Tavşan Ralph’i Kurtarmak: Kozmetikte Hayvan Deneyleri
Konumuz Ralph. Son günlere damgasını vuran, hemen hemen hepimizin sosyal medya paylaşımlarında yer verdiği deney tavşanı Ralph. Tavşan Ralph’i Kurtarmak: Kozmetikte Hayvan Deneyleri, başlığı altında Ralph’i konuşalım istiyorum.
Hala izlemeyen varsa kısaca bahsedeyim, yaklaşık 3,5 dakikalık bu animasyon filminde Ralph isimli bir tavşanın gündelik hayatı anlatılıyor. Bir laboratuvarda denek olarak çalışan Tavşan Ralph’in gözündeki yarayı görüyoruz. Ayrıca kulağının duymadığından ve sırtındaki hasardan da bahsediyor. İnsanın üstün varlık olduğunu ve kendisinin hatta tüm ailesinin onlar için deney tavşanı olarak görev aldığını; bundan da memnun(!) olduğunu ifade ediyor. Filmin ilerleyen dakikalarında Ralph’a ”Draize” testi yapıldığı görüyoruz. Yani hayvanın gözüne yanıcı kimyasallar damlatılması durumu…
Daha fazla anlatmayayım, izlemeyen kaldıysa hiç vakit kaybetmesin.
Ralph Bize Bir Şeyler Anlatıyor…
Ralph tüm arkadaşlarını, kendisi ile aynı kaderi paylaşan tüm hayvanları temsilen bizimle konuşuyor. Gözümüzün içine içine bakarak hem de (Ciğerimiz kalmamıştır!).
Tavşan, fare, maymun gibi hayvanlar, özellikle kozmetik ürünlerinin geliştirilmesi aşamasında çeşitli deneylere tabi tutuluyor. Bu deneyler sırasında ya canlı canlı uzuvlarını kaybediyorlar ya da verilen kimyasallara dayanamayarak acı içinde ölüyorlar. Hatta bir hayvan yaralandığında, onun ölmesine izin verilmiyor, çünkü başka deneylerde de kullanılmalılar!
Tavşan Ralph’ın Toplumsal Yankısı
Ralph sosyal medyada tartışmasız büyük etki yarattı. Tabii bu denli paylaşım yapılınca, birçok farklı ses duyuldu Ralph konusunda. Ben bu yazımda hangi markaların Cruelty-free (hayvanlar üzerinde deney yapmayan) olduğunu veya bunlara nasıl ulaşacağınızı anlatmak yerine Ralph’ın toplumsal yankısını değerlendirmek istiyorum.
Duygulanıp paylaşanları, empati yapanları, gözyaşı “pıt” olanları, “duyar kasanları” bir kenara bırakırsak neler duyduk Ralph konusunda bir bakalım.
- “Zaten bilmiyor muydunuz, şimdi ne alaka bu paylaşımlar?” diyen oldu. Bazen bilirsin de, Ralph öyle gözümüzün içine baka baka anlatınca insanlığımızı hatırladık kardeş hatırlamasa mıydık diyemedik.
- “Bakkala bile makyajsız gitmiyorsunuz şimdi Ralph’e mi üzülüyorsunuz?” diyerek hayvanlara yapılan tüm işkencenin faturasını kadınlara kesen oldu (şaka gibi!). Oysaki kozmetik yalnızca kadınların dünyasında yok ki. Kozmetik sadece rimel, ruj değil ki. Diş macunları, ev temizlik ürünleri, tıraş losyonları, sabunlar, şampuanlar vesaireler… Bunun bir üstü cadı avı arkadaşlar. Sakin olun.
- Vegan değilsen hayvan deneyleri konusunda duyarlı olmaya hakkın yok imasında bulunan oldu… Oysaki her şey siyah-beyaz değildir. Henüz vegan olmamış veya hiçbir zaman olmayacak birini hayvan deneyleri konusunda duyarlı diye, cruelty-free ürün kullanıyor diye veya hayvan sahiplendirmeye çalışıyor ve onları besliyor diye yadırgamamalısınız. Hayvan yiyorsan hayvan sevmiyorsun, hayvanlara yapılan zulüme de ses çıkaramazsın demek haksızlık olmuyor mu?
- “Sadece Ralph değil ki…” diye serzenişte bulunan var. Elbette ki sadece Ralph değil, ne yazık ki değil… Ralph ve binlercesi, milyonlarcası…
- “Meğer ülkede ne çok duyarlı insan varmış” diye kocaman bir kinayeyi ortamıza bırakan var. E ne güzel işte. Duyarlı insan görmekten ne zaman rahatsızlık duyar olduk?
- “Aşı da olmayın o zaman, ilaç da içmeyin” diyen var. İyi de güzel kardeşim, zaten bu kozmetikle sınırlı değil ki. Biraz araştırırsan göreceksin, ilaçların da hayvanlar üzerinde denenmemesi konusunda ciddi mücadele var. Belki %100 cruelty-free yaşayamıyoruz ama elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Yapmayalım mı? İlaçta şimdilik mümkün olmayabilir ama kozmetikte işkencesiz alternatifler var. Ya hep ya hiç, ya sev ya terk et derken insan olduğumuzu unuttuk yemin ediyorum.
- “İnsanlar ölürken hayvanlara duyar kasma”, “Hayvan deneylerine bas bas bağırıyorsun ama x yerde de insanlar şunları yaşıyor, onlara da bir ses çıkar” gibi, insanları ahlaki ikilikler arasında seçime zorlayan var. Özür dileriz hayvanlara yapılan işkenceden rahatsız olduğumuz için…
- “Bugüne kadar umurunuzda değildi!” tayfası var. Bakın ben buna katılıyorum. Katılıyorum ve bugüne kadar hayvan deneyini umursamamış bir kesimin cruelty-free markaları aratmasından memnuniyet duyuyorum. Biliyorum ki bir sıfırdan her zaman büyüktür çünkü.
- “Herkes paylaşıyor” düşüncesi ile bu filmin paylaşıldığı görüşünde olan var. Açıkçası ben Ralph’ı izleyip canı yanmayan bir insan olabileceğine inanmıyorum, inanmak istemiyorum. Paylaşım sonrası davranış değişikliği olsun veya olmasın bence herkes empati kurduğu için paylaşıyor Ralph’ı. Çünkü ben inanıyorum ki her insan özünde iyidir.
Ralph Bize Ne Yaptı?
Yapılan sosyal medya paylaşımları oranında sürdürülebilir bir davranış değişikliği görür müyüz bilemiyorum. Bu filmden sonra belki gerçekten birçok insan alışveriş alışkanlığını değiştirmeyecek. Fakat belki birileri değiştirecek… En azından ben birçok insanın Ralph etkisiyle cruelty-free ürünleri arattığını biliyorum. Gelişen teknoloji sayesinde hayvanlar üzerinden deney yapmadan ürün geliştirmek mümkün. Yani alternatiflerimiz var. Yani en azından kozmetikte işkencesiz tercihler yapmak, eziyete dur demek mümkün.
Fakat kesin olan şu ki, Ralph hepimizde bizim bile unuttuğumuz; belki hiç bilmediğimiz bir yere dokundu. Her ne olursa olsun, “Önceden pek bakmazdım ama artık alacağım ürünün hayvanlar üzerinde denenip denenmediğini muhakkak kontrol edeceğim” diyen ciddi bir kesim var. Bu bile bir adım değil mi?
Ralph duymayan kulağı, kızarmış gözleri ve tüm yaralarıyla bizi etik seçimlere davet etti. İyisi mi biz birbirimizi yargılamadan hayvan dostu tercihlerimizle tüm Ralph’lara destek olalım.
İşte o zaman bir tavşan zıplayacak, dünya bir dakikalığına güzelleşecek.
Diğer yazılarıma buradan ulaşabilir, daha fazla bilgi için buraya klikleyerek instagram hesabımı takip edebilirsiniz.
Diğer Sosyal Sorumluluk yazılarının bulunduğu kategoriyi de linkliyorum, meraklısına.