Sevgili okurum, yeni yılın ilk gününe insanlık için çok önemli olan bilimsel bir gelişmeden söz ederek giriş yapmak istedim. Çok değil tam bir hafta önce çok büyük bir bilimsel sıçrama olan James Webb Teleskobu, uzaya fırlatıldı. Büyük patlamadan bu yana zamanın kozmolojik oku yaklaşık 14 milyar yıldır ilerliyor ve bu teleskop o okun ilk zamanlarını görmemizi sağlayacak. Peki James Webb Teleskobu nedir? Hazırlık aşaması kaç yıl sürdü? Bu Teleskobun fırlatılış amacı nedir? Hepsini elimden geldiğince yazıp aktarmaya çalışacağım. Keyifli okumalar dilerim.
James Webb Teleskobu Nedir?
James Webb uzay teleskobu, eskiyen Hubble uzay teleskobunun kısmen ardılı olacak şekilde planlanan bir kızılötesi uzay teleskobudur. Adını 2002’de NASA’nın Apollo programından sorumlu müdürü olan James E. Webb’ten alan JWST, 6.5 metre genişliğinde altın kaplama bir aynayla donatılan kızılaltı bir teleskoptur.
James Webb Teleskobu Neden Çok Önemli ?
25.12.2021 tarihinde dünyanın en büyük ve en gelişmiş teleskobu uzaya gönderildi. Bu teleskobun uzaya gönderilmesini neden mi konu aldım. Çünkü çok önemli bir başlangıca imza atıldı. Büyük ihtimalle bu tarih, evrenin değiştiği gün olarak tarihe geçecek. Hubble’dan yüz kat büyük olan James Webb Uzay Teleskobu bugüne kadar hiç göremediğimiz şeyleri görmemizi sağlayacak. Milyarlarca yıl önce evrenin doğduğu ilk zamanları gözlemleyecek. Galaksilerin, yıldızların, evrenin nasıl oluştuğu konusunda bugüne kadar hiç bilmediğimiz şeyleri öğrenmemizi sağlayacak.
Bu olayın ne kadar önemli olduğunu ve bu teleskobun neleri değiştireceğini daha iyi anlamak için önce uzay hakkında şuanda bildiklerimizi bir gözden geçirelim, ne dersiniz.
En açık bir gecede gökyüzüne baktığımızda en fazla 5000 yıldızı çıplak gözle görebiliriz. 2000’li yıllara kadar hiç kimse bundan daha fazlasını göremedi. Göremezdi çünkü dünyanın atmosferi görüşümüzü kısıtlar. Bu yüzden 90’lı yıllarda uzaya, insan gözünün 100 katı büyüklüğünde bir göz yapılıp gönderildi.
Bugüne kadar gördüğümüz o hayranlık verici uzay görüntülerini kaydeden o meşhur teleskop. Hubble Uzay Teleskobu. Hubble, uyduğumuz ayın gökyüzünde kapladığı bir alan kadar yerde küçücük bir alanın fotoğrafını çekebiliyor. O küçücük bir alanın içinde diye bahsettiğim yerde 200 bin tane galaksi var.
Peki o galaksilerin arasındaki boşluklarda ne olabilir? Bu sorunun cevabını merak eden bilim insanları inanılmaz bir deneme yaptılar. Hubble’ı o küçücük ve karanlık gibi görünen boşluğun içine gönderdiler. Hubble, 11 gün boyunca bu alanın fotoğrafını çekti. Sonuçlar o karanlık ve derin görünen yerde bile milyarca galaksinin ve yıldızın varlığına rastlamak oldu. Bu olay tüm astronomi kitaplarını değiştirmekle kalmadı, evrenin büyüklüğü konusundaki tüm tahminlerimizi de alt üst etti.
Peki ya şimdi ne olacak biliyor musunuz? 6,5 metre çapındaki çok daha büyük bir göz bir buçuk milyon kilometre uzaktaki uzay boşluğuna gönderilecek. James Webb Uzay Teleskobunun büyüklüğünü kavrayabilmek gerçekten çok zor. Yanında insanlar olunca teleskobun aynasının altındaki kalkanlarla birlikte, bir basketboll sahası büyüklüğünde olduğunu fark ediyorsunuz. Bu kalkanlar onu güneşten koruyacak. Uzaya gittiğinde en dış katmanı 118 santigrat derece gibi muazzam bir sıcaklığa ulaşacak.
Onun hemen beş tabaka aşağısındaki teleskobun olduğu bölgede ise sıcaklık -200’lerin çok daha altına düşecek. Çünkü evrenin en uzak noktalarındaki en görünmeyen ışıkları, kızılötesi dalgaları yakalayabilmesi için -267 santigrat derecede çalışması gerekiyor. Yani mutlak 0(sıfır) noktasından sadece bir kaç derece daha sıcak demek. En alt sınır -273.15 santigrat derece olarak kabul ediliyor.
Bu sıcaklık değişimlerine istinaden, teleskop üzerinde yer alan kameraların bu derecelere yakın bir soğuklukta çalışabilmeleri için helyumlu özel bir soğutma sistemi geliştirmişler. Altın kaplamalı 18 tane altıgen ayna, bir arı peteği gibi dizilerek tek bir ayna gibi davranması sağlanmış. Bu ayna gece görüşü kameralarında olduğu gibi ısıyı yakalayacak.
Çünkü evrenin ve zamanın başlangıcındaki o galaksilerin ilk hallerinden geriye kalan tek şey o sönük ışık. Öylesine sönük bir ışık ki bu, aynı noktaya günlerce odaklanarak bakmak gerekiyor. İşte böyle olduğu için Hubble gibi ayın yörüngesinde kalmayacak, ayın dört katı uzaklığında özel bir bölgeye gönderilecek. Dünyadan 1,5 milyon kilometre uzakta konumlanacak. Bu sayede dünyanın ve ayın ışığı onu rahatsız etmeyecek. Çok uzun bir yolu var anlayacağımız.
O kadar uzakta olacak ki herhangi bir arızalanmayı kendi kendine halletmesi gerekecek. Çünkü Hubble’da olduğu gibi astronotların gidip tamir edemeyecekleri kadar uzakta olacak. Tasarımını burada anlatmak bir hayli uzun olacağı için böyle ufak merak uyandırıcı paragraflar yazmayı tercih ediyorum.
Hata payını sıfıra yaklaştırabilmek için çeyrek asırdır çalışıyorlar. Yeryüzünde ve evrende hata payına en az izin verilecek proje bu. Bu konuyu youtube da Barış Özcan o kadar detaylı ve o kadar güzel anlatıyor ki onu dinlemenizi de ayrıca tavsiye ederim.
Teleskop Fırlatıldıktan Neler Oldu/Olacak?
Bu önemli fırlatma proje ortaklarından Avrupa uzay ajansı Fransız guianasında bir üsten gerçekleşti. Fırlatmadan kısa bir süre sonra roketten ayrılan teleskop, dikkatle ayarlanmış bir dizi manevra gerçekleştirdi.
Fırlatmadan 31 dakika sonra enerji sağlayabilmesi için güneş panellerini açtı. 20 saat sonra teleskoptaki ateşleyiciler onu yörüngesine gitmek üzere dünyadan uzaklaştırdı. 24 saat sonra üzerindeki iletişim anteni açıldı. Bu sırada o kadar yüksek bir hıza ulaştı ki 2 günden kısa bir sürede ayı geçti. Sonra bir kez daha iticilerini çalıştırıp yörüngesine doğru bir manevra daha yaptı. 3. gün güneş kalkanlarını taşıyan öndeki ve arkadaki paletlerini açtı.
Yolculuğunun 10. gününde özel soğutucu çalışmaya başlayacak. Ardından optik araçlardan ilki ikincil ayna açılacak. 12. günden sonra büyük aynanın ilk kanadı, 14. günde de diğer kanadı açılacak. Fırlatmadan yaklaşık 1 ay sonra iticiler bir kez daha ateşlenecek ve teleskop nihai yörüngesine yerleşecek. Bundan sonraki aylarda aynaların kalibrasyonu yapılacak. 18 farklı aynanın tek bir ayna gibi hizalanıp odaklanabilmesi için, binlerce küçük ayar yapılacak. Her şey yolunda giderse fırlatmadan altı ay sonra ilk görüntüler bize ulaşmaya başlayacak.
Bu son derece önemli olan olay ve mühendislik açısından da bakıldığında çok büyük bir başarıdır. Yıllarca fırlatılması hata riskini sıfıra indirebilmek için defalarca ertelenen bu muazzam teleskop, sonunda 25 Aralık 2021 de fırlatıldı. Ama çok daha önemlisi bu fırlatma çok büyük bir bilimsel sıçramadır. Altı ay sonra gelecek olan görüntüler nasıl olacak çok merak ediyorum.
Umarım bilgilendirici olmuştur.
Rize gezi rehberi için Tıklayın
Soru ve yorumların için Instagramda buradayım.