Datça Knidos Antik Kenti | Denizlerin Buluştuğu Kent Knidos
Sevgili okurum, seni Datça’da karada ararken denizde bulduğum beni tarihiyle büyüleyen bu gizemli kente götürmek istiyorum. Denizde buldum diyorum çünkü buraya tekne turuyla ulaşım sağladık. Elbette kara yoluyla da ulaşım var ama tekne turunda böyle bir yeri ziyaret için demir atmış olmak benim için sürpriz oldu. Çünkü burası adeta, sadece gerçekten isteyenlerin kendine ulaşabilmesini bekler gibi bir yerde konumlanmış durumda. Boşuna demiyorlar anlaşılan denizlerin buluştuğu kent diye. Hadi gelin Datça Knidos Antik Kenti’ni kendi deneyimlerimle inceleyelim.
Knidos Antik Kenti’nin Kısa Tarihi
Bu kent ilk başta bir ada şehri olarak kurulmuş ve daha sonra yarımada üzerine taşınmış. Zamanla çok güçlenen Knidos kenti daha sonra Dorlar’ın hakimiyeti altına girmiş. Dorlar Yunanca konuşan bir halkmış ve aslında barbar bir kabile olmaları sebebiyle kente çok karanlık dönemler yaşatmışlar. Daha sonrasında bölgenin en önemli sanat, kültür ve ticaret merkezi haline gelen Knidos; büyüleyici güzelliğinin verdiği ilhamla pek çok sanat ve bilim insanına ev sahipliği yapmış. Güzelliğiyle bilinen Tanrıça Afrodit’in yapılmış ilk çıplak heykeli Knidoslular tarafından satın alınmış ve Afrodit Tapınağı’nın en güzel köşesine yerleştirilmiş. Bizans döneminde ise kent kliseye çevrilmiş.
Knidos Antik Kenti’ne Nasıl Gidilir?
Öncelikle, Knidos Antik Kenti Muğla’nın Datça ilçesinde bulunan antik yerleşim yeridir. Zamanın en önemli liman kentlerinden biri olan Knidos’a araçla Marmaris- Datça yolunu kullanarak gidebilirsiniz. Fakat dediğim gibi, sadece gerçekten isteyenlerin kendine ulaşmasını bekler gibi bir yerde konumlandığı için Knidos’a ulaşım biraz zahmetli. Toplu taşımayı tercih edenler için ise Datça’dan 35 kilometre uzaklıkta olan bu kente, Datça’dan kalkan minibüs ve deniz taksileriyle de ulaşım sağlayabilir. Biz bir tekne turuna katıldık, ve tur rotasının buraya gitmesi sebebiyle bu büyüleyici kenti keşfetmiş olduk. Bence hem birbirinden güzel koyları bir tekne turuyla keşfedebilir sonrasında dinlenmek ve tarihe dokunmak için burayı ziyaret edebilirsiniz.
Knidos Antik Kenti’nde Neler Var?
Kent 4 kilometreyi bulan surlarla çepeçevre sarılmış. Askeri liman ile Akropol arasında ve güneydeki ticari limana kadar geniş bir alanı kaplıyor. Burada biri 20.000 diğeri ise 5000 kapasiteli iki tiyatro var. Rehberin anlattığına göre büyük tiyatronun taşları ve mermerleri 19. yüzyılda gemilerle taşındığı için bugüne ulaşamamış. Her iki limana ortak bir konumda ise Afrodit Tapınağı var. Afrodit tapınağına giden yol öyle büyüleyici ki kent oraya doğru koca bir tiyatro gibi yükselirken müthiş bir manzaraya da ev sahipliği yapıyor. Ayrıca depo görevi gören bir çok alan var.
Bu alanların çoğunda taşın içine gömülü büyük testiler var. Bu testilerin içinde taşların yalıtkan özelliği sayesinde yiyecekler ve şaraplar muhafaza ediliyormuş. Gördüğüm en nostaljik mahzen burası olabilir gerçekten. Knidos şarabı çok meşhurmuş. Burada yapılan şarapların hazmı kolaylaştırıcı bir etkisi varmış. Ayrıca milattan önce üçüncü yüzyılda yaşayan Sostratos dünyanın yedi harikasından biri olan İskenderiye Feneri’ni burada inşa etmiş.
Knidos Antik Kenti’ne Giriş Ücretli Mi? Müze Kart Geçerli mi ?
Knidos Antik Kenti’ne girişler ücretli. 2021 yılı için güncel kişi başı fiyat 14 Türk lirasıydı. Biz kente müze kart ile giriş yaptık.
Knidos Antik Kenti’nin Bana Hissettirdikleri
Aslında sadece Knidos için değil gittiğim her müze için, her antik kent için, yıllar, yüzyıllar öncesine dayanan dokunabildiğim görebildiğim her tarih için, böyle hissediyorum. Kim bilir kimlerin el izleri var, kim bilir neler yaşandı diye düşünmeden edemiyorum… Zaman tünelinde olmak gibi, istediğin an istediğin yere seyahat edebilmek gibi. Hele bir de meraklıysan en ince ayrıntısına kadar araştırmaya, tadı bir başka oluyor bu gezilerin.
Düşünün karşınızda uçsuz bucaksız masmavi bir deniz, etrafınızı çepeçevre sarmış koca bir tarih. Denizin ortasında mısınız yoksa karada mısınız belli değil öyle bir yere konumlanmış kente ayak basıyorsunuz. Yüzyıllar öncesinde teknoloji bu kadar ileri değilken tasarlanan her yapıya, her fikre hayran kalıyorsunuz. Datça’ya gidip burayı ziyaret etmeden dönmemenizi sevgiyle tavsiye ediyorum.
Umarım bu yazımı faydalı bulmuş ve okurken keyif almışsındır. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
Soru ve yorumlarınız instagramda buradayım.@therainbowinsoul
Datça gezi rehberi için buraya gözatabilirsiniz.
Nice güzel keşiflere.
Sevgiler.
7 yorum
Yazını okurken kendimi bi an ordaymis gibi hissettim bizimle bu güzel anılarını ve tecrübelerini paylaştığın için teşekürler Sevgili Ezgi…❤️
Ne mutlu bana sevgili Rümeysa, çok teşekkür ederim 🙂
Çok güzel ifade etmişsin seninle beraber bende gezdim, eline sağlık ve evet kesinlikle gidilmesi dokunulması gereken bir yer..
Daha nice keşiflere Ezgicim
Çok teşekkür ederim Sündüscüm, daha nice keşiflere hep birlikte 🙂
Ellerine sağlık, gezdiğimiz görebildiğimiz ve okuyabildiğimiz kadar varız. Bizi de gezine ortak ettiğin teşekkür ederiz kıymetli yazar. Sevgiler N
Mükemmel bir yazı olmuş emeğinize sağlık
Teşekkür ederiz.