Bu Toprağın Sesleri Geleneksel Enstrümanlarımız | Musikinin ritminde bir sır saklıdır; eğer onu ifşa etseydim dünya alt üst olurdu.Şemsi Tebrizi, “Sufizm müzik Allah’ın lisanıdır” der. Gün içerisinde duyduğumuz sesler, dinlediğimiz tınılar bizi farklı farklı dünyalara taşıyor.Bütün bunların içerisinde ülkemize özgü müzik aletlerini , bu toprağın ritmini ne kadar biliyoruz ya da kavrıyoruz hiç düşündünüz mü?
Haydi ülkemize ait müzik aletlerini hep birlikte öğrenelim😊
1. Bağlama
Bağlama ya da saz, Türk Halk Müziği’nde yaygın olarak kullanılan telli tezeneli bir çalgı türüdür. Tezene denilen kiraz ağacıkabuğundan yapılmış bir mızrapla tellere vurularak çalınır. Tekne bir kütükten oyulmuştur ve armut biçimindedir.
Kullanılan tekniğe göre mızrap (tezene) veya parmaklar ile çalınır. Parmaklarla çalma tekniğine şelpe ve dövme denir. Genellikle altta iki çelik ile bir sırma bam, ortada iki çelik ve üstte bir çelik ile bir sırma bam teli olmak üzere toplam 7 tellidir. Tezene ile çalınır.
Bağlama Çeşitleri | Geleneksel Enstrümanlarımız
- Cura (en küçük boy)
- Çöğür (kısa kol baglama)
- Kısa saplı baglama
- Uzun sap baglama
- Tambura (uzun kol baglama)
- Divan sazı
- Meydan sazı
2. Kabak Kemane
Türk Halk Müziği ‘ndeki telli, yaylı ve deri kapaklı sazların tek örneğidir. Menşei Orta Asya ‘ya dayanmaktadır. Kabak kemane, ülkemizde özeliikle Ege Bölgesi’nde) yaygın olarak kullanılan bir sazdır. Kabak, kabak kemane, rebap (Güneydoğu Anadolu’da rubaba, ve ıklığ gibi adlar ile bilinmektedir. Orta Asya Türkmenlerinin Gijek adını verdiği ve Azerbaycan halk müziğinde Kemança adıyla kullanılan çalgı da aynı köktendir. Gövdesi kabak veya hindistan cevizi, göğsü deri, iki veya üç telli olan bir halk çalgısıdır. Yörelere göre farklılık gösterir.
Su kabağı sap kısmından 1/3 oranında kesilir. Bu bölüme tekne adı verilir ve üzeri eskiden tavşan, günümüzde ise yürek zarı ile kaplanır. Tekne çapı yaklaşık 10-15 cm arasındadır. Tekneden sonra sap ve burgular gelir. Gövdenin en alt kısmında, çalgıcının kabak kemaneyi dizine dayayıp çalması için demir çubuk vardır. Bu çubuk aynı zamanda kabak ile sapın birbirini tutmasını da sağlar. Kemane perdesiz bir çalgı olduğu için her türlü kromatik ve komalı ses elde edilebilir. Ses genişliği, 2,5 oktavdır.
3. Kanun
İsmi Arapça ‘yasa ve yönetmek’ manasındaki ‘kanun’ kelimesinden gelmektedir. Kanun çalgısının bilinen tarihi MÖ. 19.yy’a dayanmaktadır. Bilinen en eski kanun Süryaniler’in Nimrud adlı şehrinde bulunmuştur. Dik ve yamuk bir gövdeye sahip olan kanunun gövde tahtası çoğunlukla çınar ağacından, alt tabanı ıhlamur veya sıkıştırılmış kontrplaktan, burgu tahtası yumuşak bir ağaç olan ıhlamurdan, burgular gül, şimşir veya abanoz gibi sert ağaçlardan yapılır.
Üç telden oluşan her perdede diyez, bemol ve koma sesleri ayarlayabilen mandallar vardır. Türk sanat müziğinde kullanılan profesyonel kanun 26 perdeli olup her perdeye üçer tane tel takıldığı hesaplanırsa toplam 78 tellidir. Bu tellerin kalınlığı yukarıdan aşağıya doğru; 0.60 mm. 0.70 mm. 0.80 mm. 0.90 mm. 1.00 mm. 1.10 mm. 1.20 mm. çapındadır.
4. Karadeniz Kemençesi
Ülkemizde ve Yunanistan’da kullanılan yaylı müzik aletidir. Genellikle dörtlü aralıklarla B-E-A şeklinde akortlanmış üç teli vardır. 11. ve 12. yüzyıllar arasında icat edildiği tahmin edilmektedir. Kemençe, birçok ahşap türünden yapılabilmektedir. Lir gibi ilk ortaya çıkan telli çalgılar parmak veya mızrapla çalınırdı. Yapımında at kuyruğunun kullanıldığı, dik olarak çalınan iki telli yaylı çalgıların, Orta Asya’daki göçebe binici topluluklar arasında ortaya çıkmış olma ihtimali yüksektir.
Enstrümanın gövde, dübel ve sap yapımında erik ağacı başta olmak üzere ardıç, dut, ceviz, sedir, akasya vb. ağaçlar kullanılmaktadır. Ses tablası ise ladin, kaliteli çam veya köknardan yapılır. Geleneksel olarak, en iyi kemençelerin erik ağacından yapıldığı kabul edilmektedir. Ses tahtasında kullanılan ağacın büyüme halkaları birbirine yakınsa yüksek frekanslar daha iyi çalınırken, büyüme halkaları seyrekse alçak frekanslı sesler daha iyi çalınır.
Kemençe, uzun çalgı sapı ve dikdörtgen gövdeli şişeyi andıran formunun benzersizliği ile ayırt edilir. 1920’ye kadar kemençenin üç teli de ipekten yapılırdı. Bu teller melodik ama pes sesler çıkarırdı. Alternatif olarak, üstteki iki tel ipekten ve üçüncü tel bağırsaktan yapılırdı. En üstteki iki tel üçüncüden daha inceydi. Günümüzde teller ya ikisi de eşit kalınlıkta ve biri daha ince olacak şekilde, ya da ikisi de eşit kalınlıkta ve biri tel ile kaplı olan iki telden yapılmaktadır.
5. Zurna
Tahta, metal ve kamış kullanılarak yapılan, yüksek sesli, bu yüzden büyük davul ile birlikte çalınan, yine bu yüzden açık havada kullanıma uygun, nefesli saz çeşididir.
Güneydoğu Anadolu Bölgesininde mutlaka bas davul eşliğinde kullanılan, ahşap, yedi delikli nefesli bir sazdır. Mehter takımları ve bunun modern şekli bando, mızıka takımlarının eskiden hükümdarların hükümdarlık işareti olarak fermanlarını zurna eşliğinde okutmalarından geliştiği tahmin edilmektedir. Arkeoloji kazıntılarda maral boynuzundan hazırlanmış dört adet zurna aşkar edilmiştir.
Bilim adamlarının hesaplamalarına göre, yüksek zevkle yapılmış bu çalgıların üç bin yıl yaşı vardır. Esasen erik,ceviz yabanı söğüt ve dut ağacından yontularak yapılır. Tüm uzunluğu 302–317 mm-dir. Yüzeyinde 7, altında ise 1 oyuk açılır. Gövdesinin baş tarafına maşa takılır. Maşanın görevi çalgının kök kaidesini düzenlemektir. Gövdesinin baş hissesi 20 mm olup, aşağıya doğru genişlenerek 60–65 mm-e ulaşıyor.
Zurnanın ağzı tarafında bir delik daha vardır ki, bu da kök üçündür. Bürünç, mis, yahut gümüş plakadan hazırlanmış “mil” maşaya takılır. Esasen kuru yerde bitmiş iki ince, yonulmuş kamıştan özel usulle yapılmış ağızlık 710 mm uzunluğunda olur.
6. Davul
Davul, bilinen en eski vurmalı çalgılardan biridir. Ahşap, maden ya da pişmiş topraktan silindirik bir gövdeye gerilen deriden oluşur. El ya da sopayla çalınır. Biçimi değişse de dünyanın her yerinde ve her toplumda kullanılan bir çalgıdır. Türkçede davulun diğer adları; köbürge, küvgür, tuğ dur. Davul, en basit çalgılardan biridir ve iki temel parçadan oluşur. Bunlardan biri boru ya da silindiri andıran kasnaktır. Kasnak tahta ya da metal olabilir.
İkincisi bu kasnak gövdenin bir ya da iki yüzüne gerilerek geçirilen ince dana derisi ya da benzeri esnek bir malzemedir. Gerilen bu malzemeye “davul derisi” denir. Davul, derisine elle ya da sopayla vurularak çalınır. Bu sopaya “davul tokmağı” da denir.
Eskiden davul basit biçimde yapılırdı ve genellikle ritim tutmak için çalınırdı. Ama belirli nota ya da tonlarda ses çıkarabilen davul çeşitleri de vardır.
7. Def
Def yuvarlak bir tahta kasnağın bir veya iki yanına deriden bir örtü geçirilerek yapılan ve parmak vuruşlarıyla çalınan müzik aletidir. Defin tarihi eskilere dayanmaktadır. Genelde yuvarlak olan deflerin köşeli olanları da mevcuttur. Anadolu’nun bazı yerlerinde def “daire”, Trakya’da “dare” adı ile de bilinmektedir.Düğünlerde kullanılan defler de bunlardır.
Def, Türk Musikisinde bir usul vurma aletidir. Bir çeşit açık davul olan tefin çeşitli şekillerine eski kavimlerde de rastlanır. Günümüzde Diyarbakır bölgesinde erbane olarak yapımu devam etmektedir.
8. Yaylı Tambur
Yaylı tambur, yayla çalınan tambur türüdür. Yaklaşık bir asırlık bir geçmişi vardır. Tanburi Cemil Bey tarafından icat edilmiştir. Türk müziğinde viyolonselin yanı sıra pest ses verecek bir enstrüman arayışı içinde olan Cemil Bey mızraplı tamburun eşiğine bir kibrit çöpü koyup alt telleri yükselterek kemençe yayıyla çalmayı denediğinde o zamana dek hiçbir enstrümandan duyulmamış hüzünlü ve duygulu bir ses elde etti.
Yaylı tamburun gövde yapımında maun,karaağaç,çınar,ardıç gibi çeşitli ağaçlar kullanılır. Ses tablası oğlak, keçi,manda ve deve derisinden, bazen de tahtadan, burguları metalden, can direği ise ayarlı olarak yapılır. Ses tablası tahta olan yaylı tamburlar tambur-viyolonsel arası bir ses verirler.
9. Ud
Kimi kaynaklarda udu Farabi’nin icat ettiği söylenir. Yaylı sazlarda olduğu gibi uzun da bir şekli vardır. Ud teknesi; ceviz, maun, erik, kayısı, akça ağaç, kiraz, ithal ağaçlardan magase, vengi, pelesenk gibi birçok ağaçtan yapılmaktadır. En önemlisi kemanda da olduğu gibi üst tabladır. Seste başarı elde edebilmek için tablanın yani göğsün kaliteli ve çok kuru ladin ağacından yapılması gerekir. Ancak güzel ve yumuşak bir ses elde etmek için tabla kalın olmamalıdır.
10. Darbuka
Darbuka veya dümbelek, özellikle Orta Doğu’da kullanılan vurmalı bir çalgıdır.
Darbukada düm ve tek olarak adlandırılan iki ses vardır: İlk ses, ritmin temelini sağlar ve aletin ortasına vurularak sağlanır, ikinci ses daha çok süsleme ve doğaçlama için kullanılır. Darbuka aynı zamanda düğün nişan sünnet düğünlerinde kullanılan bir tür vurmalı çalgıdır.
11. Delbek | Geleneksel Enstrümanlarımız
Delbek, başta Fethiye olmak üzere, Teke Yöresinde çalınan Def benzeri vurmalı çalgıdır.
Bu çalgı Orta Asya’dan göçen yörük kitlelerince yöreye getirilmiş olup, Türkmenistan ‘da debrek adıyla bilinir.
Fethiye ve civarında, kadınlarca çalınan bu çalgı kına gecelerinde, asker uğurlamalarında maniler eşliğinde kullanılır.
Keyifli, dengeli ve mutlu bir yaşam sürmeniz dileğimle 🙂
Daha fazla bilgi almak ve gezi fotoğraflarımı incelemek için instagram hesabım @dilara.geziyor ‘u takip edebilirsiniz.