2 Günde Detaylı Hatay Gezi Rehberi
Hatay Gezilecek Yerler | Herkese merhaba. Bir Antakyalı olarak size Antakya’da 2 gece konaklama ile hem gezip hem de Hatay’ın nefis yemeklerini tadabileceğiniz tam programlı bir yazı hazırladım. Eğer sabah erkenden Antakya’da olup tek gece kalma tercihiniz varsa, yine bu program tam size göre. Programı kendim gezerek, görerek, yiyerek, içerek bizzat denedim.
Doğunun Kraliçesi Antakya
Antakya kenti, Büyük İskender’in komutanlarından Seleucus I. Nikator tarafından M.Ö. 300’lü yıllarda kurulmuş. Adını komutanın babası Antiocheia’dan almış.
Antakya’nın Roma ve İskenderiye’den sonra dünyanın en büyük şehirleri arasında olduğu anlatılıyor. Bu yüzden Antakya’ya Doğunun Kraliçesi deniliyor.
Sınır Şehri Hatay | Hatay Gezilecek Yerler
Hatay bir sınır şehri ve ülkemizin çeşitli illerinde tanıştığım Hatay’a hiç gelmemiş veya hiç Hataylı tanımamış bazı insanların Hatay’da karışıklık olduğunu, çok fazla mülteci, göçmen olduğunu ve gezmek için tehlikeli olduğunu düşündüklerini gördüm. Eğer sizin de Hatay ile ilgili ön yargılarınız varsa lütfen bunları bir kenara bırakıp hemen gezi planınızı yapmaya başlayın. Hatay’a boşuna medeniyetler şehri denmiyor. Bütün dinlerin kucaklandığı, herkesin birlik içinde ve birbirlerine saygısını kaybetmeden yaşadığı çok renkli kadim kenttir Hatay.
Hatay mı Antakya mı?
Antakya’yı hala Hatay’ın diğer adı olarak sanan çok insan var. Antakya, Hatay’ın merkez ilçesi diyor ve konuyu kapatıyorum.
Antakya İsmi Ne Zaman Hatay Oldu?
M.Ö.1200’lerde başlayan Amik Ovası´ndaki Hitit Prenslikleri’nin birleşerek Hattena Krallığı adını aldıkları biliniyor. Hatay adının da buradan geldiği sanılıyor. Yöreye bu adı 1936’da Atatürk vermiştir.
Hatay’a Ne Zaman Gidilir?
Her zaman, her zaman, her zaman. En güzel dönemler tabi ki Nisan ile Kasım ayı arasındaki dönemler. Yazın sıcak ama çok güzel esiyor korkmayın. Kış aylarında ise yağmur yağmadığı sürece gezmekten yine keyif alırsınız.
Hatay’a Ulaşım
Otobüs tercih ederseniz, istediğiniz firma ile gelebilirsiniz. Ancak yakın şehirlerden gelmediğiniz sürece otobüs yolculuğu yorucu olacaktır. Sadece hafta sonu için gelecekseniz uçak daha mantıklı bir seçenek.
Uçuş planınızı cuma akşamı Antakya’da olup pazar akşamı dönecek şekilde yaparsanız zamanı daha iyi değerlendirebilirsiniz.
Hatay’ı Gezerken Araba Şart mı?
Antakya merkezi araba olmadan bir-iki kere kısa otobüs yolculuğu yaparak gezmek mümkün. Antakya dışındaki gezilecek yerler için ise zamanı iyi değerlendirmek açısından araba şart. Bu yüzden gezi planınızı hava alanından araba kiralayıp ilk gün Antakya ikinci gün Samandağ olarak planlayabilirsiniz. Hava alanından merkeze Havaşlar (41 tl) veya 133 numaralı sarı belediye otobüsleri ile ulaşım mümkün (12 tl) Havaşlar son giriş kapısına bırakıp kapıdan alıyor Ancak Belediye otobüsleri hava alanı girişinden alıp yine girişine kadar bırakıyor. Belediye otobüs fiyatları daha uygun olsa da girişten sonra 5-10 dk yürümek gerekiyor.
Hatay’da Konaklama
Konaklama için erken hareket etmenizde fayda var. Nasıl olsa bulurum diye düşünürseniz seçeneğinizin çok azalacağını görürsünüz. Yaz döneminde en az 2 hafta önce rezervasyon yaptırmalısınız.
Antakya’da konaklama yapabileceğiniz çok çeşitli oteller var bunların çoğunu butik oteller oluşturuyor. Eski Antakya evleri restore edilip otel olarak hizmet veriyor. Zamanda geriye gitmek ve otantik bir ortamda kalmak isterseniz bu tarz otelleri tercih edebilirsiniz. Benim favorim hep onlar olmuştur. Normal otellere göre bu tarz oteller biraz daha pahalı. Ayrıca zamanda daha da geriye gitmek isterseniz müze konseptinde otel de bulunuyor. Harbiye tarafındaki oteller, normal otel konseptinde ve fiyat açısından daha uygun olabiliyor. Bütçenize göre tercih edebilirsiniz. Harbiye, merkeze 15 dk uzaklıkta. Antakya gecelerine akacaksanız ve arabanız yoksa taksiyle dönmeniz gerekir çünkü geç saatte otobüs yok :). Tam merkezde konaklayacaksanız otele yürüyerek dönebilirsiniz.
Hatay Gezi Rotası ve Yeme İçme Tavsiyeleri
1.Gün| Hatay Gezilecek Yerler
Oteldeki kahvaltılarda yöresel lezzetler bulmanız mümkün ancak Antakya kahvaltısı diye bir gerçek var. Tam anlamıyla bir kahvaltı şöleni yaşamak istiyorsanız size tavsiyem bir gün otelde bir gün de seçeceğiniz bir mekânda kahvaltı etmeniz olacaktır. Birkaç gün önce rezervasyon yaptırmanızda fayda var. Malum hafta sonları mekanlar hep çok kalabalık oluyor. Kahvaltıda yöresel lezzet olarak çökelek(sürk) salatası, tuzlu yoğurt, zahter, yöresel peynirler, Hatay kırma zeytin, attun (siyah zeytin), biberli ekmek, Antakya simidi, külçe, ceviz reçeli, acı biber reçeli ve tamamen el yapımı olan lezzetler bulunuyor. Bütün bunları yemeden Hatay kahvaltısı yaptım demeyin 🙂
Hadi o zaman gezmeye başlayalım.
Kurtuluş Caddesi
Eski adı Herod olan dünyada meşalelerle aydınlatılan ilk sütunlu caddesi. Tabi şuan sütun namına bir şey kalmadı. Hatay’ın Fransız işgalinden kurtuluşuna atfen “Kurtuluş” almış. Cadde boyunca sıralanan dükkanlar, oteller ve evler görmeniz mümkün. Mimari yapısı hala korunmuş olan yerler akşam da harika görünüyor.
Habibi Neccar Cami
Hem Hıristiyanlar için hem de Müslümanlar için önemi büyük bir yerdir.
Antakya’nın 638 yılında Müslüman Arapların eline geçtikten sonra Roma dönemine ait olan eski bir pagan tapınağı üzerine inşa edilmiş. Bugünkü Türkiye sınırları içerisinde inşa edilen ilk cami olduğu kabul ediliyor. Haçlıların Antakya’yı ele geçirmesiyle kilise daha sonra tekrar cami olarak günümüze kadar ulaşmış. Kurtuluş Caddesi’nde bulunan cami Hz. İsa’nın havarilerine ilk inanan ve bu uğurda canını veren bir Antakyalı’nın adını taşıyor. Avlusuna girdiğinizde hemen ardında Habibi Neccar dağını görebilirsiniz.
Eski Antakya Sokakları
Gecesi ayrı, gündüzü ayrı güzel, eski Antakya sokaklarında birçok otel, kafe ve hala orada yaşamını sürdüren Antakyalılar var. Buradaki tüm yapılarda, bahçe ve su havuzu olan avlular bulunuyor.
Sokaklar labirent gibi, kaybolmanız çok normal. Sokakların bir tarafı kurtuluş caddesine bir tarafı da Asi nehri tarafına çıkıyor. Sokaklar dar ve ortasından suyun akması için yapılan mini bir kanal geçiyor.
Kahve Molası
Burada hoşunuza giden kafelerde bir mola verip kahvenizi içebilirsiniz. Antakyalılar kahveyi süvari(çay bardağında), iyi kavrulmuş ve köpüksüz severler. Bu şekle içmenizi tavsiye ederim. Aksi taktirde fincanda köpüklü demeniz gerekiyor J. Kısa bir dip not vereyim. Antakyalılar başka bir şehre gittiklerinde yanlarına kahvelerini de alıp giderler. Başka hiçbir yerdeki kahve, az kavrulduğu için onları kesmez çünkü:)
Affan’da Haytalı
Asıl adı İnci Kıraathanesi olan Affan Kahvesi 1913 yılında inşa edilmiş bir binada Kurtuluş caddesinde bulunuyor. Kıraathane 4 kuşaktır işletiliyor. İçeri girince kendinizi zamanda yolculuğa çıkmış gibi hissediyorsunuz. İç kısma girdiğinizde etrafınızda yemyeşil sarmaşıklar ve yazın üzerinizde sallanan üzüm dolu asma ağacı göreceksiniz. Burada tabi ki sadece Hatay’da bulunan adını tatlıyı yaratan köyden alan Haytalıyı denemelisiniz. Haytalıyı muhallebi, dondurma ve gül şurubunun bütünleşmesi olarak tanımlayabiliriz. Tam tadını almak için, kendine has kaşığıyla bu 3lüyü aynı anda yemelisiniz. Hatay’da başka noktalarda da adı Affan Haytalısı olarak geçer. Bahçe kısmında Hatay’da bulunan önemli noktaların fotoğraflarının sergilendiği kapalı bir bölüm var. Göz atmayı unutmayın.
İpek Üreticiliği
Anadolu’da ipek denilince ilk akla gelen yerler Bursa ve Hatay’dır.
Eskilerin anlattığı hikâyelerde Hatay da ipek üretimi kutsal bir ayin gibi yapılırmış. Antakya ve Harbiye de ipek üreticiliğini izleyebileceğiniz ve ipekten yapılmış çeşitli ürünler satın alabileceğiniz birçok yer bulunuyor.
Kiliseler
Birbirine çok yakın konumda bulunan en bilindik 3 kilise mevcut.
Ortodoks kilisesi, Saray caddesinde bulunuyor. Halka açık olmadığı için Kilise vakfı izin verirse gezme ihtimaliniz var.
Protestan kilisesi, Ortodoks kilisesine birkaç m uzaklıkta bulunuyor ve maalesef halka açık değil.
Katolik kilisesi de Kurtuluş caddesinde iç tarafta bulunuyor. şuan için ziyaret saatleri 15.00-17.00 arasında. Çan yanına çıktığınızda hemen ardında Sarımiye cami minaresini görebilirsiniz. Ayrıca Katolik kilisesinin birkaç yüz metre ilerisinde yine Kurtuluş caddesinde havra bulunuyor. Havra da halka açık değil. Özel izinle gezme şansınız olabilir.
Uzun Çarşı
Adından da anlaşılacağı gibi upuzun bir çarşı burası. Kuyumcular, baharatçılar, ayakkabıcılar, kadayıfçılar, bakırcılar gibi giyimden el işçiliğine kadar farklı meslek grubuna ayrılmış bölümlerden oluşuyor. Burada farklı inanç ve kökenlerden gelen Antakyalılardan alışveriş yapabilirsiniz.
Tel kadayıf yapımını izleyip, fırınlardan sıcak sıcak külçe, biberli ekmek, ve diğer hamur işi yiyeceklerin tadına bakmalısınız. Midede yer yoksa yanınıza alın daha sonra yersiniz:) Ayrıca içinde çeşitli baharatlar bulunan cevizli ve hurmalı kömbe yapımını seyrederek tadına bakabilirsiniz. Çarşıda Hatay’a özgü peynir çeşitlerini denemelisiniz.
Ayrıca çarşıda bulunan kasaplarda istediğiniz eti seçip yöresel lezzetleri hemen yandaki fırınlarda pişeceğini görebilirsiniz. Bazıları salaş ve et kokuyor olsa da kasapta yemek deneyimini gerçekleştirebilirsiniz.
Kurşunlu Han
Uzun çarşı ve ayakkabıcılar çarşısından girişi bulunan Kurşunlu han, 1660 yılında inşa edilmiş. Alt katında yöresel ürün satan dükkanlar, Hatay lezzetlerini tadabileceğiniz restoran bulunuyor. Künefenin kokusunu içinize çekin.
Üst katta ise kafe, mozaik ve seramik atölyeleri bulunuyor. Hatay mozaikleri ile ünlü, bu yüzden burada mozaik eserlerin nasıl yapıldığını izleyip deneyimlemenizi öneririm. Ayrıca mozaikten yapılan takılar, ev eşyaları, tablolar ve daha birçok farklı ürün bulunuyor. Bayılacaksınız.
Künefe | Hatay Gezilecek Yerler
Her yerde künefeci görebilirsiniz. Gerçek künefe kadayıfı görünür şekilde kırılmış, bol peynirli, hakiki tereyağında pişmiş ve hafif şerbetli olandır. Benim gibi şerbeti iki damla sevenlerdenseniz şerbetini ayrı talep edip kendiniz istediğiniz ölçüde döküp yiyebilirsiniz. Hatay’a gelmişken iki ayrı yerlerde künefe yemenizi tavsiye ederim.
Asi Nehri
Eski adı Orontes olan Lübnan topraklarında doğan, büyük kısmı Suriyede olan ve Hatay’da Akdenize dökülen nehirdir. Türkiye ile Suriye arasında sınır oluşturur. Tarımda sulama için büyük önem taşır. Şehri ikiye böler ve şahane görüntüler oluşturur.
Harbiye
Hatay’ın Defne ilçesine bağlı olan Harbiye, merkeze 15 dk uzaklıkta bulunuyor. Kurtuluş caddesine çıkarak, Harbiye dolmuşlarıyla şelalelerin orda ineceğim derseniz rahatlıkla gidebilirsiniz. Arabanız varsa zaten sorun yok. İç tarafa girerseniz ücretli otopark mevcut. Yol kenarında park edip içeri doğru yürümek de bir diğer seçenek. İki tarafında hediyelik eşyalar ve yöresel ürünler satılan tezgâhların arasından yoldan devam edin. Orada Antakya taşı da denilen serpentin taşı ile harikalar yaratan İsa amcayı bulun. Solda kendi yerinde hemen fark edeceksiniz. Az sayıda kalan taş ustalarından biri olan İsa amcayı taşı işlerken izleyip, yaptığı heykellerden satın alabilirsiniz.
İlerledikçe şelalelerin sesi kulaklarınızı doldurmaya başlayacak. Size Defne ve Apollon’un aşk hikayesini anlatmak isterim.
Işığın Tanrısı Apollon’un gönlü Irmaklar Tanrısı Peneus’un güzeller güzeli Defne’ye tutulur. Defne ormanda özgürce dolaşırken, bir gün Afrodit’in oğlu Aşk Tanrısı Eros, Apollon’un Defne’ye yakınlaştığını görür ve kıskanır. Bunun üzerine biri altın suyuna biri de kurşun suyuna batırılmış iki ok hazırlar. Altın suyun batırılmış ok, saplandığı kişiye tutku ve sonsuz aşk verecek, kurşun suyuna batırılmış ok ise saplandığı kişiyi tutku ve sonsuz aşktan yoksun bırakacaktır.
Eros, altın suyuna batırılmış oku Apollon’a, kurşun suyuna batırılmış oku Defne’nin kalbine saplar. Apollon aşk için çırpındıkça, Defne bir o kadar Apollon’un aşkından kaçar. Günün birinde bu kovalamaca Defne’yi güçsüz bırakır ve Apollon’a yakalanmamak üzere Toprak Ana’dan kendisini örtmesi için ’’ Ey toprak Ana beni ört, beni sakla’’ diye haykırır.
Toprak ana yakarışını duyar ve onu doğanın en etkileyici, geri dönüşüne inanılan Defne ağacına dönüştürür. O gün bu gündür, defne ağacının yaprakları barışı, zafer, sembolize eder. Defne’nin çağlayanlara dönüşen gözyaşları, şelalelerden dökülen sulara dönüşür.
Zaten karnınız tok ama burada ayaklarınızı suyun içine daldırıp yemeğinizi yiyebileceğiniz birçok mekân var. Hiç olmadı suyun keyfini sürmek için oturup keyfinize göre bir şeyler içebilirsiniz.
Habibi Neccar Sosyal Tesisleri
Harbiye dönüşünü gün batımına denk getirirseniz bütün şehri görebileceğiniz şahane bir manzarayla karşılaşacaksınız. Burası belediyeye ait bir kafe olarak hizmet veriyor. Gün içinde gezdiğiniz yerleri yukardan görüp güzel gün batımı fotoğrafları çekebilirsiniz. Bazı Harbiye dolmuşları bu tesisin önünde indiriyor. Harbiye’den buraya, dolmuşla gidecekseniz şoföre sorup öyle binmelisiniz. Buraya otobüsle çıkıp geç saate kalırsanız dönmek için otobüs bulamazsınız. Tekrar kışlanın olduğu tarafa inmeniz gerekiyor. Yürüyerek 15 dk’da varılıyor ancak sokaktaki yokuşlar biraz dik yorulabilirsiniz. Arabanız varsa keyfinize diyecek yok:).
Şehir içinde içeceğinizi yudumlarken gün batımının tadını çıkarabileceğiniz mekânlar da var.
Medeniyetler Korosu Konseri
Genelde her cumartesi, Hatay Meclis Kültür Sanat Merkezinde ücretsiz olarak katılabileceğiniz Medeniyetler Korosu Konseri gerçekleşiyor. Asla unutamayacağınız bir deneyim için bu konseri kaçırmamalısınız. Konserin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini öğrenmek için koronun sosyal medya hesaplarına bakıp planınızı yapmanızı tavsiye ederim.
Medeniyetler Korosu, barış, hoşgörü, kardeşlik ve sevgi mesajları vermek üzere kurulmuş. Dernek üyeleri 3 semavi dine (Müslüman-Hristiyan-Musevi) ve 6 farklı medeniyete (Alevi-Sunni-Ortodoks-Katolik-Musevi-Ermeni) mensup ve birbirlerinin ilahilerini ve halk şarkılarını seslendiriyorlar.
Barışın, Antakya’dan tüm dünyaya Antakya Medeniyetler Korosu’nun yükselen sesiyle yayılması amaçlanıyor.
Akşam Yemeği
Kahvaltı sağlam yapıldı, gün içinde de bir sürü atıştırmalıklar yendi şimdi sıra akşam yemeğinde. Nerede yemek yiyeceğinize karar vermenin zor olmadığını söyleyebilirim. Gireceğiniz hemen hemen her yerde aynı lezzeti bulmanız sürpriz olmayacak. Bütçenize göre belirleyebileceğiniz çok seçeneğiniz var.
Ben birinci gün, mezeli kebaplı yemeği, ikinci gün ise diğer yöresel yemeklerden yemenizi tavsiye ediyorum. Bu sayede daha çok şeyin tadına bakabilirsiniz.
Eski Antakya evlerinde otantik birçok restoran bulunuyor. Buralarda yemeği tercih ederseniz, önceden yine rezervasyon yaptırmalısınız. Müzik de olsun diyorsanız piyano ve keman eşliğinde veya fasıl tarzı yerler mevcut. Yok ben sakinlik istiyorum derseniz o da var, hepsi varJ.
Şehre 15 dk uzaklıkta Harbiye, Kuzeytepe ve Güzelburç mahallelerinde yine birçok seçenek bulunuyor. Buralarda yine Hatay’a özgü bütün mezelerden yemelisiniz. Tek tek söylemektense büyük ordövr tabağı söylerseniz mide fesatı geçirmeden geceyi atlatabilirsiniz.
Tepsi kebabı ve kağıt kebabı yemenizi öneririm. Hatay’da kebap az yağlı dana etinden yapılır. Tepsi kebabı, üzerinde salça sosu, soğanı, domatesi ve biberiyle taş fırında pişer. Kağıt kebabının tek farkı biraz daha ince açılması ve yağlı kağıt üzerinde salça sosu olmadan pişmesidir.
Et dışındaki diğer yöresel yemekleri denemek için ise Gastronomi evi, esnaf lokantaları ve farklı konseptteki restoranları tercih edebilirsiniz.
Akşam yemeğini daha da mutlu sonlandırmak için tatlı olarak çıtır kabak tatlısı, ceviz reçeli veya künefe için küçük bir yer bırakın:).
2. Gün | Hatay Gezilecek Yerler
Sabah erken kalkmanız lazım yoksa zor yetişirJ bu gün için arabanız muhakkak olmalı.
Bugün için otelde hızlı bir kahvaltı yapmanızı öneririm. Daha sonra araya atlayıp önce St pierre kilisesine yol alın.
St. Pierre Kilisesi
Dağda doğal bir mağara içinde inşa edilen kilisede “Hristiyan” adı cemaate ilk kez burada verilmiş. Bu yüzden St. Pierre Kilisesi Hıristiyanlığın ilk kilisesi ve “Dünyanın ilk mağara kilisesi” olarak biliniyor.
Kiliseye kadar giden otobüs bulunmuyor. Eğer arabanız yoksa yoldan kiliseye kadar yürümek işkence gibi gelebilir. Çünkü kilise dağ yamacında bulunuyor. Müze kart geçiyor.
Kilisenin üst tarafına çıkan yolda Cehennem kayıkçısı Kharon’un kayaya oyulmuş ve tamamlanmamış büstünü görmek için 10 dk’lık patika yoldan tırmanmanız gerekiyor.
Hatay Arkeoloji Müzesi
Dünyanın en büyük mozaik müzesini hayranlıkla ve gururla gezeceğine eminim. Hiç bıkmadan defalarca gezilebilecek ve her seferinde tüylerinizi ürpertecek şaheserleri görmenin keyfini yaşayacaksınız. Burayı gezmek tüm gününüzü de alabilir ancak programı aksatmamak için kendinize 2 saat süre vermenizi öneririm.
Müzede En Sevdiğim Dikkatle Görmenizi Tavsiye Edeceğim 5 Eser
Shuppilulimia heykeli:Hititlerin son Kralı II. Shuppilulimia bir elinde mızrak bir elinde başak ve sırtında luwice yazılmış künyesiye çok ihtişamlı.
Defne ile Apollon mozaiği:Mozaiği karşınızda görünce Defne ve Apollonun aşk hikayesi sizi tekrar etkileyecek.
Kem göz mozaiği: Eski Roma döneminde nazarı ve olumsuz enerjiyi uzaklaştırmak için evlerin girişinde kullanılıyormuş. Mozaikteki hayvan figürleri ev halkını korumak için kem gözle savaşıyor. KAİCY size de anlamını taşıyor. Yani benim için ne diliyorsan sana da onu diliyorum anlamına geliyor. Günümüzde bazı işyerlerinin kapı girişinde bu mozaiği görmeniz mümkün.
İskelet Mozaiği: Üzerinde ‘’Neşeli ol hayatını yaşa’’ yazan mozaik bize adeta ders veriyor.
Antakya lahdi: Ayrı bir odada, içinden çıkan 3 kişinin iskeleti ve değerli eşyalarıyla berber sergileniyor. Çok az hasar görmüş lahit üzerindeki ayrıntılar büyüleyici.
Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi
Üzerinde otel bulunan müzeye bayılacaksınız. Yerin 5-8 m kazılmasıyla ortaya katman katman çıkan eserler karşınızda olacak. Ayrıca dünyanın en büyük tek parça taban mozaiği de burada bulunuyor. Müze Kart geçerli.
Müze gezilerini bitirdiğimize göre şimdi Samandağ’a doğru yol alabiliriz. ilk durağımız Hıdırbey köyü olacak. Konum servisiyle rahatlıkla bulabilirsiniz.
Hıdırbey Köyü
Küçük şirin bir köy burası. Girişinde sağlı sollu biberli ekmek yapılan tandırlar görebilirsiniz. Burada mola verip biberli ekmeğin tadına bakmalısınız. Yanına da ayran, nefis nefis.:)
Köyün En gözde yeri Musa ağacının bulunduğu kısım. Devasa bir ağaç göreceksiniz. Efsaneye göre Hz Musa ile Hızır AS’ın buluştuğu noktada Hz Musa’nın asasını bırakması ve abı hayat(ölümsüzlük) suyu ile yeşerip bu ağaca dönüşüyor. Ağacın 3bin yıllık geçmişi olduğu söyleniyor.
Abı hayat suyundan içenlerin uzun yıllar yaşadığına inanılıyor. Doğal kaynak suyu, ve tadı şahane içmeden geçmeyin. Ayrıca yerel ürünleri bulabileceğiniz tezgâhlara da göz atmayı unutmayın.
Ağacın olduğu yerde de akan su yanında oturup keyif yapılacak yerler var. Biberli ekmek için burayı da tercih edebilirsiniz.
Buradan ayrılıp Vakıflı köyüne doğru 5 dk gitmeniz gerekiyor.
Vakıflı Köyü
Türkiye’de bütün nüfusu Ermen olan tek köyü. 35 hane bulunuyor. Köyde Vakıflı kent müzesi, Ermeni kilisesi, konuk evi ve bir çay bahçesi bulunuyor. Konuk evi yanında vakıflı köyü kooperatifinin kendi yaptığı şaraplar, likörler, reçel, baharat ve daha birçok ürüne göz atabilirsiniz.
Kilise ziyarete açık içine girebilirsiniz.
Buradaki gezimizden sonra sahile doğru inişe geçiyoruz. Yolda Musa dağı ve sahili görebileceğiniz harika manzaralar var.
Titus Tüneli
MÖ 1. yyda şehri sel ve taşkınlardan korunmak amacıyla Roma İmparatoru Vespasian şehrin etrafını dolanacak, böylece akıntıların yönünü değiştirecek bir tünelin yapımını emretmiş. Tünel İmparatorun oğlu Titus tarafından bitirilmiş.
Bir süre açık bir alanda yürüdükten sonra kapalı olan bölüme merdivenlerden inerek ulaşıyorsunuz Tünel içinde yer yer su bulunuyor. Kaymamaya dikkat ederek, duvar boyunca yürürseniz sona ulaşabilirsiniz. İç kısım karanlık olduğu için telefonun fener ışığını açmanız gerekiyor.
Beşikli Kaya Mezarları
Tünelin denize bakan kısmında kaya mezarları bulunuyor. Adını, yapısı beşiğe benzeyen mezarlardan almış. Beşikli Mağara’da 12 mezar yer alıyor.
Dönüş yolunda defe ağaçları altında oturup bir şeyler içeceğiniz yerler de var. Burada kendi yaptıkları defne yağı, kantaron yağı, defne sabunu, baharatlar ve daha farklı yöresel ürünler bulabilirsiniz.
Samandağ Sahili
Türkiye’nin en uzun 1’inci, Dünyanın ise en uzun 10’uncu kumsalı burada tam karşınızda bulunuyor. Karşıdaki dağın adı Musa Dağı (Kel Dağ). Titus Tüneli gezisi sonunda sahile inip kumsalda yürüyüş yapabilirsiniz.
Samandağ’da Gün Batımı
Zamanınız varsa, gün batımını burada yapmanız iyi ki yaptım dediğiniz anılarınızdan olacak. Özellikle bahar aylarında bulutların renk cümbüşü gözlerini kamaştıracak.
Akşam Yemeği
Samandağ’da yemeği düşünürseniz tam sahilde bulunan restoranlar bulunuyor. Yine mezeleri ve farklı olarak lezzetli balık yeme seçeneği var. Ayrıca Antik Çevlik limanında salaş ama çok lezzetli balık ekmek yiyebileceğiniz birçok yer var.
2 günde biraz hızlı tempoyla dolu dolu gezip ağzınızın boş durmayacağı bir rota çizmiş olduk. Biliyorsunuz ki gezilecek yerler hiç bitmez. Bir sonraki yazımda Antakya ve Samandağ’da gezilecek diğer yerlerden bahsedeceğim.
Instagram hesabıma buradan @demetsah ulaşabilirsiniz.
Hatay hakkında diğer yazılarımız için tıklayın
Sevgiyle Kalın.
Demet