Türkiye’de Bulunan Tümülüs Mezarlar | Tümülüs, tarihde eski uygarlıklar tarafından kullanılan Latince kökenli bir kelime.. Tümülüsler eski çağlarda üzerinde yer alan toprak yığınının meydana getirdiği küçük tepe veya tepeciklerdir. Eski uygarlıklarda mezarların üzerinde olan toprak yığınlarından oluşan küçük tepelerdir. Her zaman eşit boyutlarda olmayan, farklı ölçülere sahip olabilen tümülüsler mezarların yönünü ve oluşturulan mezar odasının şeklini de belirgin hale getiren mezarlardır.
Ülkemizde, Amerika Kıtası’nda, Orta Asya’da ve Rusya’da tümülüslerin ya da diğer adıyla höyüklerin görüldüğü biliniyor. Ülkemizde bulunan tümülüsler daha çok Frigyalılar ve Lidyalılara ait tümülüsler. Frigya tümülüsleri en çok Ankara çevresinde bulunan Gordion antik kentinde yer alır. Lidyalılara ait tümülüsler ise Manisa ve Uşak çevresinde bulunuyor.
Anadolu’nun Gizemli Piramitlerinden 4 Tümülüs |Türkiye’de Bulunan Tümülüs Mezarlar
1. Kral Midas Tümülüsü
Ankara’nın Polatlı ilçesinde bulunan Frig soylularına ait 125 Tümülüs bulunuyor. Bunlarda yapılan kazı çalışmaları ile 45’e yakın tümülüs kazıldı, geriye kalan mezarlar ise hala gizemini koruyor. Dışarıdan bakıldığında bir tepeyi andıran anıt mezarlarda kazı çalışması yapabilmek için gerçekten büyük bir iş gücü gerekiyor.
Midas Tümülüsü, Anadolu’nun en büyük ikinci Tümülüs’ü. 300 metrelik çapı, 53 metrelik yüksekliğe sahip tümülüs girişi dar bir koridor şeklinde uzanıyor. Koridor bitiminde mezar odasına ulaşabiliyorsunuz. Mezar odasını demir parmaklıklar ve binlerce yıllık ağaç kütükleri ile koruma altına alınmış olarak göreceksiniz. Aynı zamanda çam, sedir ve ardıç olmak üzere 3 farklı ağaç kullanılmış olan mezar odası günümüze ulaşabilen en eski ahşap mezar odasıdır.
2. Sofraz Tümülüsü
Kommagene Krallığı ve birçok medeniyete ev sahipliği yapan Adıyaman’daki 1800 yıllık Sofraz tümülüsleri Sofraz köyünde bulunuyor. Yapılan araştırmalara göre milattan sonra 2. Yüzyılda yapıldığı tahmin ediliyor.
Büyük ve küçük iki tümülüs olarak bulunan bu mezarlar, ilk günki gibi orijinalliğini korumaya devam ediyor. Büyük tümülüsün içine girdiğinizde 1. Anitiochos ve Apollon Epellos’un tokalaşma sahnesi ve hemen arkasındaki yazıtları göreceksiniz. Küçük tümülüse ise merdiven ile inilmekte ve 4 oda bulunuyor. Bu odalarda ise 3 lahit mezar, farklı bir duvar yapısı ayrıca lahit mezar yapısı bulunuyor.
3. Sardes Bintepeler Tümülüsü | Türkiye’de Bulunan Tümülüs Mezarlar
Manisa’nın Salihli ilçesinde zenginliğiyle nam salan ve Kur-ân- ı Kerim’de sözü edilen Kral Kârun’un memleketi olan Sardes, antik tarihte dünyanın önde gelen şehirleri arasında yer almaktaydı. Antik Kent, Demir Çağı’ndaki Lidya Krallığı’nın ve Batı Anadolu’yu hakimiyeti altına almış bir imparatorluğun başkentiydi. Bir başka özelliği ise tarihe sikkenin ilk yapıldığı ve kullanıldığı yer olarak geçmiş olmasıdır.
Kur-ân- ı Kerim’de bahsedilen Kral Kârun servetiyle “Bu zenginlik bana bilgi ve beceriden dolayı verildi” böbürlenen biri olarak biliniyor ve bir rivayete göre Tevrat’ta Kral Kârun’un Hz. Musa ile tartıştığına yönelik Hz. Musa’nın mucizelerine inanmayarak onu yalancılıkla ve sihirbazlıkla suçladığına dair bilgiler olduğu söylenmekte. Şimdilerde Kral Karu’n servetinde geriye kalan hazineleri Uşak Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne kaydedilen Sardes Bintepe Tümülüsleri, Salihli, Ahmetli, Saruhanlı ve Gölmarmara ilçeleri arasında bölgede bulunuyor. Milattan önce 6. ve 7. yüzyıla dayanan Lidya soyluları ve kraliyet ailesi üyelerinin defnedildiği irili ufaklı 115 tümülüs (mezar ya da mezarlık içeren, toprak yığılarak oluşturulmuş tepecik) bulunuyor. Ova üzerinde yükselen tümülüsler, tarihi öneminin yanında görüntüsüyle de piramitleri andırıyor.
4. Alyattes Tümülüsü |Türkiye’de Bulunan Tümülüs Mezarlar
Türkiye’nin en büyük tümülüsü olan Alyattes, kayıtlara göre 355 metre çapında, 69 metre yüksekliğinde ve çevresinin uzunluğu ise 1115 metre dir ve dünyanın da en büyük tümülüsleri arasında yer alıyor. Bulunduğu Sardes antik kent için de ayrı bir önem taşımakta. Alyattes tümülüsü, Lidya kralı Kroisos’un babası Alyattes’in ölümü sonrası yapılan bir tümülüs. Yine araştırmalar sonucu ve ortaya çıkan sonçlara dayanarak bu tümülüsün yapımında 16 tonluk taş bloklar kullanıldığı, Tümülüsün etrafının taşlarla çevrili olduğu ve tepesinde de kitabeler bulunduğu gibi bazı bilgiler, antik Yunan’ın ünlü tarihçilerinden Herodot tarafından anlatılmış.
Herodotun anlatımı ise şu şekildedir (Lidya’da) görülmeye değer bir anıt vardır. Mısır’dakiler ve Babil’deki anıtlar bir yana, öyle bir anıt vardır ki, bilinen bütün öbürlerini aşar. Bu, Kroisos’un babası Alyattes’in mezarıdır. Etekleri büyük taşlarla (krepis) örülmüş bir toprak yığınıdır. Küçük esnafın, el işçilerinin ve aşk satıcısı küçük kızların topladıkları paralarla yükseltilmiş bu anıt. En yüksek yerinde, ben oradan geçtiğim zamanda da, beş tane taş blok vardı, üzerlerinde kazılı olan yazıtlarda, buna katılan her meslek dalının ne kadar verdiği yazılıydı… Bu mezar, çepeçevre altı stad ve iki plethron’dur; genişliği on üç plethron’dur. Yanında büyük bir göl vardır, ki Lidyalılar hiç kurumaz derler; adı Gyges gölüdür. İşte bu konudaki sözüm de bu kadardır.” Gyges gölü de bizim Marmara gölü olarak bildiğimiz göldür. Herodot hiç kurumaz dese de ne yazık ki göl tamamen kuruma noktasına gelmiş durumda
Diğer Tüm yazılarım tıklayıp okuyabilirsiniz.
Instagram hesabımdan da diğer destinasyonlarla ilgili paylaşımlarımı görebilirsiniz.
Sevgilerimle, Çiğdem