracınız ya da taksi tutarsak gelmeniz de mümkün.
Seyahatiniz bol olsun 🙂
Gezdiğim diğer rotalara ait fotoğlarımın olduğu yeni Instagram hesabımı takibe alabilirsiniz: https://www.instagram.com/explorer_with_the_red_backpack/profilecard/?igsh=amNndTJiNmRyM3Jm